GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:44
Tarih:25.02.2016

MHP GRUBU ADINA MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sıra sayısı 85 olan Türkiye Cumhuriyeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti Arasında Gümrük Konularda İş Birliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı üzerinde 1'nci madde konusunda grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, ben de buradan, bu kürsüden vefatının yıl dönümü münasebetiyle Profesör Doktor Necmettin Erbakan'ı ve onunla birlikte aynı dönemde siyaset yapan Başbuğumuz Alparslan Türkeş'i, yine merhum Süleyman Demirel'i, merhum Bülent Ecevit'i bu vesileyle saygıyla, rahmetle anıyorum.

Yine, aynı şekilde Hocalı katliamının yıl dönümü münasebetiyle şehit edilen kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, bu katliamı gerçekleştiren canileri de kınıyorum.

Değerli milletvekilleri, tabii, gelişen ve sürekli artan bir dünya ticareti var. Para hareketleri neredeyse tamamen serbest duruma geldi, mal ve insan hareketleri çok yoğunlaştı. Dünya ticaret hacmi artıkça, seyahat eden yolcu sayısı yükseldikçe gümrük sorunları da artmaya başladı. Sadece artma değil, yine bu gelişmelere bağlı olarak yeni ticaret yöntem ve tekniklerinin gelişmesi, dış ticaretin finansmanında uygulanan yeni yöntemler ve benzeri teknikler dolayısıyla çeşitlenerek bu sorunlar artmaya başladı. Tabii, bu, önemli ölçüde kayıplara neden olmakta, ekonomik kayıplar olduğu gibi, sosyal, sağlık açısından da ciddi sorunların taşınmasına da neden olabilmekte. Bu maksatla 1953 yılında Dünya Gümrük Örgütü bir taslak sözleşmeyi tavsiye ediyor. Bunun devamında, yine birçoğumuzun malumu, gümrük idarelerinin karşılıklı yardımlaşmasına ilişkin tavsiye kararı yayınlıyor ve daha sıkı iş birliğinin gerçekleşmesi için 1977 yılında Dünya Gümrük Örgütü tarafından hazırlanan Nairobi Sözleşmesi'ni onaylıyor ve Türkiye de 1982 yılında bu sözleşmeyi onaylayarak taraf oluyor.

Bugün üzerinde konuştuğumuz tasarı Türkiye Cumhuriyeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti arasında gümrük suçlarını önlemeye ve yardımlaşmaya yönelik bir anlaşma, bilgi değişimi yanında gümrük memurlarının eğitimi, karşılıklı uzman değişimi gibi teknik birtakım konuları da içermekte.

Değerli milletvekilleri, ülke Bangladeş, bu vesileyle bir iki konuyu da hatırlara getirmek istiyorum. Bangladeş dost ve bir kardeş ülkemiz. Türk ve Bengal halklarının sekiz asırlık bir dostluğu söz konusudur. Beş yüz yıl süreyle Türk ve Moğol hâkimiyetinde kalan, 1757 yılında İngiliz, 1947 yılından sonra da Pakistan egemenliğine girmiş olan bir ülke. 1971 yılında bağımsızlığını kazandı, 1974 yılında Türkiye, bağımsız bir ülke olarak Bangladeş'i tanıdı, 1976 yılında Dakka'da Türkiye Büyükelçiliğini açtık, yine 1981 yılında da Bangladeş'in Ankara Büyükelçiliği açıldı.

1976 yılından bu yana, başta ticaret anlaşması olmak üzere çok sayıda anlaşma imzalanmıştır. Bu ülkeyle başta ticaret anlaşması ve bunun yanında kültürel, askerî, eğitim, yine birçok konuda anlaşmalar imzalanmıştır. Karşılıklı ticaret hacmimiz, dış ticaret hacminin büyüklüğü içerisinde belki çok önemli rakamlarda olmasa da yine 1 milyar civarında, hatta 1 milyarı aşan bir öneme sahip ülkedir.

Burada, bir konuyu dile getirmekte fayda var. Bangladeş halkı, kurtuluş mücadelemizde, kendi aralarında toplayarak Kuvayımilliye'nin mücadelesinde başarılı olması için, karınca kararınca önemli bir miktar olmasa da bir yardımda, maddi destekte bulunmuştur. Aynı şekilde, manevi desteğini dualarında hiçbir zaman esirgememiş olan bir ülkedir.

Biliyorsunuz, Büyük Atatürk'e, burada, Bangladeş'te duyulan sevgi ve saygı da yine son derece önemli. Başta Dakka olmak üzere iki metropolde iki bulvara Mustafa Kemal Atatürk adının verildiğini görüyoruz. Yine, birçok eğitim kurumuna Mustafa Kemal adının verildiğini görüyoruz. Bangladeş halkının Mustafa Kemal'e olan sevgisi dolayısıyla, doğan çocuklarına yine Mustafa Kemal adını verdiklerini görüyoruz ve 1921'de millî şair Kazi Nazrul İslam'ın yazdığı "Kemal Paşa" olarak isimlendirdiği destan da okullarında ve okullarındaki kitaplarda okutulmaktadır.

Değerli milletvekilleri, tabii, Türk Hava Yollarının buraya olan seferleri var, TİKA'yla ilgili yapılan birtakım hizmetler var. Yani burası ülke olarak yapılması gereken, ilişkilerinin geliştirilmesi gereken ve millî mücadelemizde ciddi katkıları olan bir ülke.

Onun için, ben bu sözleşmenin hayırlı uğurlu olmasını dileyerek, dış siyasette de bir iki konuya değinmek istiyorum, özellikle gümrükler konusuna.

Biliyorsunuz, geçmişte, gümrüklerde özellikle ticaretle ilgili olarak hayalî ihracatları da biz ülke olarak yaşadık. Yine, gümrük uygulamalarında dâhilde işleme rejimleri konusunda çok ciddi sıkıntılar çektik. Yani buralarda yapılan hatalar, yanlışlar, ihmaller, kontrolsüzlükler bu ülkenin gerçek anlamda yerli üreticilerine de ciddi sıkıntılar verdi. Bunu birçok üründe, birçok alanda, birçok sektörde ifade etmek, örneklerini vermek de mümkündür. Bunların önemli bir kısmı yine basından, medyadan izlediğimiz, gördüğümüz şeylerdir. Daha geçen ay, ocak ayında yine çok önemli ölçüde hayalî ihracatla ilgili konular gündeme geldi ve bu konuların, bir şekilde gümrüklerin kontrol altına alınamadığını tekrar görmüş olduk.

Değerli milletvekilleri, bakın, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkeler arasındaki her türlü ilişkiyi her alanda geliştirme noktasında katkı vereceğimizi ifade ediyoruz. Türkiye, ülkeler arasındaki ilişkilere çok sayıdaki karmaşık sorunlar merceğinden değil, karşılıklı menfaat ilkesine dayalı, iş birliğini ve dostlukları geliştirici fırsatlar ve girişimler penceresinden bakmalıdır.

Sonuç olarak Türkiye, dış siyasetini Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi temeline dayalı, millî çıkarları karşılıklı olarak önceleyen bir vizyonla ve sahip olduğu tüm imkânları azami suretle seferber ederek hayata geçirmelidir.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)