GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 4'üncü tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:49
Tarih:01.03.2016

CHP GRUBU ADINA HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; aslında benim konuşmam DOKAP üzerine ve çok da söyleyeceğim şey var. Bugüne kadar da her söylediğini kanıtlamış bir milletvekili öz güveniyle buraya gelmiştim ama bugün başka bir şey konuşmak gerektiğini hissediyorum.

Sizlere, Demokratik Almanya ve Almanya Federal Cumhuriyeti ayrımında "Hallstein Doktrini" dedikleri bir doktrinden bahsetmek istiyorum. Doktrinin temeli, Almanya, biliyorsunuz işgal ediliyor, bir kısmı ayrılıyor. Ayrılma sonrası, Alman Anayasası'na Adenauer bir ek yapıyor, diyor ki: "Demokratik Almanya'yı tanıyan her kimse, dostane ilişkiler kurmayacağımız bir ülke olacaktır. Bu, Almanya'nın özgür ülke olmasına bir müdahale kabul edilecektir." diyor ve daha sonrasında, Almanya'nın ünlü lideri Willy Brandt Almanya'da Devlet Başkanı oluyor. Bir şekilde, Almanya'nın demokratik olan kısmını yeniden Almanya'ya katmak için müzakereler yapılması gerektiği, bu adımların atılması gerektiği inancıyla hareket ediyor ve Alman Anayasası'ndaki bu hükme rağmen önce Çekoslovakya'yla sonra Demokratik Almanya'yla bir protokol imzalıyor. Bu protokol "Demokratik Almanya'nın tanınması" olarak algılanınca Hristiyan Demokratlar bunu Alman Anayasa Mahkemesine taşıyorlar ve Anayasa Mahkemesi: "Alman Anayasası, Alman ulusunun egemenliğinin yazılı hâlidir. Bu egemenliğe hiç kimse meydan okuyamaz." diyor, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, millet de o egemenliği Anayasa'sına yazmıştır." diyor, "Adenauer bu Anayasa'ya, bunu, bunun için koymuştur." diyor. Sonra, Willy Brandt bu Anayasa Mahkemesi kararını eleştiriyor. Ertesi gün Alman halkı sokaklara çıkıyor "Siz siyasi lidersiniz. Alman halkının egemenliğine söz söyleyemezsiniz." diyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Anayasa'nın üzerinde değildir, Anayasa'ya rağmen orada değildir.

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Yüzde 52'yle seçilen Cumhurbaşkanı...

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Anayasa herkesi tanır. Emin olun, hep başkalarına ithaf ettiğiniz şeyler vardır ya, trafik kazaları başkalarının başına gelir, hastalıklar başkalarının başına gelir, müzmin rahatsızlıklar başkalarının başına gelir, cezaevine başkaları düşer, hapishanelerde başkaları sürünür, hep öyle zannedersiniz ya, emin olun, başkaları sizin de başkalarınızdır, siz de birilerinin başkalarısınız.

Anayasa'yı veya Anayasa Mahkemesini tanımadığınızı söyleyebilirsiniz ama ben, Yüce Divanda çok dava görmüş bir hukukçu meslektaşınız olarak şunu size hatırlatmakta yarar görüyorum: Yüce Divan merdivenlerini çıkarken dizleriniz titrer ya, işte o zaman Anayasa'yı tanırsınız. (CHP sıralarından alkışlar) Hatta, alnınızdan boncuk boncuk terler geldiği zaman işte o terleri alnınızdan getiren Anayasa'dır ve size mübaşir "Sanık, ayağa kalk!" diye bağırdığında karşınızdaki Anayasa Mahkemesi'dir. (CHP sıralarından alkışlar)

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Aynı 1 Kasımda sizin terlediğiniz gibi, değil mi?

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Ben, bugün, Sayın Adalet Bakanının açıklamasını son derece büyük bir üzüntüyle karşıladım.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Anayasa Mahkemesi de Anayasa'ya uymak zorundadır ama! Bunu niye söylemiyorsun?

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Herkes söyleyebilir ama hâkimlerin tarafsızlığının ve bağımsızlığının, vicdani kanaatlerinin korunmasının teminatı olarak Adalet Bakanının büyük bir hassasiyet içerisinde olmasını beklerdim. Buna çok üzüldüm, bir meslektaşım olarak onun daha özenli olmasını isterdim. Diğer bakanlar söyleyebilirler, sınırları aşabilirler ama Adalet Bakanı devam eden bir yargılamaya ilişkin görüş söyleyecekse bunu son derece dikkatli ve temiz bir dille söylemesi gerekirdi.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Anayasa Mahkemesi nasıl söylüyor?

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Yargıya olan güvenin yüzde 20'lere düştüğü bir ülkede Adalet Bakanının bunları söylemesini ben yine yadırgayarak söylüyorum, umuyorum düzeltecektir.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Adalet Bakanı adaletin başıdır!

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Türk Ceza Kanunu'nun 288'inci maddesi Sayın Adalet Bakanı için caridir. Kendisi biliyor, ben kendisine kanunu hatırlatmak istemem ama doğrusu şu ki yapılanların hiçbirisi kabul edilebilir ve hazmedilebilir değildir.

Arkadaşlar, konuşmamın, süremin de sonuna yaklaşırken size basit bir örnekle bir şey hatırlatmak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanının bir görüşmesi basına yansıdı, biliyorsunuz.

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Hangi gazetedir o?

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Bu, özellikle Avrupa Birliği'yle Avrupa Birliği ilerleme raporu konusundaki görüşmeler, Sayın Cumhurbaşkanının cümlesiyle aynen şöyle yer alıyor: Juncker, Sayın Cumhurbaşkanına "İlerleme raporunu Türkiye'deki seçimler sonrasına ertelediğimizi size hatırlatıyoruz." diyor. Yani, bir pazarlık var. Bu, Avrupa'nın utancıdır, utancı! Hani hukukun üstünlüğüydü bu Avrupa, hani hukukun üstünlüğüydü? (CHP sıralarından alkışlar) Siz Türkiye'deki siyasal hayatı yönlendirecek şekilde arsızca pazarlık yapacaksınız ve sonra...

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - 1 Kasım ağır mı geldi, 1 Kasım ağır mı geldi? 1 Kasım ağır mı geldi? Sandığa gömüldün, ağır mı geldi? Sandığa gömüldün! (CHP sıralarından "Bağırma!" sesleri)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

HALUK PEKŞEN (Devamla) - ...Sayın Cumhurbaşkanı "Erteleme AKP'ye seçimlerin kazanılmasında yardım etmemiştir." diyor.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hadi bakalım!

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Arkasındaki cümleye dikkat edin...

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Avrupa'ya selam söyle, 1 Kasımdan selam söyle.

HALUK PEKŞEN (Devamla) - "Erteleme, AKP'nin seçimleri kazanmasına yardım etmemiştir." ve asıl dramatik cümle geliyor: "Zaten rapor da bir hakarettir." diyor.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hadi bakalım!

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Bu, Avrupa Birliğiyle ilgili, bakanlığın bastığı Avrupa Birliği ilerleme raporu. Yani ne diyor Sayın Cumhurbaşkanı bu rapora? "Zaten bu bir hakarettir." diyor. Türkiye Cumhuriyeti'ne hakaret edilmesini hiç kimse kabul edemez, bunu hiç kimse hazmedemez, sizin de hazmetmemenizi beklerdim. (CHP sıralarından alkışlar)

ORHAN ATALAY (Ardahan) - Başarısızlığınızı başka yerde aramayın, Avrupa'da aramayın, kendinizde arayın.

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Şimdi, bu DOKAP'a gelelim...

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Sandıktan ne çıktı, onu söyle sen.

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Osman, sen bir Rize'ye git, onlara de ki...

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Rize'de yüzde 76, 76!

HALUK PEKŞEN (Devamla) - ..."Yaylalarınızı yağmaladık, tapulu arazilerinizi elinizden aldık, Yeşil Yol kılıfına uydurduk, 2.600 kilometre yolsuz ihale yaptık."

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Yüzde 76'sı Rize'de. Hadi bakalım!

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Sen şu Karadeniz'de insanlara içirdiğiniz koli basilili suları bir anlat. Şu Karadeniz Bölgesi'nde verdiğiniz 2 bine yakın maden ruhsatını bir anlat, şu yağmaları bir anlat.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hadi bakalım!

HALUK PEKŞEN (Devamla) - Ne yazık ki süre bu kadar.

Sonuç itibarıyla Karadeniz'in kalkınmaya değil, "Gölge etmeyin başka ihsan istemez."e ihtiyacı var.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)