GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 4'üncü tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:49
Tarih:01.03.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 2016 yılı bütçesi için grubum adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Kadına yönelik şiddet, ağır bir insan hakkı ihlali, ayrımcılık biçimi olarak sınır tanımaksızın tüm dünyada gerçekten bir problem kaynağıdır. Dünya Sağlık Örgütünün 2013 verilerine göre küresel olarak kadının fiziksel, cinsel şiddet görme sıklığı yüzde 35, Avrupa'da ise yüzde 27 civarlarındadır ve Türkiye'de, ilk kez 2008 yılında TÜİK'in resmî veri olarak açıkladığı rakamlara göre, ne yazık ki ülkemizde yüzde 39. 2014 yılında aynı araştırmanın tekrarı yapılmıştır, burada oran 3 puanlık bir düşüşle yüzde 36'ya tekabül etmiştir; ancak bu, istediğimiz noktada değildir bunu ifade etmek istiyorum.

24'üncü Dönemde ailenin korunması ve kadına dair şiddetin önlenmesiyle ilgili yasalar çıkarttık, bunları tüm siyasi partilerin de desteğiyle çıkarttık. Gerçekten çok çağdaş ve ilerici bir yasa olmasına rağmen kadına yönelik şiddetin önlenmesinde Türkiye, istediğimiz seviyede değil ancak güzel gelişmeler de bunun yanında oluyor -Şiddet Önleme Merkezi olarak adlandırdığımız merkezlerimizde- kadınların, evden sadece terlikleriyle çıktıkları zaman artık gidebilecekleri bir yer var. İlk defa 14 tanesini pilot uygulama olarak hayata geçirdik, akabinde şu anda 43 ilde şiddet önleme merkezlerimiz çalışmaya devam ediyor.

Ayrıca, kadına yönelik şiddetle mücadele ve koruyucu hizmetlerde de mesafe kat ettik; rakamları da vermek istiyorum. Bu "Kadın Sığınma Evi" tanımını da çok doğru bulmuyorum "Kadın Konukevi" olarak geçirmekte fayda var bu tanımı. Toplam 1.374 tane kadın konukevinde 3.442 kapasiteyle bir artış söz konusu.

Bu arada, şiddet mağdurlarının problemle karşılaştıkları zaman ilk defa gidecekleri ön kabul merkezi de, ilk kabul merkezi de şu an itibarıyla 25 tane.

Aslında tüm bunlar, yasal düzenlemeler, bakanlığın yapmış olduğu faaliyetler bunu önlemeye dönük ancak ben şuna dikkat çekmek istiyorum: Maalesef, ülkemizde şiddet satıyor. Şiddet dili, şiddet görüntüsü, her gün karşılaştığımız, yolda giderken bile karşılaştığımız, araba kullanırken bile karşılaştığımız şiddet görüntüleri ne yazık ki kadına ait alanlarda daha sıkıntılı boyutta. Çok enteresan rakamlar var elimizde, çocuklar 12 yaşına gelene kadar -bakın bu rakam çok enteresan- 100 bin kere şiddet içeriğine maruz kalıyor. Bu rakam, 18 yaşına geldiği zaman 32 bin cinayeti görüyor, 40 bin cinayet teşebbüsüne de görerek ortak oluyor. Burada görsel ve işitsel iletişim kanallarından çocukların bilinçaltına ne yazık ki kötü mesajlar veriliyor. Siz de dikkat edersiniz ki kadın, gazete haberlerinde bile ya 3'üncü sayfada, şiddet mağduru bir öfkeli eş, bir aile meclisi kararı, bir işsiz koca gibi, hep önünde bir sıfat, bir tanımlama var. Aslında, bu, şiddeti doğuran nedenlerden bir tanesi çünkü şiddete maruz kalmayı haklı gösteriyor. Oysa ki "dayak yemek" teriminin bile -"yemek" biliyorsunuz, olumlama ifadesi içeren bir tanımlama- "dayağa maruz kalmak, şiddete maruz kalmak" şeklinde de düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bunun yanında, TCK 62'de de ciddi bir değişikliğe gidilmesi gerekiyor. Bakanımızın da açıkladığı üzere, hâkim takdiri indirimi ne yazık ki kamu vicdanını ciddi bir şekilde yaralamakta. Bu, kravat takarak, takım elbise giyerek... Hâkim takdir yetkisini tabii ki de kullanacak, onunla ilgili hiçbir sıkıntımız yok ancak tecavüz artı ölümlerde, kadına dayalı şiddet ve cinsel şiddet içeren eylemlerde ben bu hakkın çok sıkıntılar doğurduğu kanaatindeyim, kamuoyunda da çok ciddi tartışmalara neden oluyor.

Bu bütçenin -sürem çok az, konuşmayı daha devam ettirebilirdim ama- hayırlı olmasını diliyorum. Bakanlığa ve emeği geçen tüm arkadaşlara da hayırlı olsun diyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)