GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:44
Tarih:25.02.2016

CHP GRUBU ADINA SERKAN TOPAL (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bundan beş yıl önce barıştan söz ederken şimdi savaşlardan ve ölümlerden bahsediyoruz; beş yıl önce dostluk ve kardeşlikten bahsederken şimdi silahlardan, bombalardan bahsediyoruz; beş yıl önce siz Oslo'da görüşmeler yaparken, kapalı kapılar ardında bugün terörist dediklerinizle pazarlıklar yaparken "Milletten hiçbir şey saklamayın." diyorduk, "Sorunun çözümünü Oslo'da, Habur'da, Kandil'de aramayın." diyorduk, "Milletin Meclisinde el ele verip bu sorunu çözelim." diyorduk ama bizi dinlemediniz, oralı bile olmadınız. İçeride terör örgütlerinin ve çetelerin silah ve mühimmat depolamalarına sessiz kaldınız, dışarıda ise adına "stratejik derinlik" dediğiniz, aslında stratejik felaket olan dış politika anlayışınızla bir tane dost ülke bile bırakmadınız.

Buna rağmen, barış olsun diye, kardeşlik gelsin diye, ölümler dursun diye yine tekrar ettik, uyarılarımızı tekrar ettik, dinlemediniz. Şeffaf olun, milletten hiçbir şey saklamayın, başka ülkelerin iç işlerine karışmayın dedik; maalesef yine dinlemediniz, yine bombalar patladı, yine insanlarımız öldü, yine şehitler verdik.

Tarihi size şöyle hatırlatmak istiyorum: 2011 yılından önce, Suriye'de savaş başlamadan önce Suriye'ye hem Sayın Davutoğlu hem Erdoğan onlarca defa ziyaretlerde bulundu. Ortak bakanlar kurulları toplandı, vizeler kalktı, hatta Esad AKP Hükûmeti için sadece dost değil, aynı zamanda kardeşti. Ama siz elini sıktığınız, sırtını sıvazladığınız Esad'ı bir sabah uyandınız "hain" diye ilan ettiniz, hatta onun için bir kelime ürettiniz, sözlüğe eklediniz "Esed" diye. Putin için de "Potin" dediniz. Vallahi merak ediyorum, Obama ne zamana kadar "Obama" diye kalacak.

Sizin dış politikanız her sabah uyandığınızda değişiveriyor. "Kardeş" dediğiniz Suriye halkını çakalların, teröristlerin önüne almaktan yana bir tavır sergilediniz. Bundan sonra kime "kardeşim" diyecekseniz, merak ediyoruz, bilelim ki şimdiden düşmanımız belli olsun. Suriye'de önce Özgür Suriye Ordusu diye bir şey tutturdunuz, terörist olduklarının farkına sonradan vardınız. Sonra, IŞİD için "Bunlar öfkeli gençler." diye sırtlarını sıvazladınız, sonra baktınız ki Ankara'nın göbeğinde bomba patlatacak kadar öfkeliymişler. Hemen çark ettiniz. Neye "ak" dediyseniz kara, neye "kara" dediyseniz ak çıktı. Türkiye gibi bölgede asaleti, ağırlığı, güvenilirliği olan koskoca bir devleti savaşın içine attınız; bu da yetmedi, terörist grupların ve çetelerin mühimmat depolama ve tedavi olma merkezi hâline getirdiniz.

Yanlış dış politikaların sonucunda nereye geldik biliyor musunuz? İflas ettiniz. Şimdi ne yapacaksınız? "Haydi Mehmetçik, savaşa!" diyeceksiniz; yok öyle. Çok istiyorsanız en önde çocuklarınızı yollayın da görelim sizin vatandaşlığınızı ve vatanseverliğinizi. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bir de en önde o "savaş tamtamları" yazan yandaş kalemşörlerinizi yollayın da görelim sizin yandaşlığınızı; öyle olmuyor buradan.

Bakın, arkadaşlar, Hatay'ı söylemeden de edemeyeceğim. Son beş yıldır yüzlerce, binlerce, on binlerce "turist" adı altında Hatay'a insanlar geliyor ama ne hikmetse sabah olur olmaz otobüslerle başka yerlere taşınıyor. Bu gelen turistler nereye taşınıyor, bunları kim taşıyor? Ayrıca, Suriye'de siyasi fantezileriniz için ne kadar para harcadınız? Bu para yetimin hakkı mıdır değil midir, bunları da konuşalım, bizim milletimiz de bunları bilsin.

Siz o insanların üzerinden bile pazarlık yaptınız, "Avrupa'dan 3 mü alalım, 5 mi alalım..." Ya, barıştan yana tavır alacağınıza insanların göz yaşlarıyla umutlarını maalesef pazarlık konusu hâline getirdiniz. Buradan size sesleniyorum: Siz Hatay'ı Halep, Ankara'yı Şam, Diyarbakır'ı Erbil, Urfa'yı Hama yapmaya çalışanların önünü açıyorsunuz, biz de buna asla ama asla izin vermeyeceğiz. Şunu biliniz ki Suriye'den kaçarken ölenlerin, evini barkını terk edenlerin vebali üzerinizdedir, ülkemize giren terörist gruplarının yaptıklarının da vebali üzerinizdedir, ülkemizde şehit olan askerlerimizin ve polislerimizin de vebali üzerinizdedir.

Her şehit haberi geldiğinde, bombalar patladığında televizyonların karşısına çıkıyorsunuz, "Terörü kınıyoruz." diyorsunuz ama teröre silah taşıyorsunuz, silah taşımalarına da seyirci kalıyorsunuz. "Birlik ve beraberliğimizi kimse bozamaz." diyorsunuz ama her ağzınızı açtığınızda mezhepçilikten, ayrımcılıktan söz ediyorsunuz. "Barıştan yanayız." diyorsunuz, "Ya başkanlık ya kaos" diye manşet atan yandaş gazetelerinize sessiz kalıyorsunuz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Bir de "Bayrağımızı kimse indiremez." diyorsunuz ama bayrağımızı indirmeye çalışan insanlara da zemin hazırlıyorsunuz. Siz merak etmeyin, siz olsanız da olmasanız da biz burada olduğumuz müddetçe bu ülkenin bayrağını hiç kimse indiremez, Cumhuriyet Halk Partisi olduğu müddetçe; net olarak söylüyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, dikkat ederseniz, Suriye'de savaşın başladığından bugüne kadar, Suriye'den onlarca defa ülkemiz topraklarına top mermisi düştü, Akçakale'ye, Yayladağı'na, en son Kilis'e. İnsanlarımız öldü, çocuklarımız öldü. Bakın, hatırlıyor musunuz "Gerekirse Suriye'ye 4 adam gönderir, 8 füze attırırım." diyen bir zihniyetin ülkemizi getirdiği hâle bakın. Bu zihniyet yönetimdeyken atılan füzenin kimden geldiğini nereden bileceğiz? Bu ülkenin evlatlarının bir hiç uğruna, bir kişinin hırsı uğruna ölmediğinden nasıl emin olacağız?

Şimdi, bütün bunları söylediğimizde "Vay, bunlar PKK yandaşı, bunlar terör yandaşı." diye böyle ithamlarda bulunuyorsunuz. Biz, her türlü terörü lanetliyoruz; biz, terörü destekleyenleri de lanetliyoruz; biz, hendeklere de karşıyız, hendeklerin açılmasına zemin hazırlayanlara da karşıyız, ayrıca ülkemizi uçuruma sürükleyen yönetiminize de karşıyız. (CHP sıralarından alkışlar)

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Biz de size karşıyız.

SERKAN TOPAL (Devamla) - Bu hendekler açılırken, bu bombalar patlarken, şehitler verirken siz hangi ülkenin iktidarıydınız, Tanzanya'nın mı, Antarktika'nın mı?

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Millet de size karşı Allah'tan da, iktidar olamıyorsunuz. Allah'tan millet size karşı.

SERKAN TOPAL (Devamla) - Biz sizin neye yandaş olduğunuzu biliyoruz. Evet, biz de yandaşız, biz de bir şeye tarafız. Biz, bu ülkeye göz bebeği kadar hassas bakanların yandaşıyız; biz, vatanının üzerine titreyenlerin yandaşıyız; biz, bu milleti sevenlerin yandaşıyız; biz, bu ülkeyi sevenlerin yandaşıyız; biz, bu bayrağı sevenlerin yandaşıyız; biz, bu ülkeyi kuran Mustafa Kemallerin yandaşıyız. (CHP sıralarından alkışlar)

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - AK PARTİ indirmedi, posteri kim indirdi? İşçileri unutmayın, işçi skandallarını.

SERKAN TOPAL (Devamla) - Evet, eğer siz de öyle düşünüyorsanız lütfen artık vicdanınızın sesine kulak verin.

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Bir şeyi unuttun: Esed'in tarafını, unuttun Esed'in tarafı olduğunu.

SERKAN TOPAL (Devamla) - Bakın, sayın grup başkan vekilleri, Sayın AKP grup başkan vekilleri, Başbakana bir talebim var: Burada, sağ olsunlar, AKP milletvekilleri sataşıyorlar. Sataşmalardan sorumlu AKP milletvekilleri burada, arkadaşımız burada, orada da bir arkadaşımız var.

REŞAT PETEK (Burdur) - Sen söyledin ya yaparız biz(!) Siz sataşmıyorsunuz sanki.

SERKAN TOPAL (Devamla) - Sizden bir talebimiz var: Bir de sataşmalardan sorumlu bir bakanlık kurarsanız arkadaşlar da burada otururlar daha iyi konuşurlar.

Evet, ben de söylüyorum, size söylüyorum, size de söylüyorum sataşanlara.

ADNAN BOYNUKARA (Adıyaman) - Mihraç Ural... Mihraç Ural...

SERKAN TOPAL (Devamla) - Bu ülkede, gelin, bunu burada konuşun.

ADNAN BOYNUKARA (Adıyaman) - Mihraç Ural...

SERKAN TOPAL (Devamla) - Bu ülkede kaç milyon kişi işsiz, gelin, burada bunu açıklayın, tam olarak sayıyı verin. Bakın, bütün milletin önünde sizden özür dileyeceğim, gelin burada açıklayın. Buyurun gelin.

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Neyi açıklayacağız?

SERKAN TOPAL (Devamla) - Hepinize saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)