GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:128
Tarih:30.06.2012

MEVLÜT DUDU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

"Torba kanun", -bazılarına göre "çorba kanun"- "şu paketi, bu paketi, yargı paketi"; bunlar, AKP İktidarının hukuk ve Parlamento literatürüne kazandırdığı yeni kavramlar. Şu anda da gündemimizde yine bir yargı paketi var, 3'üncü Yargı Paketi.

Adalet Bakanlığı, bir süreden beri tüm dikkatini yargının hızlandırılmasına vermiş bulunuyor. Bu pakette de önceki paketlerde olduğu gibi yargıyı hızlandırmayı amaç edindiğini iddia ediyor.

Öncelikle şunu söylemek gerekirse yargının hızlanması, gerçek adaletin gerçekleşmesi anlamına gelmez. Elbette gecikmiş adalet, adalet değildir ama önemli olan yargıda nitelik ve niceliği artırmaktır. Bu sağlandığında, yargı zaten hızlanır, zaten bağımsız ve adil yargı yaşama geçer. Gelin görün ki, önceki paketlerde olduğu gibi bu pakette de yargıyı hızlandıracak bir hüküm yok. Tam tersine, yargı sürecini yavaşlatacak, hatta tıkayacak hükümler var. Örneğin, tasarının 45'inci maddesiyle Danıştay savcılarının görev alanı daraltılıyor, Danıştaya ilk derece mahkemesi sıfatıyla açılacak davalarla sınırlandırılıyor. Bu hüküm hızlandırma değil, idari yargının daha da yavaşlatılması anlamına gelmektedir. Yargının hızlandırılmasıyla ilgili durum budur.

Bu tasarıda olumlu işlevi olan ender hükümlerden, düzenlemelerden bir tanesi, adli para cezası gerektiren bazı suçların idari para cezası kapsamına alınmasıdır. Bu sayede, sistemde bir zaman ve emek tasarrufu sağlanacağını belirtmekte yarar vardır.

Değerli milletvekilleri, peki, bu tasarıyla ilgili, toplumdaki diğer beklentiler karşılanmış mıdır? Maalesef karşılanmamıştır. Örneğin, uzun tutukluluk süreleriyle ilgili bir düzenleme yoktur. Dünyanın bütün demokrasilerinde sadece bir yargılama tedbiri olan tutukluluk, ülkemizde ne yazık ki bir peşin cezalandırma aracına, yargısız infaza dönüşmüştür. Pakette bunu önleyici bir hüküm yoktur. Bu milletin oylarıyla seçilmiş tam 8 milletvekili bir yılı aşkın süredir mahpushanelerde tutsaktır; yani millet iradesi tutsaktır. Ne yazık ki pakette bu ayıbı ortadan kaldırmaya yönelik bir düzenleme de yoktur.

Bir yandan, özel hayata karşı suçların cezası artırılıyor, diğer yandan, bu suçlardan yargılanan bazı gazetecilere örtülü af getiriliyor. İşte burada, son günlerde geliştirdiğiniz yeni bir tavır yine kendini gösteriyor, aynen özel yetkili mahkemelerle ilgili yapmak istediğiniz düzenlemede olduğu gibi ki, bu konuya birazdan değineceğim.

Değerli milletvekilleri, bu tavır "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın." tavrıdır. Emniyet ve adalet teşkilatı içindeki malum yapılanmanın artık sizinle uğraşmaya başladığını anladınız; sıra size geliyor ve bunu engellemeye çalışıyorsunuz. Bir yandan da o malum yapılanmaya sus payı olarak geçmişle ilgili ayrıcalıklar tanıyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, tasarıda İcra İflas Kanunu ile ilgili de çeşitli düzenlemeler öngörülüyor. İcra İflas Kanunu'nun tümüyle değişmesi gerekirken sürekli yapılan değişikliklerle yamalı bohçaya çevrilmesini anlamak mümkün değildir.

Danıştay üyelerinin nitelikleriyle ilgili getirilen düzenlemeler, hiçbir deneyimi ve bilgi birikimi olmayan kişilere paye verilmesini amaçlamaktadır. Peki, nerede kaldı nitelikli, doğru ve gerçek adalet? Nerede kaldı bağımsız yargı?

Danıştay savcılarının görev alanı tasarıyla sınırlandırılıyor. Mevcut uygulamada Danıştay savcıları, Danıştayın, temyiz mercisi olarak ve ilk derece mahkemesi olarak baktığı tüm davalarda işin esası ve yürütmenin durdurulması bakımından mütalaa veriyorlar. Dolayısıyla Danıştay savcıları dava dairelerine yardımcı bir işlev görüyorlar ve istatistikler gösteriyor ki Danıştay savcıları dava dairelerinden daha hızlı çalışıyor yani Danıştay savcıları Danıştayı yavaşlatmıyorlar. Şunu iyi bilmelisiniz ki idari yargının tıkanmasının nedeni, idarenin çıkardığı uyuşmazlık sayısının giderek artmasıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEVLÜT DUDU (Devamla) - Bunun da nedeni, AKP İktidarının hukuk tanımazlığıdır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dudu.