| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 14.04.2016 |
MURAT ALPARSLAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Konuşmamın başında, içinde bulunduğumuz Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle Peygamberimiz, rahmet elçisi Resulullah'ın nebevi emirlerinin birliğimize, beraberliğimize, kardeşlik hukukumuza katkı sağlayacak şekilde anlaşılması ve yaşanılması konusunda bugünlerin vesile olmasını da temenni ediyorum.
Yine bu vesileyle, annesi vefat eden Meclis İdare Amirimiz Salim Uslu'ya ve yine bugün babası vefat eden Ankara Milletvekilimiz Aydın Ünal'a başsağlığı diliyor, yine hepimizin geçmişini de rahmetle anıyorum.
Değerli arkadaşlar, 10 Ekim 2015, zamanları aşan bir takvim olarak hepimizin zihninde kanayan bir yara olarak her zaman bilinecek ve büyük bir lanetle de anılacak bir eylemin tarihidir. O gün Ankara'da 102 vatandaşımızı maalesef kaybettik, 417 vatandaşımız da yaralandı. O terör saldırısından sonra bu eylemi kınıyor olmakla beraber olayın üstüne ciddi bir şekilde gitmek suretiyle her türlü hukuki ve idari soruşturmayı açarak faillerin yakalanması konusunda da büyük bir gayreti ortaya koyduk. AK PARTİ dönemi, daha öncekilerde olduğu gibi faili meçhullerin olduğu günlerin yaşandığı dönemlere sebep olmadı hiçbir zaman. O sebeple, bu olayın da üstesinden gelmek ve faillerini bulmak için hem idari hem de hukuki takibata da başlamış olduk.
Değerli arkadaşlar, o günleri hep beraber hatırlayalım. Olay sonrasında Sayın Başbakanımız bu olayın milletimize, birlik ve beraberliğimize, demokrasimize kastettiğini, herhangi bir siyasi partiye, herhangi bir camiaya değil, topyekûn ülkemize ve milletimize karşı yapıldığını, o sebeple de hep beraber bu olayın telin edilmesi ve bu olayın amaçladığı psikolojik ortamın kısa sürede dağıtılarak topyekûn bir seferberlikle teröre karşı bir ortak mücadele yapılması konusundaki hassasiyetlerimizi de kamuoyuyla paylaşmış idi. Tabii, o günlerde bu olay sonrasında hemen "Devlet bombayı patlattı." diyenleri ve yine bu olaydan ve mitingden sonra tekrar miting tertip ederek "Belki sizi koruyamadık ama hesabınızı soracağız." diyerek bir şekilde bir siyasi mühendislik yapma gayretinde olanları da kamuoyu ve milletimiz yakından takip ederek bu konularındaki hassasiyetlerini de ortaya koymuştur.
Değerli arkadaşlar, bu tür olaylar farklı ülkelerde de meydana geldiğinde hem siyaset kurumu hem partiler hem medya hem sivil toplum kuruluşları topyekûn, iktidarıyla, muhalefetiyle birlik olmak suretiyle hep beraber bir duruş ortaya koyuyor ve terörün üstesinden gelmek için birlik mesajı ortaya koyuyor. Oysa o günlerde "Bir deklarasyon yayınlayalım, hep beraber teröre karşı bir bildiri ortaya koyalım." denildiğinde bu konuda kimlerin "Evet." dediği, kimlerin "Hayır." dediği de yine milletimizin ve kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmiştir.
Değerli dostlar, teröre karşı her zaman yerli ve millî olmak durumundayız "ama"sız ve "fakat"sız, kimden gelirse, kime gelirse, nereden gelirse, nereye gelirse, aidiyetine, mensubiyetine bakmaksızın mutlaka teröre karşı hep beraber mücadele etmek durumundayız. Tabii, terörün görünürdeki faillerinin önünde-arkasında, uzağında-yakınında veya üstünde farklı birtakım denklemler içerisinde birtakım oluşumların olduğu ve bu oluşumlar sebebiyle de o günlerde bu tür eylemler sonrası birtakım devlet yetkililerimizin kokteyl bir terör örgütü veya eylemi şeklinde nitelendirmesi de bu terörün çok daha kaotik, uluslararası boyutları olan ve bir zaman bazen birbirlerini kullanan ve maşa olarak birbirlerini kullanmaktan çekinmeyen bir kanlı ve kandan nemalanan örgüt olması gerçeğini de değiştirmemektedir.
Değerli dostlar, Türkiye küresel güçlerin hedefindedir. Çünkü Türkiye hem bölgesinde hem de dünyada halkların doğal değişim taleplerinin gerçekleşmesini istemektedir. Yine ülkemiz her türlü eyleminde, her türlü politikasında insani ve vicdani davranmaktadır. AK PARTİ ve Türkiye milletin, garibin ve ümmetin umududur. Her türlü haksızlığa, her türlü zulme karşı durmakta, zalimin karşısında hakkı ve adaleti savunabilmektedir. Dünyanın neresinde olursa olsun adaleti, hukuku savunan ve zalimin karşısında duran bir ülke ve partidir. Bu sebeple Türkiye'de zaman zaman birtakım terör eylemleriyle hem iç siyaseti dizayn etmek hem de Türkiye'nin uluslararası görünürlüğüne eksi not düşürme katkısı ve gayreti içerisinde birtakım terör yapılanmalarının eylem içerisinde olduğunu da biliyoruz.
Terör örgütleri, ismi ne olursa olsun, DAİŞ'i, PKK'sı, PYD'si, hepsi bir şekilde tasarlanmış travmalar üzerine inşa edilen proje yapılanmalardır. O sebeple, bunların bir şekilde kaos oluşturmak, bir şekilde kendi ajandalarındaki takvimi gerçekleştirmek ve emellerine ulaşmak için farklı planlarını tertip etmek ve bu anlamda da bu uluslararası istihbarat örgütlerinin emellerine destek vermek için yaptıkları eylemler karşısında millî ve yerli duruşumuzu her daim muhafaza etmek durumundayız. Özellikle ülkemizin komşuları üzerinde ve bölgemizde sınırların yeniden dizayn edilmeye çalışıldığı birtakım yönetimlerin devamına veya sonlandırılmasına ilişkin birtakım hesapların yapıldığı bu günlerde ülkemizin bu tür konulardan uzak kalmasına sebep olması amaçlanarak terör eylemleriyle birtakım sıkıntılı zaman dilimleri oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Değerli dostlar, kıymetli milletvekilleri; tabii ülkemizin büyüyen, gelişen, dönüşen güçlü olma idealine dönük bu adımlarını hiç kimse durduramayacak ve bu konuda da başarılı olamayacaktır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti istiklalini, istikbalini muhafaza etme gayretinde olan ve bunun için de her türlü terörün üstesinden gelecek gücü, kuvveti, kudreti kendisinde hisseden güçlü bir devlettir. Bu mücadelenin, samimi yapılması gereken ve bu samimi mücadele içerisinde de herkesin aynı şekilde katkı vermesi gereken bir mücadele olduğu da bilinmelidir.
Bugün önergeyle karşımıza gelen terör olaylarının araştırılmasıyla beraber yine aynı şekilde 17 Şubatta 29 vatandaşımızın katledildiği Ankara saldırısına ve yine 17 Martta 35 vatandaşımızın öldüğü saldırıya ilişkin de aynı hassasiyetin gösterilmesi ve bu konuda da yapanların PKK veya üstlenenin TAK olmasına bakılmaksızın aynı hassasiyette, aynı duyarlılıkta terörle ilgili kanaatlerimizi ortaya koymak durumundayız.
Değerli dostlar, bizim terörle, teröristle aynı kefeye konulma çabaları hem uluslararası birtakım dengelerin hem de onların yurt içindeki birtakım maşalarının ve uzantılarının kendi kursaklarında kalacak basit bir hevesleridir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, ismi ne olursa olsun her türlü terör örgütüne karşı net bir tavır ortaya koymuştur. Bu anlamda bizim durduğumuz yer son derece açıktır. Nereden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin teröre karşı büyük bir mücadele azmi ortaya koymak durumundayız ve onu yapıyoruz. Bu saldırı sonrasında da her türlü takibat yapılmış, 21 gözaltı yapılmış, 14'ü tutuklanmış, faili olduğu bilinen 1 kişi Gaziantep'te ölü olarak ele geçirilmiştir. DAİŞ'le mücadelede 30 Eylül 2013 tarihinde Bakanlar Kurulunda, terör örgütü olduğuna dair bir karar alınmış, bununla da sınırlı kalınmaksızın her türlü koalisyon güçlerine bu konuda katkı sağlanmış, sınır dışı edilmiş, yakalananlar hukuk önüne çıkarılmış, yargılanmış, tutuklanmıştır. O sebeple, bizim bu konulardaki samimiyetimizi ölçmek, tartmak hiç kimsenin haddi ve hakkı değildir.
Değerli dostlar, biz terörle mücadelemizde birileri gibi "Senin teröristin, benim teröristim." diye ayrım yapmıyoruz ve yine birileri gibi birtakım eylemleri masum gösterip birtakım eylemlerin üzerine gitmiyoruz. Biz yine birileri gibi, ilk canlı bomba -30 Haziran 1996'da Tunceli'de gerçekleştirilen- PKK militanı "Zilan" kod adlı kişiyi kahramanlaştırarak, onun üzerinden anma programları yapmıyoruz ve bir kahramanlık hikâyesi üretmeye çalışmıyoruz. O sebeple, elimizi vicdanımıza koyalım, her türlü siyasi mülahazadan uzak olarak teröre, teröriste karşı topyekûn ve ortak gür ve hür bir seda çıkararak, üstesinden gelmek için de samimi bir gayret ortaya koyalım diye temenni ediyor ve yine bu haftaya denk gelmesi açısından, "Bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir." diye kabul etmek suretiyle her türlü terör ve terörizmi lanetlediğimizi ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)