| Konu: | Hatay ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 01.04.2016 |
SERKAN TOPAL (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, dün Diyarbakır'da hain saldırıda şehit olan başta Hataylı hemşehrim Serkan Talan olmak üzere, tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bir kez daha terörü lanetliyoruz, kınıyoruz, milletimizin başı sağ olsun diyorum.
Bakın, 2000 yılında şehit sıfırdı, 2001 yılında şehit sıfırdı. AKP iktidarıyla birlikte, maalesef, her yıl artarak şehit haberleri gelmeye başladı. Son dört beş ayda yaşanan süreçte şehitlerimizin sayısını Başbakanlık ayrı Genelkurmay ayrı söylüyor, kendileri bile artık bilemiyor.
Bu kürsüden defalarca AKP Hükûmetini uyardık mı? Uyardık. Sürdürülen sürecin şeffaf olması gerektiğini, çözümün dışarıda değil, Parlamentoda aranması gerektiğini belirttik mi? Belirttik. Bu sorunun ancak halkın temsilcilerinin kuracağı ortak bir platformda çözülebileceğini, başka herhangi bir yol olamayacağını söyledik mi? Söyledik ama dinletemedik.
Değerli milletvekilleri, biz burada ne için varız? Sizler burada bir hata yapıyorsanız, yanlış yapıp bu güzelim ülkeyi zor duruma düşürüyorsanız, sizleri uyarmak için varız; siz de bu uyarıları dikkate almakla mükellefsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, bugün ülke ne hâle geldi. Her gün ciğerimiz yanıyor. Artık şehit haberleri her gün geliyor. Siz evlerinize gidip rahat uyku uyuyabiliyor musunuz? Sizin sorun çözüldü dediğiniz şey bu mu? Bu vatan uğruna, bu millet uğruna, bu toprak uğruna, bu bayrak uğruna öleceksek hep birlikte ölelim. Ama bu sorun belli ki sizin söylediğiniz yöntemlerle, önerdiğiniz çözüm önerileriyle çözülmedi, çözülmüyor. Artık haber izleyemez, gazetelere bakamaz olduk. Hangi televizyona baksak, hangi gazeteyi okusak şehit haberleri, ölümler, bombalar maalesef. Sizin vicdanınız hiç sızlamıyor mu?
Şimdi, sokaklar ve caddeler bomboş. Sayın Başbakan halkı sokağa çıkmaya davet ediyor. Kimse kusura bakmasın ama kendisi bu güzelim ülkenin hangi sokağında, hangi caddesinde, hangi mahallesinde korumasız gezebiliyorsa, vatandaşları da orada sokağa çıkmaya davet etsin, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar) Ülkede güvenliğimiz kalmadı. Sadece vatandaşımız değil, siz de tedirginsiniz, siz de aileleriniz için endişeleniyorsunuz. Herhangi bir vatandaşımız çoluğunu çocuğunu dershaneye yollarken, okula yollarken nasıl endişeleniyorsa, ben biliyorum ki sizler de bizler de endişeleniyoruz.
Bu sorunları çözebilmemiz için bazı alışkanlıklarınızı değiştirmeniz gerekiyor. Bakın, siz bütün politikalarınızı Sayın Cumhurbaşkanına göre endekslemiş durumdasınız. Bu yanlış değil midir? Herhangi biri bu konuda Sayın Cumhurbaşkanının düşüncelerinin veya söylemlerinin aksine bir fikir beyan ediyorsa siz anında refleks gösteriyor, en sert şekilde eleştiriyorsunuz. Oysa hepimizin kriteri kişiler olmamalı, olamaz da. Hepimiz demokrasinin ahlakına ve bu cumhuriyetin kurallarına bağlıyız ve ona göre hareket etmek zorundayız. (CHP sıralarından alkışlar)
Burada yaptığım konuşmalarda eleştirilerimin dozunun fazla olduğunu düşünenler bilmelidirler ki bizler de eleştirilerimizi bu ülkenin iyiliği, yurttaşlarımızın menfaati için, ülkeyi uçuruma sürüklediğiniz için yapıyoruz. Ancak sizlerin de bize göstermiş olduğunuz tepkinin, sataşmaların, zaman zaman hakarete varan sözlerin onda 1'ini tecavüz vakaları için, hırsızlıkları tescillenmiş insanlar için, bayrağımızı indirmeye çalışanlar için, ülkemizi bölmeye çalışanlar için, PKK için, IŞİD için kullanmış olsaydınız, halkın beklediği tepkiyi koysaydınız, belki bizlerin de yapmış olduğu eleştiri ve tepkilerin dozu bu denli yüksek olmayacaktı.
Bugün Suriye'de savaş hâlâ devam ediyor. Soruyorum size; Suriye'de siz kime tarafsınız, kimi destekliyorsunuz? Şunu kabul ediniz: Suriye politikasında yanlış yaptınız. Bir an önce politikanızı barış endeksli değiştirmek zorundasınız. Bunun bedelini şehit yakınlarımız, babasız kalan çocuklar, eşsiz kalan kadınlar, evlatsız kalan ana babalar ödüyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti başka bir ülkenin iç işlerine karışmamalıdır, taraf olmamalıdır. Eğer taraf olacaksa barışın tarafı olmalıdır, barıştan taraf olmalıdır.
Hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)