| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 24.02.2016 |
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım, sağ olun.
Sayın Başkan, kıymetli arkadaşlar; Cumhuriyet Halk Partisinin turizmde yaşanan sıkıntılarla ilgili -ana başlığı böyle atabiliriz- vermiş olduğu grup önerisiyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Ben, iki tane kıymetli vekilimize, Antalya milletvekillerimize, Sayın Çetin Osman Budak ve Mehmet Günal Bey'e teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten kenti ilgilendiren -özellikle Antalya anlamında söylüyorum- güzel değerlendirmelerde bulundular. Turizm, aslında, çok fazla bileşeni olan, tek bir bakış açısıyla değerlendirilemeyecek kadar büyük bir sektör; daha önce meslek hayatında otel deneyimi olan bir kardeşiniz olarak da söylüyorum bunları. Şu da bir gerçek: "24 Kasımda düşürülen Rus uçağı, işte, Antalya'nın turizmine düştü.", işte, "Turizme düştü." gibi bizim çok anlamlandıramadığımız, anlamlı bulamadığımız ifadeler kullanılmakta.
Bir kere, sektördeki kriz 2014 yılında zaten "Geliyorum." dedi. Biraz evvel Cumhuriyet Halk Partili milletvekili arkadaşımın da söylediği gibi, Rusya'daki ruble krizi ve Batı Avrupa'daki sıkışmış ekonomi neticesinde, zaten ileri tarihli rezervasyonlarda ciddi bir düşüş söz konusuydu. Bizim, Rusya'yla olan ilişkiler kesinlikle uluslararası platformun da, NATO'nun da kabul ettiği gibi angajman kuralları çerçevesinde yapılmış bir uygulama.
Bu arada, Türkiye'ye sadece Rusya'dan da turist gelmiyor. Antalya ölçeğinde söyleyelim, en fazla turistin geldiği ülke Almanya. Evet, doluluk oranları...
Turizmde iki sezon vardır; alçak sezon ve yüksek sezon. Bizim sıkıntımız, alçak sezonla ilgili. Çetin Bey'in de ifade etmeye çalıştığı, grup önerisiyle araştırma komisyonu kurulsun diye ifade etmeye çalıştığı şeyi de aslında bu minvalde değerlendirmek gerekiyor. Turizmde altı ay çalışan işçimizi altı ay daha istihdam edebilmek için turizmi çeşitlendirmemiz gerekiyor, bu otellerin açık durması gerekiyor. Temel problemi çözmek için de golf turizminden tutun sağlık turizmine, termal turizmine -efendime söyleyeyim- spor turizmine, kongre turizmine kadar gerçekten çok ölçekli bir planlama yapmak gerekiyor. Bu noktada da Milliyetçi Hareket Partili Milletvekilimiz Sayın Mehmet Günal'ın önerisine kesinlikle katılıyorum ve bunun takipçisi olacağımı da söylemek istiyorum. Turizmin tekrar tekrar gözden geçirilerek planlanması gerektiği kanaatimiz var.
Bu arada, turizmle ilgili bir nokta da... Bu, siyasetin üstünde olan bir konu. Yani, buraya gelen her girdi, döviz bizim ülkemize giriyor. O yüzden, bunun Cumhuriyet Halk Partisi, MHP'si, AK PARTİ'si yok kıymetli arkadaşlar. Bakın, bugün, İspanya'da ETA terör örgütü, eylemlerini yaparken İspanya'nın turizminde ciddi bir düşüş olmadı. Neden olmadı? Çünkü, orada gerçekten hem medyası -efendime söyleyeyim- hem üniversiteleri hem STK'ları millî bir duruş sergiledi, meseleye sahip çıktı. Bu noktadan baktığınız zaman, ülkeyi karalamaktan daha çok... Evet, sıkıntılarımız var mı? Var, bunu inkâr etmiyorum ama millî bir duruş sergilersek eğer bu noktada, ülkemizi kötülemek yerine... Belli birtakım terör örgütleri gibi -burada, reklam anlamına girmesin diye isimlerini anmak istemiyorum- kendi İnternet sitelerinden "Türkiye'ye gitmeyin, savaş var, eğer öldürülürseniz müsebbibi biz değiliz." diye İngilizce mesajlar atarak ülkeye gelecek olan turistleri engelleyen bir grubun da olduğunu söylemek gerekiyor.
Burada, Çetin Osman Budak kardeşimin, arkadaşımın söylediği bir noktayı da kıymetli buluyorum. Evet, teşvikler açıklandı. Sayın Başbakanımızın iki gün önce açıkladığı 9 maddeden oluşan teşviklerde aslında dikkat etmemiz gereken birkaç nokta daha var. Bu Turizm ve Kültür Bakanlığınca belgelendirilmiş tesislerin yanına deniz turizm tesislerini de ilave ettik. Bunu, zannediyorum, söylemeyi kendileri atladı; ki sadece yapılan teşvikler, konaklama tesisleriyle ilgiliydi, şimdi, ona ilaveten denizi de eklemiş durumdayız.
Ayrıca, bu A grubu dediğimiz acentelere kredi kullandırmak da çok olumsuz bir şey değil. Bunların borçlarında biliyorsunuz, bir yıl erteleme, üç yıl da taksitlendirme söz konusu. Bence, bu da önemli bir destek. Tabii, bunların yansımalarını önümüzdeki günlerde daha iyi alacağız.
Çevreye duyarlı konaklama tesislerine gelince, biz iktidara geldiğimiz zaman, 2002'de mavi bayrak sayısı 127 taneydi tüm Türkiye'de. 2014 yılı itibarıyla 436 tane mavi bayrağımız var ve dünya 2'ncisiyiz. Yani zannettiğiniz gibi, çevre konusunda, çevreye duyarlı tesisleri... Atık su bedelleri ödenmeyecek, en düşük fiyattan ödenecek, aradaki rakamı Hazine ödeyecek diye bir çalışma var. Bu noktada da o çevreye duyarlı tesislerde de zannedildiği kadar kötü durumda değiliz.
Bir müjde de geçen haftalarda Sayın Bakanımız da vermişti, Turizm Bakanlığı, Antalya'da ilk defa bölge ofisini açıyor. İnşallah, ben, diğer milletvekili arkadaşları davet ediyorum onun...
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Konuyu biraz daha açar mısınız anlaşılması bakımından?
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Devamla) - Anlamıyorum, özür dilerim.
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Mavi bayrak konusunu anlayamadık, açar mısınız?
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Devamla) - Hayır, 2002'deki rakamı söyledim, şimdiki rakamı söyledim, açacak başka bir şey yok, nasıl açılır başka, onu çok algılayamadım.
Bakanlık ofisini açıyoruz, sizi de davet ediyoruz inşallah. Turizm çerçeve kanunu konusunun -Antalya milletvekili arkadaşlarım adına da söylüyorum- takipçisi olacağız.
Bir de dediğim gibi, turizm, gerçek anlamda hepimizin katkı koyması gereken... Yani bu ülke çok kıymetli bir ülke, muhteşem güzellikleri var, doğasıyla, tabiatıyla, deniziyle. Ama hepimizin ülkesi. Ne sadece Kürtlere ait bir ülke ne Türklere ait bir ülke. Ülke kocaman, yüreğimiz de kocaman, hepimize yer var diyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)