GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Tasarısı Maddelerinin görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:55
Tarih:07.03.2016

MHP GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sözlerime başlamadan önce yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum ekranlarının başında bizleri izliyorlar.

Ben bu maddede yatırımlar üzerinde konuşacaktım fakat Maliye Bakanına teşekkür etmek istiyorum yani o kadar güzel bir pas verdi ki konuşmanın bir kısmından vazgeçeceğim ve şimdi o verdiği pası değerlendireceğim.

Şimdi, 2002 yılında 3.500 dolar kişi başı gelirimiz, bugünkü paraya getirirsek 4.200 dolara geliyor dolarda da enflasyon olduğuna göre. Şimdi, bu yıl OVP'de yazan yani Hükûmetin kişi başı gelir tahmini 9.200 dolar. Şimdi, 2002 yılında -bunu arkadaşlarımız iyi dinlesin lütfen- kişi başı hane halkı borcu neydi? Hane halkı borcu 4,8'di. Bunu kişi başı gelire uygulayalım; 2002 yılında insanların, fertlerin borcu 4.200 doların yüzde 4,8'i 202 dolar yapar. Bugün 9.200 dolar, evet, gelirimiz var. Hane halkı borcu neye yükseldi? Yüzde 55'e yükseldi. 9.200 dolar gelir var ama yüzde 55 borç var; 5.060 dolar. Yani 4.200 dolar geliriniz vardı, 202 dolar kişi borcu vardı; şimdi 9.200 dolar gelirimiz var fakat 5.060 dolar borcumuz var. Daha bunun üzerine ben dış borçları koymayacağım. 406 milyar dolar dış borcu var bu ülkenin, bunu 77 milyona bölün, buradan da 5.272 dolar yapar bu ülkede yaşayan her bir ferde düşen dış borç. Yani, bu hesap böyle yapılır Sayın Maliye Bakanı.

Şimdi, arkadaşlar, ama ben bu polemiklere girmeyeceğim, amacımız üzüm yemek, amacımız bağcıyı dövmek değil. Bu ülkeyi kalkındırmak istiyoruz, bu ülkeyi büyütmek istiyoruz, bu ülkeyi geliştirmek istiyoruz.

Bakın, yatırım konusu son derece önemli. Büyümek istiyorsak yatırım yapmamız lazım. Yatırım için ne lazım? Kaynak lazım. Kaynak nedir? Tasarruftur yani bir ülkenin kendi kaynakları kendi tasarruflarıdır. Kendi tasarrufları yetmezse -bizim gibi ülkelerde tasarruflar yetmiyor genel olarak- dış tasarrufa müracaat edersiniz. Bizim tasarrufumuz ne? Millî gelirin yüzde 15'ine düştü; bu, 2000 öncesi yüzde 20'lerdeydi. Bakın, gelişmekte olan ülkelerde, bizim emsalimiz ülkelerde bizde yüzde 15 olan tasarruf oranı yüzde 32. İşte, o yüzden, onlar hızlı büyüyor; işte, o yüzden ben hep onları örnek veriyorum, bizim rakip ülkelerimiz onlar çünkü. O yüzden, gelişmekte olan ülkelerde büyüme farkı açıldı, geçmişte çok düşük olan büyüme farkı şimdi son derece fazla açıldı. İşte, o yüzden, 2002 yılında gelişmekte olan ülkelerin 2,27 katı kadar kişi başı gelirimiz varken şu anda bu 1,94'e düştü. Niye? Tasarruf yapmıyoruz, tasarruf yapmadığımız için yatırım yapmıyoruz. Şimdi, yatırım ihtiyacı var. Bakın, dünkü konuşmalarımda ifade ettim, 2003-2015 döneminde 468 milyar dolar cari açık verildi dedik. Şimdi, kendi tasarrufunuz yoksa ne yapacaksınız? Dış tasarruf kullanacaksınız. Bunun adı da nedir? Cari açıktır yani dışarıdan kullandığımız kaynağa biz "cari açık" diyoruz, iktisatçılar bunu bilir, tasarruf-yatırım farkı.

Şimdi, geçen on üç yılda 20 milyar dolar cari açık vererek yaptığımız yatırımın yüzde 21,6 olduğunu söylemiştim millî gelire oran olarak ve yıllık ortalama. Arkadaşlar, bu çok önemli, 20 milyar dolar cari açık verilmiş bütün bir on üç yılda, AKP'den önceki on üç yılda ve her yıl ortalama yüzde 21,6 yatırım yapılmış. Ama şimdiki dönemde, AKP döneminde 468 milyar dolar cari açık vermişiz hem borçlanmışız hem ülkenin taşını toprağını her şeyini satmışız, cumhuriyetin bütün kazanımlarını satmışız, bütün işletmelerini satmışız ve ondan sonra geldiğimiz noktada yüzde 20,4'lük yatırım yapabilmişiz ancak. Bunu görmemiz lazım.

Şimdi, tabii, şunu söyleyeyim ben. Gelişmekte olan ülkeler ne kadar yatırım yapıyor? Onlar bizim... Şu anda bakın, yüzde 20,4 dedim AKP'nin on üç yılı boyunca... 2016'da hedefi de yüzde 21, biraz ortalamanın üzerine çıkıyor. Ama, gelişmekte olan ülkelerin yatırımı nedir? 2014 rakamını söylüyorum yüzde 31,6. Yani, bizim yüzde 20'lerde olan şeyimiz gelişmekte olan ülkeler ortalamasında yüzde 31. İşte, o yüzden yatırımımızı artırmamız lazım, tasarrufumuzu artırmamız lazım.

Bir defa yatırımı artırmak için de tasarrufu artırmak gerekiyor. Tasarrufu artırmak için de ne yapmamız gerektiğini de biraz sonra söyleyeceğim ama oraya geçmeden önce...

Tabii, şunu kabul etmek lazım: Adalet ve Kalkınma Partisi reklamı iyi yapıyor. Yani, birkaç tane böyle sembolik yatırımla hakikaten herkesi etkileyecek şimdi. Şu üçünü köprüyü beş yıldır konuşuyoruz, daha proje başlamadan son gününe kadar her gün televizyondan duyuyoruz. Yapan herkesten de Allah razı olsun, ona da hiçbir diyeceğimiz yok. Ama arkadaşlar, yapılan bütün yatırımlar, bu ülkede yapılan bütün yatırımlar az önceki söylediğim rakamlarda vardır. Geçmişte, işte, Atatürk Barajı yapılmıştır, Keban Barajı yapılmıştır, büyük otoyollar yapılmıştır, şunlar yapılmıştır, bunlar yapılmıştır. Bu konuştuğumuz her şeyin devlette bir hesabı vardır. Bu hesap, az önceki verdiğim hesaptır. Bu hesaba göre AKP öncesi on üç yılda, AKP sonrası on üç yıla göre yıllık ortalama -az önce 1,2 oran olarak söylediğimi rakam olarak söyleyeyim- 26,5 milyar TL yatırım yapılmıştır. Bakın, her yıl ortalama üst üste 26,5 milyar TL 2015 yılı fiyatlarıyla AKP öncesi dönemde bu döneme göre yatırım yapılmıştır. Ama, onlar reklam yapmayı bilmiyordu, bugünküler reklamı iyi bildiği için herkesi etkiliyor ama bunu büyümede görüyoruz, bak, geliyoruz, şimdi büyümenin düşmesinde bunu görüyoruz. Bu yüzden bunlar önemlidir. Devletin hesaplarından konuşuyoruz, hepsi Kalkınma Bakanlığının, TÜİK'in, Maliye Bakanlığının hesaplarıdır.

Şimdi, tabii, bugün bir başkası için söylendi, ben de Maliye Bakanı için söylüyorum, hakikaten, rekordan rekora koşuyor Maliye Bakanı, enteresan bir şey söyledi dün akşam, dedi ki: "Efendim, 1973 yılında Boğaziçi Köprüsü yapıldı, 1988 yılında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapıldı, 1990'lı yıllarda bir şey yapılmadı." Yani, şimdi, Maliye Bakanının yatırım ihtiyaç analizi bu. Yani, işte, 1970'lerde yapılmış, 1980'lerde yapılmış, 1990'larda... Bakalım, aynı mantığı devam ettirelim: 1973 ve 1988 arasında kaç yıl var? On beş yıl var. 1988'den sonra yapılmış mı? Üzerine on beş yıl koy, kaç oluyor? 2003. Kimin dönemi? AKP dönemi. Yapmayan kim? AKP, 2003'te yapması gereken bu mantığa göre, Sayın Maliye Bakanının mantığına göre... Kabul edilebilir bir mantık mıdır? Değildir elbette. Ama, kendi mantığıyla cevap veriyorum, 2003'te yapmanız lazımdı bu köprüyü. Ne yaptınız? 2016'da açıyorsunuz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ne yapalım? Ülkeyi batırmışsınız, o anda. O kadar borçla nasıl yapalım?

ERHAN USTA (Devamla) - On üç yıl geciktiniz, tamam mı? Bunun hesabını önce bir vermeniz gerekiyor.

Şimdi, yatırım yapılması lazım. Yatırımın da üretken alanlara yapılması lazım. Konuta, AVM'ye yaptığınız yatırımın bu ülkeye hiçbir faydası yok.

Şimdi, rant oluşturmak için sürekli -özellikle TOKİ de bu alanda kullanılıyor, diğer kaynaklar da kullanıyor- konut üzerinden, AVM üzerinden Türkiye'de bir yatırım furyası var.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Devletin yaptığı AVM var mı? Devletin yaptığı bir AVM göster bana.

ERHAN USTA (Devamla) - Bunun önüne geçmemiz lazım. Hükûmetin bu konuda eylem planında tedbiri olduğunu biliyoruz. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisinin de seçim beyannamesinde rant vergisine yönelik tedbir vardır. Ben burada, Meclisteki konuşmadan, diğer siyasi partilerin de rant vergisine katıldığını... Bir an evvel bu gelsin, bu rant vergisini getirelim. Bu ülkenin kurtuluşu buradadır. Zaten az olan kaynaklarımızı üretken olmayan, hiçbir şey üretmeyen, yabancıların "Non tradable" dedikleri alanlara yatırıyoruz sürekli arkadaşlar. Zaten kaynak yok, az olanı da gidiyoruz bir yere yatırıyoruz.

Bir husus da şu: Özellikle, kamu-özel iş birliği kapsamında yatırım yapılan bazı yatırımlar -hepsi için demiyorum bakın, İzmit Körfez Geçişi'ne hiçbir şey dediğim yok- bir ihtiyaçtır, yapılması lazım, özel sektörün önünü açar ama bu şehir hastaneleri bu ülkeyi batıracak. Bakın, bunu hep beraber yaşayacağız, keşke yaşamasak ama bu şehir hastaneleri bu ülkeyi batıracak. Birkaç nedenle batıracak. Bir tanesini söyleyeyim, yapılan bir yanlış da şu: Bir defa, hesabı kitabı yok, bunu hiç kimsenin bildiği yok, ne kadar yük geldiğini bildiği yok. Ben defalarca, saatlerce Plan ve Bütçe Komisyonunda bununla ilgili olarak konuştum, hiç kimse cevap vermedi, Kalkınma Bakanlığı da veremedi, Maliye Bakanlığı da veremedi. Yükümlülüklerimiz neler, vukuu muhtemel yükümlülükleri, "contingent liability" leri nedir bunların diyorsunuz? Çıt yok, hiç kimsenin bir şey bildiği yok.

Diğer bir sıkıntı da ne biliyor musunuz arkadaşlar? Zaten az yatırım yapıyoruz, hani üretken olmayana yapıyoruz filan diyoruz ya. Bir de ya bir sermaye stoku var, onu yıkıyoruz, yerine bir başkasını yapıyoruz. Elde ne var? Yani bir tane, şunu yıkıyorsun, bunu yapıyorsun, aslında elde başlangıçtaki var ama kaynaklarımızı oraya aktardık. Ve unutmayalım, yirmi yılda 468 milyar dolar cari açık kullanarak bu yatırımlar yapılıyor. Yani bu millet borçlanıyor, bu millet... İşte 33 milyar dolarlık gayrimenkulü satılıyor, 131 milyar dolarlık... Doğrudan yatırım diyoruz, hoş geliyor insana, doğrudan yatırım filan diyorsun. Karşı olduğum için filan değil; gelsin, sıfırdan yatırım yapsın ama benim bankamı satın alıyor, gıda şirketlerimi satın aldı. İşte burada rakamları var, 131 milyar doların yani yaklaşık 48 milyar doları finans sektörüne gelmiş, 34 milyar dolar diğer hizmetlere gelmiş. Hepsi cari açık doğurucu şeyler, kâr transferleri dolayısıyla cari açığı kronikleştiren hususlar. Sadece gıdaya 8 milyar dolar gelmiş; 3 tane, 5 tane yatırım ya vardır içerisinde, ya yoktur. İşte bu nedenle 2023 hedefleri mevta olmuştur arkadaşlar.

SALİH CORA (Trabzon) - Hedefi gerçekleştireceğiz.

ERHAN USTA (Devamla) - Bakın, 2018'in beş yıl öncesini, beş yıl sonrasını alalım. 2018 öncesi beş yıl nedir? 2013-2018: Ortalama kişi başı gelir artışı eksi 0,3; 2013'ün altında. Hükûmetin hedefini söylüyorum, 2018 hedefi 2013'ün altındadır, eksi 0,3 yıllık ortalama. 25 bin doları tutturmak için ne yapmak gerekiyor? Dolar cinsinden her yıl üst üste yüzde 20 kişi başı gelir artışı gerekiyor, o yüzden mevta olmuştur. Eğer, biz bugünü 2023'te koruyalım, bu kafayla gidilirse, çok şükredelim Cenab-ı Allah'a. O yüzden, yüzde 20... Bakın, kümülatifte yüzde 133 kişi başı gelir artışı ihtiyacı var. O yüzden diyorum ki dürüst olun, bu millete dürüst söyleyin. Hâlâ 2023 hedeflerini bu şekilde konuşmak... Gerçi konuşamaz oldular artık da...

SALİH CORA (Trabzon) - Daha dokuz yıl var ya!

ERHAN USTA (Devamla) - Dokuz yıl değil, işte 2018 hedefleri. Bakın, bütün rakamlar sizin rakamlarınız.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)