GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:47
Tarih:28.02.2016

CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi ve tüm yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımamak yönündeki açıklaması, aslında gücünü ve yetkilerini Anayasa'dan alan Cumhurbaşkanı için gerek kendisini gerekse Anayasa Mahkemesini inkârıdır. Cumhurbaşkanı tarafından bugün yapılan bu açıklama oldukça manidardır ve ikinci bir 28 Şubat sivil darbesidir. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, bu yüce Meclisin Anayasa'yla belirlenmiş en temel görevi bütçe yapma yetkisi ve hakkıdır, yürütme organı olan Hükûmete halkın ihtiyaçları doğrultusunda harcama yetkisi vermektir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin vermediği bir yetkiyi Hükûmet kullanamaz. Bu temel anayasal görevimizi yerine getirirken hepimiz bu yüce millete karşı büyük sorumluluk duymalıyız.

Ana muhalefet partisi milletvekilleri olarak bütçe görüşmelerinin başladığı günden itibaren yoğun, sıkıştırılmış çalışma ve mesai saatlerine rağmen bakanlık ve kamu kurumlarının bütçe görüşmelerine katılarak temsil ettiğimiz vatandaşlarımızın talepleri ve ihtiyaçlarını karşılayacak hakkaniyetli, kamu ve toplum yararını gözeten etkin gelir harcama yapısının oluşması için büyük bir çaba sarf ettik. Ancak bu bütçe görüşmelerinde iktidar milletvekillerinin bütçe etkisi konusunda anayasal sorumlulukla hareket etmediklerini, Hükûmet bütçesi üzerinde hiçbir öneri, ödenek teklifi yönünde bir sorgulama ve tasarrufta bulunmadıklarını gördük.

Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Dönemi'nin ilk kurulan önemli kurumlarından biri Evkaf Umum Müdürlüğü yani Vakıflar Genel Müdürlüğüdür. Vakıflar Genel Müdürlüğünün misyonu, tarihî, kültürel değer varlıklarımızı ve tarihî miraslarımız olan vakıfları amaçlarına uygun yaşatmak, vakıf ve medeniyetini çağdaş bir anlayışla geleceğe taşımaktır. Bizim de elbette en büyük sorumluluğumuz bu kutsal tarihî servetlerimizi korumak ve gelecek nesillere taşımaktır. Vakıflar Genel Müdürlüğü aynı zamanda günümüz koşullarında kurulan vakıfların kuruluşunu, denetimini gerçekleştirmek, yasaların kuruluş amaçlarına uygun olup olmadıklarını denetlemek durumundadır. Ancak asli görevleri kâr amacı gütmeden yardım ve dayanışmayı güçlü kılmak amacıyla faaliyette bulunmak olan vakıflar, AKP iktidarı döneminde birçok diğer kamusal kurumda olduğu gibi bulunmuş oldukları faaliyetlerde son derece tartışmalı hâle gelmişlerdir. Vakıflar genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olan son dönemde kurulan birçok vakfın denetimi konusunda sorunlar yaşanmaktadır. Mali yapılarında bir saydamlık, şeffaflık ve açıklık yoktur.

Değerli milletvekilleri, özellikle son on dört yılda iktidarın yandaşı olan, iktidarın telkiniyle kuruluna birçok vakfın, Millî Eğitim Bakanlığının, Sağlık Bakanlığının, Kültür Bakanlığının görev alanları olan özellikle eğitim, sağlık, yurt, yükseköğretim faaliyetleriyle âdeta bakanlıkların ve yerel yönetimlerin fon ve kaynaklarını alarak, kamu arsa ve arazileri tahsis edilerek faaliyette bulunduklarını görüyoruz. Geçmiş yılların merkezî yönetim bütçe giderlerine baktığımızda dernek, birlik, kurum, kuruluş, sandık gibi kâr amacı gütmeyen kuruluşlara 2006 yılında 13 milyon 460 bin lira transfer yapılmış, bu rakam yaklaşık 70 kat artarak 2015 yılında 873 milyon 540 bin lira şeklinde gerçekleşmiştir. Bugün tartıştığımız 2016 bütçe giderlerine baktığımızda ise bu kâr amacı gütmeyen kuruluşlara sadece 2016 Ocak ayında 262 milyon lira transfer yapılmış. Devlet bütçesinden kaynak aktarılan bu kuruluşlar hangileridir? Ayrılan ödeneklerin bu kuruluşlar aracılığıyla nerelere harcandığı denetleniyor mu?

Evet, özellikle son yıllarda ön planda olan, hepimizin malumu, Yönetim Kurulunda Cumhurbaşkanının oğlunun da bulunduğu TÜRGEV Vakfı başta olmak üzere, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Yeşilay Vakfı gibi kimi vakıflar açık bir şekilde desteklenmektedir. Bazı kamu ihalelerinde, şart olarak, bu vakıflara bağış adı altında kaynak aktarılması, kamu arsa, arazilerinin tahsis edilmesi gibi iddialar sürekli gündeme gelmektedir.

Ayrıca, bu iktidar döneminde, Bakanlar Kurulu kararıyla vergi muafiyeti tanınan vakıflara baktığımızda, TÜRGEV, İsmailağa Camii İlim Hizmet Vakfı, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı, İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı, Abdullah Gül Üniversitesi Destekleme Vakfı gibi benzeri vakıflar karşımıza çıkmaktadır. Özellikle son on dört yılda eğitim ve sağlık alanlarında kurulan vakıfların kurdukları vakıf üniversitelerinin yapıları tartışmalıdır. Vakıf statüsüyle bütün muafiyetlerden yararlanan, bütün kamu kaynaklarını kullanan bu kuruluşlar özel eğitim vermektedirler ve vakıf kavramının kendisiyle çelişmekte olan faaliyetler yürütmektedirler. Ben bir akademisyen olarak baktığım zaman üniversite sayılarına, 2003-2015 yılları arasında kurulan 117 üniversitenin 56'sı devlet üniversitesi, 61'i vakıf üniversitesi ve katıldığım Plan Bütçe Komisyonunda Milli Eğitim Bakanını dikkatlice dinledim ve yakın tarihte bildiğiniz üzere tam bir kaosa dönüşen eğitim sistemimizin iktidara yakın, iktidar telkiniyle kurulacak vakıflara ve özel sektöre devredileceğini dinledik kendisinden.

Değerli milletvekilleri, birçok kez Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak Genel Kurulda ve Plan Bütçe Komisyonunda bu konuyu dile getirdik ve önergeler verdik. Bildiğiniz üzere, TÜRGEV, İnsani Yardım Vakfı, Yeşilay Cemiyeti, Birlik Vakfı gibi vakıflar ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında özel protokoller imzalanmaktadır ve imzalanan bu protokoller sonucunda bu saydığım vakıflar belli ayrıcalıklara sahip olmaktadır. Örneğin, TÜRGEV'e ait yurtlarda kalan öğrencilerin iş, yaşam, kültür, sanat gibi gelişimlerini sağlayacak kurslar düzenlenecek ve bu eğitimleri verecek eğitmenlerin ücretleri de Millî Eğitim Bakanlığının bütçesinden karşılanacak ve bütün mali yükümlülüğü Millî Eğitim Bakanlığı üstlenecek ve bütün vatandaşların, hepimizin katkısıyla oluşturulan bütçemizden TÜRGEV'e kaynak aktarılacaktır.

Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığının eğer böyle bir bütçesi mevcut ise bu bütçeyi ayrıcalıklı vakıflara ayırmak yerine bu iktidar döneminde on üç yılda 12 kez değişen eğitim sistemimizde hiç önemsenmeyen özellikle devlet okullarında okuyan öğrencilerin sanatsal, kültürel, sportif, sosyal gelişimleri yönünde harcaması gerekmez mi?

Millî Eğitim Bakanlığının okullara yeterli bütçe ayırmadığını hepimiz biliyoruz. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin uyguladığı sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla okulların boya badana, altyapı harcamaları Cumhuriyet Halk Partili belediyeler tarafından karşılanmaktadır.

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Çok yanlış biliyorsunuz; Millî Eğitim Bakanlığı...

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Malumunuz Yeşilay Derneğinin yanı sıra yönetim kurulunda yine AKP iktidarına yakın isimlerin yer aldığı Yeşilay Vakfı mevcuttur ve vergi istisnası, kamu kurumlarına ait taşınmazların kırk dokuz yıllığına bedelsiz tahsisi, Sağlık Bakanlığı bütçesinden 15 milyon liranın Yeşilay Vakfına aktarıldığını görüyoruz.

Diğer taraftan, İstanbul olmak üzere birçok büyükşehrimizde vakıfların bulunduğu alanlardaki açık alanlar kafe, otopark, ticarethane şeklinde kiralanmakta; bu da yine Vakıflar Genel Müdürlüğünün denetim eksikliğini ortaya çıkarmaktadır.

Bir diğer konu ise restorasyon konusu; bu noktada da, bildiğiniz üzere birçok yapı çizgi film kahramanı Sünger Bob şekline dönüştürülmüştür.

Son olarak değerli milletvekilleri, genel olarak vakıflara ne kadar kaynak aktarılıyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özdemir, teşekkür ederim.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Tamamlayabilir miyim?

BAŞKAN - Yani toparlayın lütfen, ek süre veremem çünkü.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Tamam.

Vakıflara ne kadar kaynak aktarılıyor? Bu kaynakların çerçevesi, bütün gelir ve harcama kalemleri açık ve hesap verebilir, şeffaf, hakkaniyetli şekilde belirlenerek, açıklanarak...

Bu yüce Mecliste tartışılmadan onaylandığı için biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesine "hayır" diyoruz.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)