| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 26.01.2016 |
ZEKİ AYGÜN (Kocaeli) - Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
HDP'nin araştırma önergesi üzerine, aleyhine söz almış bulunuyorum.
Aşağı yukarı üç aydan beri burada HDP'nin milletvekilleri canhıraş bir şekilde söz almış konuşuyorlar. Tabii, ben şunu merak ediyorum: Kırk yıldan beri ölen bu insanlar veya şehit olan askerimiz, polisimiz için acaba bu kadar canıyürekten konuştular mı burada? Hayır.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Herkes için konuşuyoruz biz.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Önerge verdiler mi? Hayır. Ha, bugün niye bağırıyorlar, niye bu kadar yapıyorlar? Belli ki sırtlarını dayadıkları o PKK terörünün elemanları öldüğü için bağırıyorlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ABDULLAH ZEYDAN (Hakkâri) - Halk ölüyor, halk, siviller ölüyor.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Hayır, orada halk ölüyor, halkı öldüren sizsiniz ve sebep oluyorsunuz, burada sözcülüğünü yapıyorsunuz. (HDP sıralarından gürültüler) Bakın, ben üç yıldan beri Hakkâri koordinatörlüğü yapıyorum, Kocaeli Milletvekiliyim, Hakkâri koordinatörlüğü yapıyorum.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Niye yüzde 8 oy aldınız acaba?
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Biraz önce de söylediniz "Oraya gidiyor musunuz?" diye. Ben geçen hafta ve bu hafta Van'daydım. Van'da güç birliği toplantısı yaptı Sayın Bakanımız. Oraya bütün sivil toplum örgütleri geldi, herkes geldi, Van'ı nasıl kalkındırırız, nasıl ekonomik sorunlarını çözeriz, bu insanları nasıl refaha kavuştururuz diye herkes geldi ama sizin milletvekilleriniz gelemedi çünkü dağdan izin alamadılar, belediye başkanınız dahi gelemedi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ben oradaydım. Ben üç yıldan beri Hakkâri'ye gittim. Hakkâri'deki tespitlerimi size burada söyleyebilirim.
BESİME KONCA (Siirt) - Onun için taşıyorsunuz değil mi şehirleri?
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Bugün size oy veren, korkuyla oy veren oranın insanının ilk gittiğim gün bana söylediklerini söylüyorum. Bakın, ben Adil Zozani'ye de hatta dedim ki: Gel, seninle birlikte Hakkâri sokaklarında, Yüksekova sokaklarında gezelim, karşılıklı oturalım, konuşalım ama yok, misafirperverlik bile göstermediler, gösteremezsiniz.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Zaten öyle tanıyorsunuz, sadece öyle tanıyorsunuz, başka ötesi yok.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Bakın, arkadaşlar, siz bu konuda samimi değilsiniz. Eğer samimi olsaydınız, bugün verdiğiniz önerge gibi, 1993 yılında sivil 33 askerimiz şehit edildiği zaman aynı hassasiyeti gösterirdiniz.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Peki, şu anda bir şehirde kaç yerde arama noktası var?
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Ama onları katleden, şehit eden o PKK'nın yanında durdunuz ve burada sözcülüğünü yapıyorsunuz. Ayıptır, ayıp!
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Oradaki insanlara hayatı zindan ettiniz.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Bakın, bugün siz eğer ölümler üzerine konuşacaksanız, bunlar çok konuşuldu burada. Siz bu işin sonucunu konuşuyorsunuz, sebeplerini konuşmanız lazım. Sebepleri şunlar...
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Sizin seçim kazanmanız, sizin seçim kazanmanız, sebep o.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Bugün "medeni" dediğimiz ülkelerin, yüzümüzü çevirdiğimiz ülkelerin, 400 bin Müslüman ölürken seyreden, 12 Fransız öldüğü zaman dünyayı ayağa kaldıran o çifte standartlı medeni ülkelerin şu anda çizmiş olduğu projelerin piyonusunuz ve onun burada sözcülüğünü yapıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Piyon sizsiniz, sizsiniz. Biz orada halkın içerisinden geliyoruz, sokaktan geliyoruz saraydan gelmiyoruz.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Evet, nasıl piyonudur, görün. Bakın, kırk yıllık süreci bir inceleyin, bunu çok rahat görürsünüz. Siz, 1980 yılında PKK terör örgütü çıktığı zaman ve onun savunucusu çıktığı zaman ne diyordunuz: Bölgenin kalkınmamışlığı üzerine, bölgenin gelişmemişliği üzerine siyaset ürettiniz. Peki, biz bu siyaseti üretirken ve geldiğimiz 2002'de oranın yöre insanı bize tek şunu söyledi: Olağanüstünü kaldırın, başka bir şey istemiyoruz. Ama biz geldik olağanüstünü, bir ay sonra kaldırdık.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Aman, aman! Kaldırdığınız olağanüstüyle sokağa çıkılmıyor.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Ondan sonra ne yaptık biliyor musunuz? O mağdur politikası yaptığınız -aynı Alman Milletvekili Claudia Roth'un ve Mitterand'ın karısıyla beraber- her hafta Diyarbakır'a gidip "Bak, bunlar, devlet size okul yapmıyor, yol yapmıyor, hastane yapmıyor, havaalanı yapmıyor." diye mağdur edilen politikaların yanında yer alarak yaptığınız bütün hizmetleri yaptık.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Yaptığınızı burada sunmayın, yapmanız gerekenler bunlar, yapmanız gerekenler.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - İnsanlar sokağa çıkamıyor.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - On üç yıldan beri bunu yaparken bunu yakan PKK terör örgütünün burada gelip sözcülüğünü yaptınız. Bakın, bu millet sizin bu çift yüzünüzü gördü.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ya, bu sizin göreviniz, göreviniz.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Bakın, devlet bugüne kadar kudret elini gösterdi, size üç yıldan beri de şefkat elini gösterdi.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Göstermesin. Mecburdur, mecburdur yapacak tabii.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Barış sürecini başlattı. O barış sürecinde ne yaptınız biliyor musunuz: Halkı tehdit ettiniz, sandıkları esir aldınız.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Mecburdur, görevidir.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Sırtınızı dayadığınız o PKK'nın, Dağlıca'daki terör örgütünün haber verip o şehir yapılanmasıyla ortaklaşa çalışıp orada insanları baskı unsuru yaptınız.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - İnsanlar şehir merkezinde tanklarla dövülüyor, tanklarla.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Ve orada hakkını savunduğunuz insanlardan haraç istediniz vergi adı altında. Vermeyince evini yaktınız, arabasını yaktınız ve kendilerini kurşunladınız. Vatandaş sizin yüzünüzü gördü. Bakın, bunu gördüğü içindir ki bir ay önce, bayramdan bir ay önce 38 militan Yüksekova'ya indi, halkı silahlandırmak istedi. Halk silahı almadı ve geldi devlete haber verdi.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - İki gün oraya gidin, hikâye yazma.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Devlet 38 militanı temizledi ve orada şunu gördük: Demek ki benim bin yıl beraber yaşadığım Kürt kardeşim, Çanakkale'de omuz omuza yatan dedelerimiz, omuz omuza yatan o kardeşim sizin bu çift yüzünüzü gördü ve ASALA Ermeni terör örgütünün arkasında durmadığını gördü. Maalesef, bu gerçeği gördüğü için bugün arkanızda değiller. Siz de bundan şimdi rahatsız oluyorsunuz ve burada, şimdi, telsizlerdeki konuşmalarda ne diyor: "Uymayan, bize destek olmayan halkı kurşunlayın." Bunları hep yaşadık, yaşıyoruz. Siz bu gerçekleri görmediğiniz için, uluslararası oyunun piyonu olan PKK'nın şu anda burada sözcülüğünü yapıyorsunuz, hiç kusura kalmayın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Bakın, dört gündür 24 insan orada bodruma tıkılmış, her gün 1'ini öldürüyorsunuz.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Bakın arkadaşlar, bugün Orta Doğu'yu kan gölüne çevirenler, Şii-Sünni kavgası yaptıranlar, otuz yıldan beri de bize Kürt-Türk kavgası yaptırdılar, piyon olarak kullandılar. Bundan yüz yıl önce de Osmanlı'yı dağıtan o Haçlı Seferlerinin Haçlı zihniyeti o zaman da piyon kullandı. Anzaklıları getirdi, benim ecdadımla göğüs göğüse çarpıştırdı, 250 bin şehit verdik. Onun için sizler bu gerçekleri görmüyorsunuz. O oyunu hazırlayanlar o gün de maşa kullandılar. Bugün maşanın şekli değişti, kendi kurdunu kendi içinden üretiyor.
Bakın, Şırnaklı bir aşiretin evladıyla konuştum; ne diyor, biliyor musunuz: "Benim dedeme yüz yıl önce Lawrence'in adamları geldi, şu teklifte bulundu, dedi ki: 'Siz burada güçlü bir aşiretsiniz, sizi biz silahlandıralım ve Osmanlı'ya karşı bayrak açın.'" Dedesinin verdiği cevap şu: "Onlar Müslüman, ben de Müslüman'ım elhamdülillah, siz keferesiniz." (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Ama Müslümanların cenazeleri yedi gün sonra...
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - "Ben Müslüman'ı arkadan vuracak kadar kahpe değilim." diyen bir ecdadın torunlarısınız ama bugün, maalesef, o küresel oyunların şu anda sözcülüğünü burada yapıyorsunuz. "Ben, bin yıldan beri beraber yaşadığım öz babamı..."
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Taybet İnan'ın yedi gün sokakta cenazesi kaldı.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - "Ne kadar kötü olursa olsun o benim öz babamdır ama ben başka bir üvey baba istemiyorum." diyen bir anlayışın torunlarısınız ama yanlış yoldasınız.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Bir söyleyin bakalım: Müslüman Müslüman'a bunu yapar mı?
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Evet, Müslüman'ın Müslüman'a işte maalesef...
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Yedi gün Taybet İnan'ın cenazesi sokağın ortasında kaldı.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - İşte, o fitne, fesat ve şeylerden kaynaklanan...
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Kimin döneminde? Din tüccarlığını yapan parti döneminde.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bu küresel oyunları görün, siz bunun maşası olmayın...
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Siz de olmayın.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - ...burada sözcülüğünü yapmayın.
Bakın, yazıktır bu millete. Komşunun 800 kilometrelik sınırında olan hâli görüyorsunuz.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - O zaman gelin, Parlamentoda konuşun bunları, halkı öldürmeyin.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Siz onların burada sözcülüğünü yapıyorsunuz, akan kanı görmüyorsunuz.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Kim döküyor, kim, kim?
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Bizim 33 gencecik fidan gibi askerimizi şehit edenler nerede, onun için bir sesiniz çıktı mı burada?
BESİME KONCA (Siirt) - Çıkıyor, söylüyoruz!
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Dağlıca'da 16 askerimiz şehit edildi, sesiniz çıktı mı burada, rahat rahat oturuyordunuz orada?
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Ne yaptılar, cenazelerini kim aldı? Bizim barış anneleri ve milletvekilimiz gitti, onları aldı.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Ne zaman sırtınızı yasladığınız o PKK terör örgütünün elemanları orada ölüyor, ondan sonra geliyorsunuz, burada ciyak ciyak bağırıyorsunuz. Onun için hiç kusura kalmayın...
ABDULLAH ZEYDAN (Hakkâri) - 7 Haziranda iktidar olsaydınız hiç kimse ölmezdi!
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Bakın, ben kefenini beline sarmış bir kurucu genel başkanın temsilcisiyim. Ben de kefenimi belime sardım, Bursa Koordinatörlüğünden Hakkâri Koordinatörlüğüne geldim ve üç yıldan beri orada koordinatörlük yapıyorum ve şu anda Van'ı da aldım.
BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Niye o bölgeye kefenle gitmek zorunda kaldınız?
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Bakın, sizin orada tehditlerinizi...
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Kefenle gitmeyin!
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Bakın, ben orada neler gördüm söyleyeyim size. İlk gittiğimde insanların söyledikleri şu: "Sayın Vekilim, hiçbir şey istemiyoruz sizden, şu devlet sandıklara sahip çıksın, şu adamlardan bizi kurtarın."
BESİME KONCA (Siirt) - Çıktı, kaç çıktı? Rakamları, sonuçları söyleyin!
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Ondan sonra, Üzümlü ve Derecik kapılarının açılmasını istediler, gümrük kapılarının. Niye bu kapılar açılmadı bugüne kadar? Çünkü o üst akıl onu açtırmadı yanlış politikalarla, biz de onlara... Bizi yönetenler, bugüne kadar yönetenler yanlış yaptılar ve devlet ile askeri karşı karşıya getirdiler. Şimdi, biz bu oyunu bozduk, biz o kapıları açtık. 30 Mart seçimlerinden bir ay önce açıldı, kararı verildi ama siz oradaki memurları kaçıran PKK terör örgütüne ses çıkarmadınız. Evet, Üzümlü Gümrük Kapısı'nda çalışan memurlar kaçırıldı ve tehdit edildi.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Kim çalışmaların içerisindeydi?
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Bakın, başka neler gördüm? Kaçırılan AK PARTİ'li bir arkadaşıma sekiz saat İncil dersi verildi dağlarda. Tamam mı?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Sen inanıyor musun buna ya?
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Evet, İncil dersi verildi. Siz nerelere hizmet ettiğinizi görüyorsunuz. Gerçekleri görüp de AK PARTİ'ye katılanların... (HDP sıralarından gürültüler) İnsanın gözünde hâlâ mermi olduğunu gördüm, hâlâ mermi olan gördüm. Bakın, 7 Haziranda Şemdinli'de Tütünlü köyünde bize destek veren halkın koyunlarını mezraya çıkarmaması için tehdit eden bir anlayışı gördüm.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Van güç birliğinden bahsetmiştim, oraya gidemeyen HDP milletvekilleri ve belediye başkanını gördüm.
BESİME KONCA (Siirt) - Yaşınızdan utanın!
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Onun için, buradan çıkıp boşuna hamaset yapıp fuzuli yere çenenizi yormayın. Bu millet bu gerçekleri görmüştür ve sizi çok iyi tahlil ediyordur.
BAŞKAN - Sayın Aygün, süreniz dolmuştur.
Teşekkür ediyoruz.
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Onun için tehditle aldığınız oylar bile 13,5'tan 10,8'e düşmüştür, daha da düşecektir, bunu böyle bilin.
ABDULLAH ZEYDAN (Hakkâri) - Maşallah, Hakkâri'de iyi çalışmışsınız, yüzde 8 oy aldı AKP, iyi çalışmışsınız!
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Ben hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)