| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 29.02.2016 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Devlet Personel Başkanlığı bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
1960 yılında kurulan Devlet Personel Başkanlığı, yaklaşık 3 milyona yakın kamu çalışanına ilişkin mevzuatın uygulanmasına nezaret eden önemli ve köklü bir kuruluşumuzdur. Bu kapsamda, sınırlı bir bütçeyle kamu çalışanlarımızın tamamına ve diğer kamu kuruluşlarımıza hizmet vermektedir.
Devlet Personel Başkanlığı, personele ilişkin işlemlerin yürütülmesinin yanında, aynı zamanda, devlet teşkilatlanmasına yön verilmesine ilişkin çok önemli bir role sahiptir. Devlet kurumları arasında yetki ve görevlerin hizmet gereklerine uygun olarak dağıtılması, merkez ve taşra teşkilatlarının kamu kaynağının etkin kullanımını sağlayacak şekilde kurulması hususunda yol gösterici bir fonksiyona sahiptir.
Şüphesiz ki kamu kuruluşlarımızın öznesini kamu çalışanları oluşturmaktadır. AK PARTİ olarak iktidara geldiğimiz ilk günden itibaren, kamu çalışanlarımızın göz ardı edilmiş, ötelenmiş, dikkate alınmamış en temel hak ve talepleri son derece önemsenmiş ve bu hakların teslimi noktasında tarihî adımlar atılmıştır. Çünkü bizler emeğin kutsal olduğuna inanıyoruz. Emeğin karşılığının verilmesini sadece bireysel bir talebin karşılanması olarak değil, aynı zamanda, ülkemizin daha çok gelişmesinin, ülkemizin daha çok büyümesinin ve çocuklarımıza müreffeh bir gelecek bırakmanın önemli bir unsuru olduğunu görüyoruz.
Bu temel bakış açısıyla hareket eden AK PARTİ iktidarı olarak ilk icraatlarımızdan biri, çalışanların iradesi dışında maaşlarından kesilen ve oluşturulan zorunlu Tasarrufu Teşvik Fonu'nun tasfiye edilmesidir. Bu kapsamda, zorunlu Tasarrufu Teşvik Fonu'ndan yaklaşık olarak 13,5 katrilyonun, yine "Konut Edindirme Yardımı" adı altında kesilen ama maalesef bütçe açıkları için kullanılan yaklaşık 3,5 katrilyonun geri ödenmesi de yine AK PARTİ iktidarı döneminde olmuştur.
Elbette ki çalışanlarımızın geçmişe dönük olarak mağduriyetlerinin giderilmesi son derece önemli ama bundan daha da önemlisi, memurun, yıllardan beri yanlış politikalarla devlete karşı zedelenen güven duygusunun yeniden tesis edilmiş olmasıdır. Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki devletin milletine olan hizmetlerini yerine getiren memurun devletine güveninin olmadığı bir ülkede, vatandaşın devletine olan güveninden bahsedilemez.
Kamu çalışanlarının çağdaş çalışma koşulları ve insan onuruna yaraşır ücret taleplerini, sosyal ve özlük haklarıyla ilgili taleplerini dile getirdikleri ve bu konuda mücadele ettikleri en önemli zemin, 2001 ve 2012 yılları arasında toplu görüşme zemini olmuştur. Ancak toplu görüşmelerde mutabakata alınan konuların bağlayıcı olmaması ve son sözü Bakanlar Kurulunun söylüyor olması çalışanların kendileriyle ilgili alınan kararlarda söz sahibi olmalarını engellemiştir. AK PARTİ olarak 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğinde toplu görüşmenin toplu sözleşme hakkına dönüştürülerek milletimizden onay aldıktan sonra yürürlüğe girmesi cumhuriyet tarihinde memurlar açısından, kamu çalışanları açısından hiç şüphesiz en önemli kazanım olmuştur. Çünkü bu ülkede yıllardan beri memurların toplu sözleşme taleplerine karşı memurların iş güvencesini tartışmaya açan anlayışlar yerine, bir yandan memurların iş güvencesini garanti altına alan, diğer yandan da kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkının verilmesi noktasında ortaya konan siyasi bir anlayış ortaya konmuştur. 2012 yılından itibaren, bugüne kadar yapılan 3 toplu sözleşmede kamu çalışanlarının temel talepleri noktasında son derece önemli adımlar atılmış, çalışma hayatının demokratikleşmesinin önündeki engeller kaldırılmış ve bu bağlamda da şu anda yüzde 80'lere varan bir sendikalaşma oranına ulaşılmıştır. Bütün bu çalışmalar, tamamen bir bakış açısıyla alakalıdır; memurunu önemseyen, çalışanlarını önemseyen, emeği kutsayan ve bunu bireysel bir tavır olmaktan ziyade toplumsal ve toplum barışını etkileyen önemli bir talep olarak gören siyasi bir kadronun yaklaşımıdır. Toplu sözleşme hakkı ve buna yönelik uygulamalar, şu anda kamu çalışanlarının geleceğinin en önemli teminatı olmuştur.
Ben, bu temel yaklaşım içerisinde sözlerime son verirken bütçemizin hayırlı olmasını temenni ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)