GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Elektrik Enerjisi Mübadelesi ile İlgili Olarak Ortaya Çıkan Borca İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:58
Tarih:10.03.2016

CHP GRUBU ADINA HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, yorucu bir maratondan sonra, bütçe maratonundan sonra bu konuşmaların hiç çekilmeyeceğini düşünüyorsunuz ama biz de zaman zaman ancak kentlerimizi konuşmak veya genel şeyleri konuşabilmek için fırsat yakalıyoruz, çok fazla da fırsatımız olmuyor.

Aslında bugünkü sözleşmelerin tümünü onaylıyoruz ve destekliyoruz. Biraz evvel bir arkadaşım da söyledi, demek ki birlikte bir üretim yapabiliyorsak bu Meclisin de çok fazla zamanını almadan bu maddeleri çok hızlı bir şekilde geçirebiliyoruz. Ama Avrupa için, Avrupa'da vize uygulaması için geçirmemiz gereken 74 madde içerisinde bir tane de kişisel verilerin korunmasıyla ilgili konu var, bilin ki buradan geçmez o arkadaşlar. Niye söylüyorum ben bunu? Eğer bunun gibi düşünürsek, bugün yaptığımız görüşme gibi düşünürsek ve ortak aklı yaratırsak o da geçer. Bunu niye söyledim? Onu da söyleyeyim, Avrupa Birliği bu konuda yeni yönetmeliğini iki ay içinde -bu kanun görüşülürken iki aydı- aslında mart ayı içerisinde yayınlıyor ve biz bunu tekrar buraya bir kanun olarak getirmek zorundayız. O zaman niye zaman harcatıyorsunuz Türkiye Büyük Millet Meclisine? Beş, on gün sonra yayınlanacak olan, Avrupa Birliği tarafından yayınlanacak olan kişisel verilerin korunmasıyla ilgili yönetmeliğin, tüzüğün -ne ad verirseniz verin- onun maddelerini burada getiririz hep birlikte geçiririz ama başka bir art niyet var arkada. Art niyet ne arkadaşlar? Önemli olan 3 tane madde var. Biz 24'üncü Dönemde de, daha önce de bu kişisel verilerin korunmasıyla ilgili kanunu sürekli dillendirdik, sürekli getirin dedik. 30 ülkeden 29'u kanunu geçirmiş, biz geçirmemiştik, getirin dedik. Ama bu dönem farklı bir şey yaptınız; getirdiniz, 3 tane madde eklediniz, insanları fişlemek için madde eklediniz. İki yıl içerisinde diye bir süre tanıdığı için Avrupa Birliği bu iki yıl içerisinde -yeni yönetmeliği mart ayında yayımladığı zaman- ne kadar adamı fişleyebilirsek, ne kadar bu işleri halledebilirsek biz bu işi kurtarırız diye düşündünüz. Getirin, adam gibi bunu yapalım hep birlikte, yine burada bir saatte bu kanunu geçirelim, gerçekten bu kanuna ihtiyacımız var

Sevgili arkadaşlar, bugün, Azerbaycan'la olan elektrik borçlarıyla ilgili protokol üzerinde konuşuyorum. Azerbaycan bizim kadim dostumuz -bizleri de izliyorlar oradan, dinliyorlar- daha çok şey yapılmalı, daha çok iş birliği yapılmalı. Onların borçları üzerine bir protokol yapılması, ödeme kolaylığı sağlanması, hepsini destekliyoruz. Bunda hiçbir sıkıntı yok. Ama "elektrik" deyince aklıma Türkiye geliyor arkadaşlar, "elektrik" deyince kendi kentim geliyor aklıma. Niye kentim geliyor? Bakın, bir iki tane örnek vermek istiyorum size. 2007'de Türkiye ortalaması kayıp kaçakta 15,02, benim bölgem yani elektrik dağıtım şirketinin de olduğu Kocaeli'de 6,53; 2008'de Türkiye ortalaması 14,70, Kocaeli'de 7,55. Geliyorum, tek tek vermeyeyim, 2014'te Türkiye ortalaması 14,60, bizde 6,76; 2015'te 14,73, bizde 6,33. O Dicle, Torosları falan söylemiyorum, 75 oranındaki kayıp kaçak oranlarını söylemiyorum. Bakın, Türkiye ortalaması ile Kocaeli'yi karşılaştırıyorum. Niye karşılaştırıyorum? Kocaeli nüfus yoğunluğu bakımından Türkiye'nin 2'nci kenti İstanbul'dan sonra. Ben geçen konuşmamda da 422 demiştim ama bugün TÜİK rakamları açıkladı, kilometrekarede 493 kişi yaşıyor. Peki, Kocaeli böyle bir kentken kamu yatırımından ne alıyor arkadaşlar? Elektrik ücretlerinde veya kayıp kaçakta cezalandırılıyor, 12 verip 1 alıyor. Kamu yatırımı adı altında yaptığınız yüksek hızlı trenin Kocaeli'den geçen kısmını Kocaeli'ye yapılan kamu yatırımı olarak değerlendiren bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu değil arkadaşlar. Kocaeli 81 il içerisinde 80'inci sırada kamu yatırımında. Peki, bunu söylerken neye dayanarak söylüyorum? Türkiye ortalamasındaki dersliklere bakın, Türkiye ortalamasındaki eğitim kurumlarından bahsediyorum -sizin "FETÖ" dediğiniz dershanelerden bahsetmiyorum- öğretmenlerden bahsediyorum, kamu yatırımlarından, kamu binalarından bahsediyorum. Şöyle örnekleyeyim daha anlaşılır olması için: Kocaeli ili son beş yılda Yalova'dan çok büyümüş, Yalova nüfusunun üzerine çıkmış, Düzce nüfusundan da çok az bir rakam eksik; beş yıldaki nüfus artışını söylüyorum Kocaeli'de. Yani, bizim her yıl yeni bir Yalova'yı, yeni bir Düzce'yi inşa etmemiz gerekiyor Kocaeli'de. Peki, bunun karşılığını alabiliyor muyuz? Alamadığımız gibi, Kocaeli'nin problemleri de büyük. Kent yönetimi yerel yönetimde, merkezî yönetimde Kocaeli'yi dışlamış, "Kocaeli'ye nasıl sağarız?" diye bakıyor, "Ne kadar çok alırsak o kadar çok biz bu parayı kullanırız." diyor.

Bakın, bir Derince Limanı problemimiz var. Kocaeli milletvekili arkadaşlarım da burada, dinlesinler. Derince Limanı özelleştirildi, bir yıl önce özelleştirildi, tam birinci yılındayız. 320 bin metrekaresi özelleştirildi ve 420 bin metrekarelik de dolguya izin verildi. Bu dolgu denizde yapılacak arkadaşlar; kıyıya 1 kilometre paralel, Gölcük tarafı dediğimiz güney tarafa da 450 metre ve Körfez'in en dar noktası. Körfez geçiş köprüsünü yapmanıza gerek yoktu, biraz daha dolguya izin vermiş olsaydınız biz oradan, yürüyerek denizin üzerinden geçebilecektik arkadaşlar. 450 bin metrekare...

Şimdi, Derince Limanı'na ihtiyaç var mı baktığınız zaman, Körfez'de 44 tane liman var. Verimli kullanılıyor mu? Hayır. Kapasitesi yüzde 100 mü kullanılıyor bu limanların? Hayır. Derince Limanı'nda böyle bir dolguya ihtiyaç var mı? Hayır. O dönemin milletvekilleri, bakanları şu anda da bakanlık yapıyor. Yeni dönem milletvekillerinin hepsi Körfez'de bir dolguya daha izin verilmeyeceğini söylemiş olmalarına rağmen, bu dolgunun iznini aldılar özelleştirmeyle beraber ve bugün, o dolgunun ilk adımlarını atmaya başladılar. Şimdi, yapabilirsiniz belki bunu. Diyelim ki denizin ekolojik sıkıntısından vazgeçtik, ekolojik dengesinin bozulmasından vazgeçtik, peki, 130 bin nüfuslu kenti nasıl etkileyecek? Derince'nin tam önünde, Derince kentinin önünde bu liman, E5'in altında. Bakın, şu anda, yılda 3 bin tır giriyor; ortalama 7-8 tıra geliyor günde. Bu dolgu yapıldıktan sonra 500 bin konteynerlik bir alan yapılacak ve 1.370 tane tır girecek bu kente. Peki, tamam, bu da olabilir diyelim, bunu da kabul edelim. Peki, bu tır nereden gelecek arkadaşlar, nereden gelecek? Otoyollarıyla bağlantısı olmayan bir limandan bahsediyoruz, Derince'nin kendi merkezini kullanacak, orada yaratacağı gürültü kirliliği, orada egzozun çıkaracağı kirlilik, orada yaratacağı farklı trafikler ve inanın, 100 tane tırı park edecek bir alan olmamasına rağmen 1.370 tırın girebileceği bir kapasiteye çıkarılıyor bu liman. Ya, arkadaşlar, evet, liman ihtiyacı varsa, 44 tane limanın 34 tanesi aktif, 10 tanesi atıl duruyor, bunlar aktif hâle getirilebilir, deniz dolgusuna ihtiyaç yok; bunu söylemeye çalışıyorum.

Bu sözleşme yapıldıktan sonra illegal bir şekilde -bir yıllık TCDD'nin denetimi olması gerekiyor- 100 bin metrekarelik alanı, metrekaresi 1,40 dolar olan alanı bu şirket, özelleştirdiğiniz şirket Devlet Demiryollarının alanını bedava kullanıyor, bu da 1 milyon 700 bin dolar yapıyor. Resimlerini çektim, filmlerini aldım, TCDD'ye yani Devlet Demiryollarına 1 kuruş kira ödememiş bu şirket tam bir yıldır, bunu da yapmamış.

Yine, sözleşme gereği, o liman alanında tabii kiracılar var, Devlet Demiryollarının daha önce on yıl, on beş yıl süreyle kiraladıkları işletmeciler var; inanın, gemilerini üç gün bekletmek zorunda kalıyorlar kendi alanlarına mallarını indirebilmek için çünkü bu şirket, sözleşmede bir yıl yasak olmasına rağmen tarife değişikliği yapıyor, 3 tarifeyi 7 tarifeye çıkarıyor. Yıllık kazancı 34 milyon dolar arkadaşlar, 34 milyon dolar ekstra kazanç sağlıyor, sözleşmede olmamasına rağmen en ufak bir işlem yapılmıyor. 3 defa, 4 defa TCDD'yi ben aramak zorunda kaldım, vatandaşın yükünü indirebilmesi için limandan. Böyle bir durumla karşı karşıyayız, bunun önlenmesi gerekiyor, o dolguya izin verilmemesi gerekiyor, buradan arkadaşlarımı göreve çağırıyorum.

Çok az zamanım kaldı. Kocaeli'yi ben burada konuşunca arkadaşlarım bana "Kocaeli'yi marka kent yapmak lazım, onun için, Kocaeli'yi çok fazla konuşmayalım." diyorlar. Gerçekten, problemlerini çözersek biz onun üzerinden de Kocaeli'ye yapılanlar için teşekkür ederiz. Ama Kocaeli kentinin markası Kocaelispor arkadaşlar. Kocaelispor bugün Amatör Lig'de oynuyor, Türkiye'de oynanan profesyonel lig dâhil olmak üzere, Süper Lig dâhil olmak üzere en çok seyirciyle oynayan takım arkadaşlar ama Amatör Lig'de. AKP iktidarı gelir gelmez, yerel yönetimlerde iktidar olur olmaz Başkan gitti, Kocaelispor Türkiye Kupası'nı aldığında çıktı otobüsün üzerine, hiç emeği olmamasına rağmen o kupayla şehir turu attı ama bugün Kocaelispor'un geldiği noktada en ufak bir destek dahi vermiyor. Sahip çıkalım takımımıza. Kocaelispor gerçekten markadır Türkiye'de. Kocaelispor gerçekten Kocaeli'yi tanıtacak, o markayı tekrar ayağa kaldıralım diyorum. Bunun için de amatör spor kulüpleriyle ilgili, 13.700 amatör spor kulübüyle ilgili bir kanun teklifi hazırladım. Onları borçlarından arındıracak, gelirlerini artıracak, o ecrimisil yoluyla el konulmuş hazine arazilerini, üçüncü şahıslara verilen hazine arazilerini tekrar devlete kazandıracak bir teklif de hazırladık. Eğer bu teklife de destek verirseniz Türkiye'de amatörler için güzel bir şey yapmış oluruz.

Demin, Saffet Bey -Kocaeli Milletvekilidir- dedi ki: "Şu soruyu sormak lazım: Hangi sporu yapıyorsun?" Spor yapabilmek için amatör kulüp sayısını çoklandırmamız lazım. Bakın, bizde 6.430 kişiye 1 spor kulübü düşüyor, Fransa'da 333 kişiye düşüyor, Hollanda'da 417 kişiye düşüyor arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYDAR AKAR (Devamla) - Nerede olduğumuzu hep beraber görelim, bu işe birlikte destek verelim ve Türkiye'de insanların spor yapmasını, amatör spor kulüplerini de dertten kurtaralım diyorum.

Teşekkür ediyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)