| Konu: | 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 13.04.2016 |
KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; sözlerimin başında hepinizi saygıyla selamlıyorum. 273 sıra sayılı Kanun Tasarısı'yla ilgili Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum.
Ele aldığımız madde, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bendin sadece "yapının nitelikleri, yapının riskli olmadığı göz önüne alınarak" ibaresiyle tekrar kanunlaştırılması çabasından ibarettir. İmar ve ömür aynı kökten gelir. Bir yerde yaşadığınız yerin imarı nasılsa ömrünüz de öyledir. Maalesef, Türkiye'de kentleşme, şehir, şehir mimarisi, şehir ve insan konusunda çok güzel bir mirasa sahip olduğumuz hâlde rantın icat edilmesiyle birlikte çevreye, jeolojiye, çocuğa, ihtiyara, yaşlıya, gence, hasılı ömre dost olmayan şehirler inşa ediyoruz. Son zamanlarda riskli alanların dönüştürülmesiyle ilgili kısaca Kentsel Dönüşüm Kanunu dediğimiz hususla birlikte bu durum daha da keskinleşmiştir. Öyle ki, şehirlerde daha önce TOKİ tarafından işlenen imar cinayetlerine bu sefer "kentsel dönüşüm" adı altındaki yanlışlıklar eklenmiştir. Kentsel dönüşümde uygulama şöyledir: Kentsel dönüşüme tabi alanda 2015, 2016'larda iyi bir şekilde yaşamak için gerekli olan şartları taşıyan kaç hane burada olur diye bakılmamakta, kentsel dönüşüme tabi alandaki hak sahipleri, hatta işe başlarken ev sahibi olmayanlar, mirasçı varsa mirasçı sayısı kadar hak sahiplerine göre biz orada konut yapma derdindeyiz. Böyle olduğu için yolunuz Bursa'ya düşürse Doğanbey Konutları'na bir bakın, öyle bir ucube yaptık ki Bursa ovadan baktığımızda bırakın Ulu Cami'yi, bırakın Bursa'nın merkezini, Uludağ'ı bile gölgeleyen, Uludağ'ı bile size İstanbul tarafından girdiğinizde göstermeyen bir cinayet Bursa'da böylece işlendi çünkü burada popülist davranıp "Herkesi buradan ev sahibi yapacağız." dedik.
Yine hesabı kitabı yapılmadan Bursa'da Yıldırım ilçesinde Mevlana Mahallesi'nde 17 Ağustos 2013 tarihinde dönemin Başbakanı tarafından temeli atılan ve bizzat dönemin Başbakanının "Ben bunların bitmesine kefilim." dediği alanda şimdi hayalet gibi binalar vardır. Bu kötü binalar, marjinal kesimlerin, düşük gelirli kesimlerin tercih ettiği alanlar olmakta, böylece yanlış yere kullandığımız "paralel" kelimesinin sosyolojide karşılığı olan paralel toplumları şehirlerimizde kendimiz oluşturmaktayız. Bu paralel toplumlarda 50 yaşına geldiğinde hayat hikâyesinde hiçbir müştereği olmayan, öz geçmişleri birbirleriyle asla kesişmeyen insanlar aynı mekânda yan yana yaşamaktadırlar ve maalesef TOKİ ve kentsel dönüşüm buna ciddi şekilde katkıda bulunmaktadır. Bursa'da Yıldırım ile Nilüfer mekân olarak birbirine birkaç kilometre mesafede ise de sosyal yaşantı şartları bakımından apayrı dünyalar hâline getirilmiştir.
Ben, o açıdan, en azından kentsel dönüşüm uygulamalarında karma bir kurulun yapılan projenin o şehrin kültürel, tarihî mirasına, mimari mirasına uygunluğu konusunda onay değilse bile görüş vermesi zorunluluğunu getirelim diyorum. Ki yaptığımız konusunda, en azından inşaat bitmenden bir kanaat sahibi olabiliriz. O açıdan Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bu bendin tekrar küçücük bir ifadeyle kanunlaştırılmasının yanlış olduğunu hatırlatıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)