GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:78
Tarih:22.04.2016

ERKAN HABERAL (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yarım bırakmıştım, o zaman fıkramla başlayayım.

"Avrupa Birliği, samimiyet..." dedik, "samimiyet sınavı" dedik, Avrupa Birliğinin ne olduğunu anlatalım: Yeni doğmuş bir tavşanın ve yılanın bir hikâyesi var. Henüz gözleri açılmamışken tavşan ve yılan karşılaşırlar, kim olduklarını tanımak için de birbirlerine dokunurlar. Yılan, tavşana dokunur "Sıcak kürkün var, bıyıkların var, uzun kulakların var sen tavşan olmalısın." der. Yılana pençeleriyle dokunan tavşan da "Kaygansın, yerde sürünüyorsun, çatallı bir dilin var, omurgan yok sen Avrupa Birliği olmalısın." der. Siz bunu her şeye uyarlayabilirsiniz. Avrupa Birliği, Milliyetçi Hareket Partisinin gözünde budur, daha önce de böyleydi, bugün de aynıdır.

Değerli milletvekilleri, terörün dini, milliyeti, yöresi ve ülkesi yoktur. Terörist eylemler utanç verici, aşağıların da aşağısı bir saldırganlık örneğidir. İnsan hayat ve varlık haklarına yönelik eylemler bir katliamdır, insanlık suçu ve ayıbıdır. Siyasi mücadele ve araçları şiddet ve şiddet vasıtalarından tamamen farklı mahiyet taşımaktadır. Bu bakımdan terör bir siyasi faaliyet değil meşruiyeti olmayan, ahlaki değer taşımayan rezil bir yöntemdir. Terörist ise insanlık düşmanı canilerin kolektif adıdır. Ama ne zaman? Avrupa Birliğine dokunduğu zaman. Dolayısıyla terör örgütlerinin boyutlarıyla eylem alanlarının biçimlerinin niteliği terörizm gerçeğini değiştirmeyecektir. Terörü uluslararası siyasetin bir aracı olarak görmek, terörü uluslararası hâle getirmek ve cinayetleri yaygınlaştırmak anlamını taşımaktadır. Terör dünya çapında bir tehdit ve insan hayatına yönelmiş yok etme eylemi olduğu için teröre karşı uluslararası müeyyidesi olan bir siyasi, hukuki ve pratik eylem zemini oluşturmaya ihtiyaç vardır. Terörü destekleyen ülkelere karşı uluslararası toplum yaptırımlar uygulamalı, terör suçlularını insanlık suçlusu ilan edip bireysel suçların dışında bütün insanlığa karşı işlendiği için bu eylemlerden dolayı da ayrıca yargılanmalıdır.

Avrupa Birliğinin bu alandaki lekeli ve utanç verici sicilinin satır başları vardır. Kopenhag Kriterleri ve Avrupa normları adı altında PKK terör örgütünün siyasi taleplerinin sözcülüğünü ve Türkiye nezdindeki takipçiliğini yapan Avrupa Birliği üyeleri kırmızı bültenle aranan PKK yönetici ve militanlarına kucak açmıştır. Bunlara kendi topraklarında rahatça faaliyet göstermeleri için resmî himayeleri altına almışlardır. El Kaide ve benzeri yabancı terör örgütlerine, militanlarına karşı göz açtırmayan sert tedbirlerini tereddütsüzce uygulayan, finans kaynaklarını kesen, örgütlenmelerini ve faaliyetlerini çökerten Avrupa Birliği ülkeleri her ne hikmetse aynı kararlılığı PKK konusunda göstermemiştir, PYD konusunda göstermemiştir, sadece göstermelik olarak birkaç tane militanın iadesiyle yetinmişlerdir. PKK ve Türkiye orijinli diğer terör örgütlerinin yönetici kadrosu uzun yıllardır Avrupa Birliği ülkelerinde resmî koruma altında barınmakta, bunların yayın organları, Kopenhag Kriterlerinin ve AB normlarının sağladığı özgürlük ortamında açıkça terör propagandası yapmaktadırlar. Sadece, Belçika temyiz mahkemesinin DHKP-C örgütü ve Sabancı suikastı sanıkları hakkında verdiği utanç verici karar bile Avrupa'nın çirkin yüzünü gösteren bir ibret vesikası olmuştur. Ülkeleri, ülkemizi kan gölüne çeviren her türlü eylemi yapan bütün teröristlerin neden olduğu eylemler kendi başlarına geldiği zaman terörist muamelesi yapmıştırlar. Bugün bunun için de müsaadenizle aslında bir latife yapayım. Bu konuyu en iyi canlandıran siyasi latife bir sarhoş adam benzetmesi bence; Avrupa Birliğinin terörle mücadelesi için bence önemli bir şey, denk geliyor birbirine.

Sayın Başkanım, otuz saniyem dünden var.

BAŞKAN - Efendim, anlamadım?

ERKAN HABERAL (Devamla) - Otuz saniye alacağım var dünden, onu hatırlattım.

BAŞKAN - Ben hiç hatırlamıyorum öyle bir şey.

ERKAN HABERAL (Devamla) - Bir sarhoşun sokak lambası direğine sarılmasına benziyor Avrupa Birliğinin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Efendim, bir fıkra anlatıyor.

BAŞKAN - Sayın Haberal, başka bir sefere. Hep fıkra anlatırken böyle süreniz bitiyor, başka sefere kalıyor. Onu da başka bir maddeye bırakalım.

ERKAN HABERAL (Devamla) - Efendim, böyle öğrettiler. Sayın Başkanım, böyle öğrettiler, "Sona ayır." diye.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Haberal.

ERKAN HABERAL (Devamla) - Efendim, bu konuyu en iyi canlandıran bir latife dedim, sarhoş adam benzetmesi. Avrupa Birliğinin terörle mücadele için adli iş birliği içine girmesi, bir sarhoşun sokak lambası direğine sarılmasına benziyor; aydınlanmak için değil ama ayakta durmak için. Avrupa Birliği de ayakta durmak için Türkiye'ye sarılmıştır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)