| Konu: | Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 19.04.2016 |
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tabii, Alman televizyonlarında DEAŞ terör örgütüyle irtibatlı bazı kadınlarla köle ticareti yapıldığına ilişkin iddialar bugün gazetelerde yer aldı. Bunun üzerine "Konu nedir?" diye biz de bu konuya bir bakılmasını arkadaşlarımıza söyledik.
Bizim, tabii, yargıda olan her konuyu takip etme imkânımız yok, bilme imkânımız da yok çünkü soruşturmaları yargı yapıyor ve bunlar gizli, bizim bilebilme imkânımız yok ancak medyaya yansıdıktan sonra, sizin gibi değerli milletvekillerimizi bilgilendirmek maksadıyla, ne var ne yok, neden bunlarla ilgili serbest bırakma oldu veyahut da bir ceza verilmedi diye biz bunlarla alakalı bilgi ediniyoruz.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Çeviriler on gün sonra verildi.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Şimdi, bunu, tabii, bizim mahkemeye sorma hakkımız yok, yetkimiz de yok. Tabii, soruşturmayı yapan ve burada kararı veren sulh ceza hâkimliği veya yargılama yapılıyorsa mahkemesi. Dolayısıyla, bizim onunla ilgili tabii, bir etki yapma veya "Bunu neden böyle yapıyorsun?" deme hakkımız yok, keşke olsa. Benim de sizin gibi rahatsız olduğum bir sürü konu var. "Niye bu iş böyle oluyor?" diye sorarım. Şimdi, Adalet Bakanı olarak bunu sorduğumda suç, sormadığımda da suç. Bizim burada gerçekten...
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Bakan, diğerlerine soruyorsunuz ama.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Yok, hiçbir tanesine bizim böyle bir soru sorma hakkımız yok, yetkimiz yok, denetimimiz yok ama Meclisimizi bu konuda doğru bilgilendirme görevimiz var. O bilgilerin tamamı geldiğinde de biz sizi doğru bir şekilde burada bilgilendireceğiz. Ama köle ticareti veya başka şekilde kim, ne gibi bir suç işliyorsa, bunun cezası neyse bunu alması lazım.
DEAŞ terör örgütü, eli kanlı bir terör örgütüdür, insanlık suçu işliyor, canavarca cinayetler işliyor. Böylesi bir terör örgütüne karşı mücadele herkesin görevi, ülkemizin görevi. Şu anda Türkiye cezaevlerinde 500 civarında DEAŞ terör örgütünden tutuklu insan var. Bir de ayrıca adli kontrolle serbest bırakılanlar var; bunların rakamına baktığınızda, binin üzerinde şu anda takip, adli kontrol ve tutuklu bulunan kişi var. Ayrıca da 24 tane de hükümlü var, cezası verilmiş, kesinleşmiş hükümlü var. DEAŞ terör örgütüyle etkili bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti, tıpkı eli kanlı PKK terör örgütüyle mücadele ettiği gibi mücadele etmektedir, bundan sonra da etmeye devam edecektir.
"Yargı yavaş işliyor." Doğru, gerçekten sıkıntılarımız var, yani bunu her zaman dile getiriyoruz.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - On beş günde karar var.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Yargının hızlandırılması için elimizden geleni elbette yapmamız lazım. Bakanlık olarak bu konuda ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Önümüzdeki günlerde ceza yargılaması, idari yargılama ve hukuk yargılamasında iş yükünü azaltacak ve vatandaşlarımızın hak arayışlarını daha kısa sürede sonlandırmasına yardımcı olacak 3 ayrı paketi Parlamentomuza sevk edeceğiz.
Ayrıca, bildiğiniz gibi, istinaf yargı yolu şu anda yürürlüğe giren yasalarla mevzuatımızın içinde yer alıyor ancak faaliyete geçmedi. Atamalar yapıldı. 20 Temmuz 2016'da istinaf faaliyete geçecek. Bunun anlamı şu: Ceza yargılamasında dosyaların yüzde 91'i, hukuk yargılamasında dosyaların yüzde 89'u, idari yargılamada ise dosyaların yüzde 80'i istinafta kesinleşecektir ve bu, yargılamayı çok hızlandıracaktır. İstinafın çalışma usulü içerisinde dosyada bir eksik, bir yanlışlık gördüğünde dosyayı bozup mahal mahkemesine gönderme durumu yok; yanlışı kendi düzeltecek, eksiği kendi tamamlayacak; vaka incelemesi, delil incelemesi, değerlendirmesi -keşif dâhil- gerek görürse hepsini kendisi yapıp, kararı ilk derece mahkemesi gibi esastan verebilecektir, bu da yargılamayı hızlandıracak son derece önemli bir adım olacak.
"Yargıda zaman yönetimi" diye bir sistem başlatıyoruz. Dava açan her vatandaşımıza, açtığı davanın kaç gün içinde biteceğine dair, davayı açtığı an kendisine bir belge verilecek. Savcılıklara şikâyette bulunan her vatandaşımıza, şikâyeti hakkında bir kararın ne kadar sürede verileceğine ilişkin ona da bir belge verilecek. Adli yargıda ve idari yargıda, Yargıtay, Danıştay, hepsinde, böylesi zaman bakımından da adliyelerin taahhütte bulunmasını sağlayan bir sistem kuruyoruz; inşallah, bu sistem de 1 Ocak 2017'den itibaren uygulamaya başlayacak. Daha pek çok adım var, tabii, bunların hepsini anlatmak, uzun, zaman alır; onu ifade etmek isterim.
Tabii, icra daireleriyle ilgili, yedieminlik ücretinin kaldırılması, böyle bir düşüncemiz yok, böyle bir çalışmamız da yok, doğru da görmüyoruz işin doğrusu.
Haczedilemezlikle ilgili konuda Bakanlığımızda bir çalışma var, o tamam olduğu zaman onunla alakalı bir detay bilgi vereceğiz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde, tabii, Türkiye'nin karnesi şu an iyi değil, yani bunu daha iyi yapmamız lazım, bunda hiç şüphe yok, ama Hükûmetimizin aldığı tedbirlerle bu karne olumlu olarak değişmiştir. 31/12/2012 tarihindeki Türkiye aleyhine derdest başvuru sayısını veriyorum; 16.876'dır. Bu rakam, 31/9/2015 tarihi itibarıyla 9.150 ve mart ayı başı itibarıyla da 8.600'dür.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen biraz sessiz olur musunuz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Yani ondan sonraki süreçte de artan dosyalar var. Biz bunu aşağı çekmek için ne yaptık derseniz, bireysel başvuru, ombudsmanlık, bunlar son derece önemli roller oynadı, yasalarımızdaki hak ihlallerini önleyecek düzenlemelerin yapılmış olması. Pek çok çalışma yapıldı. Adalet Bakanlığında İnsan Hakları Daire Başkanlığı kuruldu. Ayrıca, İnsan Hakları Tazminat Komisyonu kuruldu. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında yer alan ihlale konu hususların ortadan kaldırılmasına ilişkin bir eylem planı hazırlandı. Bu eylem planı çerçevesinde de çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Önümüzdeki süreç içerisinde bu trendin aşağıya doğru ineceğini tahmin ediyoruz.
Tabii, Terme ve Havza'daki felaketlerle ilgili büyük geçmiş olsun diyorum. Şu anda Bakanlık olarak bilebileceğim bir konu olmadığı için bunu ilgili arkadaşlarıma sizin adınıza ileteceğimi ifade etmek isterim.
İran Cumhurbaşkanıyla yapılan görüşmelerde ben heyetler arası görüşmede hazır bulundum. Heyetler arası görüşmede Türkiye ile İran arasındaki ticaretin artırılması, siyasi alandaki iş birliğinin güçlendirilmesi ve bölgesel sorunlar konuşuldu, turizm konuşuldu ve diğer alanlar konuşuldu. Bu konuların hiçbiri gündeme gelmedi. Türkiye-İran ilişkileri nasıl daha iyi olur, bunun üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Bunu ifade etmek isterim.
Tabii, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı fazla, ben de milletvekillerimizin bu değerlendirmesine katılıyorum. Ancak, denetimli serbestlik hakkını elde etmek için sürenin iki yıla çıkarılması konusu Bakanlığımız tarafından değerlendirildi, olumlu bir kanaatimiz yok burada. Şu anda, biliyorsunuz, şartla tahliyesine bir yıl kalan kişiler denetimli serbestlikten istifade edebiliyorlar. Biz bunu iki yıla çıkardığımızda bu şu anlama geliyor: Üç yıl hapis cezası alan bir kişi içeride belki bir gün, belki iki gün, belki en fazla bir hafta kalıp hemen çıkacak demektir. Şu anda Türkiye'deki işlenen suçların oranına baktığımız zaman, nihai cezaya göre bu tayin edildiği için, üç yıl, kamu düzenini bozan suçların neredeyse büyük bir çoğunluğu bu kapsamdaki cezaları gerektiriyor. Bu şu anlama gelir: Yani "Kamu düzenini bozan pek çok suça ceza vermeyin." anlamına geliyor. Yani, bunu tek tek suçlar bakımından sizler de değerlendirdiğinizde göreceksiniz. O yüzden, iki yıla çıkarılması üç yıl cezasızlık anlamına gelir. Bakanlık olarak da böyle bir çalışmamız yok. Böyle bir çalışma yapmayı doğru da görmüyoruz. Ben daha önce de açıkladım "Başka bir formül olabilir mi acaba?" diye, o tür bir arayışımız olduğunu söyledim ama şu ana kadar olumlu bir formül üretemedik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür ederim.
BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Diğer soruyu cevaplandırmadı.
BAŞKAN - Peki, bir soruya daha cevap verelim lütfen.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Gümüşhacıköy'le ilgili hadise son derece önemli. Ben duyarlılığınıza teşekkür ediyorum. Oranın geçici kabulü yapılmış, kesin kabulü henüz yapılmamış. Bununla ilgili biz bir kontrolör, Bakanlıktan müfettiş gönderdik. Müsteşar Yardımcımızı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürümüzü gönderdik. Bütün bu konu inceleniyor. Orada bu inşaatla ilgili denetimde görev alan kişiler dâhil kim varsa herkesle ilgili hem idari hem adli yönden tahkikat yapılacak. İhmali, kastı, kusuru olanlarla ilgili de gereken müeyyide uygulanacaktır. Yani, bu noktada kimsenin gözünün yaşına bakmayacağımızı bilmenizi isterim.
Teşekkür ediyorum.