| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 11.05.2016 |
ZEKİ AYGÜN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. HDP grup önerisi aleyhine söz almış bulunuyorum.
Sokağa çıkma ve hak ihlallerinden bahsedenler terör örgütünün arkasına sığınmaktadır. Sizin amacınız siyaset yapmak değil; doğu ve güneydoğuda ancak baskı ve yıldırmayla kendinize zemin bulmaya çalışıyorsunuz. 7 Haziran seçimlerinden sonra terör örgütünün yapmış olduğu hak ihlallerini nereye koyacaksınız?
Terörün ve savunucularının karnesinin, zamanı iyi kullanma adına, bazılarından bahsetmek istiyorum: 20 Temmuz 2015, Kobani'yi yeniden inşa etme çağrısıyla Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde toplanan 300 kişilik gruba canlı bomba saldırısı oldu, 32 kişi şehit oldu, 103 kişi yaralandı. 22 Temmuz 2015, Şanlıurfa'nın Ceylânpınar ilçesinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ile Okan Acar kaldıkları evde şehit edildi. 27 Temmuz 2015, Muş, Malazgirt ilçesi Jandarma Başkomutanı Binbaşı Arslan Kulaksız eşi ve kızlarıyla birlikte aracın içerisinde uğradığı saldırıda şehit edildi. 28 Temmuz 2015, Şemdinli'de görevli Uzman Çavuş Ziya Sarpkaya banka sırasında başından vurularak öldürüldü. 30 Temmuz 2015, Şırnak'ta teröristler askere ateş açtı, 1 subay, 3 asker şehit; Diyarbakır'da saldırıda 1 polis, 1 vatandaş hayatını kaybetti.
Evet, bunları çok sıralayabiliriz. Yani, karneniz, şurada bir yıl içerisinde 3-5 sayfa ve bunları savunuyorsunuz. 19 Ağustos 2015, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yola döşenen mayının patlaması sonucu uzman çavuşlar Hakan Aktürk, Barış Akın, Ferdi Gerekli ve erler Bahadır Aydın, Halil Barkın, Emre Kaan Arlı, Recep Beycur ve Ömer Erüstün şehit edildi. 22 Ağustos 2015, Şırnak'ta düzenlenen PKK saldırısında Yüzbaşı Ali Alkan şehit oldu, Diyarbakır'da düzenlenen hain saldırıda ise Onbaşı Mehmet Kaya şehit edildi. 17 Şubat 2016, başkent Ankara'da Kızılay Meydanı'nda bomba yüklü araç patlatıldı, 28 sivil vatandaşımız vefat etti.
Evet, terörün başladığından bugüne kadar son bir yılda doğu ve güneydoğuda terörden dolayı kapanan iş yeri sayısı TESK ve TOBB'un verilerine göre 12 bin civarındadır.
Bakın, dört yıldan beri Hakkâri'de koordinatörlük yapıyorum, altı aydan beri de Van'da yapıyorum. Size sahadan birkaç tane daha örnek vereceğim: Hakkâri'nin Şemdinli ilçesinin Tütünlü köyünde AK PARTİ'ye oy verildi diye hayvanlarını otlak ve meralara götürmesi PKK tarafından tehdit edilerek gönderilmemiştir. Derecik beldesinin ulaşım kaynağı olan Yaylapınar köyü köprüsünün patlayıcılarla havaya uçurulması. Şemdinli Kayalar köyünde kızlarını Kur'an kursuna gönderen ailelere çocuklarını geri getirmesi için baskı yapılması. Derecik Belediye Başkanına ölüm tehdidi, Derecik Belediyesinde AK PARTİ'ye oy verdi diye oğlu kaçırılan vatandaşın HDP'ye açık açık oy verdikten sonra oğlunun geri getirilmesi. Şemdinli İlçe Başkanımızın arabasının bombalanması. Yüksekova ilçesinde bazı HDP'li esnafların iş yerlerine şöyle yazı yazıyorlar: "Derecik nüfusuna kayıtlı vatandaşlar bu iş yerine giremez." Bunu niye yapıyorlar? Çünkü, Derecik halkı 2014 yerel seçimlerinde yüzde 83'le Derecik Belediyesini AK PARTİ'ye verdiği için. Yıllardan beri açılmayan Derecik ve Üzümlü gümrük kapılarında görev yapan 12 tane memurun kaçırılması. Tüm bu olaylar karşısında devletin güvenlik güçlerinin kamu düzenini tesis etmek adına yaptığı uygulamanın üzerinden mağduriyet politikası oluşturmaya çalışıyorsunuz. Yıllardan beri hak arama adına kandırdığınız doğu halkı sizin bu iki yüzlü politikanıza prim vermiyor. Halk şunu söylüyor: "PKK bitene kadar operasyonlar devam etsin." diyor.
Korku ve baskıyla yüzde 80 oy aldığınız Sur, Cizre, Yüksekova insanı terörün arkasında yer almamıştır. Bakın, miting yaptınız, 500 kişi gelmedi; cuma namazına davet ettiniz, insanlar itibar etmedi. Bunların hepsi yaşanmış hadiseler. Şimdi, siz kalkıp bu kadar, kamu düzenini sağlamak için oluşan bu hadiseler karşısında oluşan bu durumun üzerinden mağduriyet politikası üretiyorsunuz. Bu gerçekten yakışmıyor. Halk size şu primi verdi; bakın, 7 Haziranda şunu söyledi, bu 1 Kasımda size oy veren insanın söylediği laf: "Biz bunları dağdan indirelim, demokratik zeminde siyaset yapsınlar dedik, 80 milletvekiliyle bunları Meclise soktuk ama bunlar demokrasiye sarılacağına terörün arkasına sarıldılar." Yüksekdağ'ın ifadesidir bu ve bu şekilde "1 Kasımda bunlara oy yok." diyen bir kesim vardır. Bunun da karşılığı, 7 Haziran ile 1 Kasımı karşılaştırırsanız, 7 Haziranda yüzde 13,5 oy aldınız, 1 Kasımda 10,8 aldınız. Yani, bu söylenenin karşılığı var. Onun için, siz ne kadar mağduriyet politikası yaparsanız yapın bu millet sizin gerçek yüzünüzü gördü. Onun için, insanlar artık sizden bıktı. Bırakın bu milleti de bu küresel güçlerin Suriye üzerinde oynadığı oyunu ve bunu Türkiye üzerinden yansıtmak için kullandığı taşeronların savunuculuğunu gelip burada yapmayın. Yazık günah, bu millete yazık günah! Millet huzur istiyor, millet kalkınma istiyor. Bakın, kırk yıldan beri "Millete bu bölgede hizmet yapılmıyor, yol yapılmıyor, köprü yapılmıyor, hastane yapılmıyor." diye politika yaptınız ama biz on beş yıldan beri bunları yaparken onların iş makinelerini yakanların bugün sözcülüğünü yapıyorsunuz. Devlet, burada, bugüne kadar kudret elini gösterdi, şimdi şefkat elini uzattı. Siz, bu lafa da belki cevap vereceksiniz ama "şefkat eli" işte bu çözüm süreciydi ama çözüm sürecinde ne yaptınız? Yine, hakkını aradığınız insanlara zulmettiniz. AK PARTİ'ye oy verdi diye haraca bağladınız, vermedi, evini yaktınız, arabasını yaktınız. Efendim, iş adamından haraç istediniz, vermeyince, sözde mahkemeler kurdunuz, orada onları tehdit ettiniz ve bu konuda maalesef, halk sizin bu yönden de ikiyüzlülüğünüzü gördü.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) - İyi ezberlemişsin!
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Şimdi, çıkıp, burada mağduriyet politikası yapıyorsunuz. Terörün başladığı zaman, "öz yönetim, özerklik" diyorsunuz, baktınız ki bu olmuyor, şimdi, onu bırakıp mağduriyet politikalarını neyle yapıyorsunuz? "Sur'da tarihi yok ediyorsunuz." "Efendim, çocuklar Cizre'de ölüyor." "Efendim, şurada şu oluyor, bu oluyor..." Bunlardan bahsediyorsunuz.
FERHAT ENCU (Şırnak) - Yalan mı?
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Millet artık sizin gerçek yüzünüzü gördü. Hiç boşuna çırpınmayın. Bu millet, bin yıllık tarihiyle bu kardeşlik ruhunu tekrar tesis etmek istiyor, siz tesis edilen bu ruhu bozamayacaksınız, bozduramayacaksınız çünkü bölgede iki şey üzerinden toplumlar bölünmeye çalışılıyor: Bizi kırk yıldan beri etnik milliyetçilik üzerinden bölmek isteyen küresel güçlerin oyunları, bugün Orta Doğu'yu Şii ve Sünni olarak bölmeye çalışıyor yani dinsel milliyetçilik üzerinden bölmeye çalışıyor. Siz, hâlâ bu oyunların bir piyonu hâline gelmiş PKK'nın, onun yan kuruluşlarının burada gelip sözcülüğünü yapıyorsunuz. Yapmayın bunu. Evet, biz, bu gerçekleri bölgede de anlatıyoruz, burada da anlatıyoruz, her yerde anlatıyoruz. Bu millet, sizin gerçek yüzünüzü görmüştür.
Bu konuda anlatacak çok şeyler var ancak sizden ricamız, şunu hiç söylemeyin: Kamu düzenini tesis etmek için güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonları bir savaş gibi burada ilan etmeyin. Vatandaş bunu yemiyor. Savaş değil bu; savaş, iki devlet arasında olur. Terör karşısında yapılan müdahaleyse, bu terörün ortadan kaldırılması ve kamu düzeninin düzeltilmesi adına yapılan operasyonlardır. Siz, bu olaylara sebep olan terör örgütünün yaptıklarını hiçe sayacaksınız, bunları görmeyeceksiniz, sonuçta da gelip bunun üzerine konuşacaksınız yani bu kadar da aymazlık olmaz. Hiç bugüne kadar terör örgütünden bahsedip burada "Ya, bunları yapanlar bunlardır, biz bunları durdurmak için demokratik yönden bunları durduracağız, yapacağız, edeceğiz." dediniz mi?
Bakın, Yüksekova'da operasyon yapılacaktı, geldiniz, orada olayı çözmek istediniz. Gittiniz, görüştünüz terör örgütleriyle, çözebildiniz mi? Dinlemediler. Çünkü onlar, size bağlı değil, siz, onlara bağlısınız. Onlar, size ne diyorsa onu yapıyorsunuz. Onun için, sizin yapacağınız iş, gerçekten şu milletin yüzünün gülmesini istiyorsanız, demokratik yönden siyaset yapmak istiyorsanız, bir kere, oradan kendinizi kurtarın.
Ha, biz, fiziksel temizliği yapıyoruz, devlet o bölgede fiziksel temizliği yapıyor, zihinsel temizliği de yapıyoruz, ekonomik kalkınmayı da yapacağız, bakalım o zaman ne yapacaksınız? Ama ekonomik kalkınmayı yaparken tabii, oraya gitmemesi için de yine terör örgütünü göreve çağıracaksınız. Nasıl ki köprüleri patlattığınız gibi, yolları bombaladığınız gibi, bu hadiseleri yaptığınız gibi onları da yapacaksınız.
LEZGİN BOTAN (Van) - Ayakkabı kutularıyla...
ZEKİ AYGÜN (Devamla) - Ama gelip burada da mağduriyet politikası üreteceksiniz, ki artık millet sizin gerçek yüzünüzü gördü. Ben fazla da uzatmak istemiyorum.
Bu duygularla hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)