GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 7'nci tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:52
Tarih:04.03.2016

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın 2016 yılı bütçesi görüşmeleri vesilesiyle huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum ve Bakanlığımın bütçesi üzerinde değerlendirme ve konuşmalar yapan Okan Gaytancıoğlu, Orhan Sarıbal, Mazlum Nurlu, Kadim Durmaz, İsmail Ok, Mahmut Celadet Gaydalı, Rafet Sezen, Mehmet Akyürek, Uğur Kaleli, Abdullah Öztürk, Mehmet Öntürk, Recep Konuk beylere, tüm gruplara huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, tarih boyunca birçok medeniyetlerin kurulmasına vesile olan tarım dün son derece önemliydi, günümüzde de son derece önemli. Bugün dünya nüfusunun yüzde 40'nın geçimini tarımdan sağladığını hepimiz biliyoruz. Ayrıca, 78 trilyon dolarlık küresel hasılanın yüzde 4,2'sini de tarım oluşturmaktadır. Dolayısıyla, stratejik öneme sahip bir sektörün bütçesini görüşüyoruz.

Tabii, dün itibarıyla önemli olması gelecek açısından da önemini değerlendirmemizi gerekli kılıyor. Dünya nüfusu bildiğiniz gibi hızlı bir şekilde artmaktadır. Bugün 7 milyarı aşkın insanın dünyada yaşıyor. 2050 yılında 10 milyar insanın yaşayacağı bir dünyayı dikkate aldığımız zaman ve bugün 7 milyarın içerisinde 1 milyara yakın insan aç, 1 milyar insanın yoksul olduğunu düşünürseniz ve dünyada tarıma elverişli arazinin 5 milyar hektar olduğunu ve bunun ancak 1,3 milyar hektarının kullanıldığını dikkate aldığınız zaman bu 2 milyar aç ve yoksullukla karşı karşıya bulunan dünya insanlığının 2050 yılında 10 milyara geldiğimiz zaman nasıl bir felaketle karşı karşıya olacağını hep beraber düşünmek durumundayız. Onun için savaşlar var, savaşlar olacak ama bu savaşların önümüzdeki dönemde gıda üzerinde olacağını göz ardı etmememizi ifade etmek istiyorum ve bunun için tarım sektörünün önümüzdeki dönemde en önemli konu başlıklarından biri olacağını ve bu tabloyu gördüğümüz zaman da bu tablo karşısında rekabeti, etkinliği, verimliliği, sürdürülebilirliği gözeten, çevreyle uyumlu rasyonel tarım politikaları geliştirmemiz gerektiği kaçınılmazdır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye tarım ve hayvancılık konusunda pek çok ülkeye nazaran avantajlı yönleri olan bir ülkedir. 23,9 milyon hektar tarım alanımız var, 6 milyon hektar sulamaya açılmış alanımız var, 3 milyon çiftçimiz var, 14,6 milyon mera alanımız var, 1 milyon hektar su alanımız var, 21,6 milyon hektar orman alanımız bulunmaktadır. Bu yönleriyle baktığımız zaman olumlu ve geleceğe ümitvar bakacağımız bir tablo var ama bu, bizim geleceğe daha dikkatli bakmamıza engel olmamalı. Çünkü, ne yazık ki Türkiye'de de tarım alanlarının az da olsa -son yaptığımız yasal düzenlemelere rağmen- hâlen tarımdan çıktığını hep beraber görüyoruz. Yani, küresel anlamda yılda 12 milyon hektar arazi tarım dışı kalırken Türkiye'de az da olsa -çıkardığımız yasalara rağmen- tarım dışına çıkan arazilerimizin olduğunu bilmemiz gerekiyor. Onun için, başta çarpık kentleşme olmak üzere, bu konulardaki hassasiyetimizi ifade etmek istiyorum.

Burada söz alan arkadaşlarımız mera alanlarımızın daraldığını ifade ettiler, bu doğru değil, bunu da ifade edelim. Bugün mera alanımız 14,6 milyon hektardır; 1998'de mera varlığımız 12,3 milyon hektar idi, bugün 14,6'ya gelmiş bulunuyor. Çiftçilerimizin refah düzeyinin artması ve gelecek kuşaklara daha üretken bir Türkiye bırakmamız açısından son derece önemlidir bu potansiyeli değerlendirmek.

Türkiye, son yıllarda yaşanan küresel finans krizlerin ve siyasal gerilimlere rağmen tarım sektöründe önemli başarılar elde etmiştir, önemli mesafeler katetmiştir. Bu konularla ilgili çok değerli milletvekili arkadaşlarımız, grupları adına değerlendirme yapan arkadaşlar önemli rakamlar verdiler. Ben birkaç rakam vererek konuyu geçmek istiyorum. Bu kısa zaman dilimi içerisinde bahsedebildiğim kadar rakamlar vermek istiyorum.

Tarımsal yurt içi gayrisafi millî hasılamız 125 milyar TL'ye yükselmiştir, ihracatımız 16 milyar 700 milyon dolara yükselmiştir, ithalatımız 11 milyar 244 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye 2015 yılı tarım ve gıda ürünleri dış ticaretinde 5,6 milyar dolar fazla vermiştir.

Değerli milletvekilleri, sübvansiyonlu tarımsal kredilerde cari faiz oranı 0 ila yüzde 8,25 aralığına çekilmiştir, buraya düşürülmüştür. Bunun yanında, tarım sektörüne sağlanan nakit destek miktarlarına baktığımız zaman, her yıl artarak devam ettiğini görüyoruz. 1,8 milyardan bugün 11,6 milyara nakit desteği olarak yükseldiğini ve 2003-2015 yılları arasında toplam 78,6 milyar TL nakit hibe desteği sağlandığını özellikle belirtmek istiyorum. Gübre ve yemde KDV'nin kaldırılması da dâhil edilince, üreticiye 2016 yılında 14 milyar TL'lik bir destek sağladığımızı belirtmek istiyorum.

Bakanlık olarak gıda arz güvenliği kadar gıdaların güvenliğini de son derece önemsediğimizi belirtmek istiyorum. 134 gıda kontrol laboratuvarı gece gündüz çalışmakta ve 2015 yılında gıda üretim satış ve toplu tüketim yerlerinde toplam 735 bin denetim yapılmıştır. Yapılan denetimlerde 65 milyon 680 bin TL idari para cezası uygulanmıştır. 92 firma hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Ayrıca, dört yılda sağlığa zararlı gıda üreten ve taklit ve tağşiş yapan 418 firmanın 818 ürününün kamuoyuna teşhiri yapılarak ifşa edildiğini belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, tarım topraklarının korunması ve geliştirilmesi çalışmalarımız da hızla devam etmektedir. Biliyorsunuz, bununla ilgili 2014 yılında son derece önemli bir yasayı yüce Mecliste kabul ettiniz ve yürürlüğe geçti. O günden bu güne bu yasa çerçevesinde arazilerin bölünmemesi noktasında bu yasa bizim için önemli kaynak teşkil etmektedir.

1961-2002 yıllarında 450 bin hektar arazi toplulaştırılması bu uzun dönem içerisinde gerçekleştirilmişken, 2003-2015 yılları arasında 4,6 milyon hektar arazinin toplulaştırıldığını da bu vesileyle ifade etmek istiyorum.

Tarım arazilerimizin amaç dışı kullanımını önlemeye yönelik arazi kullanım planlaması çalışmalarına da bu yıl içerisinde başlıyoruz. Büyük tarımsal ovalar belirlenerek koruma önlemlerinin hayata geçirilmesine yönelik çalışmalarda son aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Bu kapsamda 106 ovanın sınırları çizilmiş ve ön incelemeye açılmış bulunmaktadır.

Tohumculuk konusu sık sık değerlendirilen bir konu. Tohumculuk sektörü, tohumluk üretimi ve sertifikalı tohum kullanımına sağladığımız desteklerle son derece önemli gelişmeler kaydetmiştir. 2015 yılında 896 bin ton tohum üretimi, 100 milyon doların üzerinde de tohum ihracatını gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bugün itibarıyla buğday tohumunun yüzde 95'i, çeltik tohumunun yüzde 100'ü, nohut tohumunun yüzde 100'ü ve domates tohumunun yüzde 50'si, biber tohumunun yüzde 70'i Bakanlığımız tarafından geliştirilmiş bulunmaktadır.

Organik tarım konusunda da önemli mesafeler almış bulunuyoruz. 2015 yılında binde 3 olan organik tarım alanını yüzde 2'ye çıkarmış bulunuyoruz. İnşallah önümüzdeki on yıl içerisinde organik tarım alanının yüzde 5'e çıkarılmasını hedeflemekteyiz.

Meralarla ilgili, meraların etkin kullanımıyla ilgili yaptığımız çalışmaları az önce kısaca ifade etmiştim.

Hayvancılığın kaba yem ihtiyacının karşılanması amacıyla verdiğimiz destekler neticesinde yem bitkileri ekiliş alanı 2014 yılında 2,6 milyon hektara ulaşmış bulunmaktadır.

TARSİM'le ilgili, biliyorsunuz Hükûmetimiz döneminde Tarım Sigortaları Havuzu kurulmuş bulunmaktadır ve bu anlamda meydana gelen afetler karşısında çiftçilerimize dönük önemli çalışmalar gerçekleştirilmektedir ama bu alanda kapasitenin, kapsamın gelişmesiyle ilgili de çalışmalarımızı sürdürdüğümüzü belirtmek istiyorum.

Bu son on üç yılda tarım sektörüne ilişkin yaptığımız çalışmanın neticesinde tarla bitkileri üretimimiz 58 milyon tondan 65 milyon tona, meyve ürünleri, çay ve baharat ürünleri üretimimiz 14 milyon tondan 19 milyon tona, sebze üretimimiz 25 milyon tondan 30 milyon tona, buğday üretimimiz 19,5 milyon tondan 22,6 milyon tona, mısır üretimimiz 2,1 milyon tondan 6,4 milyon tona, çeltik üretimimiz 360 bin tondan 920 bin tona, ayçiçeği üretimimiz 850 bin tondan 1,7 milyon tona, turunçgil üretimimiz 2,5 milyon tondan 4 milyon tona, domates üretimimiz 9,4 milyon tondan 12,6 milyon tona ulaşmış bulunmaktadır.

Hayvancılık alanında yaptığımız çalışma neticesinde ise 2002'de 8,4 milyon ton olan süt üretimimiz 2015 yılı itibarıyla 18,6 milyon tona ulaşmış bulunmaktadır. 420 bin ton olan kırmızı et üretimimiz 2015 yılı itibarıyla 1 milyon 150 bin tona ulaşmış bulunmaktadır. 696 bin ton olan tavuk eti üretimimiz 1 milyon 909 bin tona, 74 bin ton olan bal üretimimiz 107 bin tona, su ürünlerimiz ise on üç yılda yüzde 285 artarak 61 bin tona ulaşmış bulunmaktadır.

Bu rakamlar önemli, bu artışlar önemli ama bunları yeterli görmediğimizi özellikle bu bütçe görüşmeleri vesilesiyle ifade etmek istiyorum ve bunu da şunun için söylüyorum: Demek ki daha yapmamız gerekenler var. Ben tarım meselesini birçok meselede olduğu gibi... Tarım meselesi bir parti meselesi değil, tarım meselesi milyonlarca çiftçimizi ilgilendiren, ülkemizi ilgilendiren bir meseledir. Bu konuda her türlü eleştiriye açık olduğumuzu da özellikle belirtmek istiyorum, bu dinamik sektörle ilgili bütün görüşlere de açık olduğumuzu belirtiyorum ve bu çerçevede 7 bölgede bütün illerimizin dinamikleriyle bir araya gelerek kimde bir bilgi kırıntısı varsa, bir bilgi bütünlüğü varsa onların hepsini alarak en doğruyu, en güzeli nasıl yaparız diye son derece yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Ben inanıyorum ki tüm bu değerlendirmelerden, tüm bu katılımcı anlayıştan çok bereketli, çok verimli neticeler ortaya çıkacaktır. Bugün itibarıyla bunları söylüyorum ama bizi izlemeye devam edin diyorum. İnşallah bu alanda atılması gereken adımları cesaretle atmaya devam edeceğimizi özellikle belirtmek istiyorum.

Tabii, zaman hızlı geçiyor, burada ifade edeceğim çok konular var ama değerli konuşmacıların değindiği konulara değinmek istiyorum.

"Yemde alınan yüzde 8'lik KDV uygulamada yok." dendi. Doğru değil. Süt yeminde yüzde 5, besi yeminde yüzde 5, etlik piliç yeminde yüzde 7, yumurta yeminde yüzde 8'lere varan bir indirimin olduğunu ifade etmek istiyorum. Ayrıca, amonyum sülfat yani gübrede de yüzde 14, yüzde 18, yüzde 16, yüzde 24, yüzde 21, yüzde 22 KDV sonrasındaki olumlu, çiftçi lehine gelişmeleri de belirtmek istiyorum.

Karma yemde üretim 5,2 milyon tondan 20 milyon tona ulaşmış bulunuyor. Şu anda karma yemde 20 milyon tona ulaşmış bulunuyoruz. İthalata baktığınız zaman 2,6 milyon tondan 6,9 milyon tona ulaşmış ithalatımız. Ama burada saman üretimimizle ilgili "Saman ithal ediyoruz." diye söylendi. Özellikle bilgi açısından şunu arz ediyorum: 2015 yılında 26 milyon ton saman üretilmiştir, 22 bin ton da ihraç etmişiz. Dolayısıyla, o bilginin de düzeltilmesi açısından bunu ifade ediyorum.

Tarımda dış ticaret... Burada ihracat ve ithalat mukayesesi yapıldı. 2003-2015 yılları arası toplam 151 milyar dolar ihracat yapmışız. İthalatımız ne kadar? 98 milyar dolar. Arada 53 milyar dolarlık bir farkın olduğunu belirtmek istiyorum. 2002 yılında 161 ülkeye 1.480 çeşit tarım ve gıda ürünü ihraç ederken 2014 yılında 190 ülkeye 1.707 çeşit yani ülke sayısında 29 artış var; 227 çeşitte de artış olduğunu belirtmek istiyorum.

Hollanda örneği verildi. Bakınız arkadaşlar, bazı şeyleri karıştırmayalım. Hollanda ürettiği ürünü ihraç etmiyor; Hollanda ithal ediyor, işleyip ürünü satıyor. Hollanda'nın tarımsal hasılası 14,5 milyar dolar. 14,5 milyar dolarlık bir tarımsal hasılası var Hollanda'nın ama 70 milyar dolar tarımsal ithalat yapıyor, 108 milyar dolarlık da tarımsal ihracat yapıyor. Yani tarımsal hasıla ile ihracat ve ithalatı karıştırmayalım. Burada tarımsal ham maddeyi alarak mamul madde hâlinde bunları ihraç ettiğini görelim.

Değerli arkadaşlar, bir diğer konu, ülkemizde 2002 ila 2015 yılları arasında 38 milyon ton buğday ithal etmişiz. Hani "Buğdayı ithal ediyorsunuz." diyorlar ya, şimdi bu gerçeği görelim: 2002 ila 2015 yılları arasında biz 38 milyon ton buğday ithal etmişiz ve 11,7 milyar dolar para ödemişiz ama aynı dönemde buğdaya dayalı mamul ihracatına baktığımız zaman 47 milyon ton ihracat yapmışız. Buğdayı almışız, aynen Hollanda örneğinde olduğu gibi işlemişiz; 38 milyon almışız, 47 milyon tonu ihraç etmişiz. Dolayısıyla biz buğdayda net ihracatçı olduğumuzu çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz, bütün rakamlar da bunu söylüyor.

Un ihracatındaysa 2002 yılında 11'inci sıradaydık, şu anda un ihracatında 1'inci sıradayız ve 118 ülkeye un ihracatımızı gerçekleştiriyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Makarna ihracatında 7'nci sıradaydık, bugün makarna ihracatında İtalya'dan sonra 2'nci sıradayız ve 145 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Pirinç üretimimiz 2002 yılında tüketimin yüzde 37'sini karşılarken, 2002 yılında pirinç üretimimiz tüketimin yüzde 37'sini karşılarken bugün ürettiğimiz pirinç yüzde 74'ünü karşılamaktadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bu rakamlarda bir karışıklık olmasın diye bunu ifade ediyorum.

Şimdi, efendim, buradan hayvancılıkla ilgili, etle ilgili birçok değerlendirme yapıldı. Şimdi "2002 öncesi et ithalatımız yoktur." diye bir şey söylendi. Değerli arkadaşlar, şu rakamı vermek istiyorum sizlere: 1986-1996 yılları arası yani on yıl içerisinde 232 bin ton et, 1 milyon 462 bin büyükbaş kasaplık hayvan ithal edilmiş. 1987-2002 yılları arasında 265 bin baş damızlık hayvan ithal edilmiş. AK PARTİ iktidarı öncesindeki rakamları veriyorum yani "Yapılmamıştır." dendi de onun için söylüyorum, yoksa bir tartışma açmak için bunları söylemiyorum. 2002 yılında kişi başına et tüketimimiz 6 kilogramken bugün 14 kilograma gelmiş bulunuyor. Üretimi az önce söyledim. Üretimimiz 420 bin tondan 1 milyon 150 bin tona ulaşmış bulunuyor. Dünyada et üretiminde, Türkiye'nin çok önemli mesafeler katettiğini belirtmek istiyorum.

"Tarıma sağladığınız toplam kaynak olarak yasada yüzde 1 var." dediniz, doğru söylediniz ama şunu ifade edeyim.

Sayın Başkan, herhâlde bir beş dakika isteyeceğim ben.

BAŞKAN - Beş dakika...

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - İnşallah iki dakikada toparlarız ama beş dakika diye alalım.

Efendim, bütçeden tarıma ayrılan kaynak sadece tarımsal destekler değil, TMO alımları, kredi sübvansiyonu, ihracat desteği, tarımsal sulama yatırımları ve birçok kalem var yani bildiğimiz, az önce ifade ettiğim 14 milyarın ötesinde de birçok destek var. Bunları topladığınız zaman, bizim gayrisafi yurt içi hasılamız 1 trilyon 963 milyar lira, verdiğimiz bu desteklerin toplamı ise 19 milyar 592 milyon lira. Dolayısıyla, orana baktığınız zaman, 2014 yılında 1,03, 2015 yılında ise yüzde 1 olduğu net bir şekilde görülecektir. Ayrıca, bizim söylememizi de belki bazı arkadaşlar kabul etmeyebilir, OECD diyor ki: "2014'te Türkiye'de tarımsal desteğin gayrisafi yurt içi hasıla içerisindeki oranı yüzde 2,3'tür." Vallahi, benim suçum yok, bunu OECD söylüyor arkadaşlar.

TMO'yla ilgili olarak, TMO, buğday, mısır ve çeltikte üretim rekorlarının kırıldığı 2015-2016 döneminde 178 bin üreticiden toplam 5,6 milyon ton ürün alımı gerçekleştirerek karşılığında üreticilere 4,2 milyar TL ödemede bulunmuştur. Burada şunu açıkça ifade edeyim, TMO'da herhangi bir mali sıkıntı filan söz konusu değil, bunu belirtmek istiyorum.

Şimdi, süt konusuyla ilgili değerlendirmeler yapıldı. Değerli arkadaşlar, Okul Sütü Programı bir kere beş yıldır devam ediyor, bu yıl da sonrasında da devam da edecek. Şimdi, biz ne yaptık? Arz fazlası süt var mı? Var. Dönem itibarıyla şu anda laktasyon dönemi olduğu için bu dönemde birkaç ay süt fazlası olacak. 1 lira 15 kuruşu, 115 kuruşu ben belirlemedim. Burada, Süt Konseyinde kim var? Üreticiler var ve sanayiciler var, hep birlikte oturdular dediler ki: "1 lira 15 kuruş olacak sütün fiyatı." Bizim -Bakan olarak- hiçbir dahlimiz yok.

Peki burada süt fazlası olunca, 18,6 milyon tona çıkınca süt üretimimiz ne yaptık? Arz fazlası çiğ sütün süt tozuna dönüşmesi için biz desteğimizi artırdık, dedik ki: "Süt tozuna dönüştürün, 3 bin lira alıyordunuz, biz size ton başı 4.500 lira süt tozuna destek verelim.", "Çok teşekkür ederiz." dediler. Hiçbir problem yok. Biz hemen süt tozuna dönüştüreceğiz bu arz fazlasını ve böylece üreticinin mağduriyeti olmayacak. Burada 75 kuruş filan söylendi, böyle bir fiyat yok. Ben Balıkesir İl Müdürünü arattırdım, böyle bir fiyatın olmadığını da arkadaşların özellikle bilmesini istiyorum. 115 kuruşun altında sütü satmaya karar alanların hakkı yoktur. Ben bunu söylediğim zaman serbest piyasaya müdahale filan... Böyle bir şey yok. Ne et fiyatını biz belirliyoruz ne süt fiyatını belirliyoruz. Diyalogdan yanayız, birlikte oturup birlikte karar alıyoruz. 78 milyona kimsenin zulmetmeye, alın teriyle güneşin altında kavrulan çiftçiye kimsenin zulmetmeye hakkı yoktur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi, biz burada 4.500 liralık destek verdik. Ayrıca ilk kez süte bir destek daha verdik. Islak süt ürünlerinin ihracatını ilk defa teşvik kapsamına aldık. Yani peyniri ve benzeri ürünleri ihraç edenleri de bu destek kapsamına aldık.

Şimdi, net bir şey, farklı bir şey söylüyorum: Madem bunu istismar ediyor birileri, çok açık ve net söylüyorum, Et ve Süt Kurumu bir müdahale kurumu, ama henüz birkaç aylık bir zamana ihtiyacı var. Buradan diyorum ki süt fazlası olanlar, sütünüzü süt tozuna dönüştürün, Et ve Süt Kurumu olarak, Bakanlık olarak biz alacağız. Var mı başka yapan? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Ne söyleyeceksiniz? "Önümüzdeki bu üç dört aylık dönem içerisinde buna desteği verin, biz sorunu çözeceğiz." Verdik desteği, buyurun, 4.500. "Yeterli değil." Yeterli değilse biz alıyoruz.

Onun için, üreticiyi kimse istismar etmesin, kimse mağdur etmeye kalkmasın, biz o alnı ve eli öpülecek çiftçiden yanayız, yana olmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bitkisel üretimi burada konuştuk, her alanda artışlar var. Efendim, bu tarım çok dinamik bir alan, çok yaygın bir alan, sıkıntılı alanlar yok mu? Tabii olacak. Muhalefetin görevi de bunları gündeme getirmek olacak ama bizim bunların çözümü konusundaki kararlılığımızı burada pekiştirmek için ifade ediyorum.

Değerli arkadaşlar, gerçekten söylemem gereken şeyler var ama bir konuya daha değinmek istiyorum. Bir: Önümüzdeki dönem içerisinde destek politikalarımızı etki analizi çerçevesinde bir kez daha ele alıyoruz. Yani çok kalem destekten çıkıyoruz; daha daraltılmış, sayısal anlamda az, çiftçinin eline ne geçtiğini bileceği bir destek politikasını önümüzdeki dönemde açıklayacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İkincisi, havza bazlı alan desteğini 1/1/2017'den itibaren devreye koyacağız.

İdari yapıda önemli değişiklik yapıyoruz, artık Türkiye'de her tarım işletmesinin bir teknik elemanı olacak. Ne kadar tarım işletmesi var? 2 milyon mu? 2 milyon işletmenin de bir teknik elemanı olacak şekilde idari yapımızı düzenliyoruz ve tamamlamak üzereyiz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Başkanım, iki dakika... (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, beş dakika daha verdim size.

Sayın Bakanım, sözlerinizi tamamlamanız için bir dakika daha veriyorum.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Hayvancılıkta az önce ifade ettiğim gibi, yetiştirici, besi ve süt bölgeleriyle ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

TİGEM arazilerine değinildi. TİGEM'de yoğun bir şekilde tohum ve damızlık çalışmalarına ağırlık verileceğini belirtmek istiyorum. TMO ve ESK regülasyon görevlerini yapacaklar ve lisanslı depoculuğa geçerek ürün borsasını hızlı bir şekilde kuracağız. Artık bu gereksiz tartışmalardan tarım ürünlerini çıkaracağımızı ifade etmek istiyorum.

Piyasadaki raf ve tarla fiyatlarıyla ilgili denetim ve çalışmalarımızı devam ettireceğiz.

Son olarak diyorum ki 72.515 personelle bütün bu çalışmaları yürütüyoruz. Buradan gıda mühendislerine, ziraat mühendislerine, veterinerlere söylüyorum, 2.071 personeli de şimdi alacağız. Mühendislerimizi bu kısa dönem içerisinde alacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ayrıca bize ilgili kuruluşlar çerçevesinde de bin tane elemanı alacağımızı belirtiyorum.

Bütçemize sözlü olarak katkıda bulunan arkadaşlarımıza ve vereceğiniz oylardan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.

Bütçemiz hayırlı olsun diyorum.

Sağ olun var olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)