GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/225) esas numaralı Çocuk Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/26) münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:81
Tarih:26.04.2016

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisine doğrudan gündeme getirmiş olduğumuz Çocuk Koruma Kanunu'nda geçen ibarelerin tamamı gerek Ceza Kanunu'muzda geçen... Polis ve soruşturma aşamasında, savcılık aşamasında, önceki soruşturmalarda "şüpheli" dediğimiz kişiye dava açıldıktan sonra, iddianame düzenlendikten sonraki aşamada "sanık" diyoruz. Ancak Çocuk Koruma Kanunu'nda, her aşamasında "suçlu çocuk" ibaresi kullanılmakta. Çocuk Koruma Kanunu'ndaki "suçlu çocuk" ibaresi, gerçekten, kabul edilebilir bir durum değil. Bu, mevcut olan Anayasa'mızın 10'uncu maddesindeki "eşitlik" ilkesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesine, Anayasa'mızın 38'inci maddesi uyarınca "Mahkûmiyet kesinleşinceye kadar herkes masumdur." ilkesine aykırıdır. Bu sebepten dolayı, Çocuk Koruma Kanunu'nun 1'inci, 2'nci, 3'üncü, 4'üncü, 5'inci, 6'ncı, 7'nci, 8'inci, 9'uncu, 10'uncu, 11'inci maddesi ve buralarda geçen "suça sürüklenen" kavramının "suça sürüklendiği şüphelenilen veya iddia edilen" şeklinde değiştirilmesini biz -saydığım kanun maddelerinden- talep ediyoruz. Bu konuda destek vermenizi istirham ediyorum.

Sayın Meclis Başkan Vekili biraz önce burada Meclis Başkanının açıklamasını, basın açıklamasını okudu. Ne diyor: "Efendim, Anayasa'da laiklik tanımı yok." Sayın Başkan, siz de hukukçusunuz, ben de hukukçuyum, Anayasa'da demokrasinin tanımı var mı, yazıyor mu; Anayasa'da hukuk devletinin tanımı yazıyor mu; Anayasa'da insan haklarının temelinin tanımı yazıyor mu? Değerli arkadaşlar, Meclis Başkanı bunu bilerek ve isteyerek -şimdi, hâlen geri adım atmış değil- "Efendim, burada tanımı yok, tarifi yok..."

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Verdiğin kanun teklifi üzerinde konuş.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Hepiniz hukukçusunuz, içimizde çok hukukçu arkadaşımız var. Anayasa'da demokrasinin tanımı yok. Eğer laikliğin tanımını istiyorsanız 24'üncü maddenin ikinci fıkrasında tanımı var. Burada demokrasinin tanımı var mı Sayın Başkan? "İyi ki yapmıştır." diyorsunuz siz, hakikaten bu açıklamanız daha kötü oldu.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Var mı, yok mu?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Değerli kardeşlerim, bakın, siyasi partiniz, mensubu olduğunuz iktidar partisi, 2008 yılında laik rejimin eylemsel anlamda yıkım odağı hâline geldiği için Anayasa Mahkemesi tarafından idari para cezasıyla tescillendi ve bu kesinleşti ve siz hâlen aynı yoldasınız, siz hâlen laik rejimle mücadele peşindesiniz.

Bakın, bir açıklamanızda "Efendim, yeni bir tanımlama yapılsa inanç ve vicdan özgürlüğü güvence altına alınmış olacak..." Bu külliyen yalan. Gayet rahat, Anayasa'mızın laik devlet ilkesi din hürriyeti açısından, din ve devlet işleri açısından, ayrılığı açısından iki ayrıma tabi tutuyor. "İnanç hürriyeti sınırsızdır." diyor Anayasa'mızın 24'üncü maddesinin birinci fıkrası, "İnanç hürriyeti sınırsızdır." diyor Anayasa (24/1). Meclis Başkanı ne diyor: "Efendim, daha iyi güvenceye alınacak." Zaten Anayasa'mızın 24'üncü maddesi inanç özgürlüğünü sınırsız olarak güvence altına almış. Geliyoruz, Anayasa'mızın 24'üncü maddesi ibadet özgürlüğünü sınırsız getiriyor ve Anayasa'mız ibadet özgürlüğünü sınırsız getirdiği hâlde hâlen siz burada takiye yapıyorsunuz. Bu takiyeniz düşmüştür değerli kardeşim.

Din ve devlet işlerinin ayrılığındaki kasıt devletin resmî dinî olmamalıdır. Devlet her inanca eşit mesafede olmalıdır. Devlet bütün dinler karşısında tarafsız olmalıdır. Devlet bütün din mensuplarına eşit davranmalıdır. Devletin din kurumları ile devlet kurumları birbirinden ayrı olmalıdır. Hukuk kuralları din kurallarına uymak zorunda olmamalıdır. Burada aslında AKP'nin buna sessiz kalması aslında içindeki özlemi olan onun taşeronluğunu yaptı Meclis Başkanlığı. İşin doğrusu bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECİP KALKAN (İzmir) - Yok öyle bir şey ya.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Burada sükût ikrardan gelir, sizin susmanız. "Meclis Başkanlığı her ne kadar tarafsızdır." diyorsunuz, "Kendi düşüncesidir." diyorsunuz. Benim konuşmalarım nasıl Cumhuriyet Halk Partisini bağlıyorsa Meclis Başkanının konuşması da sizi o kadar bağlar.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)