Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 129 |
Tarih: | 01.07.2012 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, biz, bu ülkenin çocuklarıyız. Biz, az önce, Sayın Komisyon Başkanının "Arkadaşlar, muhalefet milletvekilleri de gelsin." dediği zaman, aynı yürekle oturan bu ülkenin çocuklarıyız. Ama bakın, bu akşam olanlara sebep veren duruma nasıl geldik ve siz hangi noktadasınız; bunu ifade edeyim.
Bu emperyalizm, kapitalizm falan bunları bir köşeye bırakalım. Amerika Birleşik Devletleri gibi, İngiltere gibi ülkeler daha çok kazanmak, daha çok kazanmak, daha çok kazanmak için pazar alanlarını sınırlarlar. Pazar alanları yok olunca yeni pazar alanları yaratmak isterler. Bunun için bir pazar alanı buldular; üstelik de bizim sınır komşularımız olan, üstelik de bizim bölgemizde olan, üstelik de Müslüman kardeşlerimiz olan, üstelik de birlikte aynı coğrafyada bulunduğumuz Orta Doğu'yu seçtiler. Orta Doğu'yu seçtikten sonra da kocaman bir yalan söylediler. Dediler ki "Irak'ta nükleer silah var." Irak'ta nükleer silah olmadığını bile bile Irak'a girdiler. 1,5 milyon Iraklı Müslüman'ı öldürdüler; çocukları öldürdüler, kadınları öldürdüler. Onları çırılçıplak soyup, üst üste koyup köpeklere kirletip, dünyaya resimlerini dağıttılar. Daha sonra ne oldu? Daha sonra, sanki Mısır'dakiler, sanki Libya'dakiler oturdular da "facebook"larının başına "Hadi şu Mübarek'i devirelim. Şu Libya liderini devirelim." demişler gibi birden düğmeye dokundular, on binlerce, binlerce insan sokağa çıktı, kardeş kanı döktüler. Libya Liderini, "Allahuekber" sesleriyle aynı Müslümanlar, aynı kardeşler katlettiler ve öldürdüler. O sırada "Ben ülkeyi, Müslümanları bombalatmam." diyen Sayın Başbakan, NATO üssünü açtı ve çoluk çocuk demeden insanlarımızı bombalattı. Şimdi, bütün bunları biliyoruz. Daha sonra, "Biz dostuz." denilen Suriye'yle düşman hâle geldik. Yani onlar şunu yapıyorlar arkadaşlar: Kardeşi kardeşe, Müslüman'ı Müslüman'a, aynı coğrafyadaki komşuyu komşuya düşürerek elde etmek istedikleri pazar alanını elde ediyorlar, ondan sonra da sırtlarını dönüyorlar. Dünyada bir tane mi örneği var, beş tane mi örneği var, on tane mi var? Binlerce örneği var. Emperyalizm böyle çalışıyor.
Benim en çok ne ağrıma gider biliyor musunuz? Almanya'da Yahudiler yakılırken onları yakan o insanlar, o zihniyet çok ağrıma gitmiyor; elbette ki ağrıma gidiyor, elbette ki onların o faşizan anlayışına ben karşıyım ama benim en çok içimi acıtan nedir biliyor musunuz? Sadece üç günlük, dört günlük, on günlük hayatları için, sadece bir lokma ekmekleri için o kardeşlerini ölüm fırınlarına götüren Yahudilerdir benim ağrıma giden. Kendi kardeşlerinin başında bekçilik yapıp da sadece kendi çıkarları için, hayatları için, bir lokma ekmek için onları fırınlara taşıyan Yahudilerdir benim ağrıma giden. Şimdi, Türkiye'deki rol sizin rolünüzdür. Siz de kendi kardeşlerinizi aynı şekilde ölüme gönderiyorsunuz, aynı şekilde öldürülmelerine izin veriyorsunuz, aynı coğrafyada yok edilmelerine izin veriyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Özkoç, lütfen?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Onun için, değerli arkadaşlarım, kardeşin kardeşi olan düşmanını bırakmadan bu yasaları çıkarmayı bırakmazsınız. Siz sadece kendi kardeşlerinizi değil, ülkede yaşayan kardeşlerinizi de cezaevlerine atıyorsunuz, onların da yok olmalarını sağlıyorsunuz, onlara karşı da düşmanca tutum sergiliyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bu yüzden değerli arkadaşlarım, coğrafyaya bakın ve kendinize şunu sorun: "Değer mi?" Yani "Sadece içimizde yaşattığımız kendi çıkarlarımız ve beklentilerimiz için değer mi?" diye sorun.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.