GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:38
Tarih:11.02.2016

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan tasarının 5'inci maddesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Bu maddede 2547 sayılı Kanun'un 58'inci maddesine bir bent ekleniyor ve bu bentle üniversite-sanayi iş birliği artırılmaya çalışılıyor ve bu maksatla, bu kapsamdaki projelerle -araştırma geliştirme projeleri, tasarım ve yenilik projeleriyle- ilgili olarak öğretim üyelerine ödenecek ücretlerin ya da gelirlerin vergiden muafiyeti sağlanmaya çalışılıyor. Yani buradaki amaç, hedef döner sermayeler aracılığıyla üniversitelerde üretilen bilgilerin üretime aktarılması ancak şu soruyu da sormak lazım: Üretim nerede, Türkiye'de acaba üreten kaldı mı?

Bugünlerde et konusunu, et üretimi ve et piyasası fiyatlarıyla ilgili konuları hep birlikte takip ediyoruz. Diğer alanlarda, diğer sektörlerde de bir üretim kalmadı çünkü hakikaten bir avanta ekonomisi var. Hiç kimse üretimi artırmak ya da AR-GE yaparak üretimini daha ileriye götürecek bir çalışma içerisinde maalesef bulunmuyor çünkü imar rantından zengin olmak varken, uygulanan on dört yıllık ekonomi politikalarına baktığımızda sermaye transferlerinin olduğunu görüyoruz ve bunların sonuçlarına baktığımızda, üreten kesim için üretim yapmak, AR-GE yapmak gerçekten boşa yapılan bir uğraş hâline geliyor. Öncelikle bizim bu rant ekonomisini, avanta ekonomisini bir şekilde düzeltmemiz lazım.

Değerli milletvekilleri, bakın, 2002 yılında Türkiye'deki servet dağılımına baktığımızda, yüzde 1'lik kesim servetin yüzde 38'ine sahipken -ki yüzde 99'u yüzde 62'ye sahipti- 2014 yılında yüzde 38'den yüzde 54'e çıkmış. Servet dağılımında ciddi bir şekilde toplum aleyhine bir gelişme söz konusu, daha doğru bir ifadeyle kötüleşme söz konusu.

Bunu bir kenara bıraktığımızda, bakın, önümüze getirilen yasa tasarısına baktığımızda bu yasa tasarısında -komisyon raporlarını okudum, orada Sayın Bakanın ifadelerine baktım- Hükûmetin yapmayı planladığı, hedeflediği ifadeleri göremiyoruz.

Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; bakın, burada, söz konusu maddenin (b) fıkrasındaki kesintilerin ortadan kaldırılacağı belirtiliyor ve "Bu kapsamda görev yapan öğretim elemanlarına ödenecek gelirin yüzde 85'i, herhangi bir vergi kesintisi yapılmaksızın ilgili öğretim elemanına ödenir." deniyor. Her tarafı çok kötü kaleme alınmış maalesef. Üniversitelerden görüş alındı mı alınmadı mı, bu nasıl kaleme alındı bilemiyorum ama Hükûmetin bu yasama faaliyetleri çalışmaları sırasında, maalesef, bir karakteristik hâline getirdikleri "Dokundurmam." şeklindeki uygulamalara da bir son vermek lazım diye düşünüyorum. Komisyon çalışmalarında da böyle, Genel Kurulda da böyle.

Buradaki ifade, aslında "ödenecek" ifadesini çıkararak doğru, amacına, hedefine ulaşabilecek bir ifadedir. Doğru kaleme alınmamıştır, yanlış bir şeydir. Ben bunu bugün de birkaç döner sermaye sorumlusuna okuttum, amaçlananı karşılamadığını, hatta farklı anlama geldiğini hepsi ifade ediyorlar. Onun için, burada, "ödenecek" ifadesinin mutlaka çıkması gerekiyor. Aksi takdirde, uygulamada, toplam elde edilen gelirlerin yüzde 85'i öğretim elemanlarına ödenmeyecek veya farklı oranlar yine üniversiteler tarafından belirlenecek, öğretim elemanına ödenecek olan tutarın da yüzde 85'i vergiden muaf biçiminde bir uygulamaya gidecek. Bunun önüne geçmek için daha burada fırsat varken hiç olmazsa bu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEVLÜT KARAKAYA (Devamla) - ..."ödenecek" kelimesini aynı cümle içerisindeki iki "öğretim elemanı", bir taraftan "ilgili" diğer taraftan "görevli" ifadesinin olmasına da hiç gerek yoktur.

Hepinize çok teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)