GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:38
Tarih:11.02.2016

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gelişmiş ülkelerin en önemli göstergelerinden bir tanesi de üniversiteler. Tabii ki, üniversiteler derken "üniversite" kavramını canlı tutan ve ayakta tutan da insan unsuru olmaktadır. Burada da özellikle lokomotif olarak baktığımızda, akademisyenlere, burada ders veren, hocalık yapan şahsiyetlere sunulan hizmetler önem arz etmektedir. Bir üniversite kurulma aşamasında baktığımızda, üç boyutuyla gerçekten başarılı olarak hizmet sunması lazım. Bunlardan bir tanesi, altyapı boyutuyla... Bir üniversite kurulacağı zaman özellikle altyapısının, burada hem öğrencilere hem de öğretmenlere hizmet götürmesi lazım. Sosyal ihtiyaçların giderilebileceği, birtakım teknolojik altyapıların sunulabileceği yatırımların olması gerekiyor.

Şimdi... (Gürültüler)

Sayın Başkan, ikaz eder misiniz lütfen.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, sessiz kalmanızı rica ediyorum. Sayın konuşmacı rahatsız oldu, haklıdır.

Buyurun.

ZÜHAL TOPCU (Devamla) - Bu altyapı problemleri giderildikten sonra diğer önemli unsurlardan bir tanesi de hocalara sağlanacak olan, ödenecek olan, emeklerinin karşılığı olan da ücret boyutudur. Acaba bu ücret boyutu bu emeği ne kadar karşılamaktadır? Bir öğretim elemanını da bir insan olarak, bir sosyal varlık olarak kabul ettiğinizde, ihtiyaçlarının giderilmesi gerekmektedir. Şu anda üniversitelerde bir öğretim elemanının verdiği hizmet karşılığında aldığı ücret, gerçekten onun ihtiyaçlarını karşılamaya yetmemektedir. Bu aynı zamanda bir aile sahibidir, bunun aynı zamanda bir sosyal yaşantısı vardır, bu aynı zamanda -bu öğretim elemanı- kendi alan çalışmasını da yürütmek zorundadır; kitap almak zorundadır, kongrelere katılmak zorundadır. Bütün bunlar için üniversiteler çok fazla katkı yapmadığı için bunları da cebinden karşılamak zorundadır.

Önemli sorunlardan bir tanesi de, "yönetim iklimi" dediğimiz, kendisini mutlu ve rahat hissedebileceği ortamların olması. Şu anda üniversitelere baktığımızda, öğretim elemanları kadro tehdidiyle karşı karşıyadır. Özellikle öğretim üyesi olmanın ilk adımlarından bir tanesi olan araştırma görevliliği kadrosunda olan arkadaşlar gerçekten huzursuzdur. Doktoraları bittiği zaman bir kadro güvencesi bulunmamaktadır. Doktoraları bittikten sonra boşta kalıp kadro tahsis edilmemektedir. Bunun yerine, biat kültürü geliştiği için, liyakat yerine sadakat kültürü geliştiği için ve yandaş kültürü geliştiği için, gerçekten, bilimsel liyakat dikkate alınmayıp iktidara yakınlık baz alınmaktadır. Şimdi böyle bir yapıyla ne kadar bilimsel çalışma yapılabilir, bunları da sizin takdirinize bırakıyoruz.

Özellikle Dünya Ekonomik Forumunun Küresel Rekabet Endeksi'ne baktığımızda, 2015 yılı verilerine baktığımızda, 140 ülke arasında Türkiye ortalama olarak 51'inci sırada yer alıyor. Özellikle sağlık ve ilköğretim açısından bakıldığında Türkiye 73'üncü sırada, yükseköğretim ve eğitim sıralamasında 55'inci sırada, iş gücü piyasası yeterliliği açısından 127'nci sırada, teknolojik hazırlık açısından 64'üncü sırada yer almaktadır ve inovasyon açısından da 60'ıncı sırada yer alıyor.

Şimdi, bu açıdan bakıldığında, her bölgeye, her şehre üniversite kurma ile övünen bir iktidarın üniversite kalitesinden, hocalara ve öğrencilere sunduğu hizmet açısından değerlendirmesi bir kenara bırakılmaktadır. Üniversiteleri öğrenciyle doldurmak yetmiyor, gerçekten bu öğrencilerin buradan donanımla mezun olması lazım ve gerçekten donanımlı öğretim elemanları tarafından da yetiştirilmesi lazım.

Teşekkür ediyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)