| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 47 |
| Tarih: | 28.02.2016 |
BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Ankara) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; sizleri ve sizlerin şahsında aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
2016 yılı bütçe görüşmelerinin başarılı bir şekilde geçmesini temenni ediyor, hazırlanan bütçenin ülkemize, milletimize, kurum ve kuruluşlarımıza hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum. Konuşmamın hemen başında, 2016 bütçe tasarısının hazırlanmasında emeği geçen Maliye Bakanlığımıza, Plan ve Bütçe Komisyonumuza, tüm bakan arkadaşlarıma, milletvekili arkadaşlarımıza, bürokrat ve uzmanlarımıza şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Birçok milletvekili arkadaşımız burada söz aldılar ve eleştirileriyle, yorumlarıyla, uyarı ve değerlendirmeleriyle bütçeye katkı sundular. Ben, hiçbir parti ayrımı gözetmeksizin, eleştiri ve değerlendirmeleriyle bize katkı sağlayan, görüşleriyle zenginlik katan arkadaşlarımıza huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığımın sorumluluk alanında olan Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğünün bütçelerini değerlendirmek üzere huzurlarınızdayım. Bu kurumlarımızın her biri geçmişte olduğu gibi bugün de Türkiye'nin yüz akı kurumlardır, milletimizin iftihar kaynağıdır. Her biri hem yurt içinde hem yurt dışında Türkiye'yi başarıyla temsil ediyor, Türkiye'nin adından övgüyle söz ettiriyorlar. Bu kurumların her birinin ortak özelliği, kamu diplomasisi, insani diplomasi, kültür diplomasisi alanlarında faaliyet göstermesi, doğrudan insan odaklı bir misyona sahip çıkmasıdır. Bu değerler "yumuşak güç", "ince güç" ya da İngilizce tabirle "soft power" olarak adlandırılıyor.
Bugün bölgemiz siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkla, çatışmalarla, savaşlarla, insani krizlerle çalkalanıyor. Bu çalkantının içinde unutulan şey insandır yani insan ıskalanmaktadır ve aslında çok büyük insani krizler yaşanmaktadır. Türkiye, insanlık testinden geçilen bu zor zamanlarda ortaya koyduğu vicdani duruşla bölge halklarının saygısını, sevgisini, empatisini kazanıyor. Bu bakımdan, TİKA, AFAD, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmalar gerçekten çok değerlidir. Türkiye, bu kurumlarımız eliyle yaptığı çalışmalar sayesinde dünyanın birçok yerinden övgüyle, saygıyla, sevgiyle tepkiler almaktadır. Savaşlarla, zulümlerle, emperyalist duygularla hareket eden ülkeler mazlum halklar tarafından eleştirilirken Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağı, umudun, vicdanın sembolü olarak görülüyor çünkü Türkiye, özellikle son birkaç yıldan bu yana ortaya koyduğu insani diplomasiyle dünyanın yegâne delikanlı sesi olmuştur; vicdanın, insanlığın sesi olmuştur. Hükûmetimiz de gücünü, icazetini bu aziz milletten, hamiyetperver milletimizden almaktadır ve tarihî sorumluluğun gereğini yerine getirmektedir. Kaldı ki, söz konusu olan hakkı savunmaksa, hakkı haykırmaksa, insan onuru ve haysiyetiyse her türlü eleştiriye rağmen hakkı savunmaya, hakkı haykırmaya, insan onuru ve haysiyetini savunmaya devam edecektir; Türkiye'nin medeniyet birikimi bunu gerektirir, Türkiye'nin tarihî sorumluluğu bunu gerektirir, aziz milletimizin kültürel değerleri, hoşgörüsü, insani hasletleri ve hassasiyetleri bunu gerektirir.
Birileri eleştiriyor diye, insanlığın, insan onurunun, hakkın, hukukun, vicdanın karşısında durmamız söz konusu olamaz. Yanı başımızda insanlar katledilirken, insanlar açlıktan, susuzluktan kırılırken buna sessiz kalamayız. Mazlumlar kapımızı aşındırırken buna kayıtsız kalamayız ve kalmıyoruz da. TİKA, AFAD, YTB, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz bu yönde üstün çabalar harcıyor, köklü medeniyetimizin, tarih sorumluluğumuzun icbar ettiği misyonu üstleniyorlar. Bu süreçte, gelişmiş ülkeler, ekonomik krizleri bahane ederek kalkınma yardımlarını azaltırken Türkiye nerede bir mazlum varsa onunla ekmeğini paylaştı, gidilemeyen yerlere cesaretle gitti, imkânlarını hiçbir ayrım gözetmeden insanlığın hizmetine sundu. 2003 yılında 85 milyon dolar resmî kalkınma yardımı yapan Türkiye'nin, 2014 yılındaki resmî kalkınma yardımları 3 milyar 591 milyon dolara ulaşmıştır. Resmî kalkınma yardımının gayrisafi millî hasılaya bölünmesiyle hesaplanan milenyum hedefi gerçekleşme düzeyi on yıl önce binde 1 iken 2014 yılında bu rakam binde 4,5 olarak hesaplandı. En az gelişmiş ülkelere yapılan yardım 1,5 milyar doları aştı. Bu oranlarla, Türkiye, gayrisafi millî hasılaya oranla dünyada 1'inci, toplamda ise dünyada 3'üncü ülke oldu. "Komşusu açken tok yatmama" şuuruyla dünyanın her yerine cömertçe şefkat elimizi uzatıyoruz.
İşte ülkemizin göz bebeği kurumlarından olan TİKA yani Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığımız, 2015 yılı itibarıyla yirmi dördüncü yılını tamamladı. 2002'den 2015'e kadar geçen on iki yıllık süreçte TİKA'nın ofis sayısını 12'den 50'ye, toplam proje ve faaliyet sayısını 2 binlerden 18 binlere çıkardık. TİKA, şu anda 150'den fazla ülkede faaliyet gösteriyor yani ofisi olmayan -50 ülkede ofisi var- 150 ülkede faaliyet gösteriyor. Bu gelişme TİKA'nın bütçesine de yansıdı, 2002 yılında başlangıç ödeneği yaklaşık 22 milyon lira iken 2015 yılında 221 milyon lira bütçe gerçekleşmesine ulaştı. Birtakım ofisler açıyoruz, Irak ve Hırvatistan'da da inşallah ofis açılması için çalışmalar devam ediyor.
Türk medeniyetinin en eski yazılı kaynakları olan Moğolistan'daki Orhun Yazıtları'nı, Bilge Tonyukuk Anıtları'nı koruma altına aldık, müzeler inşa ettik. Türkmenistan tarihî Merv şehrinde yer alan Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan'ın türbesinin bulunup yeniden inşa edilmesi için çalışmalara başladık. Kazakistan'da yapılan arkeolojik kazılarla ortaya çıkarılan Tunç Devri, Hun ve Göktürk devirlerine ait tapınak, mezar ve yerleşim merkezlerinin kalıntılarını koruma altına aldık.
Orta Asya ve Balkanlardaki soydaşlarımız ve kader birliği yaptığımız kardeşlerimiz için eğitim alanında büyük yatırımlar yaptık. Makedonya Kocacık köyünde cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün babasının doğduğu ve yaşadığı evi Anı Evi olarak hazırladık. Karadağ'da Adriyatik'in en büyük İslam kültür merkezi olan Selimiye Camisi ve Kültür Merkezi'ni tamamladık. Tarım, turizm, mesleki eğitim, temel eğitim, tıp, maliye, hukuk gibi birçok alanda dost ve kardeş ülkelere yardımcı oluyoruz. Eğitim önemli. Bu kapsamda 2014 yılında 69 okul inşaatı, onarımı ve 134 okul donanımı, tefrişatı gerçekleştirilmiştir dünyanın dört bir tarafında.
Aynı şekilde, sağlık projelerinde 2011-2014 yılları arasında TİKA eliyle 50'ye yakın hastane, sağlık merkezi inşa ettik, 110'a yakın hastane ve sağlık merkezinin ise onarımı ve donanımı gerçekleştirildi. Yaklaşık 3 bin sağlık personeline eğitim verdik. Afrika ülkeleri başta olmak üzere 28 adet ambulans temin ettik. Yani sınırlarımızın ötesinde bu vatanın, bu milletin selameti için toprağa düşen şehitlerimizin şehitliklerine de sahip çıkmayı bir görev biliyoruz. O şehitler ki bu milletin onurudur, o topraklardaki tapularımızdır. Dünyanın dört bir yanında şehitliklerimiz var. En son Myanmar'da şehitliğimizi tamamladık. Geçenlerde Sırbistan'daydık. Şimdi bazıları "Niye Sırbistan'a elinizi uzatıyorsunuz, faaliyet yapıyorsunuz?" diyebilir. 30 bin askerimiz Sırbistan'da şehit olmuş. Ziyaretimizde bir an önce buraya şehitlerimizin manevi hatırasına hürmeten şehitlik yapılması gerekir diye gereken talimatları verdim.
Dünyanın dört bir yanında kriz çıktığında oraya TİKA'yla, AFAD'la sivil toplum kuruluşlarımızla önce Türkiye ulaşıyor. İsrail saldırılarıyla büyük mağduriyet yaşayan Filistinli kardeşlerimizin yardımına önce biz koştuk. Ebola salgınının kasıp kavurduğu Batı Afrika'ya önce biz ulaştık. Dünyanın kendi kaderine terk ettiği açlık, kıtlık, kuraklık, salgın hastalıklar, terör ve siyasi istikrarsızlık yüzünden yok olmaya yüz tutan Somali'ye önce biz elimizi uzattık. Sadece 2002-2013 yılları arasında toplam 1.046 su kuyusu açtık, 2014 yılında 130 adet su kuyusu açtık. Binlerce kişiye yaptığımız hastaneler tedavi imkânı sundu. Güney Doğu Asya'da Myanmar'ın Arakan bölgesinde yaşanan insani drama öncelikle biz müdahale ettik. Sırbistan'da orman yangını ve toprak kayması sonucu evlerini kaybeden Sırp ve Boşnak ailelere konut hibe ettik. 2014 yılında Bosna-Hersek ve Sırbistan'da meydana gelen sel felaketinden etkilenen bölgelerin yaralarının sarılması için yine yardım elimizi uzattık.
Diğer bir kurumumuz olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı bütün yurt dışındaki vatandaşlarımızın meseleleriyle ilgileniyor. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, yabancı düşmanlığından İslamofobiye, gençlik daireleri tarafından ellerinden alınan çocuklarımızdan aile birleşimindeki sıkıntılara ve eğitime kadar çok çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar.
YTB tarafından hazırlanan mali destek programları ve doğrudan faaliyetlerle, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı her alanda destekliyoruz. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın kendi kimliklerini, kendi kültürlerini koruyarak onları bulundukları ülkelerde daha etkin hâle getirmek için birçok program yürütüyoruz. Bu programlardan bazıları: Ayrımcılıkla mücadele, aktif yurttaşlık ve eşit katılım, herkes için adalet, çift dilliliği teşvik, eğitime akademik destektir. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız Türkiye'deki işlemlerinde birtakım hukuki ve idari sorunlar yaşıyorlardı. Bu sorunları aşmak için de YTB eliyle bir paket hazırladık. Yurt dışında yaşayan vatandaşların pasaport harçlarının 100 avroya düşürülmesi, dövizli askerlik bedelinin 6 bin avrodan bin avroya düşürülmesi, yurt dışında yaşayan vatandaşların Türkiye seyahatlerinde yüzde 20 oranında aile indiriminden faydalanması gibi 6 düzenleme. Yani seçimden önce ne söz verdiysek hepsini hayata geçiriyoruz.
Biliyorsunuz, 2011'de yapılan milletvekili seçimlerinde katılım düzeyi sadece yüzde 5'ti, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 18'e çıktı, 7 Haziran seçimlerinde yüzde 37'ye, 1 Kasım seçimlerinde yüzde 45'e ulaştı. Bütün bu faaliyetlerde YTB gerçekten önemli bir rol oynadı.
Gençlik Köprüleri Programı, Evliya Çelebi Gençlik Köprüleri Programı... 2015 yılında 1.500 öğrencinin bu programlara katıldığını söyleyebiliriz. Yurt dışı vatandaşlar araştırma destek bursları verildi, hukuk eğitim programları düzenlendi. Birçok program var. Ben sadece başlıklarını söyleyeyim: Akademi programları, Bürokrasi Akademisi... Balkan Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Buluşması. 3 adet, farklı kıtalara dönük, Balkan ülkeleri, Orta Doğu ve Afrika düşünce kuruluşlarını Türkiye'de bir araya getirdik. Oraların kurumsal kapasitelerini geliştirmek için gerçekten YTB çok önemli faaliyetler yürüttü. Kırım Tatar Tarihî Eserleri Envanteri Projesi'ni yaptık, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü Sözlü Tarih Çalışması tamamlandı. 2014-2015 ileri düzeyde Türkçe eğitim programları düzenlendi.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Kırım elden gitti ama.
BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Devamla) - Türkiye-Lübnan Dostluk Köprüsü, Lübnan'da Türk Varlığı ve Osmanlı Mirası Raporu hazırlandı. Şu anda, Türkiye Bursları kapsamında, 153 ülkeden yaklaşık 16 bin uluslararası öğrenci 55 farklı şehirde 105 üniversitemizde öğrenim görüyorlar. Sadece 2015 yılında 182 ülkeden yaklaşık 155 bin başvuru aldık, 5 binini burslandırdık. Şu anda 4 bin uluslararası öğrencinin katılımıyla bir mezuniyet töreni de düzenlendi.
Diğer kurumumuz -hızlı hızlı geçiyorum süre daraldığı için- (AFAD) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı. Burada doğru birtakım değerlendirmeler de yapıldı muhalefet partilerimiz tarafından yani afet olduktan sonra süreci, krizi yönetmekten önemli olan riski yönetmektir, öncesinde yönetmektir. AFAD'ın son dönemdeki bütün stratejisi de aslında bunun üzerine kurulmuş durumda.
AFAD, artık felaketler başa geldiğinde müdahalede bulunan afet yönetim politikalarını geride bıraktı. Şu anda afetleri henüz gerçekleşmeden önlemeye çalışan Afet Risk Yönetim Sistemi'ni uyguluyoruz. Zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme evrelerinden oluşan ve Bütünleşik Afet Yönetim Sistemi olarak adlandırılan yeni bir modeli benimsemiş durumdayız. Bu modelle, afet öncesi hazırlık, planlama ve risk azaltma çalışmaları, eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri, erken uyarı ve kesintisiz haberleşme projeleriyle afet zararlarını en aza indirmeye çalışıyoruz.
Ülkemizi afet anında sıfırıncı dakikaya hazırlıyoruz; tüm bakanlıklarımızın katılım ve destekleriyle Türkiye Afet Müdahale Planı'nı hazırladık ve bunun il operasyon afet müdahale planlarını da tamamladık. Afet Yönetim ve Karar Destek Sistemi'ni hayata geçirdik, Afet Geçici Kent Yönetim Sistemi'yle afetzedelere yönelik yardımları organize edebileceğimiz Elektronik Yardım Dağıtım Sistemi'ni hayata geçirdik, Mekânsal Bilgi Sistemi'ni hayata geçirdik, Olay Komuta Sistemi'ni hayata geçirdik. Tüm bunlar, gerçekten, işte afet riskini en aza indirmek açısından çok önem taşıyor. Deprem Erken Uyarı ve Ön Hasar Tahmini Projesi'ni başlattık, Kesintisiz ve Güvenli Haberleşme Sistemi'ni hayata geçirdik, çadır stokumuzu artırdık ve Türkiye'yi afetselliğine göre 15 bölgeye ayırdık, 27 lojistik merkez kurma çalışmalarına başladık.
2015 yılının ilk 11 ayında 1.327 afet ve acil durum olayına 6.721 personelle müdahale ettik, 9.068 vatandaşımızı sağ olarak kurtardık, Allah rahmet eylesin, ölen 636 vatandaşımızın cenazelerini yetkililere teslim ettik.
Türkiye Afet Yönetimi Çerçeve Belgesi'ni hazırladık. Bütünleşik afet tehlike haritalarının hazırlanmasıyla ilgili de çalışmalar devam ediyor. Coğrafi Bilgi Sistemi ile Birleştirilmiş Türkiye Heyelan Envanteri'ni çıkardık. Şimdi, Türkiye'nin deprem haritasını güncelliyoruz. Yani gelişen teknolojiyle, yeni sismik haritalarla nasıl bir Türkiye deprem haritasının olması gerektiğine dair çalışmaları sürdürüyoruz. Türkiye Deprem Veri Merkezî'ni hayata geçirdik. Ulusal sismik ağların geliştirilmesi kapsamında Almanya Yerbilimleri Araştırma Merkezi ile Doğu Marmara'da denizin çevresinde deprem aktivitesinin izlenmesine toplamda 7 adet derin kuyu sismometre ağı kurulması amacıyla uluslararası proje tamamlandı. Projeyle olası Marmara depremine ilişkin en küçük sismik hareketler takip ediliyor.
Soma kazazedelerinden bahsedildi. Yardım kampanyasında -bu rakamları vermeyecektim ama çok gündeme geldiği için- 53 milyon 153 bin 46 lira 2 kuruş destek birikti ve bunlar ailelere eşit şekilde paylaştırıldı.
Van depreminde 13 çadır kent, 35 konteyner kentte toplam 200 bin vatandaşımızı misafir ettik. Hak sahipleri için TOKİ eliyle 17.489 konut, köylerimizde de evini yapana yardım sistemiyle 7.592 konut olmak üzere, toplamda 25.081 konut inşa ettik. 47 kilometreden içme suyu getirdik ve Van'ın da topyekûn içme suyu sorununu çözdük ve Van'ın inşası için devletin harcadığı para 5,3 katrilyondur, 5,3 milyar lira para harcanmıştır.
Bugün afetlere dünden daha hazırlıklı olduğumuzu söyleyebiliriz.
Şu anda, Türkiye'de 285 bin Suriyeli sığınmacı var, 10 ilimizde 26 geçici barınma merkezinde kalıyorlar. Toplamda yaklaşık 2,7 milyon Suriyeli kardeşimizin Türkiye'de misafir edildiğini söyleyebiliriz. Tabii, hemen sınırın karşı tarafında kurulan 10 tane çadır kent var, buralarda da yaklaşık 120 bin Suriyelinin olduğunu söyleyebiliriz.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de 9.416'sı Bayır Bucak'tan gelen, toplam 59.129 Türkmen kardeşimiz bulunuyor. Suriye'den gelen Türkmenlerin tamamı 23.704 kişidir. Buna ek olarak 9.075 Iraklı Türkmen de AFAD barınma merkezlerinde kalmaktadır.
Eskiden Türkiye, yardım yapılan ülke konumundaydı, bugün dünyanın her ülkesine yardım yapan ülke konumuna geldi. 51 ülkeye, afet ve acil durumlarda insani yardımda bulunduk, arama kurtarma ekipleri gönderdik. AFAD'ın koordinasyonunda son dönemde 500'den fazla yurt içi ve yurt dışı insani ve acil yardım faaliyeti inşa edildi.
Irak'ta yaşanan insani kriz nedeniyle, sıfır noktasında, AFAD İnsani Yardım Dağıtım Merkezi üzerinden bugüne kadar 80 binden fazla gıda kolisi, yüzlerce ton kuru gıda, yaklaşık 9 bin çadır, 354 konteyner, 25 bin battaniye, muhtelif barınma malzemesi, hijyen malzemesi, bebek maması, ilaç ve tıbbi malzemeden oluşan 762 tırlık insani yardım malzemesi -başta Türkmenler olmak üzere, Ezidi, Kürt, Arap- ihtiyaç sahibi bütün kardeşlerimize gönderilmiştir ve Kuzey Irak'ta bildiğiniz gibi 35 bin kişi kapasiteli 3 barınma merkezi kurduk. Burada hem Türkmenler kalıyor hem Ezidiler kalıyor hem Araplar kalıyor.
Gazze halkının maruz bırakıldığı hayat şartlarının insani kriz boyutuna ulaşmasıyla birlikte AFAD harekete geçti. 2011 yılından beri 43,5 bin ton un yardımı yapıldı. Yani dünyanın çok farklı ülkelerine yapılmış yardımlar var. Bütün bunlarla Türkiye'nin dünyada insani yardımlarda, kalkınma yardımlarında ilk sıralarda yer alması üzerine mayıs ayında dünyada ilk defa Birleşmiş Milletler bir insani zirve düzenliyor. Mayıs ayında, inşallah, İstanbul bu zirveye ev sahipliği yapmış olacak.
Vakıflar Genel Müdürlüğü çok önemli faaliyetler yapıyor. Camiler, mescitler, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, imaretler yani ecdadımızdan kalan ne kadar vakıf eser varsa ecdat yadigârı eserleri onarıyoruz; ecdat yadigârı topluluklara sahip çıkıyoruz hem soydaşlarımıza hem yurt dışındaki vatandaşlarımıza. Bütün bunların hepsini bir emanet olarak görüyoruz ve hepsine sahip çıkıyoruz.
Bildiğiniz gibi, vakıflar bünyesinde 52 bin mazbut vakıf var Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen. Bütün bunlara, vakıf ruhuna uygun bir şekilde, vakıf amaçlarına, kuruluş amaçlarına uygun bir şekilde faaliyetler yapmaya çalışıyoruz.
Vakıflar Genel Müdürlüğümüz eliyle 2003-2015 yılları arasında, il ve bölge ayrımı yapmaksızın, yaklaşık 4.500 vakıf eserin projeleri çizilmiştir, onarımları tamamlanmıştır. Birkaç örnek vereyim: 2015 yılında Edirne Hasan Sezai Dergâhı, İstanbul Beşiktaş Küçük Mecidiye Camisi, Edirne Büyük Sinagogu, Edirne merkez Kazasker Salih Mescidi, Muş merkez Ulu Camisi, Malatya Arapgir Şakirpaşa Camisi, Adıyaman merkez Abuzer Gaffari Türbesi, Kocaeli Gebze Çoban Mustafa Paşa Camisi ve Külliyesi, Mardin Nusaybin Zeynel Abidin Camisi ve Türbesi, Bolu Dörtdivan Merkez Camisi, Afyonkarahisar Şuhut Ulu Camisi, Şanlıurfa Harran İmam Bakır Türbe ve Mescidi, Bursa Osmangazi Tahtalı Camisi gibi önemli eserlerin restorasyonları gerçekleştirildi. İnşallah, şimdi, terör örgütünün âdeta katlettiği tarihî eserleri, bölgede, güneydoğuda kurşunlanan -Kurşunlu Camisi başta olmak üzere- ne kadar tarihî eser varsa, ister cami olsun ister kilise olsun, bunları da bir an önce, ivedilikle tekrar restore edeceğiz. Van depreminde tamamen yıkılan merkezdeki Aşağı Norşin ve Hafiziye Camilerinin yeniden inşa çalışmaları tamamlandı.
15 kalemden oluşan kuru gıda paketlerini 81 il merkezinde 20.315 ihtiyaç sahibi aileye dağıtıyoruz. Eyüp İmareti'nden 2 bin kişiye her gün sıcak yemek veriyoruz. Bunun gibi birçok faaliyet var.
Muhtaç aylığı 556 lira, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz muhtaç ailelere veriyor. Öğrenci bursları, ilk ve ortaöğrenim bursları... 15 bin öğrenciye ayda 60 lira burs veriyor. Üniversite öğrencisi, 5 bin öğrencimize yükseköğrenim bursu veriyoruz 200 lira olmak üzere. Bütün bunlar yani ecdadın emaneti olan vakıflarımızın asli fonksiyonlarına uygun bir şekilde... Sosyal devlet olarak biz bugün fakire fukaraya, garip gurebaya yardım ediyoruz. Sağlık hizmetleri vesaire hepsi aslında sistemin içerisinde devlet tarafından karşılanıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü de aslında zorlanıyor, yani yardım yapma vesaire konusunda ama buna rağmen bütün bu bahsettiğimiz alanlarda birtakım faaliyeteler içerisinde.
Tabii, vakıflara ait vakfiye, berat, hüccet, ferman gibi belgeler var, bunlarla ilgili arşiv çalışmaları da devam ediyor. Vakıfların Halı Müzesi var, Hat Sanatları Müzesi; bunlarla ilgili birtakım çalışmalar da var.
Yurt dışında da var, yani ecdat yadigârı vakıf eserler yurt dışında da var, onları da ihya etmeye çalışıyoruz. Bosna-Hersek, Saraybosna İsabey Hamamı'nın restorasyonu tamamlandı, hizmete açıldı. Bosna-Hersek Foça Alaca Camisi'nin rekonstrüksiyonu yani yeniden ihya edilmesi çalışmaları. Makedonya Manastır'da bulunan Haydar Kadı Camisi'nin restorasyonu. Kosova Cakova'da bulunan Küçük Medrese ve Hadım Süleyman Ağa Kütüphanesi'nin restorasyon çalışmaları devam ediyor. Bosna-Hersek Saraybosna'daki öğrenci yurdu inşaatı da devam ediyor.
Ayrıca, Kosova'da 5 Osmanlı vakıf eseriyle ilgili çevre düzenleme projeleri hayata geçiriliyor. Yine, Kosova'da 6 vakıf camisinin projeleri, Makedonya'da 3 vakıf camisinin projeleri çizilme safhasında.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Lefkoşa Dükkânlar Önü Camisi'nin restorasyon ihalesi ile Kıbrıs Lefkoşe Selimiye Camisi, Gazimağusa Lala Mustafa Paşa Camisi, Girne Hazreti Ömer Türbesi'nin proje hazırlama ihaleleri de önümüzdeki dönemde yapılmış olacak.
Sürem azaldığı için gündeme getirilen birkaç konuya da vurgu yapmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, şimdi bazı eleştiriler geldi: "TİKA Türk dünyasından yüzünü çevirdi; Araplarla ilgileniyor, Afrika'yla ilgileniyor." Şimdi bu, doğru bir yaklaşım değil. Şimdi, birazdan anlatacağım Türk dünyasıyla ilgili neler yapıldığını. Ama şöyle bakmamız lazım: Biz, biraz önce dediğim gibi, ecdat yadigârı topluluk, tarihî eser, ne varsa sahip çıkıyoruz; bu, Afrika'da da olabilir, Balkanlarda da olabilir, Kafkaslarda da, her yerde olabilir. Burada sadece ecdat yadigârı olması, Türk olması da gerekmiyor; bir mazlumun, mağdurun ihtiyacı varsa... Yani, Somali'de açlıktan ölmek üzere olan bir çocuğa elbette biz yardım elimizi uzatacağız veya Sudan'da veya Myanmar'da şehitlik yapacağız, Sırbistan'da yapacağız. Şimdi Türk dünyasında yapılan projeler. 1992-2002 yılları arasında Türk dünyasına TİKA'nın yaptığı proje 2.200; bizim dönemimizde 6.500'ü geçmiştir, 3 kat bu projeler artmıştır.
Balkanlarda Makedonya, Kosova, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan'da yaşayan etnik Türk topluluklarının ötesinde, Etiyopya'daki Harar Türklerinden, Moğolistan'ın Başkenti Ulanbatur'a bin kilometre uzaklıkta yaşayan Duha Türklerine ve Hoton Türklerine; Sudan'da, Libya'da, Lübnan'da, Ürdün'de Türk kimliğini sürdüren topluluklara da TİKA'nın vizyonu çerçevesinde yardım elimizi uzattık. Yani, nerede Türk varsa, soydaş varsa, akraba topluluk varsa, onun da ötesinde, mazlum, mağdur varsa oraya TİKA elini uzatmıştır.
Gagavuz Türkleri, eğitim projeleri uyguluyoruz. Sarı Saltuk'un varisi Dobruca Türklerine, bütün okullarına Türkçe sınıfı açıyoruz. Kosova Türklerine 26 milyon avro destek sağladık. Balkanlar ve Doğu Avrupa Türklerine 180 milyon avroluk destek sağladık. Kırım Türklerine yönelik bin konut projesi tamamlandı. 25 binden fazla insanı temiz suya kavuşturan su sağlama projeleri, 233 proje gerçekleştirildi 30 milyon dolarlık. Kırım'daki Türk varlığına yönelik Zincirli Medrese ve Hacı Giray Han Türbesi gibi restorasyon faaliyetlerini yaptık.
Ahıska Türkleri, bakın, aylardır bu konuyla uğraşıyorum. En son, Ukrayna'da çatışma bölgesinde kalan yaklaşık 3 bin Ahıska Türkü'nü Türkiye'ye getirme ve iskân etme kararı aldık Bakanlar Kurulunda. Ukrayna'dan ilk aileler geldi, ben kendim gittim, karşıladım. Erzincan'da Üzümlü ilçesine yerleştirdik, dubleks dairelere ve her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bir çalıştay yaptık, dünyanın neresinde Ahıska Türkü varsa hepsinin temsilcisi geldi ve Türkiye'ye teşekkür ediyorlar. Hepsine kapılarımız açık. Aslolan, Gürcistan'daki asıl topraklarına dönmeleridir, bunun için de diplomatik çabalarımız sürüyor ama Türkiye'de yaklaşık 20 bin Ahıska Türkü var, onlara da kucağımızı açmış durumdayız.
Türkmenistan'da, Sultan Alp Arslan'ın mezarının bulunması, türbesinin yapılması; Kırgızistan'da, Oş şehrinde 850 kişilik Kırgız Türk Dostluk Lisesi ve poliklinik inşası; Bişkek'te ekmek fabrikası yapımı; Kazakistan'da arkeolojik kazılarla ortaya çıkarılan Türk tarihine ait kalıntıların korunması; Uluslararası Türk Akademisine basın merkezi kurulması; Azerbaycan'da Bakü Türk Anadolu Lisesinin modernizasyonu; Özbekistan'da kemik iliği nakli merkezi, plastik cerrahi operasyonları; Türkmenistan'da Ahıskalıların Vatana Geri Dönüş Projesi çerçevesinde verilen idari, mali, teknik destekler; Moğolistan'da Bilge Tonyukuk kara yolu inşası, Bilge Tonyukuk Anıtı çevre düzenlemesi, Türk Anıtları Projesi, Orhun Müzesi yapımı, Duha, Tuva, Hoton Türklerine yapılan yardımlar, Moğolistan Tuvalarının Dil ve Kültür Birikimlerini Derleme Projesi; Makedonya'da Yörük Türklerinin Su İhale Hattı Projesi'yle yüz yıllık sorunu çözüldü, İshak Çelebi Camisi restorasyonu, Üsküp Çocuk Acil Kliniği inşası... Yani, "Türk dünyası Türklerle ilgilenmiyor, TİKA yüzünü çevirdi." dendiği için bunları okuyorum. Kosova'da yapılanlar; Kırım'da, Bosna-Hersek'te yapılanlar; Kırım'ın 14 köyünde 25 binden fazla insanı temiz suya kavuşturan su sağlama projeleri, Kırım Tatar dilinde eğitim veren millî mekteplerin yenilenmesi, kapasite artırımı; Moldova Gökoğuz Yeri Başkanlık Komitesi İdari Binası'nın yenilenmesi, yaşlılar huzur evinin yenilenmesi, Gagavuzya Kıpçak kasabası çocuk kreşinin yeniden inşası; Etiyopya'da Harar Türklerine altyapı eğitimi ve sağlık desteği...
"Buralara yardım yapıyorsunuz da ne oluyor?" Biz insani, vicdani, ahlaki bir duruşun gereği olarak bunları yapıyoruz ama bunlar elbette Türkiye'nin dış politikasına katkı sağlıyor. Bakın, sadece Etiyopya'yla ihracatımız 4 kat arttı. Bütün bu ülkelerle ikili ilişkilerimiz arttı. Uluslararası kuruluşlarda Türkiye'ye verilen destekler arttı ve Türkiye'ye karşı bu insanlar, mazlum halklar yani "Başım sıkıştığında yardım elini uzatacak bir ülke var, bir kardeş halk var." diye düşünmeye başladılar. Bunlar çok önemli.
Bazı ülkeler sayıldı "TİKA niye orada ofis açmıyor?" Arkadaşlar, biz ofisi canımızın istediği yerde açamıyoruz. Bu, ülkeler arası anlaşmayla oluyor, o ülkelerin kabul etmesiyle oluyor. Birtakım ülkelerle bu temaslarımız sürüyor, Yunanistan da bunlardan bir tanesidir. İkili bir anlaşma yapılabilirse, Yunanistan devleti kabul ederse TİKA ofisi açılabilecek. En son Yunanistan'daki görüşmede bu konuyu yine gündeme getirdik. Ama, burada, bu ülkelerde yani ofisimiz olmayan ülkelerde de biz büyükelçilik üzerinden benzer faaliyetler yürütüyoruz ve elimizden gelen katkıyı yapmaya çalışıyoruz.
"Romanya'dan ne kadar öğrenci geldi?" diye soruldu. 40 öğrenci bulunuyor, bunların 10 tanesi Türk soyludur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür ederim.
BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Devamla) - Diğer Bakanımızdan süre alayım.
BAŞKAN - Öyle mi? Peki, tekrar açalım süreyi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yarın Anadolu Ajansı Editör Masası'nda anlatırdınız, kırk beş dakika dinliyoruz her sabah.
BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Devamla) - İnşallah. Yani dinliyorsanız daha hararetli konuşurum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Keşke siz de bizi dinleseniz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Devamla) - Ülkemizde öğrenim gören Moldovalı öğrenci sayısı daha fazla olmakla birlikte Gagavuz Yeri'nden toplam 39 öğrenci burslu olarak okuyor. Gagavuz dilinin yaşatılması için 15.070 adet ders kitabı bastırıldı. Gagavuzca, Rusça, Romence Dilsel Terimler Sözlüğü Projesi'ne destek verildi, bunun gibi birçok faaliyet...
1992 yılından bugüne kadar Türk dünyasından 22.278 öğrenci burslandırıldı. Hâlihazırda 4.166 öğrenci burslu olarak Türkiye'de devam ediyor, bunlar 26 ilde okuyorlar. Onun ötesinde, Gençlik Köprüleri projeleri, Genç Liderler Programı vesaire gibi birtakım projeler var.
Şimdi, bu Türkmenlerle ilgili değerli arkadaşlar, bakın, biz gece gündüz bu meseleyle uğraşıyoruz yani ister Hristiyan olsun, Ezidi olsun, Arap olsun, Sünni olsun, Alevi olsun, Türk olsun, Kürt olsun, ayırt etmeden herkese kucağımızı açtık, kapımızı açtık.
MUSA ÇAM (İzmir) - Yapma ya! Sayın Bakan, yapma ya, etme eyleme ya!
BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Devamla) - Ama Türkmenler bizim canımızdandır, kanımızdandır ve gece gündüz onların meseleleriyle uğraşıyoruz. Irak ve Suriye Türkmenlerine yardım çalışmaları kesintisiz sürüyor. Zaho Derebun, Duhok Şariya, Zaho Berseve'de Türkmenlerin de barınması amacıyla 34.500 kişilik 3 kamp kuruldu. İslâhiye'de 9.107 Irak Türkmeninin her türlü ihtiyacı gideriliyor. Hatay Yayladağı, Gaziantep İslâhiye, Osmaniye Cevdetiye, Malatya Beydağı, Hatay Güveççi'de kamplarımızda 23.641 Suriye Türkmen'i bulunuyor. 22.495 araçla 1 milyar 258 milyon lira tutarında insani yardım gerçekleştirilmiştir. 450 tır yardım gönderilmiştir. Bakın, medyadan takip ediyorsunuzdur, hemen hemen her gün teşkilatlarımız, sivil toplum örgütlerimiz kimi 50 tır, kimi 100 tır hazırlamış ve onları biz yolcu ediyoruz. Bunların çoğu Bayır Bucak Türkmenlerine giden yardımlardır.
İstanbul ve deprem meselesiyle ilgili birtakım şeyler gündeme getirildi. Burada 850 personelin aynı anda görev yapacağı merkezler oluşturulmuştur. Haberleşme sisteminin güçlendirilmesi ve yedeklenmesi yapılmıştır. Afet ve Acil Durum Müdahale Planlaması yapılmıştır. Bütün kurumların hangi görevi yapacağı, depremden önce hazırlık aşamasında, müdahale aşamasında ve depremden sonra ne yapacaksa bunların eylem planları hazırlanmıştır. Halkın bilinçlendirilmesiyle ilgili İstanbul'da 1 milyon kişiye eğitim verilmiştir, toplamda 5 milyon kişiye eğitim verilmiştir. 962 kamu binası güçlendirilmiştir; 772 okul, 43 hastane, 59 poliklinik, 44 idari bina, 28 yurt binası, 16 sosyal hizmet binası olmak üzere 962 binada güçlendirme çalışması yapılmıştır; 233 bina ise yıkılmıştır, yeniden yapılmıştır.
"AFAD'a 7-8 bin personel alındı." dendi. Bu kesinlikle doğru değil. AFAD personel sayısı: Farklı üç kurum, biliyorsunuz, birleştirildi AFAD kurulurken. Bunların birleştirilmesi ve illerde özel idare bünyesinde bulunan taşra teşkilatlarının AFAD'a bağlanmasından ibarettir bu sayı. Yani yeni eleman alınmamıştır. 81 ildeki taşra teşkilatlarıyla birlikte AFAD'daki toplam personel sayısı da 5.508'dir.
Onun ötesinde birtakım afetlerden bahsedildi. Artvin ili Borçka, Hopa, Murgul, Arhavi ilçeleri. Buraya da ilk başta 3,7 milyon acil yardım gönderilmiştir. Ardından da 35 milyon lira ödenek gönderilmiştir. Burada tabii, yani zaman zaman bu miktar artıyor, yani "Başta şu kadar bütçeye konuyor ama sonradan niye bu kadar artıyor?" gibi şeyler var. Aslında, muhalefet partilerinden milletvekillerimiz de bazen talepte bulunuyorlar. İşte heyelan oldu, sel oldu, şu kadar destek istiyoruz vesaire gibi. Tabii objektif kriterlerle raporlanma sonucunda AFAD buralara yardım gönderiyor. 5902 sayılı Kanun'un 23'üncü maddesine göre Afet ve Acil Durum Faaliyetleri Ödeneği, Maliye Bakanlığıyla birlikte çıkarılmış olan Afet ve Acil Durum Harcamaları Yönetmeliği esaslarına göre kullanılıyor. Bu da Sayıştayın denetimine tabidir.
Burada başka meseleler de var ama birazdan soru-cevapta muhtemelen gündeme gelebilir.
Gerçekten, değerli arkadaşlar, bunlar Türkiye'nin göz bebeği olan kurumlardır. Mazlumlara, mağdurlara sahip çıkmaktadır, dünyanın dört bir yanında Türk Bayrağı'nı dalgalandırmaktadır, Türk milletine büyük bir sempati, muhabbet oluşmasına sebep olmaktadır.
Bundan dolayı, ben, bütün bu çalışmalarından dolayı bu kurumlarımıza çok çok teşekkür ediyorum. Katkılarınızdan dolayı sizlere de çok teşekkür ediyorum.
Bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sağ olun, var olun.