| Konu: | Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 19.04.2016 |
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı'nın 2'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, önümüzde bulunan, görüşmekte olduğumuz tasarı birçok uluslararası sözleşmeyi ilgilendiren, ilintili kanun tasarısı. Böyle bir kanun tasarısını, gerekli görüşmeyi yapmadan, çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeden alelacele geçirme telaşındayız. Bakın, bu kanun tasarısını ilgilendiren sözleşmelerin bir kısmını okuyayım size: Ceza İşlerinde Karşılıklı Adlî Yardım Avrupa Sözleşmesi, Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi, Hükümlülerin Nakline Dair Avrupa Sözleşmesi, Ceza Yargılarının Milletlerarası Değeri Konusunda Avrupa Sözleşmesi; yani -daha devamı var- 15-20 sözleşmeyi ilgilendiren, onunla ilintili bir tasarı. Şimdi, biz bu kadar geniş sözleşmeyi ilgilendiren tasarıyı 38 maddeye indirgemişiz değerli arkadaşlar. Daha önceki tasarıda 200 madde olan tasarı 38 maddeye inmiş. Gerisini ne yapmışız? Gerisini Adalet Bakanlığının çıkaracağı yönetmeliğe bırakmışız.
Değerli arkadaşlar, bakın, bu kadar önemli, uluslararası iş birliği gibi önemli bir konuda ülkenin hangi işlemleri, ne şekilde, hangi şartlarla, hangi sınırlar içinde iş birliği kapsamına alacağını, yasama yetkisini kullanan Türkiye Büyük Millet Meclisinin belirlemesi gerekir. Yönetmeliğe bırakılacak hususların ise teknik konulardan ibaret olması gerekir. Bu kural karşısında, Anayasa'da yasayla düzenlenmesi öngörülen konularda yürütme organına genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi kanunilik ilkesine aykırıdır. Yürütmenin düzenleme yetkisi sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir. Bu nedenle, Anayasa'da öngörülen ayrık durumlar dışında, yasalarla düzenlenmemiş bir alanda yasayla yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi verilemez. Bu, Anayasa'nın 7'nci maddesine aykırıdır. Bu aykırılığı bile bile bunu yapmakta ısrar ediyorsunuz. Biraz önce, Adalet Bakanı böyle bir hakkın olduğunu, yönetmelik çıkarılabileceğini söyledi. Evet, yönetmelik çıkarılabilir ama söylediğimiz şartlarda. Eğer böyle bir uygulama olacaksa 38 maddeye de gerek yok, yasanın 1'inci maddesini yazalım, gerisini "Adalet Bakanlığının çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir." deyip geçelim; bu kadar konuşmaya, alt komisyona, esas komisyona ne gerek var? Verelim Adalet Bakanlığına, hepsini yönetmelikle düzenlesin. Arkadaşlar, bu doğru bir yöntem değil. Bu yöntem Anayasa'ya da aykırı, kanun yapma ilkesine de aykırı.
Biraz önce, sayın grup başkan vekili, burada, Karaman'daki olayla ilgili saydı, dedi ki: "Komisyon kuruldu, şu yapıldı, bu yapıldı." En sonunda "Samimiyet gerekir." dedi.
Değerli arkadaşlar, o komisyonun kurulmasına kamuoyundaki baskı nedeniyle karar verildi, buradaki baskılar nedeniyle. Sizin asıl samimiyetiniz ne zaman çıkacak ortaya biliyor musunuz? "Karaman'daki yurtlarla ilgili bilgim yok." diyen Valinin, bugün medyada, gazetelerde boy boy gösterilen Karaman Valisinin o yurtlara yardım yaptığı anlaşıldı. Eğer siz o Vali hakkında, o Millî Eğitim Müdürü hakkında bir işlem yaparsanız sizin samimi olup olmadığınızı anlayacağız değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Öyle, samimiyeti bir kelimeyle sınırlamayın, samimiyet bu işin bataklığını kurutmaktır. Bu ülkede bu ve buna benzer kaç tane yurt var, bu yurtlarla ilgili araştırma yapıyor musunuz, buna göz yuman valiler hakkında soruşturma yapıyor musunuz, yapmıyor musunuz; hodri meydan, samimiyetinizi görelim.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)