GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 4'üncü tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:49
Tarih:01.03.2016

CHP GRUBU ADINA AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının bütçesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen tüm halkımızı saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bugün önemli bir gün; içinde bulunduğumuz gün 1 Mart. 1 Mart, Türkiye siyasi tarihinde gerçekten unutulmaması gereken ve önemsenmesi gereken bir gün ama maalesef toplum olarak biz çok çabuk unutuyoruz, çok çabuk değerlendirme dışı bırakıyoruz bazı şeyleri.

1 Mart neden önemli? Bundan on üç yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan tezkereyle, altı ay süreyle yabancı unsurların 62 bin kişilik askerî gücünün, 255 Amerika Birleşik Devletleri uçağının, 65 helikopterinin kendi topraklarımızda konuşlanmasıyla ve AKP'ye, yetki askerlerimizi sınır dışına transferle ilgili bir yetki veriyorduk.

Buradan -bildiğim için söylüyorum, hayatını kaybeden arkadaşlarımız var, onları saygıyla, rahmetle anmak istiyorum- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve destek veren 100 civarındaki milletvekili arkadaşıma minnet, şükran ve saygılarımı ifade etmeden geçemeyeceğim değerli arkadaşlar.

1 Mart Tezkeresi bu Meclisin onurlu davranışlarından biriydi. 1974'te de Cumhuriyet Halk Partisi önderliğinde yine 1 Martta olduğu gibi onurlu bir davranış sergilenmişti değerli arkadaşlarım.

1 Martı söyledikten sonra, bir önceki oturumda Anayasa'yla ilgili tartışmalar oldu. Tabii, söz hakkımız yoktu o anda, cevap veremedim.

Değerli arkadaşlar, şunu açıkça söylemek istiyorum: Böyle iradesini, fikrini, düşüncesini bir tek kişiye teslim etmiş bir grupla aynı masaya oturulup anayasa yapılamaz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Aynı masaya oturulup anayasa yapılamaz. Aklını, iradesini, fikrini, beynini bir tek kişiye teslim etmiş bir grup mensuplarıyla aynı masaya oturulup anayasa yapılamaz.

HİKMET AYAR (Rize) - Millet ne diyorsa odur!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Bunu niye söylüyorum? Grup başkan vekili... Arkadaşımız yok şu anda, ismini de bilmiyorum ya. Dün grup başkan vekilliğinde görev yapıyordu burada bir arkadaş.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne kadar ilgilisin?

AKİF EKİCİ (Devamla) - Ya, çok ilgiliyim... Ben senin ismini bilmek zorunda değilim. Ben senin ismini bilmek zorunda değilim, benim için de bir şey ifade etmiyorsun.

BAŞKAN - Sayın Hatip, lütfen karşılıklı konuşmayalım.

AKİF EKİCİ (Devamla) - Benim için de bir şey ifade etmiyorsun, benim için de hiçbir şey ifade etmiyorsun.

HİKMET AYAR (Rize) - Bu milletin nezdinde de siz hiçbir şey ifade etmiyorsunuz.

AKİF EKİCİ (Devamla) - Dinle, dinle!

O arkadaş, şunu söylüyor yirmi dört saat içerisinde: Önce mutlu olduğunu söylüyor cezaevinden tahliye edildiği için; yirmi dört saat geçmeden, yukarıdaki ağabeyinin yurt dışına çıkarken yaptığı açıklamadan sonra "Anayasa Mahkemesi hak ihlali yapmıştır." diyor. Bu düşüncedeki insanlarla nasıl bir araya oturulur, anayasa yapılır değerli arkadaşlar? (CHP sıralarından alkışlar)

Ben sözü GAP projesi üzerinde almıştım ama zaman çok dar, onun için GAP'tan çok fazla bahsetmeyeceğim. GAP'ı proje olarak ortaya atan ve gerçekleştirmek için mücadele eden insanlara da şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum değerli arkadaşlarım.

Ben lafı hiç dolandırmam, lafı direkt söylerim; yaşamımda da siyasetimde de öyledir. Ben, buradaki Hükûmet yetkililerine de AKP Grubuna da soruyorum: Bu kadar, ülkeye haksızlık yapan, ülkeyi bu hâle getiren bir Cumhurbaşkanı var, ülkeyi felakete sürükleyen bir Cumhurbaşkanı var. Hiçbiriniz, Allah için, biriniz çıkıp da "Ey Cumhurbaşkanı, ne yapıyorsun? Bu ülkeyi nereye götürüyorsun?" demiyorsunuz.

Suriye dünya var olduğu sürece bizim sınır komşumuz, adı Suriye olur, başka bir ülke olur, adı başka bir şey olur ama o insanlarla biz akrabayız -ben Gaziantep Milletvekiliyim- bir arada yaşayacağız. Ailelerimiz bölünmüş. Bizi düşman etmeye sizlerin ne hakkı vardı değerli arkadaşlar?

Suriye'de bir ateş yandı bundan beş yıl önce. Komşuda ateş yanınca bize ne görev düşer? Elimize soğutucu malzeme alıp üzerine gitmemiz gerekir. Ne yaptı Tayyip Erdoğan? Eline bidon aldı gitti, benzin bidonu aldı gitti ve bugünkü bu hâle getirdi. (CHP sıralarından alkışlar) Ben soruyorum bakanlara: Hani cuma namazını Emevi Camisi'nde kılıyordunuz? Nereye gidebildiniz? Ne yapabildiniz?

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - El insaf!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Meclis Camisi'nde kılıyorlar ya.

AKİF EKİCİ (Devamla) - Kolay mı? Oyuncak mı bu işler?

2,5 milyon Suriyeliyi Türkiye'ye doldurdunuz, 600 bini de Gaziantep'te yaşıyor. Ülkemizi, şehrimizi, dengemizi allak bullak ettiniz değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlarım, bundan önce 11 Cumhurbaşkanıyla beraber yaşadık, ben çoğunu hatırlarım, sizler de hatırlarsınız, aklıselim insanlardı. Hiçbir Cumhurbaşkanı bu ülkeyi ailesiyle, oğluyla, çocuğuyla, hanımefendisiyle yönetme gibi son derece yanlış, usulsüz, hukuksuz bir davranış içerisine girmemiştir. Şimdi Hanımefendi giriyor, Bilal Erdoğan Beyefendi giriyor, çoluk çocuk ailece bu ülkeyi yönetmeye kalkıyorsunuz ve buralara getiriyorsunuz değerli arkadaşlarım.

Ben bir tavsiyede bulunacağım şimdi. Dört gruba da öneriyorum. Bizim orada, bölgemizde bazı yaşlı insanlar olur; söz dinlemez, hasta olur doktora gitmek istemez. Orada aile büyükleri ve bölgenin önde gelen insanları bir araya gelir, bu rahatsız kişiyi tedavi olmak için ikna eder. Dört grup oluşturalım, bu Recep Tayyip Erdoğan'ı psikolojik bir tedaviye tabi tutalım. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) - Nasıl bir şey bu?

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Yazık! Yazık! Bir milletvekiline yakışmıyor ya! Bir milletvekiline yakışmıyor ya!

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Cumhurbaşkanına karşı saygılı ol ya! Psikolojik tedaviye senin ihtiyacın var ya!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Bu Recep Tayyip Erdoğan'ı psikolojik bir tedaviye tabi tutalım.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Senin ihtiyacın var! Ne biçim konuşuyorsun sen ya!

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) - Sen nasıl konuşuyorsun böyle?

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Bir milletvekiline yakışmıyor ya, Sayın Başkan!

BAŞKAN - Sayın Ekici...

AKİF EKİCİ (Devamla) - Çünkü, şuurunu kaybetmiş ve sizin gibi... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Edepli ol ya! Edepli, saygılı ol biraz!

BAŞKAN - Sayın Ekici, çok rica ediyorum, gündemin dışında farklı konuşmalar yapmayınız.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Psikolojik tedaviye senin ihtiyacın var. Saygılı ol!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Acil vakasın sen, acil vaka! Doktora git, doktora!

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Tam bir hastasın sen!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ruh hastasısın sen!

AKİF EKİCİ (Devamla) - ...sizler gibi ruhunu, beynini, düşüncesini teslim etmiş bir grupla karşı karşıyayız.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Ne biçim konuşuyorsun sen Cumhurbaşkanına!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Arkadaşlar, utanmasanız peygamber diyeceksiniz ya! Utanmasanız peygamber diyeceksiniz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ruh hastasısın sen ya! Tam hastasın!

HİKMET AYAR (Rize) - Sen düzgün konuş Cumhurbaşkanına karşı! Terbiyesiz herif! Terbiyesiz!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Siz şuurunuzu, ruhunuzu teslim etmiş bir grupsunuz.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri... Sayın Ekici...

AKİF EKİCİ (Devamla) - Bu Türkiye'yi ateşe sürükleme içerisinde... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Boş konuşuyorsunuz! Boş konuşuyorsunuz!

HİKMET AYAR (Rize) - Konuşma! Sen boş konuşuyorsun! Edepsiz adam ya!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Ülkeyi felakete iten, ülkeyi ateş çemberine iten bir kişiyle karşı karşıyayız değerli arkadaşlarım.

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) - Ne felaketi? Ne diyorsun sen?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hastasın, hem ne hastasın sen ya! Senin burada değil, hastanede olman lazım!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Bu dediğim işlemin acilen yapılması gerekiyor.

HİKMET AYAR (Rize) - Bak, hâlâ konuşuyor ya!

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Doktora git, doktora.

Alın doktora götürün şunu ya. Doktora götürsenize Engin Bey.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Tutanakları isteyeceğim ben.

GÖKÇEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Sayın Milletvekili, aleni hakaret ediyorsun!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Kendi batağa saplanmış, bu ülkeyi de batağa çekmek isteyen bir ruhla karşı karşıyayız. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AKİF EKİCİ (Devamla) - Ruhunu tedavi ettirmezsek ülkemiz bir felakete gidecek.

BAŞKAN - Sayın Ekici, süreniz bitmiştir.

AKİF EKİCİ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, ben bunu insani vicdanım için söyledim, insani vicdanım için söyledim.

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Sen doktora git, doktora!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Senin tedaviye ihtiyacın var, tedaviye!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Topluma karşı, beni seçenlere karşı vicdani sorumluluğum var, o sorumluluğu yerine getirmek istiyorum.

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Doktora git. Senin vicdanın da yok, bir şeyin yok! Psikoloğa git!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Bir an önce tedavi edilmesi gerekir. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

HİKMET AYAR (Rize) - Konuşma! Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını konuşuyorsun!

AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Konuşun kendi kendinize, konuşun! Boş boş konuşun! Konuşun boş boş! Konuşun, konuşun!

Yazıklar olsun size! Yazıklar olsun size!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sana yazıklar olsun!

AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Hepinize yazıklar olsun! Hepinize yazıklar olsun!