GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:89
Tarih:12.05.2016

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisi üzerine aleyhte söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İmparatorluklar döneminde devletler, imparatorluklar üç unsurla ayakta duruyorlardı; büyük ordularla ve büyük ekonomilerle. Ardından imparatorluklar yıkıldı. İmparatorlukların yıkılmasının sebebi, bir noktada Ümit Burnu'nun bulunması, bir noktada da Amerika'nın keşfiydi ve ardından ulus devletler inşa edildi. Ulus devletlerin inşasında da, ulus devletleri yaşatan da 3 unsur vardı:

1) Büyük ekonomiler.

2) Büyük ordular, demokrasiye ram olmuş ordular.

3) Büyük demokrasi.

Bunları yerine getiren devletler ayakta kalıyorlar ve İbni Haldun'un ifadesiyle devletlerin hayatı da insanların hayatına benziyor; doğuyorlar, büyüyorlar, daha sonra da çöküş dönemini yaşayıp tarihte yerlerini alıyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulalı doksan iki sene oldu. Doksan iki yıldır Türkiye'ye birçok iktidar geldi ve bu iktidarlar Türkiye'yi eğitim alanında, kalkınma alanında, özgürlükler alanında, insan hak ve özgürlükleri, fikir hürriyeti, teşebbüs hürriyeti ve inanç hürriyeti alanında geliştirmeye gayret sarf ettiler. Her iktidar, her hükûmet Türkiye'ye katkıda bulundu. Türkiye'ye katkıda bulunabilmek için 2 unsuru ihmal etmememiz gerekiyordu:

1)

Eğitim.

2)

Kalkınma.

Kalkınmada neye ihtiyacımız vardı? Kalkınmada madenlerimizin işlenmesine ve aynı zamanda petrolümüz ve doğal gazımız olmadığına göre de elektriği üretmeye ihtiyacımız vardı. Elektrik neyle üretiliyordu? Elektrik;

1)

Rüzgâr enerjisiyle,

2)

Jeotermalle,

3)

Termik santrallerle,

4)

Nükleer santrallerle,

5)

Rüzgâr enerjisiyle üretiliyordu.

Bunları yapabilen bir Türkiye bir noktada egemen güçlere meydan okuyacaktı. Egemen güçler şöyle istiyorlardı: "Türkiye pazar, biz ortak olalım." diyorlardı. Hemen hemen her iktidar, kalkınma hamlelerinde Türkiye'yi Batı'ya ortak yapabilmek için gayret sarf etti. Bunlardan bir tanesi de Menderes'ti. Büyük kalkınma hamleleri yaptı ve ardından daha önce Çine Çayı'nın kenarına gidip "Taşkınlara karşı buraya bir baraj yapayım, bir yandan sulamayı yapayım, bir diğer yandan elektrik üreteyim." dedi ama ömrü vefa etmedi, bir gece yarısı darbe yaptılar kendisine ve darbe yaptıkları zaman da artık çaresizdi şöyle söylüyordu: "Bir çıksam buradan, Çine Çayı'nın kenarına gitsem, orada derin ve deliksiz bir uykuya dalsam, bir daha da siyaset yapmasam." diyordu.

Anadolu çocuklarını egemen güçler korkuttular, kalkınma hamlemizden dolayı da bizi ürkek hâle getirmek istediler, millet iradesinin üzerine de ipotek koymak istediler ama bunlara, her zaman için millet iradesi meydan okumaya devam etti.

Değerli milletvekilleri, şimdi Türkiye çok ciddi şekilde madenlerini işliyor. Rüzgâr enerjisinden elektriğini üretiyor; jeotermalden, termik santrallerden nükleer santrallere kadar her alanda petrole bağımlı olmamak ve aynı zamanda doğal gaza bağımlı olmamak için çalışmalar yapıyor.

Manisa da bu önemli şehirlerden bir tanesi. Rüzgârımız var; Akhisar'da, Bekirler'de, Gördes'te, Kırkağaç'ta rüzgâr enerjisiyle yaklaşık 200 megavatlık elektrik üretiyoruz. Jeotermalimiz var Alaşehir'de ve burada 600 megavata yakın elektrik üretmeye başladık. Türkiye'nin en sıcak suyunu 282 dereceyle Alaşehir'de çıkartıyoruz ve buradan da elektrik üretiyoruz. Aynı zamanda kömürümüz var; Gördes'te, Akhisar'da ve Soma'da çok ciddi kömür rezervlerimiz var, bu rezervlerin işlenmesi gerekiyor.

Egemen güçler veya Batılı devletler veya Çin veya Rusya nasıl kömür çıkartıyorsa, nasıl elektrik üretiyorsa, nasıl nükleer santrallere sahip oluyorsa, nasıl rüzgâr enerjisine sahip oluyorsa biz de aynı şekilde sahip olmak mecburiyetindeyiz. Onlarla yarışmamızın başka bir çıkar yolu yoktur, mutlaka ve mutlaka bunları çıkartacağız ama bunları çıkartırken çevreye duyarlı olmak ve aynı zamanda toprağımıza, suyumuza, iklimimize, hayvanlarımıza, bitkilerimize duyarlı olmak da mecburiyetindeyiz. Bir yandan yerin altındakini çıkartmak, enerjiye dönüştürmek, bir diğer yandan da yerin üstünü korumak hepimizin görevi. Çünkü biz Müslüman bir toplumda yaşıyoruz, Müslümanız. Allah, Kur'an-ı Kerim'de "Arzı ve gökyüzünü sizlere emanet kıldım." buyuruyordu ve biz de buna riayet etmek mecburiyetindeyiz, bunu teknolojiyle yapacağız. Bu teknolojiye sahip olmak için ciddi eğitim seviyesine ulaşmamız gerekiyor, bunu yapmak mecburiyetindeyiz.

Şimdi, termik santrallerde enerji üretiyoruz, diyorlar ki: "Havayı kirletiyorsunuz." Diyoruz ki: "HES'ler yapalım." HES'lerle beraber "Kuşumuza zarar veriyorsunuz, toprağımıza zarar veriyorsunuz, iklimimize zarar veriyorsunuz." diyorlar. Avrupa hangi teknolojiyi kullanıyorsa biz de aynı teknolojiyi kullanıyoruz, başka bir teknoloji kullanmıyoruz.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Avrupa artık yapmıyor onları.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Onlar Amerikan teknolojisi kullanıyor da...

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Avrupa yapmıyor artık nükleer enerji santrali, termik santral.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - ...biz başka bir teknolojiyi, Macaristan'ın, Romanya'nın teknolojisini kullanmıyoruz. Türkiye'de kullanılanlar: Hemen hemen hem devletin yaptıklarında hem de özel sektörün yaptıklarında ya Amerika'nın ya Almanya'nın ya Japonya'nın, ileri ülkelerin kullanmış olduğu teknolojiyi kullanıyoruz. Eğer bu teknolojiyi kullanmayanlar varsa, eğer dünyada ikinci sınıf ülkelerin, üçüncü sınıf ülkelerin kullanmış olduğu teknolojiyi kullananlar varsa onlarla ilgili de çıkalım, gereğini önce AK PARTİ Grubu olarak, AK PARTİ'li bir milletvekili olarak ben yapayım; Cumhuriyet Halk Partisiyle, MHP'li milletvekilleriyle beraber yapalım.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yaşam odalarını reddettiniz, yaşam odalarını!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Bunu yapmak mecburiyetindeyiz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Kanun geçerken yaşam odalarını niçin reddettiniz?

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Rüzgâr enerjisini çıkartıyoruz, rüzgâr enerjisini. 244 yerde bu rüzgâr hep esti ve şimdi havadan para kazanıyorlar. Başka iktidarlar olmadı mı bu ülkede? Oldu. Neden onlar değerlendiremediler? Rüzgâr sürekli olarak akacak ama kimse oradan elektrik üretmeyi düşünmeyecek. İşte AK PARTİ iktidarları bu rüzgâr enerjisini değerlendirmek, 244 bölgeyi rüzgâr enerjisinin merkezi yapmak zorunda kaldı; mecburduk, yapmak zorundaydık. Ama, geçen dönem buradan bazı milletvekilleri bu kürsüde konuştular, bu sefer de dediler ki: "Kuşların göç yolunu engelliyor." Kuşların göç yolunu engelliyormuş. Nükleere karşısınız, termik santrale karşısınız, HES'lere karşısınız.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - İş cinayetine gelin, iş cinayetine!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Peki, rüzgâra niye karşısınız?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Soma'daki iş cinayetlerine gelin!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Bu sefer, rüzgârda da diyorlar ki: "Kuşların göç yolu." (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Soma'ya gel, Soma'ya!

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Soma, Soma!

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Soma'ya gel, Soma'ya!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Bakın, şimdi size bir şey söyleyeyim: Bu kuşlar Sibirya'ya gidiyorlar, yazın ve kışın yön değiştiriyorlar.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - 301 kişi öldü. Soma!

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Manisa'nın milletvekilisin, Soma'nın cinayetini sorsana!

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Soma'ya gel, Soma'ya!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Kışın Afrika'ya gidiyorlar, yazın da Sibirya'ya gidiyorlar ve giderken 3 bin kilometreyi kimseye sormuyorlar.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - İş cinayeti mi, fıtrat mı, onu söyle!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Ama, ben bu muhalefet milletvekillerinden birini Sibirya'ya götürüp koysam "Gel, Afrika'yı bul." desem, 100 kişiye sormadan bulamaz.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Soma'ya gel, Soma'ya, Soma'ya!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Biraz önce bir milletvekili arkadaşınız buradan konuşuyor, Soma'yla ilgili konuşuyor, "Şunları şunları yapalım." diyor.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - İş cinayetlerine gel!

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Felsefe yapıyorsun!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Onları yaptık.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Ne yaptık, ne?

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - İş güvenliği ve İş Yasası'nı burada beraber çıkardık hatırlarsanız eğer, birlikte çıkardık.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Nasıl çıkardık?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Beraber değil, bizi suçunuza ortak etmeyin!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Kanada'da, Amerika'da, bugün Almanya'da hangi iş güvenliği ve iş yasası varsa aynı yasa Türkiye'de var kardeşlerim, aynısı var. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Yaşam odalarını söylesene, yaşam odalarını söyle!

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yaşam odalarından bahset!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Bunu uygulayacak olan işverenlerdir, bunu uygulayacak olan sendikalardır, bunu uygulayacak olan işçilerdir, bunu uygulayacak olan mutlaka ve mutlaka müfettişler, bürokratlardır kardeşlerim.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Yaşam odalarına niye itiraz ettiniz?

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Soma'ya gelince Soma'yla ilgili çok ciddi çalışmalar yaptık.

LEVENT GÖK (Ankara) - Soma'ya bir dakika ayırdınız!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Geldim Soma'ya.

LEVENT GÖK (Ankara) - Bir dakika ayırdınız Selçuk Bey! Bir dakika ayırdın Soma'ya!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - AFAD'la ilgili bir yardım kampanyası düzenledik ve bu işçilerin tamamına, orada ölenlerin, 301 kardeşimizin ailelerine 154 bin lira para yardımı yaptık.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - AFAD'ı bırak da yaşam odalarını ne yaptınız?

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Maden şehitlerinin ailelerine ikişer konut vermek üzere bir yandan Doğuş Holding, bir diğer yandan Gaziantep Organize Sanayi olarak 301 ev yapmayı bitiriyoruz, ekim ve kasım aylarında açılışını yapacağız; muhalefet partisi milletvekillerini de davet ediyorum.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Vatandaşın yaptığını niye siz yapmışsınız gibi söylüyorsun? Onları vatandaşlar yaptı siz yapmadınız, onları vatandaşlar yaptı, sendikalar yaptı, siz yapmadınız.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - İstanbul'da bir CHP Belediyesi orada yardım yaptı, 30 daire yaptı, ben gittim oraya katıldım, sizleri de oraya davet ediyorum.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Başkasının yaptığını niye üstleniyorsunuz?

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Şehit madencilerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna olan her türlü borçları silindi, ölüm aylığı için gerekli olan beş yıl sigortalılık ve dokuz yıl prim ödeme şartı kaldırılarak ölüm aylığı ve emekli aylığı bağlandı.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Tazminatlarını alamadı işçiler.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Madencilerin anne babalarına aylık bağlanması için gereken muhtaçlık şartı kaldırılarak anne babalara aylık bağlandı. Madencilerin yakınlarından birisi, eş ve çocuklarından birisi, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi kamuda istihdam edildi.

Maden işçilerine ödenecek ücret, asgari ücretin 2 katı hâline getirildi. O zaman 2 kat 1.920 liraydı, şimdi asgari ücret 2.800 lira. Ve beraberce yaptık, CHP'li Manisa milletvekilleri ve MHP'li milletvekilleriyle beraber, birlikte imzaladık, grubumuzun oyu yetiyordu ama beraber yapalım bu işi dedik.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Yaşam odalarını niye yapmadınız?

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin emeklilik yaşı 55'ten 50'ye düşürüldü, yıpranma payıyla bu yaş 43'e indirildi.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Yaşam odalarından bahset.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Maden işçilerinin fiilen çalışmadıkları ücretli izin, yıllık izin, eğitim ve kurs, iş öncesi ve sonrası hazırlık süreleri ile resmî tatil günleri de fiilî hizmet süresi zammı kapsamına alındı. Günlük mesai 6 saate indirildi, haftalık 36 saatten fazla çalışma engellendi.

Şehit olan 301 madencimizin 630 yakınına ve o işletmenin sigortalısı, toplam 5.522 madencimize altı ay boyunca net ücretleri kadar İŞKUR üzerinden maaş verildi.

Faaliyetleri durdurulan Eynez, Atabacası, Işıklar maden işletmelerinde çalışan işçilerimizin tamamına üç ay boyunca işverenlerin ödemediği ücretler İŞKUR tarafından ödendi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Yaşam odalarından bahset, yaşam odalarından!

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, yer altında çalışan işçiler için yıllık ücretli izin süreleri 4 gün artırıldı ve bunların çalışma süreleri 14, 20, 26 gün yerine; 18, 24, 30 gün olarak uygulandı.

Yüzlerce düzenleme yaptık, birlikte yaptık, beraberce yaptık ve yedi ay boyunca da Soma ve maden kazalarını araştırma komisyonu üyeleri olarak Manisa'nın milletvekilleri, hem CHP'nin, MHP'nin hem de AK PARTİ'nin milletvekilleri yedi ay beraberce çalıştık, birlikte düzenlemeler yapılmak istedik, hemen hemen tamamını yaptık ve bunlar da hayata geçiriliyor.

O nedenle, bu grup önerisinin bugün gündeme alınmaması noktasında düşüncelerimizi arz ediyorum. Saygılar sunuyorum.

Madencilerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bir daha da iş kazası olmamasını temenni ediyor, sağ olun diyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)