GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:58
Tarih:10.03.2016

ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, öncelikle, 8 Mart haftası dolayısıyla, Başkan başta sizin, tüm kadın milletvekili arkadaşlarımızın ve Mecliste çalışan emekçi arkadaşlarımızın, ekranları başında bizleri izleyen, dinleyen kadınların, işçilerin, fabrikalarda çalışan kadınların, emekçilerin, sokakta, evde ev içi emeği görülmeyen kadınların ve ayrıca cezaevlerinde tutsak olan tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamak istiyorum. Her ne kadar Türkiye'de 8 Mart bu yıl birkaç ilde yasaklansa da ve kadınların alana çıkması engellense de kadının mücadelesi, özgürlük ve demokrasi talepleri hiçbir zaman engellenemeyecektir diyoruz ve kadınlar bu yıl da bir hafta boyunca 8 Mart dolayısıyla alanlarda yer aldı. Tüm kadınların 8 Mart Kadınlar Günü'nü kutladığımı bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Bunun yanı sıra, Kürt kadın siyasetçiler Seve Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar şahsında katledilen tüm kadınları da saygıyla, hürmetle, minnetle andığımı ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, bugün aynı zamanda, 1972 yılında Deniz Gezmiş'in, Yusuf Aslan'ın ve Hüseyin İnan'ın idam kararının Türkiye Büyük Millet Meclisinde onaylandığı bir gündür. Evet, daha önce, Deniz Gezmiş'in doğum gününde, hepimiz, bu onayı ve bu idamı kınadığımızı ve bu tür durumların bir daha yaşanmaması için düşüncelerimizi ifade ettik bu kürsülerden. Tekrar diyoruz ki: Bu Meclis geçmişte bu eksikliklere düşmüş ve böyle kararlar almışsa da bundan sonra, tarihe kötü emeller oluşmaması açısından, Meclisin alacağı her kararı iyi düşünmesi ve bundan sonraki süreçte de bu tarihsel sürecin her yönüyle hesabını verecek kararlara imza atması gerektiğini bir kez daha ifade ediyor ve Yusuf Aslan'ı, Deniz Gezmiş'i, Hüseyin İnan'ı saygıyla anıyorum.

Evet, belki bugün gündemimiz mülteci kadınlara ilişkin yaşanan sorunları dile getirmektir ama ben ondan önce, kadınların Türkiye'de yaşadığı sorunları ve aslında, kadınların yaşamış oldukları sorunlarla birlikte mücadele ve özgürlük taleplerini ifade etmek istiyorum. Kadına yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılığa karşı kadın örgütlerinin yıllardır yürütmüş olduğu mücadeleyle ülkemizde kadın mücadelesinin geniş bir yer kapladığını biliyoruz ama bunun öncülüğünü yapan Kürt kadınları başta olmak üzere, dünyada, Orta Doğu'da, Türkiye'de ve birçok ülkede kadınlar örgütlenerek, mücadelelerini büyüterek taleplerini dile getirmiş ve yasal, anayasal statülerini elde etmek için mücadele etmişlerdir. Bugün, hakeza, her ne kadar kadını eve kapatan ve kadını evde çocuk doğurmaya zorlayan anlayış olsa da kadınlar, alanlarda mücadelelerini, direnişlerini, özgürlük, demokrasi ve barış için en ön saflarda yer aldıklarını ifade etmişlerdir.

Evet, belki 8 Martlarda bunları alanlarda ifade eden kadınlar ama tarih boyunca yaşamın her alanında eşitlik ve özgürlük için mücadele etmiş ve bunun birçok kazanımını elde etmişlerdir. Eğer bugün, bu kazanımlar gelişmişse bu kadın mücadelesinden geliştiğini bir kez daha bilmek gerekiyor.

Kürt kadınının, KJA'nın yapmış olduğu mücadelede kadınların yaşamın her alanında yer aldıklarını ve karar mekanizmalarında, siyasi, sosyal, kültürel ve yaşamın her alanında yer aldıklarını ifade edebiliriz. Yine, feminist kadın örgütlerinin mücadelesiyle bugün kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın ve kadınların yasal statülerine kavuşması için yapmış olduğu mücadeleyi bir kez daha anmak ve bu mücadeleyi daha fazla büyütmek arzusunda olduğumuzu ve bunun için de mücadele yürüttüğümüzü bir kez daha söylemek istiyorum.

Evet, göçenlerin çok yoğun yaşandığı... Özelde de savaşın derinleşmesiyle birlikte göçenlerin, yerinden yurdundan edilenlerin aslında yarısından fazlası kadınlardır. Burada, Türkiye'de iç göçün yaşandığı ve savaşlarla birlikte derinleştiği bu süreci bir kez daha ifade ederek özelde 1990'lı yıllarda, daha şimdi de günümüzde, yerinden yurdundan edilen kadınların sorunlarını görmek ve buna çözüm üretmek için bir araştırma önergesi getirdik. Evet, hem iç göçü hem de dış göçleri engellemek için yapacağımız çalışmalarda kadınlar olarak hangi düşünceden olursak olalım, hangi partide yer alıyorsak alalım ama kadınların kadın kimliğiyle bir araya gelmesi ve bu sorunları araştırarak birlikte çözmesi bizim için çok önemli bir konudur.

Biz kadınlar, kadın kimliğimizle bir araya gelip barışı örebiliriz, kadına yönelik şiddeti önleyebiliriz, kadınlara ayrımcılık uygulayan bütün politikaları değiştirebiliriz ve "mülteci kadınlar" olarak ifade edilen, özelde DAİŞ'in çetevari zihniyetiyle uyguladığı kadınlara yönelik şiddet ve özelde kadınları köle pazarında satmaya çalıştığı anlayış nedeniyle kadınların, bulundukları alanları terk etmeleriyle ve özelde Suriye'de ve Orta Doğu'da yaşanan savaşlardan kaynaklı geçiş alanı olarak buraya, Türkiye'ye daha fazla geldiklerini biliyoruz.

Evet, 3 milyon olduğu ifade edilen, "mülteciler" olarak ifade edilen ve hâlâ statüleri belli olmayan insanların yarısından fazlası kadınlardır. Kadınların hem yerlerinden ve yurtlarından edilmelerinden hem de çocuklarıyla birlikte geliş aşamalarında yaşadıkları cinsel istismarlardan tutalım, yaşadıkları tüm sorunlarıyla birlikte, geldikleri yerlerde de sorunlarının 2 katına vardığı bir durumla karşılaşmış durumdayız.

Türkiye'ye gelen sığınmacı mültecilerden kadınların yaşadıkları sorunların ne olduğunu çok ayrıntılarıyla bilmiyoruz. Evet, Birleşmiş Milletlerin, bazı sivil toplum kuruluşlarının bu konuda yapmış oldukları çalışmalar vardır ama biz diyoruz ki: Biz Parlamentoda, tüm siyasi partilerdeki kadınlarla birlikte, kadınların sorunlarını sivil toplum örgütleriyle birlikte yerinde görmek ve onların sorunlarına çözüm üretebilen bir Parlamentoyu hayata geçirmek için bir komisyon oluşturabiliriz.

Biz farklı düşünebiliriz, farklı sivil toplum örgütlerinde, farklı düşüncelerde yer alan kadın arkadaşlarımız olabilir. Hep birlikte kadın kimliğiyle bir araya gelip kadın sorununu birlikte çözebiliriz diyoruz ve kadına yönelik şiddetin, toplumun her alanında yaşanan şiddetin önüne geçebilmek için kadın dayanışması ve kadın politikalarının yasalaşmasıyla ilgili çabayı ve çalışmayı Parlamentoda gerçekleştirebiliriz. Bu amaçla, özelde dil sorunu yaşayan ve Türkiye'ye gelip dil sorunu yaşayan kadınlar ya evlere kapanmaktalar ya da çalışma alanı ve istihdam alanı bile bulamamaktadırlar.

Yine, tonlarca sağlık sorunu yaşayan kadın arkadaşlarımızın sorunlarına bir nebze de olsa çare bulmak ve onların sorunlarını gidermek bizim sorumluluğumuzdadır.

Yine, bulundukları alanlardan, özelde de istihdam alanı açısından baktığımızda ya hiç çalışmıyor durumda ya da çalıştırıldığı zaman da daha düşük ücretlerle, daha fazla emekle daha düşük ücretlerde çalıştırılan bir kadın profilini görmek mümkündür.

O yüzden şunu bir kez daha net olarak ifade ediyoruz: Gelen göçmen kadınların ya da mülteci olarak, statüsü ne olursa olsun gelen bütün kadınların, statüsü de belirlenmemiş bütün kadınların yaşadıkları sorunları, şiddet, cinsel istismar, ekonomik, kültürel ve toplumsal sorunları araştıralım ve bu sorunlara ilişkin çözüm üretecek politikaları hayata geçirelim diyorum. Ve bu yüzden genel anlamda Parlamentoda bir kez daha tekrarlayarak ifade ediyorum ki 4 partiden kadın arkadaşlarla bu konuya "Evet." diyelim ve kadınlardan oluşan bir komisyonla bu soruna eğilelim diyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)