GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir'in 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın ikinci tur görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:47
Tarih:28.02.2016

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; sabahtan beri aynı konuyu defaatle görüştük ama görüyorum ki konuşmacı arkadaşımız ya dinlememiş ya da bu polemik tarzını seviyor.

Bakınız, Anayasa Mahkemesi kararını Sayın Cumhurbaşkanımız eleştirmiştir. Ancak buradan yola çıkarak "Bu bir darbe girişimidir." demek öncelikle darbe ifadesinin çok ucuzlatıldığı anlamına gelir. Yapılan, bir mahkeme kararı eleştirisidir. (CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sessiz olalım lütfen.

Devam edin Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın CHP Grubunu uyarırsanız Sayın Başkan, sürekli konuşuyorlar, biz de konuşabilelim zaman zaman.

BAŞKAN - Dinliyorum ben sizi, duyuyorum.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şikâyet ediyor resmen: "Öğretmenim, çok konuşuyorlar."

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Değerli arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanımızın nasıl seçildiğini biliyoruz; çok büyük bir oy çoğunluğuyla beraber, bu milletin kahir ekseriyetiyle beraber en önemli makama gelmiş bir insan. Bir eleştirisinden yola çıkarak "Darbe girişiminde bulunuyor." demeyi insafla, izanla bağdaştıramadığımı ifade etmek istiyorum.

Onun dışında, Anayasa Mahkemesine karşı muhabbetlerini politik gündeme göre değiştirmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, Sayın Baykal'ın, bırakın mahkeme kararını eleştirmeyi, daha mahkeme kararını vermeden önce, CHP Genel Başkanı sıfatıyla grupta yaptığı konuşmada, 30 Nisan 2007, Deniz Baykal şöyle diyor: "Anayasa Mahkemesi '367'ye gerek yok.' derse ülke çatışmaya gider."

Bakın, daha karar bile yok, karar eleştirisi bile yok, büyük bir tehdit var, darbeyse budur darbe. Dolayısıyla siz eleştireceksiniz ama sizin dışınızdaki kişiler eleştirdiği zaman bunu darbe olarak nitelendireceksiniz. Bu, insafsızlık diye düşünüyorum.

Onun ötesinde, yine, Sayın Kılıçdaroğlu'nun...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - O bir tespitti.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sabret, sakin ol.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - İyi de, tespit başka bir şey.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Size de laf söyleyeyim.

BAŞKAN - Sayın Turan, bana anlatıyorsunuz, devam edin.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sabahtan beri her şeyi söylediler, iki cümle söyledik, insaf, bir durun.

BAŞKAN - Siz devam edin, ben dinliyorum sizi.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bakınız, Sayın Kılıçdaroğlu'nun da çok uzun bir konuşması var. Mahkemeye, burada söylemekten utanacağım ifadeler kullanıyor; ne meşruiyeti kalıyor ne tanınması kalıyor ne "meşru kalmaz..." her şeyi söylüyor. Şunu demek istiyorum: Siz mahkeme kararını eleştireceksiniz, bu bir eleştiri olarak değerlendirilecek, Sayın Cumhurbaşkanı eleştirince bu darbe olacak. Bunu doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum.

ATİLA SERTEL (İzmir) - En tepedeki adam...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sabredin, sakin olun.

Onun dışında, Sayın Başkan, Cumhurbaşkanımız Anayasa Mahkemesi kararından sonra, ilgililerin cezaevinden çıkmasından sonra, yerel mahkemenin o karara uymasından sonra bunu söylemiştir. Hangi kararı etkilemiştir bununla ilgili? Var mı etkilenen bir karar? Hani, her gün "diktatör" diyorlar, ağır eleştiride bulunuyorlar ya. Ben de diyorum ki, nasıl bir diktatörlükse Anayasa Mahkemesi bu karara uymuyor, bu talebe uymuyor. Onun ötesinde, yerel mahkeme bu Anayasa Mahkemesi kararına uyuyor. Ben, o yüzden milletimizin irfanına, izanına bir daha sığındığımızı ifade etmek istiyorum. Ortada bir mahkeme eleştirisi vardır, buna saygı duymak gerektir diye düşünüyorum.