| Konu: | Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.02.2016 |
İSMAİL OK (Balıkesir) - 97 sıra sayılı Tasarı'nın 16'ncı maddesi üzerindeki önergemiz hakkında söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Maalesef, ülkemizde bütün sosyal kesimler büyük sıkıntı içerisinde yaşamaktadırlar ama özellikle Türk köylüsü ve çiftçisi, Balıkesir'deki süt üreticileri bugünlerde eşi ve benzeri görülmemiş bir sıkıntı içerisinde bulunmaktadırlar. Çünkü Hükûmetin uygulamış olduğu yanlış iç ve dış politikalar başta olmak üzere, yanlış tarım politikaları sonucunda şu anda Balıkesir'de süt üreticileri sütünü verecek bir pazar bulamamaktadırlar.
Bazı rakamlar üzerinden Adalet ve Kalkınma Partisinin on üç yılını kısaca değerlendirmek istiyorum. 2002-2015 yılları arasında, on üç yılda çiftçilerimize dağıtılan destek 80 milyar TL. Peki, bu kadar destek verilmiş, sonuç ne olmuş? Maalesef, çiftçi sayısı, tarımsal üretim ve ekilen alan ciddi bir şekilde azalmıştır. Tarım ürünü ithalatı ise patlama yapmış. Maalesef, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez saman ithal ettik. Sadece bununla da kalmadı, kurbanlık canlı hayvan ithal eder duruma düştük. Toplam 3 milyon 300 bin baş hayvan ve 193.045 ton karkas et ithalatı yapılmıştır. On üç yılda çiftçiye verilen destek büyük oranda ithalata gitmiş yani halkın vergilerinden toplanan parayla ithalatçı ülkelerin çiftçileri desteklenmiştir. On üç yılda toplam 75 milyar dolarlık tarım ve gıda ürünü ithalatı yapılmıştır. Yıllardan beri canlı hayvan ve et ithalatıyla sorunlar çözülemedi. Her defasında ithalatın çözüm olmadığı görülmesine rağmen bu politika ısrarla sürdürülmeye devam etmektedir.
Maalesef, meralar, yeşil alanlar toplu konutlara tahsis edilmiştir. 1990'lı yıllarda 24 milyar hektar olan mera ve çayır alanı, bugün 9-10 milyar hektara kadar gerilemiştir. Yani, hayvanlarımız hazır yemle beslenmek zorunda kalmaktadırlar. Bu da bizi dışa bağımlı yani ithalata dayalı bir hayvancılığa yönlendirmektedir ve bunun sonucunda da maliyetler hızla artmaktadır. Et ithalatı da kendi çiftçimize darbe vurmak, rakibimiz diğer ülkelerin çiftçilerine destek vermektir. Kısacası, üretici de tüketici de memnun değil. Peki, bu durumdan kimler memnun? Çözüm, maliyetlerin düşürülmesi ve üretim artışıyla mümkündür.
Çiftçi perişan, et ve süt üreticileri iflasın eşiğindedir. Süt üreticileri sütlerini satamamakta, satanlar, maliyetinin altında satmalarına rağmen ücretlerini alamamaktadırlar. Süt üretiminin daha çok artacağı bahar dönemine doğru yaklaşıyoruz ama süt alımı hızla yavaşlıyor. Sütte yaşanan sorunlar çözülmezse ve sürdürülebilir süt üretimi olmazsa hayvancılıkta tarihin en büyük krizlerinden biri yaşanabilir. Böyle bir krizin altından kalkmak hiç de kolay olmaz. Süt referans fiyatı, 1 Temmuz 2014'ten bu yana artmamasına rağmen, litre fiyatı 1 lira 15 kuruş olmasına rağmen bugün üreticiler sütlerini 90 kuruşa dahi satamamaktadırlar. Daha da kötüsü, firmalar sütü bırakmaya ve süt alımını durdurmaya başlamışlardır. Süt bedelleri on beş günde ödenirken artık iki üç ayda ödenmeye başlamıştır. Hatta iki üç ayda ödenme teklifleri üreticilerimize sunulmaya başlanılmıştır. Bunun sonucu olarak süt üreticileri inek kesimlerini hızla artırmaktadırlar. Süt fiyatı, maliyetlerini karşılamadığı için bugün içinde bulunduğumuz durum 2008 krizinden daha kötüdür. Eğer önlem alınmazsa 2008 krizinde nasıl milyonlarca süt ineği kesildiyse bugün ondan daha büyük krizlerle karşı karşıyayız.
Zamanımız çok sınırlı ama çiftçimizin sorunları çok büyük, özellikle süt üreticilerinin sorunları çok büyük .
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL OK (Devamla) - Buradan özelikle iktidar partisinin milletvekillerine seslenmek istiyorum. Öğrencinin fakiri zengini olmaz, öğrenci her zaman yardımca muhtaçtır. Eğer süt krizine derhâl çözüm bulamazsak Balıkesir'de olduğu gibi Türkiye'de süt üretici ve et üretici çiftçilerimiz iflas edecektir. Bunun için diyorum ki öncelikli olarak üniversitelerde okuyan öğrencilerimize -devletimizin gücü bunu karşılayacak düzeydedir- ve sadece ana sınıflarında değil, ilköğretim ve liselerdeki bütün öğrencilere ücretsiz süt dağıtılmalıdır. Tabii, bu, bir çözüm değildir. Çözüm, mera alanlarının tahrip edilmesiyle dışa bağlı bir yem politikası izlemememizdir; çözüm ithalatın durdurulması, ithalata verilen paraların Türk köylüsüne ve Türk çiftçisine aktarılmasıdır.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ok.
İSMAİL OK (Devamla) - Aksi takdirde, Türk köylüsünü ve çiftçisini ve özellikle süt üreticilerini, Balıkesir'i, Türkiye'nin en büyük süt üretimi ve beyaz et, kırmızı et üretiminin merkezi olan Balıkesir'imizi ve Türkiye'yi çok büyük tepkiler beklemektedir.
Sayın Başkanım, anlayışınıza teşekkür ediyorum, çok önemli bir konu.
Bugün çiftçilerimiz, sütlerini sokaklarda dökmektedirler. Buna Hükûmet derhâl çözüm bulmak durumundadır. Aksi takdirde, biraz önce de ifade ettiğim gibi, milyonlarca süt ineği kesilmeyle karşı karşıya. Çiftçilerimiz iflasın eşiğindedir.
Bu vesileyle, tekrar, başta anlayışları dolayısıyla Sayın Başkanımıza ve yüce Meclise selam ve saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)