| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Tasarısı Maddelerinin görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 08.03.2016 |
OSMAN MESTEN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın 7'nci maddesi üzerine şahsım adına lehte söz almış bulunmaktayım. Millî irademizin tecelligâhı Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Konuşmama geçmeden önce, her ne kadar saat on ikiyi geçmiş olsa da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlarım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz, milletimizin her bir ferdinin sevincinden sevinç, üzüntüsünden üzüntü duyan bir hareketiz ve öyle olmaya da devam edeceğiz. Ekonomide istikrarın korunması ve büyümenin devamı için büyük dikkat gösteriyoruz. Ülkemizin dört bir yanında büyük bir kalkınma hamlesi gerçekleştirdik. On dört yıldaki başarı bizatihi milletimizin kendisine aittir. İktidara geldiğimizde sadece 230 milyar dolar olan millî gelirimiz, hükûmetlerimiz döneminde 800 milyar dolar seviyesine çıkmıştır. İhracatımız, son günlerde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, 36 milyar dolardan 140 milyar dolar seviyelerine gelmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri ve bizleri izleyen vatandaşlarımızı rakamlara boğmadan bir konunun altını çizmekte fayda mülahaza ediyorum. AK PARTİ'den önceki bütçelerin ağırlıklı payını faiz giderleri oluşturuyordu. 2002 yılı bütçesinde faiz giderleri 51,7 milyar TL iken eğitime, sağlığa ve yatırımlara ayrılan miktar sadece 33,3 milyar TL idi yani kısacası, faiz bütçeleri hazırlanıyordu. 119 milyar TL olan 2002 bütçesinde her 100 TL'nin 43,5 TL'si faize ayrılırken 570 milyar TL olan 2016 bütçemizde ise her 100 TL'den faize sadece 9,8 TL ayrılmaktadır. Görüldüğü üzere, bütçeler artarken faiz giderleri azalmaktadır.
5 genel, 3 yerel, 2 referandum ve 1 Cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere hiçbirinde seçim ekonomisi uygulamadık, hepsinden de milletimizin teveccühüyle zaferle çıktık. Türlü operasyonlara rağmen, milletimizin ne kadar arif, ne kadar feraset sahibi olduğunu tüm seçim sonuçlarında hepimiz birlikte gördük. Huzur ve istikrarın olduğu dönemlerde Türkiye ekonomisinin ivmesi daima yukarı yönlü olmuştur. Borç ve faiz batağına saplanan, günü kurtarmaya çalışan bir ekonomiden 2023'ü ve 2071'i hedefleyen bir vizyona geçiş elbette birilerini rahatsız edecekti ve etti de. Bugün etrafımızda ve güneydoğuda olup bitenleri bu yönde okumak gerekir.
Birtakım karanlık ve kirli odaklar el ele vererek içeriden, dışarıdan huzuru ve istikrarı bozmak için sokakları terörize etmenin peşindedirler. Huzur ve istikrarın ekonomiye, ekonominin de gücümüze güç katacağını bilen terör örgütünün ve onun uzantılarının ülke ve millet menfaatine atılan her adımın, her yatırımın karşısında olmaları tesadüf değildir. Bunların ülkemize yapılan operasyonların taşeronluğunu üstlendiğini artık hepimiz görmekteyiz. Bu karanlık odakların hedefi Türkiye'nin birliği ve bütünlüğüdür, bunların hedefi Türkiye'dir. Ama ne yazık ki bu operasyon trenine siyaseten bir türlü bertaraf edemedikleri Sayın Cumhurbaşkanımızın ve partimizin rakipleri de binmektedirler.
Gün, teröre karşı durma günüdür, siyasi ikbali bir kenara koyarak şartsız beraber olma günüdür. Terörün karşısındaki en büyük silahımız birlik ve beraberliğimizdir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün yaşadığımız sorunlarda doğrudan ya da dolaylı etkilerinin olduğunu düşündüğüm bir konuya değinerek konuşmamı tamamlamak istiyorum. Mevcut Anayasa'mız hem ruhu hem lafzıyla bir bütün olarak değişmelidir. Kaosa ve istikrarsızlığa her daim uygun olan 82 Anayasası, bu toplumun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak, millete rağmen hazırlanmış, çoğulculuğu ve özgürlüğü tehdit eden bir anlayışın eseridir. Milletimizin bizlerden beklentisi, özgürlük ve değişim taleplerine tercüman olacak, ruhu ve formuyla yepyeni bir anayasayı Türkiye'ye kazandırmaktır. Bunu hep birlikte Meclis olarak yapabilme kudretine sahip olduğumuzu gösterebileceğimize inanıyorum. Günlük siyasi mülahazaların dışına çıkarak önyargısız, şartsız ve bir arada bunları konuşabilme, tartışabilme erdemini göstermeliyiz. Yeni anayasa yapma başarısı hepimize ait olmalıdır.
Sivil ve özgür bir anayasa temennisiyle konuşmama son verirken 2016 yılı bütçemizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diler, saygılarımı sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)