GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:40
Tarih:17.02.2016

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Son aylarda, son zamanlarda yaşanan en temel gıda maddelerindeki fiyat artışları zaten geçim sıkıntısı içerisinde olan vatandaşlarımızı daha da zora sokmaya başlamıştır. Et fiyatları ve ekmek fiyatlarındaki artışlar bunun en temel örneği.

Aynı zamanda, çiğ süt fiyatlarındaki düşüşler de süt üreticilerini üretim yapamaz hâle getirmiştir. Biraz önce konu edildi, Balıkesir'de süt üreticileri sokaklara süt döktüler. Aslında biz bu filmi daha önce de gördük. Daha önce de Ankara'da Tarım Bakanlığının merdivenlerine süt üreticileri sütlerini dökmüşlerdi. Bir mesaj veriyorlardı. Ama o dönemde de yine Hükûmet bu feryatları dikkate almadığından dolayı kısa zaman içerisinde süt inekleri kasaba gitmişti. 1 milyona yakın süt ineği kesildi.

Hani Anadolu'da söylenen bir söz var ya: "Anası olmayanın danası olmaz." Danası olmayan ülkenin de eti olmaz. İşte, analar, süt inekleri, kasaba gitti sonuçta et fiyatları çıktı. Yine aynı şeyleri yaşadık. Dönemin Başbakanı ithalat sopasını gösterdi, "Spekülatif hareketler. Eğer bunları yaparsanız size bu ithalat sopasıyla vururum." dedi. Ama ithalat da fayda etmedi.

Değerli milletvekilleri, buradaki temel konu üretim. Yani sizin izlediğiniz politikalar üretim yanı, üretim yanlısı politikalar mı, değil mi bunlara bakmamız lazım.

Maalesef tarım son yıllarda gereği kadar, yeteri kadar ya da uygun yollarla, araçlarla desteklenmedi. Bugün biz tarımsal destekleri gündeme getirdiğimizde, üretimden bahsettiğimizde maalesef iktidar partisi mensupları, Hükûmet mensupları hep şunu söylüyorlar: "Efendim, rakamlar ortada." 2002'yi milat alıyorlar, 2002 yılına göre bazı rakamlar veriyorlar. Vallahi, bir TÜİK bulmuşlar, yani kafalarına göre bir TÜİK bulmuşlar, istedikleri rakamları çıkarıyorlar. Yani burada, Hükûmetin yayınladığı, TÜİK tarafından verilen rakamlara baktığımızda, vatandaşla, üretenle, sokaktaki insanla bir alakasının olmadığını, onların rakamlarıyla hiçbir şekilde uyuşmadığını görüyoruz.

Bunun birçok örnekleri var. Bakın, bugünlerde ekmek fiyatlarını konuşuyoruz. 2002 yılında 1 kilogram ekmeğin fiyatı 1 TL idi. Aynı dönemde 1 kilogram buğdayın fiyatı 36 kuruş idi. 1 kilogram ekmeğin içerisinde buğdayın payı yüzde 36'ydı. 2015 yılına baktığımızda, 1 kilogram ekmeğin fiyatı 4 TL ve 1 kilogram buğdayın fiyatı 85 kuruş. Yani ekmeğin içindeki buğdayın maliyeti yüzde 20-21. Bugün üretici üretim yapamaz durumda. Girdi maliyetleri son derece yüksek. Desteklerden bahsediyoruz. 2006 yılında Tarım Kanunu çıkardık ve tarımsal desteklerin gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'inin altında olmayacağını bir yasal yükümlülük hâline getirdik ama bugüne kadar baktığımızda tarımsal destekler gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 7'sini maalesef geçmedi. Rakamlarla bir şeyler aldatılmaya, bir şekilde bu desteklerin tamamlandığı ifade edilmeye çalışılıyor.

Bakın, veriler doğru değil. Buğdaydan örnek vermek istiyorum. Buğday fiyatları konuşulurken Toprak Mahsulleri Ofisinin fiyatlarını alıp bize tabela fiyatlarını veriyorlar. Oysa Toprak Mahsulleri Ofisi piyasaya çıkan 14 milyon ton civarındaki buğdayın ancak birkaç milyonunu satın alabiliyor, o da açıkladığı fiyatın altında ortalaması gerçekleşiyor. 8-10 milyon ton buğday piyasada alınıp satılıyor ve oradaki fiyatlar regülasyon politikalarının sağlıklı bir şekilde yerine getirilememesinden dolayı da açıklanan fiyatların çok daha gerisinde kalıyor. Dolayısıyla, on yıllık bir dönemde, 2004 yılından 2014 yılına kadar hububat üreticilerinin, hatta hububat üreticileri değil sadece buğday üreticilerinin piyasada uğradığı zarar 12 milyar, satın alma gücü kaybı. Yani enflasyon oranında buğday fiyatları artırılmış olsaydı bunlar olmayacaktı.

Değerli milletvekilleri, bakın, bugün sütü desteklemediğimizde maalesef bunun acısı etten çıkıyor. Hayvan popülasyonunun arttığını söylüyoruz, rakamlara baktığımızda artıyor. Et üretiminin arttığını söylüyorlar. Evet, rakamlara baktığımızda artıyor ama bununla çelişen et fiyatlarının da anormal bir şekilde arttığını görüyoruz. Ya, buralarda bir yanlış var, bir yerde yanlış var; bu yanlış Hükûmet politikalarında. Bugüne kadar uygulanan politikalara baktığımızda üretene ucuz, tüketene pahalı politikalar destekleniyor. Aynı şey emekte de söz konusu. Çalışana ucuz ama çalıştırana pahalı bir sistem kuruyoruz.

Bakın, geçen gün yem girdilerinde ve yem üzerindeki katma değer vergilerini sıfırladık. Ne dedi bize Hükûmet yetkilileri? İktidar yetkilileri, mensupları ne dediler? "Efendim, yem fiyatlarını ucuzlatacağız, hayvancılığı destekleyeceğiz, et fiyatları da düşecek." denildi. Bakın, bunun böyle bir sonuç yaratmayacağını yine bu kürsüden sizlere söyledik, "Bunun bir etkisi olmayacak." dedik. Çünkü satışlarda katma değer vergisini sıfırladınız ve yem girdilerinin bir kısmında katma değer vergisini bıraktınız. Şunu söyledik, dedik ki: "Bu katma değer vergisi iadeleri uzun zaman içerisinde yapılıyor. Buradaki yem üreticileri bunun finansmanını mutlaka ürün üzerine yansıtacak. Yapılan bu düzenlemenin hiçbir şeye faydası olmayacak." Bugün üreticilere bakarsanız, dün gazetelerde vardı, evet, bu indirimin kimseye bir faydası olmadığını söylüyorlar. Yani destekleme yapıyorsunuz, evet, rakamlara baktığımızda bu rakamlar bir şekilde ödeniyor ama sonuca baktığımızda, hedeflediğimize ulaşma noktasında baktığımızda, hedefe ulaşamıyoruz. Niye ulaşamıyoruz? Çünkü uyguladığınız politikalar yanlış. Üreticinin üretim maliyetlerini düşürmeye yönelik bir politika izlemiyorsunuz maalesef, yandaşlara, aradan para kazanmak isteyenlere yönelik politikalar üretiyorsunuz.

Bakın, bir başka konu: Asgari ücrette bir artış yaptık ama gelir vergisi tarife oranlarında ona paralel bir değişiklik yapmadık. Geçmişte son ayda dilime takılanlar, ikinci dilime geçenler, şimdi 7'nci, 8'inci aydan sonra, 9'uncu aydan sonra bu dilimlere takılıyorlar. Yani bir şeyi yaparken, bir taraftan verirken bir taraftan da almaya çalışıyoruz.

Değerli milletvekilleri, tabii, tarımın ve hayvancılığın sorunları oldukça fazla. Biz bu araştırma önergesiyle bir şekilde bu sorunların masaya yatırılarak milletin Meclisinde çözülmesini talep ediyoruz. Desteklemelerin amacına uygunluğu noktasında mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğini, tarıma ve hayvancılığa bir stratejik sektör yaklaşımıyla bakılmasını arzu ediyoruz.

Hepinize çok teşekkür ediyorum. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)