| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 29.02.2016 |
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nın Avrupa Birliği Bakanlığı bütçesi üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 1959 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğuna başvurumuzla başlayan ve elli beş yılı aşkın bir süredir devam eden Avrupa Birliğine üyelik sürecimizde Hükûmet ve Meclisimizin 2002-2005 döneminde Kopenhag Siyasi Kriterleri'ne uyum konusunda attığı adımlarla önemli bir eşiği aştık. AK PARTİ hükûmetlerinin kararlı çalışmalarıyla katılım müzakerelerimizi başlattık ve sistematik bir çerçeveye oturttuk. AB'ye üyelik sürecinin ülkemizin siyaset vizyonunun belirleyici bir parçası hâline gelmesiyle 2011 yılında AB Bakanlığımızı kurduk. 61'inci Hükûmet döneminde Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan 2014 yılını Avrupa Birliği yılı ilan etti. Daha sonraki tüm hükûmet programlarımızda da AB'ye tam üyelik, ülkemiz açısından stratejik bir hedef olarak ortaya kondu.
Ülkemiz, yeni Türkiye vizyonumuz ve AB'ye üyelik sürecimizle birlikte insan hakları, demokratikleşme ve temel özgürlükler alanında çok önemli hukuki ve idari reformlara imza atmış, uluslararası sözleşmelerin hukuk sistemimiz içerisindeki yerini güçlendirmiş, düşünce ve ifade özgürlüğünün önünü açmış, işkence ve kötü muamelenin önlenmesi ve kadın-erkek fırsat eşitliğinin sağlanması alanlarında önemli mesafeler katetmiştir.
Değerli milletvekilleri, bugün AB'yle ilişkiler açısından tarihî bir süreçten geçiyoruz. Küresel, ekonomik ve siyasi çalkantılar, özellikle yakın coğrafyamızda yaşanan ve uzun süre etkisini sürdüreceğini düşündüğümüz kırılmalar, Türkiye'nin rolünü her zamankinden daha fazla ön plana çıkartmaktadır. Jeopolitik konumumuz, tarihsel birikimimiz, genç nüfusumuz, dinamik ekonomimiz, enerji koridorlarındaki kilit pozisyonumuz, gelişen sivil toplumumuz, evrensel değerlerden taviz vermeyen adalet ve insan onuru odaklı politikalarımız ve askerî kapasitemizle AB açısından her geçen gün iş birliği daha fazla aranan bir ortak konumuna geliyoruz.
Bugün geldiğimiz noktada yaşanan gelişmelerin Hükûmetimizce doğru okunması ve zamanında atılan adımlarla Türkiye'nin AB üyeliğinin stratejik bir zeminde ve ortak çıkarlar temelinde ele alındığını müşahede ediyoruz.
29 Kasım 2015 tarihinde Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun da katılımıyla Brüksel'de gerçekleşen Türkiye-AB Zirvesi, ilişkilerimiz açısından çok önemli bir gelişmedir. Zirve sonunda yayınlanan ortak açıklama belgesi, katılım müzakerelerinin yeniden canlandırılması, başta üst düzey ekonomik ve enerji diyalogları olmak üzere önemli alanlarda Türkiye-AB üst düzey diyaloğunun güçlendirilmesi, vize serbestisi sürecinin hızlandırılması, göçmen krizinin yönetiminde yükün paylaşılması ve terörle mücadelede iş birliği gibi çok önemli kararları içermektedir. Türkiye-AB ilişkilerinde sağlanan bu ivmenin ülkemiz çıkarlarına hizmet edecek şekilde ve sonuç odaklı olarak sürdürülmesi hususunda Hükûmetimiz gereken dikkat ve hassasiyeti göstermektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 15 Şubatta Avrupa Parlamentosu 2015 Türkiye Raporu ilk taslağı yayımlandı ve 16 Şubatta Dış İlişkiler Komitesinde ele alındı. Ülkemiz, Ankara ve Diyarbakır'da PKK, PYD terör çetesinin katlettiği 36 şehidimizin derin acısını yaşarken AP Türkiye Raportörü Kati Piri Ankara'ya dahi uğramayıp teröre karşı bir dayanışma ihtiyacı göstermeden Diyarbakır'a gitti, burada AB tarafından da terör örgütü ilan edilen PKK'nın propagandalarına hizmet eden bir açıklama yaptı, AB Bakanımız bu raportöre hak ettiği cevabı en güzel biçimde verdi. Ancak şunu ifade etmeliyim ki AB ülkelerinde bir terör eylemi olduğunda tüm dünyayı ayağa kaldıran, her türlü askerî ve polisiye tedbiri uygulama hakkını kendilerinde gören ancak Türkiye'deki hain terör saldırılarında masum canlar kaybedilirken cılız bir ses çıkaran, bizlere ölçülü cevap vermemizi tavsiye eden, teröre karşı verdiğimiz mücadeleyi bir iç savaşmış gibi göstermeye çalışan samimiyetsiz bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir. Tüm muhataplarımız şunu iyi bilmelidir ki Türkiye'mize yönelen her türlü tehdide karşı hukuktan aldığımız yetkiyle her zaman gerekeni yapacak, ülkemize karşı kirli ittifaklar kuran aktörlere ve onların piyonlarına hak ettikleri karşılığı vereceğiz.
Temenni ederiz ki Avrupa Birliği mülteciler ve terörle mücadele konularında Türkiye'yle tam bir dayanışma içerisinde hareket etsin, sözlerinde dursun ve tutarlı hareket etsin. İnsani yardımlarda dünyaya liderlik eden Türkiye'yle eş güdüm içerisinde hareket etsin ve tüm terör örgütleriyle mücadelemizde amasız ve fakatsız tam destek olsun.
Sözlerimi tamamlarken tüm şehit ve gazilerimizi minnetle yâd ediyorum. Bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)