GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 7'nci tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:52
Tarih:04.03.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA BALOĞLU (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gelişmiş ülkelerin kendi geleceklerine ilişkin öngörüleri, sosyoekonomik hedefleri vardır. Öngörülen hedeflere ulaşabilmek için kullanılan en etkili araç bilim, teknoloji ve sanayi yetkinliğidir. Teknolojinin getirdiği insan yapısı üstünlüğünü korumak, en tepeden alta kadar vasıflı iş gücü gerektirir. 21'inci yüzyılda iş gücünün vasıfları rekabetin başlıca silahı olacaktır. Beyin gücü yeni teknolojileri yaratacak fakat bu teknolojileri düşük maliyetle üretebilmenin kolları ve bacakları vasıflı iş gücü olacaktır. Ülkelerin üstünlük yarışında, doğal kaynaklara sahip olmak gibi pek çok faktör önemini yitirmeye başlamış, insan ön plana geçmiştir.

Gelişmiş bir ekonomiye sahip olan Japonya, sanayisinde ham maddenin ve enerjinin yetersiz olmasına rağmen, ithalatıyla bu açığı kapatmış ve gelişiminin ilk evrelerinde uygulamış olduğu sistemli ve istikrarlı korumacı politikaların, ihracata yöneldiği anda elinde hazır ve gelişmiş bir sanayi ve yönetim altyapısının oluşmasında kilit rol oynadığı görülmüştür. Japonya, gelişiminin ilk evrelerinde kendisini, bebek sanayiyi koruma politikaları, teşvik kredileri, üreticinin menfaatine yönelik ve iç talebi canlandırıcı vergi uygulamaları ve sağlam kurumsal altyapının oluşturulması gibi pek çok faaliyet aracılığıyla uluslararası rekabete hazır bir konuma gelmiştir. Japonya, izlemiş olduğu bu yol sayesinde "Asya kaplanları" diye bildiğimiz Asya ülkelerine yol göstermiştir.

Japonya ve Almanya gibi dünya savaşından yenik olarak çıkan, ülkeleri harap olan, tüm ithalat ve ihracatlarına el konulan, büyük tazminatlara maruz kalan iki ülke, çok kısa sürede ülkelerini yeniden kalkındırıp şu anda dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olabildilerse bizim, genç nüfusumuzla, doğal kaynaklarımızla, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizle ve çalışkan insanlarımızla şu anda bulunduğumuz konumda, kendi içimizde birliğimizi tamamlayıp ülkemizin kalkınmasını, nüfusumuzun refah seviyesini artırmamız tüm milletimizin çıkarına olacaktır.

Türkiye, uzun yıllar, bilim ithal edecek yerde eskimiş teknolojileri ödünç almakla yetinmiştir. Günümüzde, gelişmekte olan ülkelerin hepsinin temel sorunu, sahip oldukları mevcut kaynaklarıyla kalkınma hamlelerini gerçekleştirememektir. Ayrıca, bölgelerarası dengesizlikler sorunu, gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi bazı gelişmiş ülkelerde, hatta ülkemizin sınırları içinde dahi yoğun olarak görülmektedir.

Kalkınma, sadece üretimin ve kişi başına gelirin artırılmasından ibaret olmayıp ekonomi ve sosyalkültürel yapının da değiştirilmesi, yenileştirilmesi anlamına gelir. Kalkınma, bir toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan belirli bir hayat seviyesine ulaşması demektir. 2023 yılında Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesi ve belirlenen ulusal hedeflere ulaşabilmesi için, ülke çapında ileri teknoloji uygulamalarını besleyecek bir bilimsel enerji potansiyeli yaratılmalı, eğitim sistemimizde daha belirgin bilimsellik ve süreklilik nitelikleri kazandırılmalı, tarım, sanayi, hizmet ve kamu sektörlerinde bu potansiyelin verimlilik odaklı bir kinetik enerjiye dönüştürülmesi mutlaka sağlanmalıdır. Aksi hâlde, kamu ve özel sektör çalışanları ne kadar gayretli ve yetenekli olursa olsun, sadece belirli para ve maliye politikalarıyla ülkemizin dünya piyasalarında hatırı sayılır bir statü kazanması ve insanımızın mutlu ve onurlu bir yaşam seviyesine ulaşması bir ütopyadan ibaret kalacaktır.

AK PARTİ hükûmetleri olarak bu kalkınmayı gerçekleştirilebilmek için, cumhuriyetimizin 100'üncü yılına denk gelen 2023 yılı için iddialı hedefler ortaya koyduk. Bunlar arasında, 2 trilyon dolar millî gelire ulaşarak dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmek, ihracatımızı 500 milyar dolara çıkarmak, orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü olmak, üretim ve ihracatımız içindeki yüksek teknoloji ürünlerinin payını yüzde 20'lere çıkarmak, AR-GE harcamalarının millî gelir içindeki payını yüzde 3'lere çıkarmak ortaya koyduğumuz hedeflerin bazılarıdır.

2023 hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla, başta ekonomiyle ilgili bakanlıklar olmak üzere bakanlıklarımız yeniden yapılanmış, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız da bu amaçla yenilenmiştir. Bakanlığımızın yeni yapısı Hükûmetimizin 2023 hedeflerini karşılamak amacıyla ülkemizde ilk kez bilimin, teknolojinin ve sanayinin birbiriyle olan ilişkilerini ve entegrasyonunu daha da derinleştirmek üzere şekillendirilmiştir. Bu yeni yapıda, görevleri itibarıyla Bakanlığımız faaliyetleriyle ilişkili olan TÜBA ve TÜBİTAK gibi kurumlar Bakanlığımıza bağlı ve ilgili kuruluşlar arasında yerini almıştır.

Bu vesileyle, şu anda güneydoğuda ve doğuda terör örgütleriyle ve vatan hainleriyle mücadele eden şanlı askerimizi, polisimizi alınlarından öpüyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)