GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:61
Tarih:24.03.2016

KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı hakkında Milliyetçi Hareket Partisi tarafından verilen değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, uluslararası hukukta evrensel hukuk kaideleri bakımından temel insan hakkı sayılan ve pek çok yerde insanın kendisine karşı bile korunan haklar arasına dâhil edilen özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerle ilgili kanunun sonuna geldik. Bu tür hususlar, hava gibi, yokluğu hâlinde ya da istismarı, suistimali hâlinde değeri ve önemi anlaşılan hususlardır. Bu kanun muhtemelen beş altı ay sonra değişiklik teklifleriyle tekrar yüce Meclisin huzuruna gelecektir. O açıdan, bir iki teknik hususu son olarak ifade etmek isterim.

Efendim, kanuna, kişisel verilerin korunmasından ziyade, isim olarak "kişisel verilerin kullanımı kanunu" deseydik daha doğru olacaktı çünkü maddelerde hep bu husus düzenlendi ve yapılan itirazlara da "O zaman ticari hayat durur, o zaman araştırma yapılamaz." gibi gerekçeler getirildi.

Yine, burada, daha çok devlet tarafından temel hakların ihlali ve kişisel verilerin kötüye kullanımı üzerinde duruldu ama günümüzde birey karşısında asimetrik bir güce ulaşan organizasyonlar ve uluslararası şirketlerin, örgütlerin burada dikkate alınmadığını, düzenleme yapılırken bunlarla ilgili düzenlemelerin yapılmadığını gördük. Oysa, biz bugün biliyoruz ki bir cep telefonuna indirdiğimiz basit bir programla dahi pek çok kişisel verimizi bu şirketlere veriyoruz ve bunlar istismar ediliyor. WikiLeaks ve Snowden hadiseleri bu verilerin ne kadar korunabileceğini gösteriyor.

Sadi'nin çok güzel, ibretlik bir sözü var, diyor ki: "Başkalarından ibret al ki sen başkalarına ibret olma." Avrupa'da, Batı dünyasında kişisel verilerin suistimaliyle ilgili gelinen noktalarda alınan tedbirlerden bir iki hususu belirtmek istiyorum.

Biliyorsunuz, 1980'lerin başında pek çok Batı ülkesinde nüfus sayımı bile anayasa mahkemeleri tarafından kişisel verilere gereksiz müdahale gerekçesiyle iptal edildi.

Yine, son olarak, Avrupa Birliği, 14 Aralık 2005 tarihinde, iletişim kayıtları ile -telefon görüşmeleri gibi- İnternet hareketlerinin altı ay müddetle bir yerde muhafaza edilmesini öngördü. Bu kural uygulamaya geçti ancak 8 Nisan 2014 tarihinde Avrupa Adalet Divanı bunu iptal etti. Buna benzer pek çok uygulama var ve ülkemizde bizim yaşadığımız bununla ilgili tecrübeler var. Ülkemizde sorumluluk mevkisinde olanların nasıl davrandığıyla ilgili hususlar var.

Bugün şahit olduk; Belçika'ya bakın. "Belçika'da şu, bu söyleniyor mu?" diye bize Belçika'yı örnek gösterenler bugün Belçika'dan bihaber olmayı tercih ettiler çünkü Belçika'da bugün İçişleri ve Adalet Bakanları tek bir bombalı saldırıdan sonra istifa ettiler. Ama, bizdeki siyasiler teflon tava gibi, ne sorumluluğu atsanız asla yapışmaz ve siyasi sorumluluk nedir bundan bihaberler. Böyle olunca onlara tabi bürokrasi de yaptıklarından sorumluluk alma ve yaptığının hesabını verme konusunda oldukça çekimser davranmaktadır. Bu da kamu hizmetlerinin yeterince yerine getirilmemesini sağlamaktadır. İnşallah, başkalarına ibret olmayacak bir sürece bu kanun vesile olur ve tahmin ettiğimiz gibi beş altı ay sonraki değişikliklerde bugün ihmal edilen hususlar bu değişikliklere dâhil edilir.

Ben, kanunun ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)