GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:34
Tarih:28.01.2016

ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bugün yine Sur'da şehitlerimiz var, hepsini rahmetle anıyorum, ailelerine sabır diliyorum. Büyük Türk milletimizin başı sağ olsun.

Dün Osmanlı Devleti'nin 717'nci kuruluş yıl dönümüydü. Büyük Türk milleti zengin bir tarihî birikime sahiptir. Büyük Türk milleti bu zengin tarihî birikimini gelecek nesillere taşımakla ve gelecek nesillerin tarihlerini tanımalarını sağlamakla mükelleftir. Temelleri sağlam bir devlet geleneğine sahip olan milletimiz 3 kıtaya hükmeden bir cihan devletinin mirasçısıdır. Ecdadımız bir cihan devleti kurmuştur. Osmanlı Devleti'nin kuruluşu kutlu olsun. Şanlı Osmanlı'nın torunları olmanın gururunu yaşıyoruz. Allah cihana hükmetmeyi büyük Türk milletine nasip etsin.

Değerli milletvekilleri, Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 30'uncu maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Bu torba yasaya annelerin yarı zamanlı çalışma hakkı nedeniyle mali hakları ve sosyal yardımların verilmesi de girmiştir. Demek ki on üç yıl bu konuyu çözmeye yetmemiş. Temennimiz kalıcı, köklü çözümler üretebilmemizdir ve aziz milletimizin haklı taleplerini yerine getirmektir. Kürsüye çıkan milletvekili arkadaşlarımız bir ağızdan "Annelik kutsaldır." demişlerdir, "Annelik fedakârlık" demişlerdir, "Annelik sabır ve hoşgörüdür." demişlerdir, "Annelik evladı için gözünü kırpmadan hayatını feda etmektir." demişlerdir. Anneliği sözcüklere sığdırmak o kadar zor ki özellikle de evladını yetiştirip kutsal görev olan askerlik için gönderen ve evladının ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutunu teslim alan annelerimize tekrar tekrar sabır diliyorum. Ne güzeldir, ne zordur annelik.

Değerli milletvekilleri, bugün anne adaylarımız ve annelerimizin birçok sorunla karşı karşıya olduğunu hepimiz biliyoruz. Bana gelen sayısız talepler eminim sizlere de geliyordur. Sigorta tescil tarihinden önce doğum yapan annelerin doğum borçlanmasından faydalanmak istediğini eminim sizler de biliyorsunuz. Haklı bir talep olduğunu da biliyorsunuzdur. Sigorta giriş tarihinden sonra doğum yapan anne 3 çocuğa kadar borçlanma yapıp toplamda altı yıl sigorta primi borçlanma hakkına sahipken, sigorta giriş tarihinden önce doğum yapan anneler ise hiçbir şekilde borçlanma hakkından yararlanamıyorlar. Annelerimiz bu konuda mağdurlar ve bu mağduriyetlerini her gün dile getirmekteler. Maalesef ülkemizde hâlâ doğum borçlanması yapamayan mağdur annelerimiz vardır. Erkeklerin sigorta öncesi askerlikleri borçlandırılırken annelerin sigorta öncesi doğumları borçlandırılmamaktadır. Bu durum Anayasa'nın eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı gibi, kadın-erkek eşitliğinin önünde engel teşkil etmektedir. Bu dünyada her şeyin bedelini ödeyebiliriz belki ama annelerimizin hakkını ödeyemeyiz.

Değerli milletvekilleri, hazır söz almışken başka bir konuya daha değinmek istiyorum. Eğitim müfredatımızda kullanılan kitaplar ve bu kitaplarda yer alan sorular:

Üç örnek vermek istiyorum sadece ve dikkatle dinlemenizi rica edeceğim.

İlkokul birinci sınıf Hayat Bilgisi kitaplarında yer alan test sorusu: Yurdumuzu düşmanlardan kim kurtarmıştır çocuklar?

A) Mustafa Kemal Atatürk

B) Recep Tayyip Erdoğan

C) Abdullah Gül

Yine, ilköğretim test kitabında yer alan test sorusu: Cumhuriyeti kim kurmuştur çocuklar?

Sorunun şıkları:

A) Mustafa Kemal Atatürk

B) Fatih Sultan Mehmet

C) Recep Tayyip Erdoğan

Ve son olarak yine bir ilköğretim kitabından test sorusu: İlk Cumhurbaşkanımız kimdir?

A) Süleyman Demirel

B) İbrahim Tatlıses

C) Mustafa Kemal Atatürk

Benim bu sorular karşısında söylenecek çok sözüm var, lakin "Sözün bittiği yer." diyorum ve konuyu burada oturan tüm milletvekili arkadaşlarımızın vicdanlarına bırakıyorum.

Ve sözlerime, yurdumuzu düşmanlardan kurtaran, cumhuriyetin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleriyle son vermek istiyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

"Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları için kapatacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek."

Saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)