GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 4'üncü tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:49
Tarih:01.03.2016

MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe görüşmelerinde GAP, DAP, KOP bunların üzerinde grubumuz adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bunların içerisinde hepsi önemli projeler ama GAP hepsinden daha önemli. 1970'li yıllarda sulama ve enerji amaçlı hayata geçirilmek istenen, o günlerde kararlaştırılmış, 1989 yılında da Bakanlar Kurulu kararnamesiyle resmileştirilmiş ve o günden sonra sürekli takviyelerle, 2010 yılında da bitirilmesi kararlaştırılmış. Ancak bugüne kadar birçok yatırım yapılmasına rağmen şu ana kadar GAP projesinde istenilen hedefe ulaşılamamış. Yani Fırat-Dicle havzasında sulama, hidroelektrik enerji üretimine yönelik 22 baraj, 17 hidroelektrik santraliyle 1,8 milyon hektar alanda sulama yatırımlarının yapımı planlanmış ama bunların birçoğu hayatiyete geçirilememiş.

Yine master plan çerçevesinde bugüne kadar, 2002 yılına kadar 22 katrilyon -o günkü parayla- para harcanmış. Bu Hükûmet de birçok yatırımlarda bulunmasına rağmen koymuş olduğu hedefi gerçekleştirememiş. Yani şu ana kadar GAP projesinde 1,8 milyon hektar alanın sulanması planlanmışken sadece 474 bin hektar yani yüzde 26'sı ancak hayatiyete geçirilebilmiş. Dolayısıyla, yüzde 74 gibi bir rakam hâlâ GAP projesinde hayatiyete geçirilememiş.

GAP projesi, çok önemli bir proje dedik çünkü orada yapılacak her proje o bölgenin insanına, o bölgede yaşayan insanlara hayat kazandıracak projelerdi; iş bulacak, aş bulacak projelerdi. Belki başlatmış olduğunuz ihanet süreci noktasında insanlara iş vererek, aş vererek, o adına "çözüm süreci" dediğiniz, "barış" dediğiniz, o başlatmış olduğunuz ihanet sürecinin yerine GAP projesini bitirmiş olsaydınız, gerçekleştirmiş olsaydınız insanlar bundan çok daha fayda, bölge bundan çok daha fazla fayda elde etmiş olacaktı.

Değerli arkadaşlar, şimdi, "GAP projesi" denilince aklımıza tabii ki GAP projesinin içerisinde yaşayan insanların temel geçim kaynakları da geliyor. Nedir bunlar? Bunlardan en önemlisi tarım çünkü Urfa bölgesi, Diyarbakır bölgesi ve o havzada yaşayan insanlarımızın uğraştıkları en önemli şey tarım. Tarımın en önemli sıkıntısı ne? Tarımın en önemli sıkıntısı girdiler, maliyet girdileri.

Şimdi, burada geçen dönem defalarca dile getirdim, defalarca konuştum ve bununla ilgili birçok kanun teklifi verdim, soru önergesi verdim, her defasında reddettiniz ama ta ki 7 Haziran seçimlerinin sonucunda Milliyetçi Hareket Partisinin ısrarla gübrede KDV'nin sıfırlanması noktasında duruşunun oy getirdiğini görünce, 1 Kasım seçimleri öncesinde siz de böyle bir düzenleme yaptınız ve gübre fiyatlarındaki KDV oranını yüzde 18'den sıfıra çektiniz. Geç kalınmış ama doğru bir şey. Bu, çiftçimize yansıdı mı peki? Çiftçimize yansımadı. Niye yansımadı? Yüzde 18 KDV... Bugün taban gübresi 20-20, özellikle mısırın taban gübresi 20-20, 1 milyon lira eski parayla yani 1 lira civarında. E, şimdi, bunun yüzde 18 KDV'sini düşüp çiftçinin cebine 180 bin lira gibi bir para kazandırması gerekirken hâlâ aynı fiyattan gübre satış görüyor yani düşürmüş olduğunuz KDV oranının çiftçiye hiçbir katkısı olmadı ancak yüzde 5'lerde, yüzde 6'larda böyle katkı sağladı. Normalde kaç lira sağlaması lazımdı? KDV'yi yüzde 18 düşürdüğünüz için yüzde 18 katkı sağlaması gerekirken çiftçimizin cebine ancak yüzde 5 gibi bir katkı sağladı. Bunun sebebi ne? Bunun sebebi devletin rekabet edecek gücünün olmayışı, tamamen serbest piyasaya gübrenin teslim edilmiş olması. Sizin döneminizdeki özelleştirilen gübre fabrikaları, tarım kredi...

Ya, Allah aşkına, Sayın Bakan, bu Hükûmetin en eski Bakanlarındansınız -Kalkınma Bakanımıza söylüyorum- yani bu tarım kredi ne yapar kardeşim ya, ne yapar? Ha, diyeceksiniz ki "Özelleştirildi." Diyeceksiniz ki "Efendim, bağımsız bir kurum." Tamam da bunu özelleştirirken hiç mi düşünmediniz? Bu gübre fabrikalarını özelleştirirken, çiftçinin durumunu hiç mi düşünmediniz bunları yaparken?

Şimdi, bakın, gübre serbest piyasada 1 lirayken tarım kredi kurumunda 1,2 lira. Allah'tan reva mıdır bu ya, Allah'tan reva mıdır! Yani, şimdi, tarım kredi kurumu çıkıp piyasayı regüle etmesi gerekirken, gübre fiyatlarını aşağıya çekmesi gerekirken, tarım kredi kurumunda gübre fiyatları daha yüksek. Niye? Çünkü devlet rekabet edecek güç vermiyor tarım krediye. Çünkü elindeki gübre fabrikalarının tamamını ucuz fiyatlarla yandaşlarının ceplerine indirdi. Ama bugün çiftçi bunun çilesini çekiyor, bunun ızdırabını yaşıyor. Eğer devletin rekabet edecek gücü olsa, bugün piyasaya girmiş olsa gübre fiyatlarında "Kardeşim, ben gübreyi 900 bin liradan satıyorum." dese gübre otomatikman 900 bin liraya düşecek. Ama böyle bir düşünceleri olmadığı için, çiftçiyi bu manada koruyup gözetmek gibi bir düşünceleri olmadığı için bunların hepsini es geçtiler ve dolayısıyla çiftçi şu anda gübrenin maliyetleri altında inim inim inliyor.

Yine, tarımsal mazot, bakın, dünyanın en pahalı tarımsal mazotunu tüketiyor Türk çiftçisi, üstelik dünyada petrol fiyatlarının dip yapmasına rağmen; dip yapmasına rağmen dünyanın en pahalı tarımsal mazotunu tüketiyor, "tarımsal mazot" diyorum, bakın. Ama buna da çözüm yok. "Mavi mazot vereceğiz, ucuz mazot vereceğiz." dediniz, hâlâ ortada bir şey yok.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Mazot desteği veriyoruz.

MUHARREM VARLI (Devamla) - Mazot desteği kaç kuruş, daha dün aldık mazot desteğini ya! Bir dönümün mazotunu bile vermiyorsunuz Sayın Bakan. Eğer bununla övünüyorsan, bununla övünme! Bak, ben çiftçiyim, bizzat bu işi yapan bir insanım. Senin verdiğin mazot desteği bir dönümün mazotu bile değil. Senin verdiğin gübre desteği 10 dönümün gübresini karşılamaz. (MHP sıralarından alkışlar) Ben bunların hepsini bilen bir insanım. Neyle övünüyorsun sen!

Şimdi, bakın, Sayın Bakan, biz çiftçimizi mazota ve gübreye karşı koruyamazsak, çiftçinin maliyetini düşüremezsek bu çiftçiyi ayakta tutma şansımız yok. Eğer bugün Ziraat Bankası kredi vermesin, eğer bugün özel bankalar ipotek alarak çiftçiye kredi vermesin vallahi de billahi de tillahi de hiçbir çiftçinin tarlasını ekme şansı yok, bu kadar net konuşuyorum. Ben bu işin içerisinde bizzat uğraşan bir kardeşinizim ve cebi yanan, eli yanan bir kardeşinizim.

Değerli arkadaşlar, şimdi gelelim et fiyatlarına. Bakın, yine, Kalkınma Bakanımız burada. Az önce Tarım Bakanı da buradaydı ama çıktı o, gitti herhâlde. Şimdi, eskiden Türkiye'de Urfa pazarı ve Antep pazarı Orta Doğu'nun en büyük hayvan pazarıydı. Bütün Orta Doğu'nun et ihtiyacını, hayvan ihtiyacını biz karşılardık. Şu anda biz hayvan ithal eder duruma geldik. Hatta hatta, bunu bırakın, sap saman ithal eder hâle geldik. Yani, Allah'tan reva mıdır bu ya, Allah'tan reva mıdır! Yani, Türkiye'nin her şeyi var. Hani demiş ya "Yağ var, şeker var, un var." Helva yapacak adam olmazsa nasıl olacak kardeşim? Hepsi araya gider, yanar gider onların hepsi. Helva yapacak adam yok bunları. Bakın, hep "çözüm" diyorlar, çözümünü de söylüyorum, az önce gübre fiyatlarında çözümü söylediğim gibi et fiyatlarını düşürmenin çözümünü de söylüyorum, eğer bilmiyorsanız yapın, bunu uygulayın: Bakın, Et ve Süt Kurumu... Diyeceksiniz ki "Buralarda revize yapıldı, asgariye düşürdük personeli, bir kısmını özelleştirdik, sattık." Para etmeyenler elinizde duruyor, eğer para etmiş olsaydı onları da satardınız, eğer apartman dikilecek yerlerde olsaydı onları da satardınız. Şimdi, Et ve Süt Kurumu piyasaya, rekabete girmiş olsa bu et fiyatları bu kadar yükselmez. Niye? Çünkü, bakın, elimde bazı şeyle var. Canlı -karkas- hayvan kesim fiyatını 23 liraya yapıyor Et ve Süt Kurumu ve 27 lira ilâ 29 lira arasında -kıyma ile kuşbaşı- satıyor. Gayet uygun bir fiyat. Adana Kombinasından bahsediyorum. Bakın, gerçekten tam kapasiteli çalışsa Adana Kombinası günde 350 tane büyükbaş hayvan kesebiliyor, günde 2 bin tane küçükbaş hayvan kesebiliyor. Şu anda kaç tane kesiyor biliyor musunuz? 100 ilâ 120 arasında büyükbaş hayvan, 200 ilâ 250 arasında küçükbaş hayvan. Şimdi, biz 2 bin koyun kestirmiş olsak -sadece Adana Kombinası için söylüyorum bunu, Türkiye'de bunun gibi belki yüzlerce tesis var- Adana Kombinası bunu yapmış olsa, piyasaya girmiş olsa "Kardeşim, ben eti 29 liradan, 30 liradan satıyorum." dese, serbest piyasadaki et kesenler, et satanlar bunu düşürmek zorunda kalmayacak mı? Keşke bu et fiyatlarının yüksekliğinden çiftçi para kazanabilse, keşke köylü para kazanabilse, üretici para kazanabilse. Üretici 23 lirasını alıyor. Gidin, marketlerde 50 liraya kadar çıkıyor et fiyatı arkadaşlar. Bu parayı kim kazanıyor? "Faiz lobisi" diyorsunuz ya, Sayın Cumhurbaşkanı "faiz lobisi" diyor ya, işte tam da burası, faiz lobisi kazanıyor bu parayı, paradan para kazananlar kazanıyor; üretici para kazanmıyor, tüketici de zararın içerisinde. İşte, "çözüm" diyorsunuz, çözüm: Et ve Süt Kurumunu tam kapasiteli çalışan duruma getirin, Türkiye'de et üretimini rekabete sokun, ondan sonra insanlarımızın, ucuz et yemesini sağlayın.

Ya, sizin döneminizde hayvancılık battı, tarım battı. Yani, dışarıdan ha bire hayvan ithal ediyoruz hâlâ et fiyatları yüksek. Yani, adam bakıyor et fiyatları yüksek, birinci kalite süt veren ineğini götürüyor kasaba, kesiyor. Yazık günahtır ya, Allah'tan korkun, vallahi yazık günahtır ya.

MUSA ÇAM (İzmir) - Sütün litresi 185 kuruşa düştü.

MUHARREM VARLI (Devamla) - Şimdi, keşke üretici kazansa bundan diyorum. Üretici kazanmıyor. "Faiz lobisi" diyorlar ya, vallahi faiz lobisi kazanıyor bundan parayı.

İşte, değerli arkadaşlarım, eğer gerçekten bu ülkede ucuz et olmasını, insanlarımızın ucuz et yemesini, daha fazla et tüketmesini istiyorsanız, çiftçinin gübre ve mazot maliyetinden kurtulmasını istiyorsanız Allah rızası için bu işe bir çözüm bulun. Eğer bu işe bir çözüm bulmazsanız bu çiftçi topraklarını ekemeyecek duruma gelecek. İşte, o "faiz lobisi" dediğiniz var ya faiz lobisi, çiftçinin topraklarını da gelip o faiz lobileri satın alıyor, ellerinden teker teker satın alıyor o faiz lobileri.

Buradan defalarca söyledim, bundan sonra da söylüyorum: Eğer bu Hükûmet bu işe bir çözüm bulmazsa...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUHARREM VARLI (Devamla) - ...bunun sonunda çiftçi ile faiz lobisi arasında kan çıkar arkadaşlar.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)