| Konu: | İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 05.05.2016 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekillerimiz; 6 Mayıs bugün ve hep birlikte yeni bir şafağa, yeni bir sabaha merhaba diyeceğiz.
Öncelikle, şunu ifade etmek istiyorum: Ben cumhuriyetin 2 temel esas üzerine kurulduğuna inananlardanım. Bunlardan bir tanesi istiklali-tammedir yani tam bağımsızlık, diğeri ise "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." lafzıdır.
Bugün 4857 sayılı İş Kanunu ve 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu'yla 170 sıra sayılı bu Kanun Tasarısı hakkında ortaya koyduğumuz irade Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." lafzının bir ispatı, rüştüdür. Bu yasa tasarısının ilk çalışılmaya başlandığı ocak ayından itibaren vicdanım müsterih. Ki hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bugüne kadar oluşturduğu bütün müktesebat aynı zamanda bir taraftan özellikle bu Bakanlığın en önemli işlevlerinden biri olan sosyal diyalog mekanizmalarını sonuna kadar zorlayan, sonuna kadar çalıştıran bir anlayışın karşılığında başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bu müktesebatını oluşturan değerli çalışanlarına, aynı zamanda güçlü diyalog mekanizmasında tüm işçi sendikalarımıza, tüm işveren sendikalarımıza ve yine, bu tasarı Meclise sevk edildiği andan itibaren başta ortaya koymuş olduğu yönetim tarzıyla Komisyonunun çok verimli çalışmasını sağlayan çok değerli Komisyon Başkanımıza ve Komisyonumuzun tüm üyelerine, aynı zamanda hem iktidar partisi üyelerine hem de muhalefet partisi üyelerine -çünkü her birinin ayrı ayrı ve önemli katkıları oldu- Komisyondaki sivil toplum örgütlerine ve tüm sendikalara ve yine bu tasarı hem Komisyonumuza geldikten sonra hem de Mecliste yaklaşık iki günden beri tüm iyi niyetleriyle beraber çalışma hayatının hem regülasyonun oluşması hem yatırım ortamının iyileşmesi hem kayıt dışının kayıt içine alınması hem istihdam alanının genişlemesi hem iş gücü kapasitesinin artması için büyük bir gayret ortaya koyan Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok saygıdeğer üyelerine ve bu saate kadar büyük sabrıyla ve iyi yönetimiyle bunu gerçekleştiren çok değerli Meclis Başkan Vekilimize, ayrı ayrı Meclis çalışanlarımıza teşekkür etmek istiyorum.
Şunu söylemek isterim: Sorumluluğumuz Meclisimizedir, sorumluluğumuz aziz milletimizedir ve biraz önce grup başkan vekilimiz bahsetti, muhakkak ki her kanun mükemmeliyet arz etmez ama özellikle bu kanun tasarısında bir regülasyon oluşturmak için işçilerimiz, işverenlerimiz, siyasi partilerimizle hep beraber gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Bu açıdan teşekkür ettiğimi bir kere daha burada ifade etmek istiyorum.
Bir cümle söylemek istiyorum: Sayın Balbay'ın ortaya koymuş olduğu değerlendirme üzerine, hem Mecliste kayıtlara geçsin diye hem de ben vicdani sorumluluğumu bir kez daha ifade etmek için söylüyorum, Deniz Gezmiş ve Adnan Menderes üçlemesi ne kadar tarihin kendi behrinde değerlendirilebilir bilmem ama şuna adım gibi inanırım ve söylerim ki, dün söylediğimi bugün de söylerim ki İngiliz arşivlerinde rahmetli Adnan Menderes'in idamının gerisinde olan gücün CIA olduğunu bütün dünya bilmektedir.
Onun için bugün de Türkiye aynı problemlerle karşı karşıyadır ve hepimiz bu memleketin evlatlarıyız ve hepimiz bu ülkede bu ülkenin yarınına, gücüne ve bizden sonraki gelecek nesillerin özgürlüğüne ve bağımsızlığına karşı sorumluyuz. Dün nelerle karşı karşıya kalmışsak bugün de aynı durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Hepimiz insanız, beşeriz, şaşarız. Eksikten münezzeh Cenab-ı Allah'tır. Hepimizin eksiği var ama hep birlikte, dün bu ülkenin başına ne gelmişse bize milletin verdiği sorumluluk bu ülkenin başına yarın bunun gelmemesini temin etmektir. Onun için, hepimiz sağduyumuzla, iyi niyetimizle... Bu kanunlarda eksiklik olursa yarın bunlar değişir ama bir şeyde eksiklik değişmez... Travmalardan çok yorulduk ve bıktık artık. Yarına, ülkemizin aydınlık geleceğine ve güzel Türkiye'mize şu Mecliste inanıyorum ki önümüzdeki günlerde çok önemli süreçler elde edeceğiz.
Bir cümle de şunu söylemek isterim: Özellikle AK PARTİ Grubuna müteşekkirliğimi ifade etmek istiyorum, elbette ki bütün gruplara, bütün milletvekillerimize, bütün muhalefet partilerine. Ama bugün bizim Genel Başkanımız bir olağanüstü kongre kararı aldı. Bir siyasi parti düşünün ki Genel Başkan... Sayın Ahmet Davutoğlu dün Genel Başkanımızdı ve Başbakanımızdı, bugün Genel Başkanımız ve Başbakanımızdır, bıraktığı andan itibaren de bu partinin siyasi tarihinin sonuna kadar bizim Genel Başkanımız ve Başbakanımızdır. Saygımız, kendisine muhabbetimiz ve sadakatimiz hep aynı noktada olacaktır ama bugün bu parti ve bu grup bir şeyi daha ispat etmiştir, hem bugünkü Genel Başkanına olan sadakatini ve bağlılığını bir kez daha ifade etmiştir hem de parti ruhunun, siyaset anlayışının ve milletin verdiği sorumluluğun ne demek olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
Hepinize çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)