| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 129 |
| Tarih: | 01.07.2012 |
MEVLÜT DUDU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bir süreden beri başını Sayın Başbakanın çektiği "Özel yetkili mahkemeler kaldırılsın mı, kaldırılmasın mı?" tartışması yaşanıyor. Başbakan bir şey söylüyor, bir Başbakan Yardımcısı tersini söylüyor; tekrar bir Başbakan Yardımcısı çıkıyor, o da daha farklı bir şey söylüyor. Sonuçta öğreniyoruz ki bugün görüşülmekte olan bu tasarıya bir önergeyle özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ilave edilecek, edilecek ama üç gündür bekliyoruz önerge yok. AKP sözcülerinden ve Hükûmetten çelişkili açıklamalar geliyor ve ben iddia ediyorum, şu anda hiçbir iktidar partisi milletvekili -hatta belki Adalet Komisyonu Başkanı dâhil- bu önergenin, bu teklifin nasıl bir teklif olduğundan haberdar değiller. O zaman bize de şunu sormak kalıyor: Kimden korkuyorsunuz, kimden çekiniyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, öncelikle şunu söylemekte yarar görüyorum: "Doğal hâkim" ilkesine aykırı olduğunu düşündüğümüz DGM'lere Cumhuriyet Halk Partisi başından beri karşıydı. 2004 yılında yapılan bir değişiklikle kurulan özel yetkili ağır ceza mahkemeleri de aynen devlet güvenlik mahkemeleri gibi "doğal hâkim" ilkesine aykırı olağanüstü mahkemelerdir. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesinde hüküm altına alınan adil yargılanma hakkına da ters düşen ÖYM'ler çağdaş demokrasilerde yer bulmamalıdır.
Bugün yüzlerce yazar ve aydın, yüz civarında gazeteci, onlarca belediye başkanı, çok sayıda general ve muvazzaf subay ve 8 milletvekili, işte bu özel yetkili mahkemeler tarafından cezaevlerinde tutsak edilmişlerdir.
Sayın Adalet Bakanı bir gün bu kürsüde, sayı da vermek suretiyle, bu gazetecilerin büyük bölümünün terörist olduklarını ilan etti. Sayın Adalet Bakanı bir hukukçu, benim de meslektaşım, biz yıllarca kendisiyle aynı baroda kayıtlı olarak avukatlık yaptık. Ben Sayın Bakanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesinin 2'nci fıkrasında "Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır." şeklinde ifade edilen ve aynı zamanda ceza hukukunun evrensel ilkelerinden başta geleni olan masumiyet karinesinden bihaber olduğunu düşünmüyorum ama bir Adalet Bakanı olarak ona bu büyük yanlışı yaptıran düşüncenin ne olduğunu da doğrusu merak ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, Adalet Bakanlığı bir süreden beri yargıyı hızlandırmayı kendisine amaç edinmiş durumda. Biraz da şu özel yetkili mahkemeleri hızlandırsanız diyorum. İki, iki buçuk yıldır hazırlanamayan iddianameler, üç buçuk yıldır toplanamayan deliller ve bu sebeple neyle suçlandığını dahi henüz tam olarak bilmeden tutuklu kalan insanlar; biraz da bu yavaşlığa karşı çözüm bulmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, ben ayrıca bir itirafta bulunmak istiyorum, bugüne kadar hep özel yetkili mahkemelerin AKP İktidarının muhafızı olduğunu düşünüyordum ve bunu bu şekilde ifade ediyordum. Ancak şimdi görüyorum ki özel yetkili mahkemeler AKP İktidarı dışında malum bir yapılanmanın, malum bir cemaatin muhafızı ve öncüleridir ve şimdi sıra AKP'ye geldi. Kendi yarattığı canavar artık AKP'yi yutmak istiyor.
Biz size söylemiştik hukuk bir gün size de lazım olacak diye ama şimdi yapmaya çalıştığınız kendinize özel bir hukuk yaratmak, yani ikili bir hukuk sistemi yaratmak. Bunun için de işte, bu düzenlemeyi getiriyorsunuz ve geçmişle ilgili o malum yapılanmaya sus payı veriyorsunuz ve "Aman, bana dokunma." diyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, AKP bu gibi düzenlemelerle günü kurtarabilir, hatta bu malum cemaatin hışmından tamamen de kurtulabilir ama eninde sonunda bu devran dönecek, hesap günü gelecek, önce halkımıza sonra da Allah'a hesap vermekten asla kurtulamayacaksınız.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Dudu.