| Konu: | ARDAHAN MİLLETVEKİLİ ENSAR ÖĞÜT?ÜN; (2/147) ESAS NUMARALI, 2933 SAYILI MADALYA VE NİŞANLAR KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ?NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 131 |
| Tarih: | 03.07.2012 |
ÜMİT ÖZGÜMÜŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, bu topraklar için, bu toprakların onuru için canlarını veren şehitlerimize ve yine bu uğurda mücadele eden ve hayatını kaybetmiş olan gazilerimize Allah'tan rahmet dileyerek ve kalan gazilerimize gerek muharip gazilerimize gerek malul gazilerimize de saygılarımı ileterek başlamak istiyorum konuşmama.
Aynı zamanda, bu kanun kapsamında olmasa da bu toprakların yağmalanmasını engellemek üzere, bu toprakların onurunu korumak üzerine hayatını kaybetmiş, bedel ödemiş tüm yurtseverlerin onurlu anıları önünde de saygıyla eğiliyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Bu anlamda gerek hayatını kaybeden şehitlerimizin ailelerine gerek gazilerimize verilecek olan madalyalara da, onların yaşamlarını kolaylaştıracak olan kanuni düzenlemelere de Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman destek vereceğimizi belirtmek istiyorum. Ama fırsat gelmişken bir endişemi de dile getirmek istiyorum değerli arkadaşlar. AKP'nin son dönemlerde uyguladığı Yeni Osmanlıcı, Enver Paşacı, yayılmacı, taşeron ve maceracı dış politikası böyle devam ederse ve bu gidişle, dost bir ülkeyle eğer savaş edersek, önümüzdeki dönemde, madalya dağıtmak için birkaç tır madalya yapmak gerekecek, madalya üretmek gerekecek.
Bakın, son dönemde, Suriye'yle ilgili, sürekli, yalan üzerine bir politika üretiliyor. İçeride halkımızı kandırabiliriz ama dünyada kimseyi kandıramıyoruz. Suriye'yi çok iyi bilen birisi olarak size bazı gerçekleri söyleyeyim:
Deniyor ki: "Suriye'de, şu anda, Suriye halkının özgürlük mücadelesi var ve iç savaş var." Birinci yalan bu. Birincisi, bütün dünyada olduğu gibi, bizde olduğu gibi, daha çok demokrasi ve daha çok özgürlük isteği var Suriye halkının ama şu anda orada yürütülen savaş iç savaş değil; sadece ajanların, Amerika'nın, İngiltere'nin, İsrail'in ve Türkiye'nin tetiklediği ajanların oluşturduğu bir iç kanama vardır ve Suriye'de sadece belli bölgelerde mücadele var; Türkiye sınırına yakın bölgelerde, Humus'ta ve İsrail'e yakın İdlip bölgesinde, başka yerde, hiçbir zaman iç savaş yok; bu bir iç kanamadır.
"Orada zulümden kaçanlar Türkiye'ye sığınıyor." diye sürekli olarak yalan söyleniyor. Oradan buraya zulümden kaçış yok. Türkiye'de oradan gelenlere vadedilen şeyler var ve onun için de buraya gelen 30 bin civarında insan var. Eğer bunlar zulümden kaçıyor olsaydı bunların 15 bin tanesi geri dönmezdi.
Başka bir yalan daha var: "Bunlar zulümden kaçıyor, onun için onları korumak zorundayız." Değerli arkadaşlar, eğer zulümden kaçıyorlarsa, eğer ateşten kaçıyorlarsa onları alırsınız, Türkiye'nin iç bölgelerine yerleştirirsiniz; Adana'ya, Mersin'e, Kırşehir'e, Konya'ya yerleştirirsiniz. Zulümden kaçıyorlarsa, silah mesafesinin dışına çıkarmak yerine, tam sınır bölgesine yerleştirmezsiniz, sınıra sıfır bölgesine yerleştirmezsiniz. İki nedeni var:
1) O insanların arasına yerleşen, Türkiye'nin de beslediği, eğittiği teröristler, zaman zaman gidip bir eylem yapıp geri kaçıyor, onların arasında kendini kaybettiriyor.
2) "Uluslararası anlaşmalardan doğan nedenle, eğer Suriye, o teröristleri sınır ötesi takip ederse, bunu savaş nedeni saymak üzere, sınır bölgesine yerleştiriyor." Bu da başka bir yalan.
Değerli arkadaşlar, Sayın Ömer Çelik bu kürsüden Lazkiye'nin bombalandığını söyledi; bu da başka bir yalan. Lazkiye hiçbir zaman bombalanmadı. Lazkiye Beşar Esad'ın memleketi. Lazkiye'nin şehir merkezinden kuzeyine giderseniz Ceble bölgesi, akrabaları; 10 kilometre kuzeyine giderseniz kendi köyü. Orada da, yine Filistinlilerin yerleştirildiği bölgede, Filistinliler Sünni olduğu için onları kışkırtmak üzere oraya giden ajanlara yapılan bir operasyon var ve bu operasyon denizden yapılmıştır ve teröristlerin dışında hiç kimse orada öldürülmemiştir.
Ömer Çelik buradan soruyor, diyor ki: "'Seçime gidin.' dedik, gitmediler." Siyasi olarak sorulması gereken şu: Sana ne? Karşı taraf bağımsız bir ülke, seçime gider veya gitmez. Hafız Esad ölürken Suriye'yi sana mı teslim etti? Ya da bugün iş birliği yaptığınız, Suriye'de Beşar Esad yönetimini devirmek için iş birliği yaptığınız Suudi Arabistan, Katar gibi, Dubai gibi, Birleşik Arap Emirlikleri gibi, Amerika Birleşik Devletleri'nin kuklası olan ülkelerde seçim var da onlarla birlikte demokrasiyi mi getirmeye çalışıyorsunuz? Bu da başka bir yalan.
Değerli arkadaşlar, uçak düşürme meselesinde yine Türk halkına yalan söyleniyor ama dünyada artık her şey geçerli ve gerçek olarak ortaya çıkıyor. Gerçekten, uçağın nerede düşürüldüğünü, vurulduğunu görmek istiyorsanız buradan bir heyet ayarlarsınız, gidersiniz Lazkiye'nin deniz kenarındaki Basit kasabasındaki insanlarla tek tek görüşürsünüz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözünüzü tamamlayınız.
AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) - Radarlara inanmıyor musunuz?
ÜMİT ÖZGÜMÜŞ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, gidin, orada, basını gönderin veya siz kendiniz gidin, Basit kasabasındaki insanlarla tek tek görüşün.
OSMAN ÇAKIR (Düzce) - Suriye'nin sözcüsü müsünüz?
ÜMİT ÖZGÜMÜŞ (Devamla) - Uçağımız, Basit kasabasının üzerinde, çok yavaş biçimde ve neredeyse evlerin damlarını yalayacak biçimde geçmiş ve düşürülmüştür.
OSMAN ÇAKIR (Düzce) - Suriye sözcülük mü verdi size? Bu Meclise gelmişsin konuşuyorsun.
ÜMİT ÖZGÜMÜŞ (Devamla) - Bu da başka bir yalandır. Orada eğer kendi radar sistemimizi deniyorsak, o zaman Suriye yerine Kandil'e gönderirisiniz ya da gidersiniz Kıbrıs tarafında denersiniz. Ama Suriye'nin eğer savunma sistemini test ediyorsunuz da, bu, Türk insanının mutfakta tüp kaçağı olup olmadığını kontrol etmek için kibrit çakmasına benzer; nitekim de bütün karizma çizildi.
Değerli dostlar, bakın, burada hesapsız, kitapsız bir gidiş var ve boşu boşuna çocuklarımızın kanı üzerinden yapılan bir pazarlık var. Ama buradan çok net biçimde söylüyorum: Bu kirli savaşı engelleyeceğiz. Ben Ümit Özgümüş olarak böyle bir savaş çıkarsa vicdani reddi savunacağım. Otuz beş sene önce Ankara'nın sokaklarında bağırıyorduk, bugün de içtenlikle yine bağırıyorum?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Özgümüş.
ÜMİT ÖZGÜMÜŞ (Devamla) - Yaşasın halkların kardeşliği, kahrolsun emperyalizm ve onun yerli iş birlikçileri! (CHP sıralarından alkışlar)