GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 6'ncı tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:51
Tarih:03.03.2016

MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Türkiye Su Enstitüsü bütçeleri üzerinde grubumuz adına görüşlerimi belirtmek adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, 2 tane kurumla ilgili söyleyebileceğim çok fazla bir şey yok ama Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüyle alakalı söylemek istediğim ve burada daha önce de söylediğim ve buna rağmen hiçbirinin gündeme alınmadığı ve bugüne kadar hayata geçirilmediği konularla alakalı düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum, bizi ekranları başında izleyen değerli hemşehrilerimizle paylaşmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bizim Adana'da 750 bin dönüm araziyi ilgilendiren ve gerçekten çok da mümbit, çok da güzel bir araziyi ilgilendiren bir Yedigöze Barajı yapımı var. Sayın Bakan, Bakanlar Kurulunun en eski üyelerinden bir tanesi. Ben de aşağı yukarı kendisi kadar burada milletvekilliği yapan bir arkadaşınızım. Her dönem bu barajı gündeme getirdim. Her defasında da Sayın Bakan "Yapacağız, bitireceğiz." sözleriyle burada bizi de oyaladı, orada yaşayan ve çiftçilik yapan insanlarımızı da oyaladı.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hangi baraj?

MUHARREM VARLI (Devamla) - Şu ana kadar, Yedigöze Barajı'nın sadece yüzde 10'luk bir kısmı... Sulamayla alakalı kısmını söylüyorum, enerjiyle alakalı kısmını söylemiyorum. Orası sizi biraz daha fazla ilgilendirdiği için enerjiyle alakalı kısmını bir an önce tamamlattırdınız. Çünkü oradan para akışı var. Bilemiyorum nereye gidiyorsa o para akışı. Orada biraz erken davrandınız ama sulamayla alakalı kısmı... Sadece Musullu-İmamoğlu arasındaki 20 bin dönüm araziyi sulayacak bir kısmı tamamlandı. Daha, 730 bin dönümlük arazide şu ana kadar, hâlâ, hiçbir tesis kurulamamış ve bir damla su akıtılamamış durumda.

Şimdi, 2007 yılından bu yana her defasında gündeme getirdim, her defasında "Bir iki seneye kadar bitecek." dediniz -bunların hepsi tutanaklarda da var, tutanakları da getirip size gösterebilirim- ama şu ana kadar Yedigöze Barajı, ne yazık ki, atıl durumda. Yetkililere soruyorum, "Ne durumda?" diyorum, "Yapılacak ihalelerde eğer bir aksilik olmazsa, bu ihaleleri yapabilirsek 2020 yılında bitirmeyi düşünüyoruz, tamamlamayı düşünüyoruz." diyorlar. Yani, 2002 nere, 2020 nere? On sekiz yıl olmuş. Ama sizin siyasetçileriniz ve siz, her defasında, o bölgeye gittiğinizde "Bir sene sonra suyunuz geliyor. Bir sene sonra sizi susuzluktan kurtaracağız." dediniz; o insanları hep aldattınız ve kandırdınız. Şimdi, artık insanların size inancı kalmadı; 250 metre derinliğe sondaj vurup kendi tarlalarını sulamaya çalışıyorlar, mazot yakarak sulamaya çalışıyorlar üstelik. Hâlbuki, bu baraj bitmiş olsa, o mümbit araziler sulanmış olsa hem o bölgede çiftçilik yapan insanların ekonomisi güçlenecek hem de Türkiye ekonomisine çok büyük katkı sağlayacak. Ama çiftçi sizin umurunuzda olmadığı için, tarla ekip diken insanlar sizin umurunuzda olmadığı için, sizi daha çok enerji ilgilendirdiği için enerji kısmını tamamladınız, "Ondan sonrası ne olursa olsun." dediniz. Hâlbuki, binlerce insan o topraklardan ekmek yiyor, binlerce insan o topraklardan çoluk çocuğunun geçimini sağlamaya çalışıyor. Sizin umurunuzda değil tabii bunlar, her defasında anlattım, her defasında söyledim ama bu kulağınızdan girdi, bu kulağınızdan çıktı. Hani bir atasözü var ya "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az." diye, bir dahaki geldiğimde davul zurna çaldıracağım burada Sayın Bakan, anlayabilesiniz diye. (MHP sıralarından alkışlar) Yoksa anlayamıyorsunuz ya da anlamak istemiyorsunuz.

Şimdi, yine sulama birlikleriyle alakalı burada yasalar çıkardık ve o yasaya biz de olur verdik, biz de destek verdik sulama birliğiyle ilgili yasaya ama bugüne kadar o yasayı ne yazık ki lehinde kullanmadınız. Bakın, Ceyhan Ovası'nı sulayan, Osmaniye Cevdetiye'den başlayıp Yumurtalık'a kadar devam eden ana hatta şehir atık suları dökülüyor Sayın Bakan. Bunu da defalarca söyledim burada. Bununla ilgili DSİ'nin bir projesi var. DSİ diyor ki: "Sulama birlikleri yapsın." Sulama birlikleri kendi kendini idare edebilecek durumda değil ki sulama birlikleri bunu yapsın. Niye DSİ'ye yaptırmıyorsunuz, neden yaptırmıyorsunuz?

Her yıl birkaç defa su kesintisi uygulanıyor. Niye? Çünkü kanaletler yosun tutuyor, yosunu temizlemek için ilaç atması gerekiyor sulama birliklerinin, dolayısıyla ilaç attıkları dönemde de su kesiliyor. Tam çiftçinin mısırını, pamuğunu sulama ihtiyacı duyduğu dönemde birdenbire su kesintisi uygulanıyor ve çiftçi bundan mağdur oluyor. Geçen yıl bundan dolayı çiftçinin en az 250-300 kilo mısır kaybı var. Geçen yıl bundan dolayı çiftçinin en az 100 kilo pamuk kaybı var. Sayın Bakan, kulağınız duysun bunları, lütfen bunları ciddiye alın ve bunlarla ilgili projeleri bir an önce gerçekleştirin. Ben, burada söylerken bunların hepsini bilerek, yaşayarak söyleyen bir insanım, afaki konuşan bir insan değilim.

Bakın, yine, sulama birliklerinin bu enerji işini özelleştirdiniz. Az evvel Enerji Bakanı da buradaydı, şu anda yok, nereye gitti bilmiyorum. Şimdi, sulama birliklerinden aylık tahsilat istiyorlar. Sulama birliklerinin aylık tahsilat yapma gücü yok. Niye? Çünkü sulama birlikleri çiftçiden yıldan yıla para topluyor. Dolayısıyla, yıldan yıla ödeme şansı var sulama birliklerinin ama Enerjisa şimdi sulama birliklerinden aylık tahsilat bekliyor, dolayısıyla da birçok yerde cereyan kesintisi, enerji kesintisi yapılıyor ve bundan da diğer çiftçilerimiz, köylülerimiz mağdur oluyorlar. Şimdi, bununla ilgili de lütfen not alıp eğer bir düzenleme yapar ve bu konuda çiftçilerimizi ve sulama birliklerini rahatlatırsanız memnun olacağız. Ben, sulama birliklerinin hakkını savunmak adına konuşmuyorum, sulama birliklerinden dolayı çiftçi mağduriyet yaşadığı, köylü mağduriyet yaşadığı için bunları söylüyorum.

Sayın Bakan, yine, bu elektrik... Tarımsal sulama olarak sulama birliklerine bir katkı sağlanabilir mi? Eğer bu katkı sağlanırsa sulama birlikleri çiftçiye daha ucuz yolla su verme imkânına kavuşacak, dolayısıyla çiftçimiz kazanmış olacak. Yani enerjiyi tarımsal elektriğe çevirmekle ilgili bir projeniz var mı, bunu gerçekleştirmek istiyor musunuz? Bunu da lütfen bir not alırsanız sevineceğim.

Yine, geçenlerde, tarım kredilerden bahsettim, böbürlenerek "Bana ait." dediniz. Doğru mu Sayın Bakanım? "Tarım krediler bana ait." dediniz. Yanlış anlamadım herhâlde, doğru mu?

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tarım krediler mi?

MUHARREM VARLI (Devamla) - Evet, ben buradan konuşurken siz oradan böbürlenerek "Tarım krediler bana ait" dediniz. Şimdi, tarım krediler, bu ülkede gübre fiyatlarını sübvanse etmesi gerekirken, gübre fiyatlarını çiftçinin lehine değiştirmesi gerekirken ne yazık ki şu anda tarım kredide gübre fiyatları serbest piyasanın 200 bin lira, 300 bin lira daha üzerinde; insanlarımızın daha rahat anlaması için eski rakamlarla konuşuyorum. Hâlbuki tarım kredi piyasaya girmiş olsa... Üstelik bir de diyorlar ki: "Biz kendi fabrikalarımızdan gübre getiriyoruz." Peki, kendi fabrikalarınızdan gübre getiriyorsanız neden çiftçiye daha ucuz gübre sunmuyorsunuz? Serbest piyasanın neden altında gübre fiyatlarını sübvanse etmek istemiyorsunuz? Demin de söylediğim gibi çiftçiyle alakalı, çiftçiyi korumakla alakalı bir projeniz ve düşünceniz olmadığı için bunların hiçbirisi sizin için önem arz etmiyor.

Yine, bu taş ocakları... Bir bakıyorsunuz, köy yerleşiminin hemen üstünde taş ocaklarına müsaade edilmiş ve üstelik oraya yirmi yıl önce ağaç ekilmiş, ormanlaştırılmış -çok da güzel orman olmuş, ağaçlar oluşmuş- orayı taş ocaklarına veriyorsunuz. Ya, niye yapıyorsunuz bunu Sayın Bakan? Yani, buradan üç beş kuruş para elde edilecek diye, üç beş kuruş para kazanılacak diye o güzelim yerleşim yerlerini, o güzelim ormanları yok etmekten hiç mi sıkılmıyorsunuz ya? Yani, değerli arkadaşlarım, bakın, bunların hepsi, ne yazık ki günlük olarak yaşadığımız ve her gün bize sıkıntı veren şeyler. O köyde yaşayan insanlar köylerini terk etmek istiyorlar. O ağaçlık alan, orman tamamen taş ocaklarının yoluyla, yıkımıyla yok olmaya yüz tutmaya başladı. Şimdi, bir taraftan "Orman yapalım." diyoruz, "Ağaç yetiştirelim." diyoruz, öbür taraftan ormanların içerisine taş ocaklarına izin veriyoruz.

Yine, 2008 yılında burada hep birlikte çıkardığımız bir yasa vardı, geçmişe dönük BAĞ-KUR'la ilgili. Eğer bir kişinin yatırmış olduğu bir miktar varsa gerisini tamamlamak kaydıyla emekli olma hakkını verdik. Güzel, doğru da bir uygulama. Şimdi, Adana bölgesinden bahsediyorum, sadece Adana bölgesinden Sayın Bakan. Belki sizin konunuz değil ama bu Hükûmetin en eski üyelerinden bir tanesisiniz, az çok da çiftçiyle, tarımla da alakanız var. Şimdi, kişiler 1997 ile 2008 arasındaki primi gittiler, peşinen yatırdılar. Bakın, burada belgesi de var, size vereceğim biraz sonra. Yani, kaç yıllık oldu? Aşağı yukarı on yıllık primini peşin yatırmış oldu çiftçi. Tarım BAĞ-KUR'undan kayıt yaptırdı ve bütün aylık ödemelerinin hepsini yaptı, sağlık hizmetlerinden faydalandırıldı, eşi ameliyat oldu, kendisi ameliyat oldu, hastaneye gitti, BAĞ-KUR'dan faydalandı ama yaşı doldu, günü doldu, şu anda emekli olamıyor. Niye? Efendim, her yıl ziraat odasına kayıtlarınızın yenilenmesi gerekir. Peki, böyle bir uyarı yapıldı mı? Böyle bir uyarı yapılmadı. Şimdi, bu, haksızlık değil mi Sayın Bakan? On sekiz sene, yirmi sene prim yatırmış ve bunun on yıllığını peşin almışsınız. İşte, burada, Ağaçpınar köyünden Halil Değer, 10 bin, 20 bin insandan bir tanesi. Şimdi, bu hak mahrumiyeti değil mi, bu haksızlık değil mi? Niye bu insanların emekliliğine mâni oluyorsunuz, niye bu insanları emekli etmiyorsunuz? Hepsi mahkemedeler şu anda, hepsi sizi, Hükûmetinizi, o yasadan kaynaklanan haklardan ve bu elde etmiş oldukları haklardan dolayı mahkemeye verdiler. İnşallah yakın zamanda da kazanırlar diye ümit ediyorum ama burada çıkarttığınız her yasanın arkasında duramadınız, burada çıkarttığınız her yasadan sonra o yasayı yenilemekle ilgili, değiştirmekle ilgili yeni yeni yasalar çıkarttınız.

2/B yasası da aynı. 2/B yasasıyla ilgili de bir sürü eksiklikler var, her defasında söyledik, ne yazık ki hiçbirini dikkate almadınız.

Teşekkür ederim.