| Konu: | Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 11.02.2016 |
ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; insana yapılan yatırımın en önemli yatırım olarak kabul edilmesi lazım. Belki dillerde kabul ediyoruz ama bunu zihinlerde ve eylemlere dönüşme hâlinde pek kabul ettiğimizin göstergeleri şu anda yok ondan bahsetmek istiyoruz. Çünkü bir ülkenin geleceğini belirleyen ve sürdürülebilir kılan insana yapılan yatırımdır ama on dört yıllık iktidara baktığımızda artık öğrencinin adının olmadığını görebiliyoruz, insanın adının olmadığını, telaffuz edilmediğini görebiliyoruz; öğretmenin adının olmadığını, eğitim sisteminden bahsedilemeyeceğini artık görebiliyoruz. Bunu nereden görüyoruz? Artık, her gün, eğitime yönelik, eğitime dair yapılan hem icraattan hem de söylemlerden bu sonuçlara varıyoruz çünkü yapılan eğitimin sonuçları artık diğer alanlarda telafisi mümkün olmayacak şekilde karşımıza çıkmaktadır. Çünkü bakıyorsunuz, şiddet boyutunda, toplumsal şiddette, eğitimdeki şiddette, kadına yönelik şiddette gerçekten istatistiki rakamların dikkate değer bir şekilde arttığını görebiliyoruz. Uyuşturucu kullanımında insanların nasıl, o çocukların nasıl telef edildiğine hepimiz şahidiz. Eğer gerçekten insana yatırım yapılsaydı, eğitim insan odaklı olsaydı durum çok daha farklı olabilirdi ve bir ülkeyi kalkındıracak olan ve bu kalkınmayı da sürdürebilecek olan insana yapılan yatırımdır ama eğitim sistemi içerisinde öğrencilerin nasıl telef edildiklerine hepimiz şahidiz.
Bir örnek vermek istiyoruz üniversite sınavlarından. Üniversite sınavlarına giren öğrencilerin yaptıkları netler açısından olaya baktığımızda, 2010 yılında Türkçe ortalaması 21,5 iken 2015 yılında bu, 15,5 ortalamaya düşmüştür yani 15 soru yapıyorlar doğru olarak. Matematik ortalaması 11; 2010 yılında, 2015'te 5,2. Sosyal bilimler ortalamasına baktığınızda, 2010 yılında 12, 2015 yılında 10 ortalama. Şimdi, o zaman soruyoruz: Hangi insan odaklı eğitimden bahsediyorsunuz? Yani hangi öğretmen odaklı eğitimden bahsediyorsunuz ve hangi gelecekten bahsediyorsunuz? Şu anda, özellikle, öğrencilerin zorlanarak girdikleri, ana babaların perişan olduğu, o TEOG sınavlarının şu andaki durumuna baktığımızda içler acısı. Soruların çalındığı, soruların yanlış hazırlandığı bir sistemde hangi yetenekli öğrencilerden, hangi katma değer üretiminden bahsedebilirsiniz. Şu anda derece yapılarak girilen Anadolu liselerinin son sınıflarında, bilmem işte, 11'inci sınıflarında sınıflar boşalmış durumda. Artık eğitim bitmiştir, öğrenciler temel liselere kaymışlardır, açık liselere geçmişlerdir. O zaman hangi kaliteden bahsediyorsunuz, hangi katma değerden bahsediyorsunuz.
Doğu Anadolu'da şu anda eğitim yapılmıyor. Biz zamanında bu kürsülerden sürekli olarak bağırdık, dedik ki: "Doğu Anadolu gidiyor. Teröristler özellikle sabote ediyorlar. Okullarda İstiklal Marşı okunmuyor. Özellikle teröristler okullara gidip terör propagandası yapıyorlar. Eğitim bitmiş durumda. "Sözde Kürtçe okullar açıldı." dediğimizde, burada Sayın Millî Eğitim Bakanı "Haberimiz yok." dedi. Şu andaki gelinen duruma baktığınızda nasıl izah edeceksiniz? Bunların bir sorumlularının olması lazım, hesap vermesi lazım. Akşamdan sabaha kalkıp da "Biz bunu değiştiriyoruz, şu anda artık güvenlik politikaları uyguluyoruz, terörle mücadele ediyoruz, bitene kadar da edeceğiz." demenin aslı yok artık. Zamanında yapmanız lazımdı, yapmadıysanız da hesap vermeniz lazım.
Her gün neredeyse 3-4 şehit geliyor. Bir evlat kolay yetişmiyor. Onun için, lütfen, lütfen bundan sonra artık bir tane bile şehide tahammülümüz kalmadı. Yazık, evlatlar gidiyor gereken tedbirlerin bir an önce alınması gerekiyor.
Teşekkür ediyorum.