GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/168) esas numaralı Türk Ceza Kanununun 299'uncu Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/24) münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:71
Tarih:12.04.2016

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ceza Yasası'nın 299'uncu maddesi, Cumhurbaşkanına hakareti özel bir biçimde suç olarak tanımlamıştır. Bu kapsamda verdiğim kanun teklifi var, 299'un Ceza Yasası'ndan çıkarılması doğrultusunda. Ancak hemen şunu ifade edeyim: Kanun teklifimin tarihi 19 Haziran 2012 yani Sayın Erdoğan'la falan bir alakası yok. 2012 tarihinde verdim. 2012 tarihinde vermemin nedeni de, Uluslararası Af Örgütünün Türkiye'yle ilgili Düşünce ve İfade Özgürlüğü Raporu vardı, o raporda kaldırılması gereken maddelerden bir tanesi de buydu, o çerçevede verdim ama şimdi çok vahim bir hâl aldı bu konu. Ahmet Necdet Sezer döneminde 26 tane dava var, Abdullah Gül döneminde 139 tane var ve Sayın Erdoğan döneminde ise 1.800'ün üzerinde dava var değerli arkadaşlar, 1.800'ün üzerinde dava var.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Hakaret etmeyin, dava olmasın.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Dolayısıyla yani herhangi bir şikâyette bir savcının takipsizlik kararı vermesi ihtimali yok değerli arkadaşlar, hiçbir ihtimal yok. Eğer Cumhurbaşkanının avukatları bir dilekçe vermişlerse, hangi savcılık olursa olsun, mutlaka ama mutlaka bir iddianameye dönüşüyor.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sadece onun için mi?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bu da benim berat nişanım!

LEVENT GÖK (Ankara) - Bravo!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Fezleke yeni geldi Meclis Başkanlığına, bunu odama asacağım. Ama, tek bir yerinde hakaret yok; hepinize dağıtabilirim, bakın tek bir yerinde ağır eleştiri bile yok. Normal bir eleştiri ama sonuçta bir fezlekeye dönüştü ve benimle ilgili de geldi.

Değerli arkadaşlar, bu maddenin kaldırılması konusunda üç önemli neden var, dördüncüsü de eklendi. Karşıyaka Asliye Ceza Mahkemesi, itiraz yoluyla dosyayı Anayasa Mahkemesine gönderdi ve Anayasa Mahkemesinde şu anda görüşülüyor. Anayasa Mahkemesinin hangi kararı vereceğini bilmiyoruz.

İki: Venedik Komisyonunun raporu var değerli arkadaşlar. Sayın Bakan "Venedik Komisyonunun işi yok." dedi ama Venedik Komisyonunun raporu aynen şöyle: Maddenin mevcut hâli ve pratikte uygulanışının Avrupa normları ve uluslararası standartlarla bağdaşmadığını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğüyle ilgili içtihadını ihlal edici kovuşturmanın önüne geçilmesi için en iyi çözümün, maddenin TCK'dan tamamen kaldırılması olarak görüşünü savundu Venedik Komisyonu. Daha ağır sözler de var; "katil", "hırsız", "diktatör" gibi terimlerin toplumsal tartışma kapsamında ele alınması gerektiğini de Venedik Komisyonu kendi raporunda belirtti ve açılan davaların sayısından da kaygı duyduğunu da ifade etti.

Yine, değerli arkadaşlar, Ekrem Pakdemirli'nin -Allah rahmet eylesin, kendisini saygıyla anıyorum- Demirel'le ilgili bir davası vardı ve mahkûmiyet kararı almıştı. Dosyası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, o davada şu görüşe yer verdi: "Bir kişi hakaret davasında salt devlet başkanı olduğu için diğer vatandaşlardan daha fazla koruma göremez." Yine, Erbil Tuşalp'ın Türkiye davası var. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan davayı açmıştı, Birgün gazetesi ve Erbil Tuşalp mahkûm olmuştu. O davada da yerel mahkeme, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi, Tuşalp'ın, yazdığı yazıda Sayın Erdoğan'a "akıl hastası" dediğini kabul ederek tazminat kararı vermişti, "akıl hastası" dediğini kabul ederek ve Tuşalp'ı mahkûm etmişti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, siyasetçilerin ve Başbakanın ağır eleştirilere hoşgörülü olması gerektiğinden bahisle Türkiye'yi mahkûm etti...

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Tanrıkulu, biz sana "akıl hastası" desek sen kabul eder misin?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - ...ve Erbil Tuşalp yeniden yargılandı, tazminat kararı geriye alındı ve hazineden bu para alındı. Ama, ben Adalet Bakanına ve Maliye Bakanına sormama rağmen, sebepsiz zenginleşme yoluyla Sayın Erdoğan'dan bu paranın geri alınıp alınmadığını bilmiyorum. Hazine bu parayı Erdoğan'dan almış mı, almamış mı; o konuda Adalet Bakanı ve Maliye Bakanı 2012'den bu yana bana cevap vermediler. Yani, Tuşalp'tan aldığı para var Erdoğan'ın, onun yerine Maliye Bakanlığının Tuşalp'a ve Birgün gazetesine ödediği para var, faiziyle beraber ödediği para var ama Erdoğan, kazandığı bu tazminatı ödedi mi, ödemedi mi; bugüne kadar bize bilgi verilmedi ve bu konu, özel hayatın gizliliğiyle sınırlandırıldı ve bilgi verilmedi yani bir sebepsiz zenginleşme konusu da var.

Şunu söyleyeceğim son olarak değerli arkadaşlar: Bakın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bütün bunlar gidecek. Ben burada sizleri uyarıyorum: Eğer Cumhurbaşkanına ve Türkiye'ye bir iyilik yapmak istiyorsanız... "Genel hükümler", hakareti cezalandırıyor zaten.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Hakaret etmeyin, bitsin yani.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Zaten cezalandırıyor "Genel hükümler", milletvekilleri bakımından da, Başbakan bakımından da, sıradan yurttaşlar bakımından da.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Düzgün konuş, dava açmasın. Niye hakaret ediyorsun?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Sayın Başkan, ben de kadın hakları savunucusuyum. O yüzden bir dakika süre verirseniz...

BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, şimdi, grup başkan vekillerinin aldığı karar doğrultusunda kürsüden konuşma yapan sayın hatibe ek süre vermiyoruz.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Son olarak şunu ifade edeceğim arkadaşlar: Eğer Cumhurbaşkanına ve Türkiye'ye hizmet etmek istiyorsanız, bu nedenle, -bakın, bu nedenle- özel koruma gerektirdiği için, Türkiye'nin mahkûm olmasını istemiyorsanız, bu kanunu Anayasa Mahkemesinden önce biz gündeme alırız, komisyona havale ederiz, eksiği varsa tamamlarız; yarın öbür gün bu 1.800 tane davadan Cumhurbaşkanının kazandığı tazminatların iadesi veya başka bir konu gündeme gelmez.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)