GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:86
Tarih:05.05.2016

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Sayın Başkan, çok kıymetli milletvekilleri; öncelikle, sorulara teker teker cevap vermek istiyorum.

"Bu kanun tasarısını hangi sendikalar destekledi?" diye bir soru geldi. Şimdi, bunu burada birkaç kez ifade ettim. Onlarca defayı aşkın karşılıklı görüşmeler ortaya koyduk, bizim üçlü diyalog dediğimiz mekanizmayı defalarca işlettik. En son, geçen hafta tekrar işçi, işveren ve Hükûmet olmak üzere karşılıklı bunu tartışmak üzere bir araya geldik ve yine, birçok madde üzerinde... Alt komisyondaki arkadaşlarımız çok iyi bileceklerdir, Komisyondaki arkadaşlarımız çok iyi bileceklerdir, şunu çok net bir şekilde ifade etmek istiyorum: Bu yasa tasarısıyla ilgili, alt komisyona geldiği zaman, Komisyona geldiğinde de bütün düzenlemeler, çok açıktır ki işçi lehine yapılmış düzenlemelerdir. Tüm kısıtlamalar, özellikle bir istismarı engellemeye yönelik yapılmış kısıtlamalardır ve bunlar, tamamen sendikalarımızın talepleri üzerine olmuştur. Dün açık söyledim, bazen burada bazı sözcü arkadaşlarımız söylüyorlar...

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Hangi sendikalar Sayın Bakan?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Müsaade ederseniz anlatacağım. Ben sabırla dinliyorum.

Bir: Sendikalarımızın kendi talepleri var, hepsi burada yani DİSK'in, TÜRK-İŞ'in, HAK-İŞ'in ama işveren sendikası olan TİSK'in talepleri de var. Biz hepsini gözetmek zorundayız, siz de gözetmek zorundasınız çünkü istihdamı artırmaya yönelik anlayışın ve unsurların kendileri bunlar. Burada biz DİSK'in talep...

DİSK kategorik olarak burayı reddetti zaten, bu tartışmaların içerisinde oldu ama kategorik reddetti. Yani "Biz bu yasa tasarısını kabul etmiyoruz." dediler ve hatta bir ara bir araya gelmeye çalıştılar, yaklaşık 5-6 maddede uzlaştılar, bu konuda 3 maddeyi bize önermeyi kendi aralarında kararlaştırdılar, sonra DİSK bundan vazgeçti.

Şimdi, bunların hiçbiri karanlıkta olan işler değil ve biz bunları Komisyondaki milletvekillerimizle de teker teker tartıştık. Bunu bilmek sizin hakkınız. Ama inanınız ki buraya gelene kadar bu konuda bir istismarın ortadan kalkması... Ben şundan endişe ederim, ben bakarım... Yani burada bu sözü söylemek kolay, Sayın Çam diyor ki: "Süleyman Soylu, sen tarihe kara bir şey olarak geçeceksin, 5 Mayıs tarihi de böyle..." Bunun böyle olacağına inansam şu yasa tasarısı için şurada oturan namerttir. Çok açık söylüyorum, şurada oturmam. Hiç böyle bir şey söz konusu değil.

MUSA ÇAM (İzmir) - Tarih gösterecek.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Sevgili Çam, ben de iş dünyasından geliyorum; çalıştığım, emekçi olduğum dönemler de oldu. Bunu çok açık söylüyorum. Burada karşılıklı bir müzakereyi birlikte götürdük. Evet, TÜRK-İŞ'in taleplerinin yüzde 60'ını, 70'ini, 75'ini karşılamışızdır ama hepsini karşılamak durumunda değiliz. HAK-İŞ'in taleplerinin yüzde 80'ini karşıladık; hepsini karşılamak zorunda değiliz, karşılayamıyoruz zaten.

Bir taraftan da işverenler var. Hani önerge veriyoruz ya sürekli biz, son yaptığımız değişikliklerle de işverenlerle hiçbir mutabakat yapmadık. Yani onlar inanıyorum ki... Neredeyse kuşa çevirdik bunu. Ama bunu niçin yapıyoruz, buna bir adım atıyoruz. Buna adım atarken de bir istismar olmasın. Yani bunu izleyeceğiz, bunu izlemek zorundayız ama bu istismarı da bir şekilde engelleyeceğiz. Burada hepimizin ailesi emekçilikten geliyor, böyle bir hakkı ortaya koyabilir miyiz?

Birtakım arkadaşlarımızın bu yasa tasarısını hiç okumadıklarını, hiç ilgileri olmadığını da maalesef maddi hatalarla dolu konuşmalarıyla beraber burada üzülerek görüyorum. Yani maddi hata olmasa bir şey söylemeyeceğim, net maddi hatalar var ve yasayla ilgisi olmadan, bir gram sayfası açılmadan konuşuluyor.

Evet, Sayın Abdullah Gül'ün veto ettiği yasa ile bunun arasında hiçbir ilişki söz konusu değildir. Orada ucu açık birtakım tanımlamalar söz konusuydu, biz bu ucu açık tanımlamaların tamamının -arkadaşlarımız bileceklerdir- nasıl olabileceğini hep birlikte kararlaştırarak ortaya koyduk, hiçbir ucu açıklık söz konusu değildir ve öyle kısıtlamalar, öyle müeyyideler getirdik ki burada hareket kabiliyeti söz konusu değildir.

Şunu söyleyeyim: "Kaç istihdam bürosu vardır. Kaçı geçici işçidir?" dendi. Sayın Tanal, şu anda geçici işçi istihdam bürolarında çalıştırılamaz, zaten bunu getirmemizin temel sebeplerinden bir tanesi bu imkânı sağlamaktır.

"Toplam eğitim giderleri nerelerdedir?" Özel istihdam bürolarının kendine ait bir mesleki eğitim yapma hassasiyeti söz konusu değildir ama eğer bir eğitim yapacaklarsa bunu kendileri karşılayacaklar, bizler karşılayacak değiliz ama dün söyledim, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili yapılacak eğitimler ve bildirimler ilgili işverenin yükümlülüğü ve sorumluluğu altındadır.

Yine, şunu söylemek istiyorum: "Taşeronlar işçilere kadro verme konusunda seçimde bir sözünüz vardı." dendi. Biz kamuda istihdam konusunda alt işverenlerde çalışanlar hususunda çalışmalarımızı tamamladık. Bir madde konusunda arkadaşlarımızla son müşavereleri yapıyoruz ama tamamen tamamladık. Çok yakın bir zamanda inşallah bunu Meclise getireceğiz ve kamudaki istihdamla bu arkadaşlarımızı buluşturacağız.

Şunu söylemek istiyorum, deniliyor ki: "İşte, Türkiye'de siz insanların güvenceli çalışmasını ortadan kaldırıyorsunuz." Bunun iddia edilmesinin de bir maddi hata olduğunu yine ifade etmek istiyorum. Eğer böyle olsaydı biz yüzde 52'den yüzde 31,8'e -ki biraz önce "Yüzde 40." dediniz- kayıt dışı istihdamı düşürmezdik.

Yine, ifade etmek istiyorum: Hepimizin imtina ettiği alt işverenlerin çalışması konusunda 5552'yle birlikte bir başka hadise gerçekleşti. Biz niye kıdem tazminatından kaçalım? Biz kıdem tazminatını alt işverenlerde çalışanlarda kendi üzerimize aldık, kendi yükümlülüğümüz olarak aldık, aylık izinlerini kendi yükümlülüğümüz olarak aldık; yetmedi, onların kendi çalıştıkları yerlerde yaptıkları toplu sözleşme farklarını devlet olarak, Hükûmet olarak biz önerdik ve biz üzerimize aldık. Biz geldiğimizden beri iktidarımızda çalışanlarımızın hayat standartlarını yükseltmek ve daha iyi çalışabilmelerini teşvik edebilmek için elimizden gelen bütün gayreti ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu açıktır, nettir. Söylediklerimin bir tanesine "Şu yanlıştır." denilemez, çünkü bunlar yapılan işler.

Yine ifade etmek istiyorum ki özellikle Karayollarında çalışanlarla ilgili şunu söyleyeceğim: Karayollarında yaklaşık şu ana kadar en son 3.500 kişiyi kadroya aldık ve 9.915 işçi Karayollarında kadroya alınmıştır. Bugün eğer yine alt işverenlerde çalışanlar varsa onlar da yeni, özel statüde çalışanlar olarak nitelendirileceklerdir ve onlar da kamuda istihdam edileceklerdir.

Yine, Yeni Çeltek'le ilgili bir soru geldi. Biliyorsunuz orada bir eylem vardı, o eyleme...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

...Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Albayrak'la birlikte müdahale ettik. O gece sayın müsteşarımız oraya gitti ve ilgili sendika başkanımızla birlikte, o eylem sona erdi. Ve onun hemen yanında bir saha var, saha hazırlanıyor yani bugün yarın, çok kısa bir zaman dilimi içerisinde. Ben de kendileriyle defalarca görüştüm. Çünkü, onlar da emekçiler, yerin altındalar; orada bir problem vardı, bir iş sağlığı ve güvenliği problemi vardı. Orayı da iyileştirmeye çalışacağız ama yeni sahada da bu arkadaşlarımız çalışacaklar. Böyle bir mutabakatımız söz konusudur.

Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili daha önce değerlendirmelerimi yapmıştım ama bu konuda hem aktüeryal hesabımız hem de gelir gider hesabımız açısından bizim yaklaşık on yıldır "birinci faz reform" olarak nitelendirdiğimiz reformu devam ettirmek zorundayız. Ben de emeklilikte yaşa takılanım, bunu burada bir defa daha söylemiştim ama ne olursunuz yani dünyanın her noktasında, gelişen ve gelişmekte olan bütün ülkelerin dikkat ettiği bir husustur bu reform. Biz bu reforma sadık kalmak durumundayız.

Toplum Yararına Çalışma Programı'nı zannediyorum 234 bin kişiyle toplam olarak bitirdik 2015 yılında. Şu anda 190 binle devam ediyoruz. Ama arkadaşlarımızın sorduğu şu sorunun haklı bir tarafı var: "Niye bu insanlar çıkıyorlar?" Çünkü, bu çalışma biçimi sürekli bir çalışma biçimi değil; bu, üç aylık, altı aylık ve dokuz aylık bir çalışma biçimidir. Ve üç aylık, altı aylık ve dokuz aylık çalışma biçiminde bunun ardışık olarak çalıştırılamama zamanları var, herkes buna uyuyor. Bu şudur: Bu, bir istihdam metodu değildir; bu, iş gücü kapasitemizi artırmaya yönelik bir modeldir. Ve kadınlarımızı özellikle, 35 yaş üzerindekileri ve engellileri çalışma hayatına alıştırmak, yeni bir kanal açmak, istihdam etmek üzere bir Hükûmet politikasıdır, bir devlet politikasıdır ve biz bunun faydasını görüyoruz, biz iş gücü kapasitemizi artırmak zorundayız.

Yine bunun yanı sıra -tek tek cevap vermeye çalışıyorum- özellikle Demirtaş'ın sorduğu bir soru var Zonguldak'la alakalı. Enerji Bakanımız -Enerji Bakanlığı politikamız, Hükûmet politikamız- özellikle artık kendi madenlerimizde, kendi kömür işletmelerimizde daha fazla aktive olmamızı isteyen ve ortaya koyan bir süreci yönetmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son cümleleriniz Sayın Bakan, lütfen.

Mikrofonunuzu açıyorum.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Peki, çok teşekkür ediyorum.

Bunu yönetmektedir ve inanıyorum ki önümüzdeki günlerde bu istihdam artışı söz konusu olacaktır çünkü politikamız bu çerçeve içerisindedir.

BAĞ-KUR esnafıyla ilgili söylenen bir söz var. Evet, biz 4/A'lılarda özellikle işveren nezdinde 100 liralık bir indirim yaptık. BAĞ-KUR'da, çok doğal olarak asgari ücret üzerinden BAĞ-KUR primi arttığı için yaklaşık 439 liradan 568 liraya gelecekti. Eğer yüzde 30 asgari ücret artmasaydı toplam miktar 487 lira olacaktı yani yaklaşık 80 liralık artı BAĞ-KUR'lulara, BAĞ-KUR primi ödeyenlere bir fazlalık söz konusu. Biz bunun bilinci içerisindeyiz. Sayın Başbakanımız da bu konuda özellikle Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliğini ziyaret ettiğinde bu değerlendirmeyi ortaya koydu. Çalışma yapıyoruz.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Hangi Başbakan?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Efendim, lütfen ya... Yani, lütfen, ne olursunuz ya...

BAŞKAN - Lütfen tamamlayınız Sayın Bakan, devam ediniz efendim.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bu konuda çalışma yapıyoruz. İki türlü önerimiz var: Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği "Bize de 100 lira indirin." diyorlar. Biz de onlara diyoruz ki; şu noktadayız, şu müzakeremiz var: Aynen 4/A'lılarda da yapmış olduğumuz yüzde 5'lik bir teşvik var, bunun üzerinde çalışıyoruz; bu aktüeryal hesabımıza ne katkı yapabilir yani zamanında ödeyene yüzde 5 indirim yapalım ve bunu sürekli hâle getirebilelim. Onların teklifi "100 lira yapın, bu sene yapın." Biz bir sistem değişikliğine gitmek istiyoruz çünkü takdir edersiniz ki, BAĞ-KUR'da ödeme oranları biraz düşüktür.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Diğer sorular var. Diğer sorularla ilgili de inşallah başka zaman.

Çok teşekkür ederim.