| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 28.01.2016 |
ERKAN AYDIN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 68 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 28'inci maddesine ilişkin verilen önerge üzerine söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle şunu ifade etmem gerekir ki; bugün basında yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanıyla ilgili geçen bir yazıda, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yerleşkesinin adı Cumhurbaşkanlığında olduğu gibi "külliye" olarak geçmiştir. Bu konunun Parlamentomuzdaki "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir." ilkesine ve demokrasiye aykırı olduğunu bildirerek bu konuyla sözlerime başlamak istiyorum.
AHMET GÜNDOĞDU (Ankara) - Sayın Vekil, CHP'li Başkanlık Divanı üyeleri de oradaydı, görmemişler mi? Orada altına imza atıp da burada kabul etmemek ikilemdir.
ERKAN AYDIN (Devamla) - Gelelim ilgili maddeye: Aslında 28'inci maddenin Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonundan gelmesi gerekiyordu. Ancak torba yasanın içine atılarak Plan ve Bütçe Komisyonundan bugün görüşme olarak önümüze gelmiş bulunuyor.
Madde, sigortalı işçi çalıştıran işverene iyileştirmeyle ilgili bir konu olmakla birlikte, 18 ile 29 yaş arasında işçi çalıştıran işverenin yüzde 15,5 oranındaki işveren indiriminden yararlanmasıyla alakalı. Ancak burada sadece gençlere sağlanan bu indirimin, orta yaş ve orta yaş üzeri çalışanlara büyük bir haksızlık olduğu konusunda görüşlerimiz var. Çünkü, orta yaş ve ileri yaştaki çalışanlar işveren tarafından tercih edilmediği için o yaştan sonra da iş bulmakta sıkıntı çektiklerinden işsiz kalarak daha büyük bir psikolojik baskı altında işlerini kaybediyorlar.
Geçtiğimiz günlerde İŞKUR'un raporlarına bakma fırsatım oldu; maalesef, durum içler acısı. İŞKUR genç çalışanlara istihdam olanağını daha kolay bulurken, orta yaş ve üzerindekiler bu fırsattan yararlanamıyorlar. Eğer bu konuda önlem alınmazsa Sosyal Sigortalar Kurumunun 2015 yılında verdiği 80 milyar 629 milyon lira, eski parayla 80 katrilyon liralık açığın, önümüzdeki yıllarda çok daha fazla büyüyeceği bir gerçek.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de işler kötüye gidiyor. 6 milyona yakın işsizimiz, 17 milyona yakın yoksulumuz var. Ailelerin yüzde 85'i geçim sıkıntısı yaşıyor. Kredi kartı, tüketici kredisi borçları 2002'den 2015 sonuna yüzde 5.682 oranında artmış bulunmakta. Aileler geçinemiyorlar, iç geçimsizlikten dolayı boşanmalar ve huzursuzluklar hızla artmakta.
Tüm bunların temel sebebi işsizlik ve iş yaşamındaki büyük dengesizlik. Hangi birini söyleyeyim? 2013'te?820 milyar TL ?olan millî gelir 2014'te?799 milyara,?2015'te de 722 milyar TL'ye gerilemiş durumda. 2015'in ilk on bir ayında 69 milyar dolar tutarında yabancı sermaye kaçmış bulunuyor ve Türkiye, hisse senedi satacağına hâlâ borç senedi veriyor. Enflasyon hedefi son beş yıldır tutmuyor. Tüm vergi yükü çalışanların sırtında. Yılbaşında artan vergi oranlarıyla bu yük iyice taşınamaz hâle geldi.
Değerli milletvekilleri, ücretli çalışanlar üzerinde ağır bir vergi yükü bulunmaktadır. Türkiye'de gelir ve kazanç üzerinden alınan verginin yaklaşık üçte 2'si ücretliler tarafından ödenmektedir. Vergi yükünün de bir an önce değerlendirilmesi gerekip iş yaşamındaki sorunların da bir an önce çözülmesi gerektiğini vurguluyorum.
Değerli ekonomist Stiglitz eşitsizliğin geldiği boyutu şu sözlerle göz önüne seriyor: Geçen hafta Sayın Başbakanın da Davos'ta görüşerek fikir alışverişinde bulunduğu Stiglitz "Avrupa'da ineklere günde?2?dolarlık sübvansiyon uygulanıyor. Çalıştığım Dünya Bankasının yoksulluk standardı ise günde?3?dolar. Avrupa'da inek olmak, yoksul ülkelerde vatandaş olmaktan daha iyi!" diyor.
Umarım biz de geçtiğimiz bu süreçlerden sonra bu 3 dolarlık durumlara düşmeyiz diyorum ve 28'inci maddenin bu kısmının da iyileştirilerek tekrardan Komisyona getirilmesini diliyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)