| Konu: | 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 12.04.2016 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 273 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 11'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle aziz Türk milletini ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Her geçen gün kahpece saldırılarını artıran hainler, pusu kurmayı meslek edinen şerefsizler öldürmeye hiç ara vermeden devam etmekte. Daha birkaç aylık evli gelinleri dul, yaşını doldurmamış çocukları yetim, babasız bırakan şerefsizler bugün Mersin'imize 2 şehit ateşi düşürmüştür. Henüz Anamurlu yiğidimiz şehit Halis'in yakınlarına ulaşan acı haberle birlikte yakılan ağıtlar dinmemişken, Şırnak'ta güvenlik güçleri ile PKK'lı teröristler arasında çıkan çatışmada Gülnar'dan hemşehrimiz Uzman Çavuş Cihangir Can'ın şehit olduğu haberi gelmiştir. Hiçbir söz bu acı tabloyu anlatmak için yeterli değildir.
Bu vesileyle Mersinli şehitlerimize ve vatanın bölünmez bütünlüğü için canlarını ortaya koyan tüm kahramanlarımıza Allah'tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, 2012 yılında çıkarılan riskli alanlarla ilgili 6306 sayılı Kanun'u incelediğimizde "Uygulama sırasında Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından talep edilmesi hâlinde, hak sahiplerinin de görüşü alınarak, riskli alanlardaki yapılar ile riskli yapılara elektrik, su ve doğal gaz verilmez ve verilen hizmetler kurum ve kuruluşlar tarafından durdurulur." ibaresi yer almaktadır. Bu yasa AKP Hükûmeti tarafından çıkarılmıştır.
Şimdi, aynı yasada "6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve 5393 sayılı Kanun'un 73'üncü maddesi uyarınca, kentsel dönüşüm ve gelişim alanları gibi, yenileme alanı olarak belirlenen alanlarda bulunan yapılardan yapı ruhsatiyesi veya yapı kullanma izni bulunmayan yapılara, dönüşüm ve yenileme uygulamalarına muvafakat verilmesi koşuluyla, geçici olarak elektrik, su ve doğal gaz bağlantısı ve aboneliği yapılır." şeklinde düzenlemeye gidilmiştir.
Bugün yapılmaya çalışılan yasanın tam tersi niteliğinde bir yasa yaklaşık birkaç yıl önce kabul edilmiştir. Yani tasarılar gerekli ön çalışmalar yapılmadan; kurumlardan, odalardan görüş alınmadan Meclise gönderildiği için birkaç yıl önce çıkartılan yasada kısa bir süre sonra yeniden düzeltme yoluna gidilmektedir.
Söz konusu tasarı ve teklifler tali komisyonlarda görüşülmeden Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmüştür. Ayrıca, yapılan düzenlemeler de sadece mali hükümler içermemekte, ilgili ihtisas komisyonlarında detaylı görüşülmeyi gerektirecek sektörel, mesleki ve hukuki uzmanlık isteyen, ayrıntılı görüşülmesi gereken konular içermektedir. Bu kanun tasarısında, 16 ayrı bakanlık ve kurumu ilgilendiren, farklı konulardaki maddeler yer almaktadır.
Değerli milletvekilleri, imar uygulamaları ve kentsel dönüşümle ilgili yasanın baştan sona yenilenmesi gerektiğine inanıyorum. Torba yasa içerisinde ele alınarak odalardan, sivil toplum kuruluşlarından ve komisyondan görüş alınmadan çıkan yasalarla çözüm üretilmesi mümkün değildir. Maalesef, TOKİ tüccar zihniyetiyle hareket etmekte, kentsel dönüşüm yerine müteahhitlik yapmaktadır. Maalesef, şehirlerin girişinde, hazine arazilerine kentin kimliğiyle, dokusuyla, mimarisiyle alakası olmayan çok katlı beton bloklardan oluşan binalar yapılmaktadır. Bizler, şehrin girişlerinden araçla geçerken "Bu binaları da TOKİ yapmış." diyebileceğimiz binaları görmek istemiyoruz.
On dört yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz ama hâlâ seçim bölgem olan Mersin'de bir tek kentsel dönüşüm projesini hayata geçiremediniz. Şehrin kenar mahallelerinde, özellikle son otuz kırk yılda yapılan çarpık yapılaşmaların acilen dönüştürülmesi gerekmektedir. Koskoca bir büyük şehrin bu çirkin görüntüden kurtulması gerekmektedir. TOKİ, bütün enerjisini dönüşüme harcamalı, vatandaşın ve müteahhidin yapamadığını yapmalıdır. Boş arsalara müteahhitler de inşaat yapabilir, yeter ki devletimiz uygun şartlarda kredi versin, vatandaş konut sahibi olsun.
Bir başka önemli konu da orman işçilerimizin durumudur. Taşeron yasası içerisinde, geçici olarak çalışan orman işçilerimiz maalesef yer almamaktadır. Altı ay çalışıp altı ay işlerine son verilen orman işçileri on iki aylık çalışan statüsünde olmadıkları için bu yasadan faydalanamamaktadırlar. Bu durumda, ülke genelinde binlerce orman işçisi mağdur olmaktadır. Bu işçiler de bu yasa kapsamına alınıp bir şekilde devlet güvencesi altına alınmalıdır.
Değerli milletvekilleri, sözlerime son verirken yüce Meclisi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)