GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 27 Nisan e-muhtıra olayının Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçtiğine ve e-muhtıra konusunda siyasal parti temsilcilerinin, aydınların, entelijansiyanın tutumuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:82
Tarih:27.04.2016

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dünyada demokrasi tarihi uzun, yorucu, uzun soluklu bir yolculuk olarak seyreden bir geçmişe sahiptir. Aynı şekilde bizim tarihimizde de böyledir. Mutlakiyetten meşrutiyete, meşrutiyetten cumhuriyete, tek partili yaşamdan çok partili yaşama geçiş son derece yorucu ve uzun soluklu bir sürecin diğer adıdır. İronik bir şekilde hatırlarım ki, Sevgili Hocam Profesör Kemal Karpat'ın kitabının başlığını da teşkil eden Türk Demokrasi Tarihi, aynı şekilde 60'lı yıllarda üniversitelerde ders kitabı olarak okutuluyorken toplatılmış ve aslında Türk demokrasisinin nasıl bir seyirden, nasıl bir güzergâhtan geçtiğini gösteren bir tablo olarak ortaya çıkmıştır.

Bundan dokuz yıl önce bugün meydana gelen 27 Nisan e-muhtıra olayı ise tarihimize, Türk demokrasi tarihine bir kara leke olarak geçmiştir. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve postmodern darbe olarak adlandırabileceğimiz 28 Şubat darbelerinden sonra bu sefer de 27 Nisanda bir gece yarısında, burada detaylarını vermeme gerek olmayan bir açıklamayla bir e-muhtıra olarak karşımıza çıkmıştır. Bu, çok kötü bir tablo olarak karşımıza çıkmıştır ve doğrusu, ülkemizde de büyük bir aksülamel ortaya çıkarmıştır, önemli etkileri olmuştur. Sadece burada yazılanlar, bu muhtırada yer alanlar değil ama ondan daha önemlisi ertesi gün hükûmet tarafından ortaya konan iradeyle, açıklamayla, yapılan, ortaya konan tablo çok daha önemli ve değerlidir. İşte bu da tarihimize -nasıl diğerleri bir kara leke olarak geçen sayfalarsa- ak bir sayfa olarak, bir şeref levhası olarak geçmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Çakır.

COŞKUN ÇAKIR (Devamla) - Tabii ki, bir başka önemli husus da -çok uzun konuşmamız lazım bunu ama bugün burada yeri değil, daha da konuşacağımıza eminim bugün ve takip eden günlerde- o saatten sonra siyasal parti temsilcilerinin, aydınlarımızın, entelijansiyanın bu olay karşısındaki tutumudur. Bir iki küçük örnek vermek istiyorum süremin darlığı nedeniyle: Mesela, CHP Parti Sözcüsü Mustafa Özyürek'in açıklaması: "Tabii, bu bir muhtıradır, hükûmetin bunun gereğini yerine getirmesi gerekir." CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen: "Genelkurmayın tespitleri bizim tespitlerimizden farklı değildir, altına imzamızı atarız." CHP Genel Sekreteri Önder Sav -daha sonra 367 kararı da verilecek biliyorsunuz- "Gözümüz aydın, Türkiye'nin gözü aydın olsun." Nur Serter: "Genelkurmay Başkanına 'memur' diyen bir zihniyete karşı Türk Silahlı Kuvvetlerinin önünde saygıyla eğiliyoruz." Bazı gazeteciler, örneğin Tufan Türenç: "Tabii ki bu bir muhtıradır. Bu muhtıranın özü AKP'nin çıkardığı Cumhurbaşkanı adayına karşı Türk Silahlı Kuvvetlerinin karşı olduğunu açıklamasıdır." Yılmaz Özdil...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Bunu da bitireyim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Bitirin Sayın Çakır.

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Peki.

"Hâlâ deniyor ki bundan sonraki adım ne olur? Bundan sonraki adım, tank olur... Gücüm var diye dayatırsan gücü olan sana dayatır."

Tablo çok açık, kuşkusuz bunu savunan aydınlar, yazarlar, köşe yazarları da vardı ama tutum çok açık.

Diliyor ve inanıyoruz ki bir daha ülkemizde 27 Nisanlar yaşanmasın.

Teşekkür ederim.