| Konu: | (10/123, 124, 125, 126) No.lu Başta Cinsel İstismar Olmak Üzere Çocuklara Yönelik Her Türlü İstismar Olaylarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 24.03.2016 |
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Çok müessif bir hadise vesilesiyle Meclisimizin gündemine gelmiş olan bir konuda Hükûmetimiz adına söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, tabii, bütün bakanlar, Hükûmetin politikalarından ortak olarak sorumludurlar ve temsil yetkisine sahiptirler ama elbette tercih edilen, her bakanın kendi uzmanlık alanında daha fazla işin içinde olmasıdır. Eminim, bu çalışmalar esnasında Aile Bakanımız bire bir bu konularla çok daha yakından bütün bürokrasisiyle birlikte ilgilenecektir.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Siz de öylesini tercih ederdiniz zaten Sayın Bakan!
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yani, sizin de çok gönüllü olduğunuzu düşünmüyoruz bu konuda!
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Devamla) - Bugün burada Hükümetimiz adına paylaşacağım görüşler, bütün bakanlarımızın, Hükûmetimizin görüşleridir, Aile Bakanımızla da birlikte. Bu çerçevede, Aile Bakanlığından da bir not alarak konuşmamı hazırladığımı da ifade etmek isterim.
Değerli milletvekilleri, müessif bir hadise, hepimizin vicdanını yaralayan bir hadise, yargıya intikal etmiş durumda. Öncelikle, yargının en sağlıklı şekilde karar verip yargı vesilesiyle suçlu bulunan kişinin de en ağır şekilde cezasını bulmasını yürekten temenni ettiğimizi belirtmek isterim. Bu tür hadiseler, siyasi ayrım konusu, ideolojik ayrım konusu olan hadiseler değildir, insani konulardır, bütün siyasi ayrılıkların, görüşlerin ötesinde yaklaşmamız gereken meselelerdir. Bu anlamda, Meclisimizin de bu konuyu gündeme getirmesini ve bu çerçevede sorumluluk üstlenmeyi arzulamasını da takdir ettiğimiz belirtmek isterim.
Çocuk meselesi gerçekten son derece önemli. Bir temel haklar var elbette, bütün insanlığı bağlayan temel haklar, hürriyetler var ama bir de belli özel gruplara ilişkin olarak da uluslararası platformlarda da gelişmiş, bütün insanlığın geliştirdiği bazı evrensel standartlar da söz konusu. Bunlardan bir tanesi de çocuk haklarına ilişkin alan. Bu, uluslararası anlamda da önemli bir çerçeveye sahip, bizim de 2010 yılında gerçekleştirdiğimiz Anayasa değişikliğiyle Anayasa'mıza da girmiş bir kavram, çocuk hakları kavramı. 41'inci maddemizin başlığı "Ailenin korunması ve çocuk hakları" olarak değiştirildi biliyorsunuz. Bu, en üst hukuki belgemizde bu konuya verdiğimiz önemin açık bir göstergesi. Yine, buraya bir fıkra eklendi bu değişiklikle "Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı, çocukları koruyucu tedbirler alır." fıkrası da ilave edildi.
Bunu niçin vurguluyorum? Çocukları korumak, sadece ailenin, sadece yakınlarının görevi değil, bütün milletin görevi, devletin görevi, kamusal bir görev aynı zamanda. Dolayısıyla, Meclisimizin bu konuda tartışması, konuşması, araştırması, tedbirler geliştirmesi de bu hukuki çerçeveyle çok çok uyumlu, onu vurgulamak açısından tekrar hatırlatmak istedim. Ülkemiz bu çerçevede birçok uluslararası sözleşmeye de taraf olmuş durumda. Hükûmetimizin bu konudaki politikası da buradan zaten anlaşılabilir.
Yine, 2005 yılında Çocuk Koruma Kanunu'nu Meclisimiz yasalaştırdı, Hükûmetimizin tabii ki desteğiyle, katkısıyla. Burada da yine önemli düzenlemeler yapıldı.
Ayrıca, Meclisimiz, 2010 yılında da kurduğu bir araştırma komisyonuyla bu alana ilişkin, çocuklara ilişkin önemli tespitlerde, önemli tekliflerde bulundu. Bu çerçevede de Ceza Kanunu'muz başta olmak üzere birçok değişiklikler yapıldı, adımlar atıldı. Bu yeni kurulacak araştırma komisyonunun da ben bu vesileyle yine hayırlı birtakım adımlara, bazı ek tedbirlere, bu sorunu daha da azaltıcı çalışmalara vesile olmasını diliyorum. Hükûmet olarak çocuklara verdiğimiz önem, bütün politikalarımızda görülebilir. Özellikle de korunmaya muhtaç çocuklara çok özel çalışmalar gerçekleştirdik bu dönemde. Sevgievleri gibi hadiseler, eğitim sisteminde, sağlık sisteminde çocuklarımızın aldığı hizmetleri artırıcı çalışmalar, başlı başına bir Aile Bakanlığı oluşturmamız ve bu çerçevede hizmetlerimizi daha bütüncül bir bazda yürütmemiz bunun kanıtlarıdır.
Yine, ilk defa, Çocuk Hakları Strateji Belgesi bu dönemde hazırlandı, bunun da temelini aslında çocuk hakları oluşturuyor. Çocuğu merkeze alan birtakım politikalar da bu vesileyle bir strateji belgesine bağlanmış durumda. Bu çalışmaları sürdüreceğiz. Ancak, şunu da söylemek zorundayız: Maalesef, ülkemizde de, dünyada da, ne kadar tedbir alırsanız alın, ne yaparsanız yapın, bazı müessif hadiseler yaşanabiliyor. Çocuklarımıza ilişkin olarak da maalesef bunlar yaşanabiliyor. Önemli olan, tabii, bu gerçekleri görüp gerekli bütün tedbirleri almak, çok boyutlu bir şekilde bu hadiseleri önümüze koyup alınması gereken tedbirler konusunda yeni fikirler geliştirmek.
Burada, tabii, hem ülkemize hem dünyaya da bakmak durumundayız; dünyada neler yapılıyor, neler gerçekten etkili oluyor, hangi tedbirler, hangi politikalar... Bu çerçevede dünyaya da bakılmasında ben büyük yarar görüyorum. Eminim, Meclisimizin oluşturacağı araştırma komisyonu, hem dünyadaki uygulamalara hem ülkemizin tecrübesine bakarak sivil toplumla, akademik dünyayla, ilgili tüm taraflarla birlikte bu alana ilişkin önemli tespitler, önemli öneriler geliştirecektir. Bizim de Hükûmet olarak bu önerilerden en üst düzeyde faydalanmaya hazır olduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu sorun, yakıcı bir sorun ve ertelenebilecek, ihmal edilebilecek bir sorun değil dolayısıyla en hızlı bir şekilde bu alana ilişkin çalışmaların yapılmasında da büyük yarar gördüğümüzü belirtmek istiyorum. Bu kapsamda, Anayasa'mızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'müzün 104'üncü ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılması önergesine olumlu baktığımızı, bunu yararlı bulduğumuzu belirtmek istiyorum. Dört grubun önergelerinin birleştirilerek, bütün Meclis olarak bu işe sahip çıkılmasının da ayrı bir anlamı olduğunun altını çizmek istiyorum. Bu, aslında toplumumuza vereceğimiz çok güzel bir mesaj, hem mağdur olan insanlara vereceğimiz hem de bütün topluma vereceğimiz bence çok güzel bir mesaj. Bu konularda siyaset olmaz, bu konular, siyasi olarak istismar edilmez, siyasi polemik malzemesi yapılmaz. "Bu konularda bütün milletvekillerimiz, milleti temsil eden bütün vekillerimiz ortak bir tavır alır." mesajının verilmesi başlı başına bence olumlu bir hadise ve bu alandaki mücadelemize destek olacak bir hadise.
Tabii ki bu konularda, dediğim gibi, dünyanın da, bizim de yaşadığımız sorunlar; ne kadar gelişmiş olursanız olun, ne kadar ileri bir sisteminiz olursa olsun, maalesef, insanın olduğu yerde bu tür hadiseler yaşanabiliyor ama önemli olan, dediğim gibi, bunu çok yönlü analiz etmek ve gerekli tedbirleri almak. Burada ben doğrusu koruyucu boyutun en az, cezalandırıcı boyut kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuyu analiz ederken eminim Meclisimiz, çok boyutlu bakacaktır; işin sosyoekonomik boyutundan kültürel boyutlarına, şehirleşme boyutundan ceza hukukuna, akademik çalışmalardan yargısal süreçlere kadar birçok konuyu tartışacaktır, konuşacaktır ve buralardan çıkacak somut önerilerin, ben, dediğim gibi Hükümetimize ciddi anlamda yol göstereceğini düşünüyorum.
Bu konularda, bugüne kadar bir tecrübemiz var, yapılanlar var ama yaşadığımız hadiseler de gösteriyor ki ilave tedbirler almamız lazım, yapılacaklar konusunda daha fazla çalışmamız lazım.
Bu vesileyle şunun da altını çizmek istiyorum: Burada bir suçla karşı karşıyayız, tabii ki yargı, son sözü söyleyecek ama toplumsal anlamda duruma baktığımız zaman, bir suçla karşı karşıyayız ve bu suçu işleyen suçlular var. Kim yaparsa yapsın, hangi camiadan, hangi kesimden olursa olsun, suç işleyen, cezasını en ağır şekilde görmelidir ve aslında "suçun şahsiliği" diye hukukta da, evrensel hukukta da bir ilke var, biliyorsunuz. Bir insan suçlu diye babasını, annesini, yakınlarını suçlayamayacağınız gibi, mensup olduğu bir partiyi, derneği, vakfı da suçlayamazsınız. Tam aksine, aslında suç işleyen kişi, mensubu olduğu bu yapıları da mağdur eder bir konumdadır. Aslında onlar da en az toplumun geneli kadar ve daha fazla aslında bundan eminim ki acı duyuyorlar, mağdur hissediyorlar. Dolayısıyla, buralarda ölçüleri hukuki olarak koymakta ve ortak tavır geliştirmekte çok büyük fayda var diye düşünüyorum. Burada gerçek kişiler ile tüzel kişileri de birbirinden ayırmalıyız. Suç, gerçek kişiler tarafından işlenir, tüzel kişiler suç işlemezler, tüzel kişiler aksine, rencide olurlar, mağdur olurlar. Dolayısıyla, burada bir dayanışma sergilememiz çok çok önemli diye düşünüyorum. Bu araştırma komisyonunun kuruluşu aşamasında gösterilen bu ortak tavrın çalışma süreci boyunca da gösterileceğine olan inancımı da bu vesileyle ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, bir olay vesilesiyle belki gündeme geldi bu hadiseler ama eminim ki çok daha kapsamlı bir şekilde bir inceleme yapılacaktır. Nitekim uluslararası bazı sözleşmelere baktığımız zaman, çocuk istismarının çok boyutlu bir hadise olduğunu görüyoruz. Dünya Sağlık Örgütünün tanımlarına bakacak olursak bir referans olarak, ihmalden duygusal etkilere, fiziksel zarardan cinsel istismara kadar çocuk istismarının dört başlık altında toparlandığını görüyoruz. Yine, bu çalışmalarda çok boyutlu bir şekilde değişik istismar boyutlarına da bu komisyonumuzun mutlaka değineceğinden ve buralarla ilgili bazı öneriler geliştireceğinden eminim. Dolayısıyla, komisyonumuza bu çalışmalarda başarılar diliyorum. Hükûmet olarak Aile Bakanlığımız başta olmak üzere her türlü iş birliğini yapmaya, Hükûmet olarak bütün bu çalışmalara destek olmaya hazır olduğumuzu da özellikle ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, bu vesileyle şunu da belirtmek isterim: Aile Bakanımızın bu konularda yaptığı bir açıklama oldu. Bağlamından kopuk bir şekilde yorumlanıp çok farklı yerlere çekilmeye çalışıldı. Bunu da doğru bulmuyoruz. Aile Bakanımız kendisi de zaten bu konuda gerekli açıklamaları yaptı. Bu konuda hiçbirimizin farklı düşünmesi mümkün değil. Onu bir kez daha burada da vurgulamak isterim.
Ayrıca, Aile Bakanlığımız bu konuyla yakından ilgileniyor.
MUSA ÇAM (İzmir) - Uzaktan ilgileniyor Sayın Bakan, uzaktan ilgileniyor!
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Devamla) - Şu anda, Aile Bakanlığımız, yargı süreçleriyle ilgili takip konusunda çalışmaları başlatmış durumda. Ayrıca, mağdurlara rehabilitasyon ve psikolojik destek konusunda yine çalışmalara başlamış durumda. Ve yine, kendi görev alanıyla direkt ilgili olduğu için, bu konularda incelemeler, araştırmalar ve Bakanlık olarak alınması gereken tedbirler konusunda da Aile Bakanlığımız, çalışmalarını başlatmış durumda. Eminim, bu süreçte komisyonumuza en büyük desteği yine Aile Bakanlığımız, oradaki bürokratlarımız, teknisyenlerimiz, Sayın Bakanımız, bütün ekibiyle bu süreci destekleyecektir ve bu şekilde, hepimiz için faydalı olan sonuçlar elde edilecektir diye inanıyorum.
Ben daha fazla uzatmak istemiyorum. Zaten, Meclisimizin, gruplarımızın ortak kararıyla gündeme gelmiş bir konu. Bu araştırma komisyonunun hayırlı olmasını diliyorum. Ülkemiz için, milletimiz için, özellikle de çocuklarımız için yararlı, hayırlı sonuçlar ortaya koymasını bir kez daha temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)