| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 20.04.2016 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; intiharı konuşuyoruz. Dünyada intihar olgusu, son yıllarda, ciddi bir sorun olarak Dünya Sağlık Örgütü tarafından acil olarak, önemli oranda ilgi gösterilmesi gereken bir sorun olarak tanımlanmıştır.
Şimdi, bakıldığında, Türkiye'de son günlerde, son zamanlarda, son yıllarda intihar vakalarının arttığını görüyoruz. Bu araştırma önergesinin aleyhinde konuşan iktidar partisi milletvekili hatip bu araştırmaya gerek olmadığını söylüyor. Ama, biraz sonra vereceğim istatistiki değerlere bakıldığında, gerçekten araştırılması... Veya bir başka araştırma grubunun, tamamlanmış bir araştırma grubunun içerisine sokularak bu işin halledilebileceğini düşünüyor ama aslında öyle olmadığını hepimiz görüyoruz.
Arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 17'nci maddesine göre herkes yaşama hakkına sahiptir, bir defa, Anayasa'yla herkesin yaşam hakkı garanti altına alınmıştır. Peki, Anayasa'nın 56'ncı maddesi ne diyor? "Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlar." Demek ki toplumda beden sağlığında, ruh sağlığında bir değişimin olduğu açık ve net görülüyor, intihar vakalarının arttığını görünce bunu çok rahatlıkla tespit edebiliriz.
Şimdi, bununla ilgili ben bir Meclis araştırması önergesi vermiştim bundan iki ay önce, verme gerekçem aslında kendi kentimdeki, Kocaeli'deki intihar vakalarının araştırılmasıydı. Gerçekten, biraz evvel, yine bu araştırma önergesini getiren hatip arkadaş Kocaeli'den örnek vererek bu açıklamalarını yaptı burada. Evet, Kocaeli'de ciddi anlamda intihar vakaları var, konuşmamın içerisinde bunları da oransal olarak söyleyeceğim.
Dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon kişi intihar nedeniyle ölüyor. Bu da her kırk saniyede 1 ölümün gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Yani, dünyada her kırk saniyede 1 kişi intihar ederek hayatına son veriyor. İntihar gençler arasındaki ölümlerin ikinci büyük nedeni olarak görülmektedir. Ülkemizde durumun ciddiyeti artmakta ve intihar vakaları artmaya devam ediyor. TÜİK verilerine göre, 2011 yılında 2.677 kişi intihar ediyor, 2013 yılında 3.189 kişi, 2014 yılında 3.065 kişi olarak tespit ediliyor.
2014'ün rakamlarına baktığımızda, bu ölen, intihar eden vatandaşlarımızın yüzde 47,7'si evli, evli vatandaşlarımız intihar ediyor. Evli vatandaşlarımızda intihar sebebinin bu kadar yüksek olmasının nedenleri bir defa tespit edilmeli. Hani kurdunuz ya boşanmayla ilgili bir komisyon, çalışmalarını tamamlıyor, "Bunun içinde intihar da var." deniliyor. Sadece boşanma değil, boşanmamışlardan, evlilerden bahsediyoruz bu oranda. Ne oluyor Türk ailesinin içerisinde ki bu kadar evli vatandaşımız intihar ediyor? Bu çok önemli bir soru.
Yine, 2014 yılı verilerine göre, intihar edenlerin yüzde 74'ü erkek, yüzde 25'i kadın. Acaba, işte evli vatandaşlarımızdaki intihar oranının yüksek olması, erkeklerdeki intihar oranının yüksek olması, sizin ülkeyi soktuğunuz ekonomik cendere ve sıkıntı içerisindeki bir neden-sonuç ilişkisi olabilir mi acaba? Bunu iyi düşünmek lazım.
Yine, TÜİK verilerine göre, bu intiharların yüzde 53'ünün nedeni bilinmiyor, bu da garip. Yani vatandaşlarımız intihar ediyor, Anayasa'nın 17'nci ve 56'ncı maddelerinde yaşam hakkı tanımlanmış ama devlet bu intihar nedenlerini bilemiyor!
Şimdi, seçim bölgem Kocaeli'den örnek vereceğim çünkü ben de bu araştırma önergesini Kocaeli için vermiştim başlangıç itibarıyla. Yine, TÜİK verilerine göre, Kocaeli'de 2010 yılında 39 kişi, 2011 yılında 43 kişi, 2012 yılında 55, 2013 yılında da 58 ve 2014 yılında 54 vatandaşımız intihar sonucu hayatlarını kaybetmiştir. Bu konuda 24'üncü Dönemde, 2014 yılında Meclise bir araştırma önergesi verdiğimi söyledim, ciddi olarak araştırılması gerektiğini de belirtmiştim ancak maalesef, gündeme alınmadı. O günden bu yana, yalnızca Kocaeli'de değil ülke genelinde intihar vakalarının artış göstermeye devam ettiğini hep birlikte izliyoruz. Bu dönemde de geçtiğimiz mart ayında bir araştırma önergesiyle tekrar sorgulayalım, araştıralım dedim. Önergeyi vermiş olduğum 24 Mart 2016 tarihine kadar, sadece üç ay içerisinde, bakın 24 Mart 2016'dan bugüne, üç ay içerisinde 13 vatandaşımız intihar ederek hayatına son verdi. Bu intiharların yaş aralığına baktığınızda hayatlarının baharında olan gençlerimiz görülmektedir. Yaş aralıklarının 18 ile 26 yaş olması şapkamızı önümüze koyup bir kez daha düşünmemiz gerektiğini gösteriyor.
Bakın, dün yine, Kocaeli'de, 23 yaşındaki bir gencimiz kendisini asarak yaşamına son verdi ve sosyal paylaşım sitesinden bir not bıraktı. Notunda şöyle diyor: "Evet, zamanı geldi arkadaşlar. Bu benim son paylaşımım. Beni seven sevmeyen kim varsa, üzdüğüm, istemeden kırdığım kim varsa şimdi hepsinden helallik istiyorum. Hakkınızı helal edin bana. Annem, babam, ağabeyim, amcalarım, kuzenlerim, arkadaşlarım, canlarım, sevdiğim, hepiniz Allah'a emanet olun. Tanıdığınız neşeli Yılmaz artık yok, uzunca bir yolculuğa çıkıyor hem de hiç dönmemecesine çıkıyor. Hepinizi çok, hem de çok seviyorum. Affedin beni. Haklarınızı helal edin." diyor bu 23 yaşındaki genç kardeşimiz.
Ya, bu kadar hayattan ümidini kesmesinin, "neşeli Yılmaz" diye tarif edilen bu genç kardeşimizin hayattan bu kadar ümidini kesmesinin nedenlerini bilmek zorundayız arkadaş.
Evet, sadece bu gencimiz değil, son on beş günde 6 intihar olayı meydana geldi. 9 yaşında bir kızı olan 37 yaşında bir anne intihar ediyor ve kızı buna şahitlik ediyor. Nedir bu anneyi intihara götüren nedenler? "Psikolojik nedenler" denilip geçilmeye kalkılmamalı, eğer öyle olsa ülkemizde antidepresan kullananların sayısı 26 milyon olur arkadaşlar ve her 4 kişiden 1 kişi depresyon geçirerek intihar vakasına meyledebilir. Demek ki bunun nedeni psikolojik değil, buradan bakmak lazım.
Şimdi, çalışanlara baktığımızda, işçi intiharlarına baktığımızda, 2013 yılında 15 kişi, 2014 yılında 25 kişi, 2015 yılında 59 kişi yani işe bağlı ölümlerin sayısı 99.
Son üç yılda intihar eden emekçilerin intihar sebepleri şöyle: 31 kişi borçları nedeniyle, 14 işçi mobbing nedeniyle, 35 işçinin de neden intihar ettiği bilinmiyor. Evet, iş yerinde köleleştirdiğiniz, yeniden getireceğiniz o kölelik yasalarıyla intihar vakalarının artmasına da neden olacağınız, bu rakamlardan çok net bir şekilde görülüyor.
Borçlara sıra gelince: Hani meşhur "Asgari ücreti 1.300 lira yaptık, hayat kurtarıyoruz, artık 3 çocuk yapabilirsiniz." mantığıyla baktığınız bir olay var ya, işte bir süre sonra o çocuklarını eğitemediği zaman, o çocuğunu hukuk fakültesine yollayamadığı zaman, eczacı yapamadığı zaman, tıp fakültesine yollayamadığı zaman -hani "3 çocuk" dediği zaman- onlara gemiler alamadığı zaman bir süre sonra borçlanıyor ve intihar etmeye başlıyor gençlerimiz, işçilerimiz arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Demek ki psikolojik sebepten dolayı son yıllarda intihar vakalarının artması bir ruhsal problem değil, AKP'nin Türkiye'de yaratmış olduğu ekonomik buhranın sonuçları olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz diyorum.
Eğitime baktığımızda, bu arkadaşların yüzde 25'inin ilkokul mezunu, yüzde 19'unun lise ve dengi okul mezunu olduğunu ve okuryazar oranının da yüzde 10,6 olduğunu görüyoruz.
En çok intihar edilen iller sıralamasına baktığımızda, Tunceli 1'inci sırada geliyor. Tunceli'de intihar olmamalı! Tabii, ekonomik olarak kendini geliştirmiş, hiçbir sıkıntısı olmayan vatandaşlarımızın yaşadığı bölge olarak düşünebilirsiniz orayı. Hemen peşinde Bingöl var, hemen peşinde Edirne var, hemen peşinde Sinop var ve Kırşehir var. Bu kentlere baktığınızda, hepsinin işsizlik oranlarında Türkiye'nin ilk sıralarında yer aldığını görüyorsunuz. Bu kentlere baktığınızda, insanların geçim sıkıntısı yaşadığını... O yaş gruplarını zamanım yetmediği için veremeyeceğim. 15 ile 29 arası yaş gruplarındaki intihar oranlarının en yüksek olmasının bir gerekçesi de bu arkadaşlar. Evlenmek istiyor, yuva kurmak istiyor, çocuklarını eğitmek istiyor ama yarattığınız şartlarla, köle hâline getirdiğiniz insanlarla bunun gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını görüyoruz.
Öğretmenlerden örnek vermek istiyorum. 13 öğretmenimiz, tarafınızdan atanmayan öğretmen kardeşlerimiz intihar etti. Ama, Bakan ne dedi? "Şov yapmak için intihar ediyorlar." dedi. Böyle bir yaklaşım Türkiye'deki insanın ruh sağlığını bozmak için yeter de artar diyorum.
Bu önergenin, bu Meclis araştırmasının desteklenmesi gerektiğini söylüyor, hepinize sevgiler saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)