| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 23.03.2016 |
CHP GRUBU ADINA MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'nın ikinci bölümüyle ilgili, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, üzerinde konuştuğumuz kanun Kişisel Verileri Koruma Kanunu'dur. Adı üstünde "kişisel verileri koruma" yani kanunun amacı korumadır, kişisel verilerimizi korumadır. Böyle bir kanuna ihtiyaç olduğunu biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hep söyledik çünkü gelişen dünyada çeşitli ilişkiler nedeniyle bir şekilde elde edilen kişisel verilerimizin korunması gerekmektedir.
"Kişisel veri" dediğimiz şey, kişiye ilişkin her türlü bilgidir değerli arkadaşlar, adımız, soyadımız, annemizin, babamızın adı, kızlık soyadı, kimlik numaramız, ırkımız, etnik kökenimiz, siyasi düşüncemiz, felsefi inancımız, dinimiz, mezhebimiz, dernek üyeliklerimiz, parti üyeliklerimiz, biyometrik verilerimiz, genetik verilerimiz yani bizimle ilgili olan her şey, aklınıza gelebilen her şey. Bu bilgilerin sorumsuzca ortalarda dolaşması, kötü niyetliler tarafından elde edildiğinde temel hak ve özgürlüğümüz ihlal edilecek, telafisi mümkün olmayacak mağduriyetlerimize yol açacak sonuçlar doğurur. Bu nedenle korunması gerekir; bu yasanın çıkarılma amacı budur, bu olması gerekir. Böyle baktığımızda geç kalınmış bir yasadır. Avrupa Birliği uyum yasalarından biridir ancak Avrupa Birliği uyum yasalarından biri olmasından daha çok kendi yurttaşımızın, kendi vatandaşımızın verilerinin güvenliği açısından çıkarılması gereken bir yasadır ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak böyle bir yasanın gerekliliğini hem Adalet Komisyonunda hem de burada Meclis kürsüsünde dile getiriyoruz. Ancak bir şey daha söylüyoruz değerli arkadaşlar, diyoruz ki: Bu hâliyle yasa tasarısı deminden beri söylediğim koruma ruhundan uzak, aksine korumamayı öne çıkarmış bir yasa tasarısıdır. Bundan vazgeçin, gelin hep birlikte toplumun ihtiyacına cevap veren bir yasayı hazırlayalım diyoruz ama siz o tekçi anlayışınızla, "Ben yaptım, oldu." mantığınızla yarın hepinizin pişman olacağı, zarar göreceği bu tasarıyı yasalaştırmayı dayatıyorsunuz değerli arkadaşlar.
Şimdi, kişisel verilerin bu kadar önem arz ettiği bir hâlde açık rıza çok önem kazanıyor. Açık rızanın gerekliliğinden söz ediliyor yasada ancak hem açık rıza belirsiz bırakılıyor hem de getirilen istisnalarla açık rıza işlevsiz kalıyor değerli arkadaşlar. Biz bu açık rızayı belirli bir hâle getirmek için alt komisyonda AKP'li milletvekilleriyle de konuştuk, anlaştık, bunun yazılı hâle gelmesi konusunda anlaştık, bunun daha sonra onaylanması konusunda anlaştık ama yukarıya çıktığınızda bu tekrar değişti ve açık rıza işlevsiz bırakıldı değerli arkadaşlar. Bugün Türk Ceza Kanunu'nda suç sayılan hâller bu yasayla suç olmaktan çıkarılıyor. Türk Ceza Kanunu'nda hiç değilse cezalar getirilip belli anlamda korunabiliyordu ama şimdi onu da kaldırıyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, soruyorum size: Kişinin mezhebini işleme ne amaç taşır? Kılık kıyafetini işleme hangi güvenliğimizi korumaya hizmet eder? Kişinin cinsel hayatı kimi ne ilgilendirir arkadaşlar? Bunun işlenmesi hangi ulusal yararımızı güvence altına alır?
Şimdi biz buna "fişleme yasası" diyoruz, siz itiraz ediyorsunuz. Ne diyelim buna başka? Yani kişiye ait her türlü bilgiyi yazacaksınız, her türlü bilgiyi fişleyeceksiniz, bunu da korumayacaksınız; e, bunun adı "fişleme yasası" değerli arkadaşlar, başka bir adı yok.
Şimdi ben merak ediyorum, bu yasayı kimin için çıkarıyorsunuz? Yani vatandaş için çıkarıyorsunuz desek olmuyor. Bakıyoruz, vatandaşın hiçbir şeyini korumuyorsunuz, sadece verileri işliyorsunuz ve bu verileri paylaşıyorsunuz. Uluslararası aktarma konusunda düzenleme getiriyorsunuz. Koruma yok, vatanı için değil. Peki, Avrupa Birliği için mi? E onu da göremiyoruz. Ne Avrupa Birliğinin 1995 tarihli kriterlerine ne de 2015 tarihli kriterlerine uymuyor bu yasa Sevgili Bakanım. Kime çıkarıyoruz bunu, ne için çıkarıyoruz? Yani aklımıza şu geliyor: Acaba birileriyle anlaştınız da bu verilerimizi satmak için, hemen alelacele fişleyip, derleyip toparlayıp paketlemek mi istiyorsunuz? Doğrusu aklımıza geliyor değerli arkadaşlar.
Şimdi, böyle bir yasada tabii ki "Kişisel Verileri Koruma Kurulu" diye bir kurul oluşturuluyor. Bakın, okuyorum, maddede diyor ki: "Bu kurul verilen görev ve yetkilerini bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır." Güzel. "Görev alanına giren konularla ilgili olarak hiçbir organ, makam, merci veya kişi, Kurula emir ve talimat veremez, tavsiye veya telkinde bulunamaz." E, çok güzel. Peki bu nasıl bir kurul? Değerli arkadaşlar, bu şöyle bir kurul: Kurul 7 üyeden oluşuyor, 4 üyesini Bakanlar Kurulu atıyor, 3 üyesini Cumhurbaşkanı atıyor. Bağımsızlık anlayışınız bu. Yetmiyor değil mi Sevgili Bakanım, yetmiyor, ne olacak? Kurulun başkan ve ikinci başkanını da Bakanlar Kurulu belirleyecek. Yani, kendi belirledikleri, kendi atadıkları üyelerin kendi arasındaki bir seçime de güvenmiyorlar, işi böyle sağlama alıyorlar. Ha, bu da yetmiyor. Kurulun gündemini de sadece başkan belirliyor. Yukarıdan aşağıya bir teklik anlayışı, bir tekçilik anlayışı. Bu kuruldan bağımsız, bu kuruldan kimseden tavsiye ve emir almayan bir anlayış bekliyoruz. Değerli arkadaşlarım, ne kendi kendinizi kandırın ne bizi kandırın.
Şimdi, biz bu kanun tasarısı başladığından beri bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz ama doğrusunu isterseniz, bizim birtakım değişiklikler umudu taşıdığımız, birtakım eksiklikleri gideririz diye anlatmalarımızın beyhude olduğunu gördüm ve bugün Ensar Vakfında tecavüze uğrayan çocuklarla ilgili oylama tavrınızı gördükten sonra gerçekten umudu kestim değerli arkadaşlar. Biz burada 10 çocuğa tecavüzden bahsediyoruz, Bakan diyor ki: "Bir kereyle karar verilmez." Arkadaşlar, böyle bir şey olur mu ya? Yani, Bakanın bir bilgisi var mı? Kaç defa öyle olur, soralım o zaman Bakana. Yani, kaç defa olursa bir karar veririz? Böyle bir anlayış olabilir mi? Olmaz. Peki, biz bunu söylüyoruz, sıralarınızdan "Sizin derdiniz başka, sizin derdiniz vakıf." diyorsunuz. Arkadaşlar, vakfınızın hayrını görün. Bizim derdimiz tecavüze uğrayan çocuklar, o bebeler. Bizim derdimiz bu. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, gerçekten, yüreğinizi, vicdanınızı açık tutun ve burada Cumhuriyet Halk Partisinin söylediği her şeyi hemen ön yargıyla reddetmeyin. Bakın, umarım, bu Ensar Vakfıyla ilgili, orada tecavüze uğrayan çocuklarla ilgili yarın bu utanacağınız kararınızdan vazgeçersiniz, hep birlikte orayla ilgili bir araştırma komisyonu kurarız. Yine umarım ki bu yasa tasarısındaki birtakım değişiklikleri Sayın Bakanım ve değerli üyeler hep birlikte yaparız.
Ben bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)