GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:131
Tarih:03.07.2012

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 302 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin üçüncü bölüm 43'üncü maddesi üzerine Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; günümüzde Hükûmetin sıkça Genel Kurula getirdiği torba kanun yöntemi tabii yeni bir yöntem değil. Roma hukukunda birbiriyle ilgisiz maddelerin yer aldığı ve tümünün birden tek bir kanun gibi işleme tabi tutulduğu karma kanunlara "leges saturae" adı verilirdi. Ancak, Roma, bu yöntemin sakıncasını ve ne tür siyasi yozlaşmalara yol açtığını görerek torba kanunları erken dönemlerden itibaren yasakladı ve bundan sonra tek konu ya da sıkı bağlantı içinde olan konuların aynı konuda yer alması zorunluluğunu getirdi. Roma'da torba kanun yapmayı akla getiren siyasi, ekonomik, stratejik, hukuki yollar ve gerekçeler neyse, birtakım farklılıklar olmakla birlikte, şu anda da aynı düşünce yapısıyla torba kanun yapılmaktadır. Ancak, Romalılar o tarihlerde bile torba kanunların siyaseten toplumu ve siyasetçiyi yozlaştırdığını fark ettikleri için torba kanun yöntemini yasaklayarak erdemli bir davranış içine girebilmişlerdir.

Şu anda dünyanın birçok yerinde, örneğin Amerika'da kırk üç eyalette torba kanun yasaklanmış, bu eyaletlerde "kanun tekliği ilkesi" anayasal bir zorunluluk olarak benimsenmiştir. Milattan önce 98 yılında Roma'nın siyasi yozlaşmalara sebebiyet verdiği endişesiyle kaldırdığı torba kanun uygulamasını günümüzde bu Mecliste konuşuyor olmamızı sizin takdirlerinize bırakıyorum. Görünen o ki, Romalı yasa yapıcılarının sahip olduğu etik ilkelere bizim fazlasıyla ihtiyacımız vardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üzerinde konuştuğumuz yasa teklifinin kamuoyunda yarattığı en önemli beklenti atanamayan öğretmenlere kadro ihdas edilmesiyken, bu kadrolar sadece 30 binle sınırlandırılmıştır. Oysa son on yıllık süreçte öğretmen açığı inanılmaz bir şekilde artmış, atanamayan öğretmen sayısı bugün 350 bin dolayına ulaşmıştır. Her yıl yüz binlerce öğretmen atama beklerken on binlercesi ekmeğini kazanmak için ücretli öğretmenliğe mecbur bırakılmış ve sigortasız bir şekilde çalışmak zorunda kalmışlardır.

Öğretmenler, iktidarın uyguladığı bu neo politikalar sonucunda hem maddi hem manevi olarak sömürülmektedir, verdikleri emeğin karşılığı olarak iş bulamadıkları gibi öğretmenlik mesleği kutsallığını da toplum gözünde iktidarın eliyle kaybetmekte ve öğretmenlik mesleği diğer bütün alanlardaki gibi değersiz hâle getirilmektedir.

Sadece ocak ayından bu yana 4 öğretmen, son on yıldır da 32 öğretmen hayatına son vermiştir. Dört yıl boyunca ileride eğitim vereceği öğrencilerini düşünerek öğretmen olacağı günü bekleyen öğretmenler için hayat zindana dönüşmüş durumdadır. Hükûmetin öğretmenlere reva gördüğü işte budur.  Şimdi ise baskılara dayanamayan Hükûmet atama yapıyor ancak eğitim sendikalarının ortak görüşü, bu rakam Türkiye'deki öğretmen ihtiyacını kesinlikle karşılamamaktadır. Öğretmen atamalarında rakamın artırılması ve her şeyden önce öğretmenlerin özlük haklarının layıkıyla verilerek insanca yaşayabilmelerinin önünün açılması gerekmektedir.

Ülkemizin aydınlık yarınlarına kavuşması için çok daha fazla öğretmenin atamasının yapılması gerekirken 3 bini merkez, 27 bini taşra olmak üzere 30 bin polis kadrosunun ihdas edilmesi ayrıca düşündürücüdür. Bu kadar polis ihdasının amacı nedir? Demokratik bir ülkenin ihtiyacı polis kadrolarının artırılması değil öğretmen ve diğer meslek atamalarının yapılmasından geçer.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; torba yasalar bu ülkenin geleceğine ciddi zararlar vermektedir.  Komisyonlardan apar topar çıkarılan, kamuoyunun ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının üzerinde doğru düzgün tartışamadığı torba yasaların yerine, konunun tekliği ilkesi gereğince bir biriyle ilgili konularda yasa yapmanın daha sağlıklı olacağını ve Türkiye'nin de demokratikleşmesine daha fazla katkı sunacağını belirtiyor, tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Dora.